2014 DK H:1 | Fildişi Sahili 2-1 Japonya | MS | 15 Haziran - Sayfa 12 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

2014 DK H:1 | Fildişi Sahili 2-1 Japonya | MS | 15 Haziran


Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Ah ah keske yabanci kurali olmasa, 60 Dakika da giren Drogba ligi mahfeder di



Drogba her türlü maffeder. Ama bu Drogba ile oynuyorsan bütün oyuncularin "cift-yönlü" olacak. Cok klas ve baskili futbol oynayan takim kurabilirsin. Bizde Drogba, Sneijder ve Burak ile herzaman üc tane oyuncumuz vardi defansa hic katki yapmayan, buda bütün geri kalan oyuncularimiz yoruyordu, geri kalan oyuncularin ofansif anlamda yardima gidecek gücü kalmiyordu. Sikisiyordu oyun sonra....



Eger saglam bir Kadro kurmak istiyorsan ya Sneijder yada Drogba olacakti... Bazen daha az kalite takim anlaminda daha yararli olur. Drogba´nin gidi insallah hepimiz icin hayirli olur. Drogba sonucta 36, belkide 40 yasinda. O yüzden Sneijddr ile devam etmemiz dogrudur.
 
drogba snejider ne alaka? :redface:



burak bozdu tüm takimi. drogbali tek forvet oynadigimiz her macta cok iyi maclar cikardik gecen sezon. burak veya umut oyuna dahil olunca yine mala bagladik.
 
drogba snejider ne alaka? :eek:

burak bozdu tüm takimi. drogbali tek forvet oynadigimiz her macta cok iyi maclar cikardik gecen sezon. burak veya umut oyuna dahil olunca yine mala bagladik.



Drogba bir cok macta tek forvet oynadi. Burak sagda, Sneijder soldaydi Drogba önde... Hücum hattimizda defans anlaminda katki yapacak oyuncumuz yoktu. O yüzden oyun icinde kopukluk olustu hep.Geride kalan Takim ileri cikmakta zorlaniyordu, ve Sneijder, Burak Drogba önde yanliz kaliyordu. Burak tamamda, Sneijder top ile bulusunca ücgen kurabilmesi lazim, hizli paslar ile katki saglamasi icin. Kendisi topla gidip büyük mesafe katedebilen bir oyuncu degil. Burak zaten Top ile yürüyemiyor. O yüzden oyun hep sikisti.

Hele Mancini bu duruma hic bir cözüm bulamadi. Sneijder orta sahada oynayinca takim olarak daha da zorlaniyorduk. Mancini o yüzden Sneijder´i sola atti ve Ceyhun/ Yekta ile orta sahayi daha direncli bir hale getirmeye calisti.



Bu durumda birseyler yapan bir tek Drogba vardi. Beygir gibi her mac 2-3 tane pozisyon vardi tek basina gidip pozisyon yarattigi. Ama sonra sakatlandi, ve performansi son yarim sene düsmeye basladi, ve beygir gibi giden Drogba bile yorgunluktan top tutamaz hale geldi. Drogba, bu konularda dünyanin sayili forvetlerinden oldugu halde.



Drogba sakatlandigindan sonra bastan zorlandik, cünkü yine sistem ve roller degisti. Ama alisinca sonlara dogru toparlanmayi basardik. Takim olarak kosu performansimiz yükseldi ve daha direncli olduk. Selcuk, Umut, Yekta, daha iyi oynamaya basladi. Sabri bile katki verdi, Melo zaten sezonun en iyisi. Sneijder oyunun icinde daha belirgin oldu.



