Bazılarımızın bildiği, bazılarımızınsa hiç bilmediği üzere yolcu uçaklarında paraşüt yoktur. Gelin, ilk bakışta mantıksız bir kararmış gibi gözüken bu durumun nedenlerini inceleyelim.
Uçaklarda paraşüt olmadığını öğrenen herkesin aklına gelen ilk düşüncelerden biri "Kaza anında çok insanın hayatını kurtarabilirdi oysa ki, neden yok ki?" olacaktır.
Nitekim ilk etapta, düşmekte olan bir uçakta öylece kaçınılmaz sonu beklemektense, paraşütle şansını denemek herkese daha mantıklı gelir. Yalnız durumlar, hiç de sanıldığı gibi değil.
Herkes paraşütü sırtında takılı bir şekilde hazır olsa bile, insanları o panik halinde organize edebilmek mümkün olmazdı. Kaldı ki bu imkansız görevi başarmış olsanız bile, yine ilk nedenden ötürü tüm bu emeklerin hiçbir anlamı olmuyor.
Hepsini geçelim; zaten yüksek basınç farkı nedeniyle büyük ihtimalle saniyeler içinde bilincinizi kaybetmiş olacaksınız.
Bitmedi, dahası da var. Altıncı ve son neden ise paraşütlerin çok ağır ve maliyetli şeyler olması. Yolcu sayısı kadar paraşütü uçağa yüklerseniz; bu durum, uçağı yavaşlatmak için yeterli olacaktır.
Bu nedenle firmaların yolcu sayılarını azaltıp uçuş başına kâr oranlarını düşürmeleri gerekir ki, bu da hiç tercih edilen bir durum değil kendileri için. (WEBTEKNO)
Uçaklarda paraşüt olmadığını öğrenen herkesin aklına gelen ilk düşüncelerden biri "Kaza anında çok insanın hayatını kurtarabilirdi oysa ki, neden yok ki?" olacaktır.
Nitekim ilk etapta, düşmekte olan bir uçakta öylece kaçınılmaz sonu beklemektense, paraşütle şansını denemek herkese daha mantıklı gelir. Yalnız durumlar, hiç de sanıldığı gibi değil.
Öncelikle paraşütle atlamanın, uygun koşullar altında bile gerçekten zor bir eylem olduğunu belirtmek gerek.
Hele koşullar uygun değilse, en profesyonel paraşütçülerin bile başarısız olabileceği bir durum bu. Peki nedir bu uygun koşullar? Hemen söyleyelim; sabit bir irtifa, düşük bir hız, 3500 metreyi geçmeyen bir yükseklik.Dolayısıyla ilk nedene de ulaşmış oluyoruz: Uçaklar paraşütle atlamak için çok fazla yukarıdan uçuyorlar.
"İrtifa kaybedip 3500 metrenin altına indiğinde atlamak peki?" diye düşünürseniz, bu sefer de uçağın aşırı yüksek hıza sahip olması sıkıntı yaratıyor. Her senaryoda, paraşüt kullanımının hiçbir avantajı olmuyor.İkinci neden ise kazaların çok hızlı gerçekleşmesi.
Bazı uçakların 10 bin metreden yere çakılması sadece 3-4 dakika alıyor.Kazanın ilk saniyesinde alarma geçilse bile bu kadar kısa bir süre içerisinde herkesin paraşütlerini alıp giymesi ve atlamaya hazır hale gelmesi mümkün değil.Herkes paraşütü sırtında takılı bir şekilde hazır olsa bile, insanları o panik halinde organize edebilmek mümkün olmazdı. Kaldı ki bu imkansız görevi başarmış olsanız bile, yine ilk nedenden ötürü tüm bu emeklerin hiçbir anlamı olmuyor.
Üçüncü neden ise paraşütle atlamak için uçağın kapılarını açmanın son derece tehlikeli olması.
Çünkü o yüksek basınç farkının etkisiyle ayakta durmayı bile başaramayıp boşluğa savrulacak olmanız bir yana, boşluğa savrulmaktan da kötü bir senaryo olarak uçağın kanatlarına ve motorlarına doğru da saniyeler içinde sürüklenebilirsiniz.Hepsini geçelim; zaten yüksek basınç farkı nedeniyle büyük ihtimalle saniyeler içinde bilincinizi kaybetmiş olacaksınız.
Dördüncü neden ise bir şekilde tüm insanların paraşütle sağ salim atlamasını sağlasanız bile, düşme esnasında oksijen yetmezliğinden ve yüksek basınç farkından dolayı neredeyse herkesin o esnada bilinci kapanacaktır.
Bunun engellenmesi içinse herkese ektsradan oksijen tüpü, kask, özel uçuş kıyafetleri gibi ekipmanlar vermek gerekiyor.Beşinci nedene gelelim. Paraşütle atlamak yetenek ve deneyim gerektiren bir olay.
İlk defa paraşüt kullanan birinin, tüm talimatları iyice dinlese bile o panik halinde bu işi düzgün şekilde başarması düşük ihtimal.Bitmedi, dahası da var. Altıncı ve son neden ise paraşütlerin çok ağır ve maliyetli şeyler olması. Yolcu sayısı kadar paraşütü uçağa yüklerseniz; bu durum, uçağı yavaşlatmak için yeterli olacaktır.
Bu nedenle firmaların yolcu sayılarını azaltıp uçuş başına kâr oranlarını düşürmeleri gerekir ki, bu da hiç tercih edilen bir durum değil kendileri için. (WEBTEKNO)