Beyin Tarama Teknolojileri İnsanların Düşüncelerini Okuyabiliyor! | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Beyin Tarama Teknolojileri İnsanların Düşüncelerini Okuyabiliyor!


1686341827706.png

Bilim insanları, güçlü bir hesaplamalı dil modeli ve harici beyin taramaları sayesinde insanların duydukları, düşündükleri veya izledikleri hikayelerin bağlamını okuyabiliyorlar. Bu "düşünce okuma" yeteneği, 1 Mayıs'ta Nature Neuroscience'ta duyurulmasına rağmen, kullanılabilecek hale gelmesi için daha çok çalışma gerekiyor. Ancak sonuç, iletişim kurması zor olan veya konuşamayan insanlara yardımcı olmak üzere cihazlar üretilmesine olanak sağlayabilir. Bununla birlikte, araştırma aynı zamanda istenmeyen sinirsel dinlemelerle ilgili etik endişeleri de artırıyor.

Yöntem​

California Üniversitesinden Sinir Mühendisi Gopala Anumanchipalli, araştırma sonuçları hakkında şöyle söylüyor:

Büyüleyici! Bu noktaya geldiğimizi görmek harika. Bunu gördüğüme çok sevindim.

Araştırmada kullanılan yeni sistem, son zamanlarda umut vaat eden implant cihazların aksine cerrahi müdahale gerektirmiyor. Ayrıca diğer yöntemlerden farklı olarak sınırlı kelime dizileri yerine sürekli kelime akışlarını okuyabiliyor.

Bu yeni çalışma için, üç kişi en az 16 saat boyunca bir MRI makinesinde gözlem altına alındı. Fonksiyonel MRI taramaları, beyindeki kan akışındaki değişiklikleri tespit etti. Bu değişiklikler, yavaş ve kusursuz şekilde ölçülemez olsa da beyin aktivitesini temsil etmek için yeterliydi.

Texas Üniversitesi'nden Alexander Huth ve Jerry Tang ile meslektaşları, bu sinirsel verilere dayanarak beyin aktivitesi sinyallerini belirli kelimelere ve fikirlere eşleştirmeyi başardılar. Bu yaklaşım, günümüzdeki yapay zekâ sohbet botlarının kullanılmasını sağlayan GPT gibi öncü bir dil modeline dayanıyordu.

Araştırmacılar; hikayelerdeki kelimelerle eşleşen beyin aktivitesi sinyallerinin neler olduğunu bulduktan sonra, bu sinyalleri kullanarak yeni kelimeleri ve fikirleri tahmin etme çalışmalarına başladılar. Süreç, aşamalı bir şekilde ilerledi. Bir dekoder, bir kelimeden sonra istatistiksel olarak hangi kelimelerin gelebileceğini hesapladı. Ardından beyin aktivitesi sinyallerini kullanarak bu kelimeler arasından birini seçti ve böylece kişinin beyninden geçen fikrin ana hatlarına ulaşıldı. Huth, bu konuda şunları söylüyor:

Kesinlikle her kelimeyi doğru bilemiyor. Aslında, kelime kelime bakarsak hata oranı oldukça yüksek, yüzde 92 ila 94 arasında. Ancak bu oranlar, fikirleri nasıl farklı kelimelerle ifade ettiğini açıklayamıyor, çünkü fikirleri anlayabiliyor. Örneğin, bir kişi 'Henüz ehliyetim yok' dediğinde, dekoder 'Henüz araba kullanmayı öğrenmeye bile başlamadı' şeklinde bir çıktı üretiyor.
Hızla ilerleyen beyin çözümleme alanı, zihinsel gizlilik konularında tartışmalara yol açabilir. Huth, yeni çalışmada bu konuya da değiniyor:

Bulguların rahatsız edici bulunabileceğini biliyoruz. İnsanları bir tarayıcıya koyup ne düşündüklerini okuyabilmek oldukça garip bir durum.
Ayrıca ekip, yeni yöntemin herkes için uygun olmadığının altını çiziyor. Her bir dekoder, kullanıldığı hasta için eğitiliyor ve ancak bu kişi için doğru sonuçlar verebiliyor. Dahası, bir kişinin fikirlerini tespit etmek için kişinin gönüllü olması gerekiyor. Yani kişi anlatılan hikâyeye dikkat etmiyorsa, dekoderin beyin sinyallerinden hikâyeyi tespit etmesi imkânsız. Katılımcılar; hikâyeyi görmezden gelerek hayvanlar hakkında düşünmek, matematik problemleri çözmek veya başka bir hikâyeye odaklanmak gibi eylemlerde bulunsalardı dinleme çabasını engelleyebilirdi. Anumanchipalli bu konuda şunları söylüyor:

Bu deneyler, gizliliği anlama amacıyla yapıldığı için memnunum. Bu konuda dikkatli olmalıyız, çünkü olan olduktan sonra geri dönüp araştırmaya ara vermek zor.
Araştırmanın sonuçlarına göre, beyin taramalarıyla düşüncelerin çözülmesi potansiyeli olsa da bu alanda daha fazla çalışmanın yapılması gerekiyor. Beyin çözümleme teknolojileri, konuşamayan veya kolayca iletişim kuramayan insanlara yardımcı olabilecek kusursuz cihazların geliştirilmesine yol açabilir. Örneğin, felçli bir kişinin düşüncelerini çözerek onun isteklerini anlamak ve iletişimini sağlamak mümkün olabilir.

Bunun yanı sıra bu teknoloji, nörolojik hastalıkların teşhis ve tedavisinde de önemli bir rol oynayabilir. Ancak, bu tür teknolojilerin kullanımıyla ilgili bazı etik endişeler ortaya çıkmaktadır. Özel düşüncelerin ve zihinsel aktivitelerin kaydedilmesi, insanların gizliliğini tehlikeye atabilir. Bu nedenle, bu alandaki araştırmaların gizlilik ve etiğe dair endişeleri dikkate alması önemlidir.
 
Üst Alt