2011-2012 sezonunda müthis oynadik takim olarak. Cünkü bütun oyuncularimiz cift yönlüydü. Eksik olan her macta kilit acabilecek kaliteydi... Su an Sneijder ile bu takimda o kalite eksikligi fazlasi ile var. 2011-2012´den beri bile daha iyi olabilir takim. Burak Yilmaz´in yerine daha cok baskili bir santrafor bulursak eger. Burak yerine Umut bile önde oynasa cok tehlikeli bir takim oluruz. (Biliyorum burda Umut düsmanligi var, ama yabanci sinir iste)



Ilave olarak:



(Herkez moderen futbol istiyor, ama oyunculara cift yada tek yönlü olarak bakmiyor. Artik devir futbolu iki yönlü oynayabilen oyuncularin devri. Kebabci dediginiz Adam bunu taha 90´larda cözdü, benimsedi ve basarili oldu. Ben tek yönlü oyunculari sahsen sevmem, öyle Sneijder veja Hagi gibi adamlar degilse eger. Bir takimin icine cok fazla böyle oyuncu sokarsan baski kurmakta zorlaniyorsun ve bu bizim Arena´da en büyük kozumuz, Galatasaray´in Avrupa´da marka yapmis bir özelligi.

(Real Madrid mesela Mourinho gelmeden önce sadece Yildiz pesindeydi ama CL´de Ceyrek finali gecemiyordu, cünkü takim yoktu sahada)



Güzel futbol oynarsin ama "Winner" bir takim olamazsin...



Ziya Rijkaard´li Galatasaray (Ilk sezon) ve Skibbe´li Galatasaray öyleydi. Bazen "Aman Allahim Barcelona mi" dedigimiz anlar, bazende rezil oldugumuz zamanlar.



Arda, Kewell, Lincoln, Baros

Arda, Kewell/Elano, Keita, Nonda/Baros/Jo



Iki dörtlüde defansif olarak nerdeyse hic katki veremiyordu ve Anadolu takimlari bile orta sahamizi iki dakikada dagitiyordu. Sonra suclu öbür oyuncular oluyordu... Oysaki kadro tamamen yanlis kurulmus bir kadroydu. (Gerci Baros ve Arda motive olunca basari, ziya bunu Skibbe hic basaramiyordu)



O yüzden ben bir Burak Yilmaz´a, kendini yirtan, ve baski yapan bir Umut Bulut´a tercih ederim. Sneijder´in etrafina cift yönlü oyuncular ile donatirim. Sneijder ile 4-3-3 artik cok zor, ama kosu performansi yüksek bir takimda 4-5-1 müthis olabilir.)
 
En büyük Problem, kaliteli oyuncularin var iken, yerlilerin onlara ayak uydurarmasi.



Bunu Rijkaard sezonunda da demistik, Elano Mustafa Sarp a pas veriyor, ve Elano öne kaciyor, geri pas bekliyor, Sarp Servete oynuyor... Yani duvar pasi bile bilmiyordu lar. Ve ozaman da iste kopukluk basliyor. Burak misal bu sezon top ile hic bir is yapamadi, Wesley kac tane gollük assiste sokmustur, ama yüzde 15 i ni ancak atmistir.



Selcuk cok yüreksiz oynadi, top ile hic birsey beceremedi, ve tek isi Burak a topu atmakti yada geriye dönmek. Önde Wesley, Burak, Drogba ve Umut diyelim var, Burak ve Umut top kontrol edemiyorlar, ve ayaklarinda da topu tutamiyorlar. Ee ne oluyor ? iki saniye de topu kaybettip, kontra atak yiyorduk.

Mevlüt cok iyi bir Golcü degil, ama bizim iki türklere karsi yinede cok daha üstün top tutma kalitesi var. Topu tutamayan futbolcu ya kücük takimlarda oynar, yada yok olur gider. Mario Gomez de cok iyi top tutamayan bir cins oyuncu, Bayern onu daha az gol atan Mandzukic e karsi yolladi. O yüzden de kimse Burak gibi forveti istemiyor, yoksa istatikleri fena degil, ama dedigim gibi, top tutamayan oyuncu nun isi yoktur avrupa futbolunda. Necati bize gelirken cok mu golcü cinsen birisiydi, hayir yasina ragmen topu tutmasini biliyordu. Burak gelmeseydi, galiba bugün cok baska yerlerdeydik, bu Burak in kötü oldguna anlamina gelmez, ama nasil Amrabat ancak kontra atak oynayan takimin futbolcu ise, Burak da bizim gibi devam oyanyain takimin oyuncusu olamaz, ha artik is gecmis ve üstüne 4 sezon daha anlastik, yani en iyisini yapmak gerekiz, ama bi gercek var, Burak in su anki hali bile insani deli ediyorsa, iki sene sonraki halini düsünmek bile istemiyorum, hele ki 4 milyon kazaninca nasil yollicaksin böyle adami ?
 
En büyük Problem, kaliteli oyuncularin var iken, yerlilerin onlara ayak uydurarmasi.



Bunu Rijkaard sezonunda da demistik, Elano Mustafa Sarp a pas veriyor, ve Elano öne kaciyor, geri pas bekliyor, Sarp Servete oynuyor... Yani duvar pasi bile bilmiyordu lar. Ve ozaman da iste kopukluk basliyor. Burak misal bu sezon top ile hic bir is yapamadi, Wesley kac tane gollük assiste sokmustur, ama yüzde 15 i ni ancak atmistir.



Selcuk cok yüreksiz oynadi, top ile hic birsey beceremedi, ve tek isi Burak a topu atmakti yada geriye dönmek. Önde Wesley, Burak, Drogba ve Umut diyelim var, Burak ve Umut top kontrol edemiyorlar, ve ayaklarinda da topu tutamiyorlar. Ee ne oluyor ? iki saniye de topu kaybettip, kontra atak yiyorduk.

Mevlüt cok iyi bir Golcü degil, ama bizim iki türklere karsi yinede cok daha üstün top tutma kalitesi var. Topu tutamayan futbolcu ya kücük takimlarda oynar, yada yok olur gider. Mario Gomez de cok iyi top tutamayan bir cins oyuncu, Bayern onu daha az gol atan Mandzukic e karsi yolladi. O yüzden de kimse Burak gibi forveti istemiyor, yoksa istatikleri fena degil, ama dedigim gibi, top tutamayan oyuncu nun isi yoktur avrupa futbolunda. Necati bize gelirken cok mu golcü cinsen birisiydi, hayir yasina ragmen topu tutmasini biliyordu. Burak gelmeseydi, galiba bugün cok baska yerlerdeydik, bu Burak in kötü oldguna anlamina gelmez, ama nasil Amrabat ancak kontra atak oynayan takimin futbolcu ise, Burak da bizim gibi devam oyanyain takimin oyuncusu olamaz, ha artik is gecmis ve üstüne 4 sezon daha anlastik, yani en iyisini yapmak gerekiz, ama bi gercek var, Burak in su anki hali bile insani deli ediyorsa, iki sene sonraki halini düsünmek bile istemiyorum, hele ki 4 milyon kazaninca nasil yollicaksin böyle adami ?

Yerlilerin yabancılara ayak uyduramadigi gibi bu maçta da Yaya'ya ayak uyduran olmadığı için sönük göründüğünü de belirtmekte faide var. Resmen bizim takımı seyreder gibiydim.



N5
 
En büyük Problem, kaliteli oyuncularin var iken, yerlilerin onlara ayak uydurarmasi.



Bunu Rijkaard sezonunda da demistik, Elano Mustafa Sarp a pas veriyor, ve Elano öne kaciyor, geri pas bekliyor, Sarp Servete oynuyor... Yani duvar pasi bile bilmiyordu lar. Ve ozaman da iste kopukluk basliyor. Burak misal bu sezon top ile hic bir is yapamadi, Wesley kac tane gollük assiste sokmustur, ama yüzde 15 i ni ancak atmistir.



Selcuk cok yüreksiz oynadi, top ile hic birsey beceremedi, ve tek isi Burak a topu atmakti yada geriye dönmek. Önde Wesley, Burak, Drogba ve Umut diyelim var, Burak ve Umut top kontrol edemiyorlar, ve ayaklarinda da topu tutamiyorlar. Ee ne oluyor ? iki saniye de topu kaybettip, kontra atak yiyorduk.

Mevlüt cok iyi bir Golcü degil, ama bizim iki türklere karsi yinede cok daha üstün top tutma kalitesi var. Topu tutamayan futbolcu ya kücük takimlarda oynar, yada yok olur gider. Mario Gomez de cok iyi top tutamayan bir cins oyuncu, Bayern onu daha az gol atan Mandzukic e karsi yolladi. O yüzden de kimse Burak gibi forveti istemiyor, yoksa istatikleri fena degil, ama dedigim gibi, top tutamayan oyuncu nun isi yoktur avrupa futbolunda. Necati bize gelirken cok mu golcü cinsen birisiydi, hayir yasina ragmen topu tutmasini biliyordu. Burak gelmeseydi, galiba bugün cok baska yerlerdeydik, bu Burak in kötü oldguna anlamina gelmez, ama nasil Amrabat ancak kontra atak oynayan takimin futbolcu ise, Burak da bizim gibi devam oyanyain takimin oyuncusu olamaz, ha artik is gecmis ve üstüne 4 sezon daha anlastik, yani en iyisini yapmak gerekiz, ama bi gercek var, Burak in su anki hali bile insani deli ediyorsa, iki sene sonraki halini düsünmek bile istemiyorum, hele ki 4 milyon kazaninca nasil yollicaksin böyle adami ?



Mevlüt konusunda katiliyorum. Mevlüt ayni zamanda daha cok calisan ve rakip takimi yoran bir oyuncu... Bizim yönetim bos isler yapiyor, hem FFP ensemizde, hemde performansi düsüste 2 tane oyuncu ile euro bazinda zam yapip sözlesme uztatiyoruz.



Yerlilerin yabancilara ayak uyduramamasi olabiliyor, ama bizim ozamanlarda sorunumuz defans ve orta sahayi dinc tutmakti. Sen birak Mustafa Sarp´i, bizim ozaman top teknigi yüksek ve oyun zekasi yüksek dört tane topcumuz vardi ön alanda, ve defansa pek katki yapmadiklari icin, nerdeyse heö öndeydiler.



Sayayim...

Arda, Kewell/Elano, Keita, Baros/Nonda





Rijkaard ile ilk 8 mac ne kadar iyi gittigimizi cok iyi hatirliyorum. Mustafa Sarp´a yilin transferi diyenler bile coktu ozamanlar. Ama Elano´nun da gelmesiyle zaten saglam olmayan takim kurgusu tamamen bozuldu. Yani o kadar hücum gücü yüksek oyuncumuz vardi ki, zaten baska oyuncun oyuna katilmasi pek bir faktör degildi. Müthis kombinasyonlar izledik o sene.... Ama orta sahamiz yol gecen hani olmustu...



Mesele gerideki oyuncularin kalitesi degildi, mesele ileri dörtlünün hic defans yapmamasiydi. Moderen futbolda hücum santraforda baslar ve bütün takim buna göre oynar. Artik bunu yapmadan Türkiye´de anadolu takimlarini bile zor yeniyorsun. Ve zaten 8 mac sonra takimin pestili cikti, ve orta sahada direnc diye birsey kalmadi. Ve öyle bircok macta duman olduk, istedigimiz sonuclari alamadik.



Gelelim Mustafa Sarp´a... Mustafa Sarp top ile okadar kötü bir oyuncu asla degildi. 1.88 gibi bir boyuna ve o cüsesine ragmen Top ilen cok iyi alan kat edebilimeyi biliyordu. O yüzden bir cok macta Rijkaard daima Mustafa´yi Topal´a tercih ediyordu. Begenmiyordu Rijkaard Mehmet´i pek. Cünkü hücum yönü hic yok. Ama Mustafa´da bu vardi... Mustafa ama cok cakal bir oyuncuydu... Onun sayesinde bir cok gol atti bizde, defansin arkasina sizarak, ama ne yazikki karakteri de öyleydi...



Zaten 4 tane defansa nerdeyse katki yapmayan oyuncularimiz vardi. Bu seüvene 8. hafta sonra Mustafa Sarp´da katildi, ama cakal rolünü okadar iyi yapiyordu ki Rijkaard bunu uzun süre farkedemedi. Mustafa takimda defansa yeterince katki vermeyen 5´nci oyuncumuz oldu. Ama yaptigi o gölge presleri ve sahte agresifligi ile bunu uzun süre kamufle ediyordu...



Yani bireysel olarak rakiplere karsi cok üstün olmamiza ragmen, bircok macta fizik olarak ezildik. Kosmayan, pres yapmayan, orta sahayi direncli tutmayan takim bu devirde basarili olamaz.





Skibbe döneminde keza öyleydi. Yani asil sorunumuz ayak yerlilerin ayak uydurmasi degildi, takimin modern caga uygun kurulmus olmamasiydi. Yildiz diye devamli oyuncu pompaladik takima. Isim olsun, ister camurdan olsun dedik. Böylece hem Skibbe hemde Rijkaard döneminde sinifta kaldik, onlarda tabi bu sorunlari cözecek kapasiteyi ortaya koyamadilar.
 
juve akıllı iş yaptı eğer gerçekten aldılarsa



savunmaları tevezle yorup sonradan girecek olan DD ile clde bile baya yol kat ederler adamın maçı ciddiye alması yetiyor efektif oynaması için





Çeptalk
 
BqK6cgNCcAALzYM.jpg
 
Yerlilerin yabancılara ayak uyduramadigi gibi bu maçta da Yaya'ya ayak uyduran olmadığı için sönük göründüğünü de belirtmekte faide var. Resmen bizim takımı seyreder gibiydim.



N5



Haha cok haklisin, aynisi bende demistim arkadasa, oda kendisi Polonyali, ve oda dedi takimin hepsi ayni seviyede kalitesizlik daha iyidir, tek bir kac kisi süperstar seviyesinde olunca, takim ayak uyduramiyor ve takim bocaliyor, eskiden Polonya nin (2006) zamani Lewandowski gibi oyunculari yoktu, ama daha basariliydilar, cünkü takimin seviyesi birbirine yakin dilar. Bizde de hep öyle oldu, ne zaman arada ucurum gibi fark olunca, yarin obürsügün takimin havasi sönüp gidiyor.



Kimse inkar edemez, Hakan Ünsal, Sükür, Ümit Davala, Ergün, Suat, Korkmaz o zamanin belki dünya starlari degil, belki kimse de Real Madrid de filan oynayamazidi, ama en azindan bugünki nin Elit Takimlarin bir altinda oynayacak seviyede insanlardi, bugün ki Galatasarayin yerlileri en fazla orta sinif takimlarda oynayabilcek kapasiteye sahip ler.
 
Mevlüt konusunda katiliyorum. Mevlüt ayni zamanda daha cok calisan ve rakip takimi yoran bir oyuncu... Bizim yönetim bos isler yapiyor, hem FFP ensemizde, hemde performansi düsüste 2 tane oyuncu ile euro bazinda zam yapip sözlesme uztatiyoruz.



Yerlilerin yabancilara ayak uyduramamasi olabiliyor, ama bizim ozamanlarda sorunumuz defans ve orta sahayi dinc tutmakti. Sen birak Mustafa Sarp´i, bizim ozaman top teknigi yüksek ve oyun zekasi yüksek dört tane topcumuz vardi ön alanda, ve defansa pek katki yapmadiklari icin, nerdeyse heö öndeydiler.



Sayayim...

Arda, Kewell/Elano, Keita, Baros/Nonda





Rijkaard ile ilk 8 mac ne kadar iyi gittigimizi cok iyi hatirliyorum. Mustafa Sarp´a yilin transferi diyenler bile coktu ozamanlar. Ama Elano´nun da gelmesiyle zaten saglam olmayan takim kurgusu tamamen bozuldu. Yani o kadar hücum gücü yüksek oyuncumuz vardi ki, zaten baska oyuncun oyuna katilmasi pek bir faktör degildi. Müthis kombinasyonlar izledik o sene.... Ama orta sahamiz yol gecen hani olmustu...



Mesele gerideki oyuncularin kalitesi degildi, mesele ileri dörtlünün hic defans yapmamasiydi. Moderen futbolda hücum santraforda baslar ve bütün takim buna göre oynar. Artik bunu yapmadan Türkiye´de anadolu takimlarini bile zor yeniyorsun. Ve zaten 8 mac sonra takimin pestili cikti, ve orta sahada direnc diye birsey kalmadi. Ve öyle bircok macta duman olduk, istedigimiz sonuclari alamadik.



Gelelim Mustafa Sarp´a... Mustafa Sarp top ile okadar kötü bir oyuncu asla degildi. 1.88 gibi bir boyuna ve o cüsesine ragmen Top ilen cok iyi alan kat edebilimeyi biliyordu. O yüzden bir cok macta Rijkaard daima Mustafa´yi Topal´a tercih ediyordu. Begenmiyordu Rijkaard Mehmet´i pek. Cünkü hücum yönü hic yok. Ama Mustafa´da bu vardi... Mustafa ama cok cakal bir oyuncuydu... Onun sayesinde bir cok gol atti bizde, defansin arkasina sizarak, ama ne yazikki karakteri de öyleydi...



Zaten 4 tane defansa nerdeyse katki yapmayan oyuncularimiz vardi. Bu seüvene 8. hafta sonra Mustafa Sarp´da katildi, ama cakal rolünü okadar iyi yapiyordu ki Rijkaard bunu uzun süre farkedemedi. Mustafa takimda defansa yeterince katki vermeyen 5´nci oyuncumuz oldu. Ama yaptigi o gölge presleri ve sahte agresifligi ile bunu uzun süre kamufle ediyordu...



Yani bireysel olarak rakiplere karsi cok üstün olmamiza ragmen, bircok macta fizik olarak ezildik. Kosmayan, pres yapmayan, orta sahayi direncli tutmayan takim bu devirde basarili olamaz.





Skibbe döneminde keza öyleydi. Yani asil sorunumuz ayak yerlilerin ayak uydurmasi degildi, takimin modern caga uygun kurulmus olmamasiydi. Yildiz diye devamli oyuncu pompaladik takima. Isim olsun, ister camurdan olsun dedik. Böylece hem Skibbe hemde Rijkaard döneminde sinifta kaldik, onlarda tabi bu sorunlari cözecek kapasiteyi ortaya koyamadilar.



Hakkli oldugun taraflar var, ama bana göre Mustafa Sarpi cok abarttin, Fener Macini hatirlatirim, kimi markaj edecegini bilmeyip, Selcuk Sahin i bom bos birakan zit dir kendisi, ne kadar dandik adam olsa da Selcuk, onu okadar bos birakamasin. Kendi terbiyesini de zaten Pino da gösterdi.
 
Hakkli oldugun taraflar var, ama bana göre Mustafa Sarpi cok abarttin, Fener Macini hatirlatirim, kimi markaj edecegini bilmeyip, Selcuk Sahin i bom bos birakan zit dir kendisi, ne kadar dandik adam olsa da Selcuk, onu okadar bos birakamasin. Kendi terbiyesini de zaten Pino da gösterdi.



Onu diyorum zaten kardesim... Mustafa Sarp cok cakaldi. ADAM 8. hafta sonrasi defans diye birsey yapmadi, ama o agresif tavirlari ile hem taraftari hemde Rijkaard´i kandirdi. "Bilmiyor" degil herif restmen yapmiyordu.Birak Selcuk Sahin´i, adam herkezi kacirdi.



Mesela bir Mehmet Topal´dan daha iyi top teknigi vardi. Ama bir Pirlo degildi tabi :D (Pirlo degince agzim sulaniyor)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt