3-5-2 formasyonu | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Yeni 3-5-2 dönemimiz hayırlı olsun. Yeni sistem ile başarı gelecektir.


3-X-2 Sevenler Kulübü
_____________________


info:
4-4-2’ye göre daha yeni bir sistem olarak karşımıza çıkan, 3-5-2 sisteminde, 4-4-2’ye nazaran ikinci bölgede, yani orta alanda daha fazla oyuncu bulunmaktadır. 1.bölgeden(defanstan) bir oyuncuyu, 2. bölgeye, yani orta alana çeken bu sistemde, temelde orta alanın hakimiyeti sağlanarak, sonuca gidilmesi amaçlanmaktadır. Bu sistemde defansta 3’lü bir kurgu oluşturularak yapılan savunmada libero’nun, orta alana ve forvete destek vermek anlamında da kanat oyuncularının, görevleri itibariyle özel yeteneklere sahip oyuncular olmaları gerekmektedir. Bu sistemin zaman zaman rakibin durumuna göre, 3-4-1-2 veya 3-4-2-1 şeklinde de değişik varyasyonlarını görebilmekteyiz.

3-5-2 sistemi genel olarak, (biçimsel değişiklikler gösterse de) temel itibariyle; alan savunması şeklinde veya adam adama liberolu savunma ya da her ikisinin karışımı şeklinde oynanmaktadır. Ancak bu sistem alan savunmasıyla daha çağdaş bir görüntüye ulaşmaktadır. Bu nedenle geri üçlüde yer alacak oyuncuların birbiriyle uyumu ve kademe anlayışları, dörtlü savunmada olduğu gibi üst noktada olmak durumundadır. Buna mükemmel örnek olarak, günümüz Beşiktaş’ının A.Yıldırım, Ronaldo ve Zago’dan oluşan defans üçlüsünü verebiliriz.

Dörtlü savunmaya göre, savunma güvenliği biraz daha bu sistemde riske edilmektedir. Zira, rakibin hareketli forvetleri karşısında, zaman ve alan olarak kendisini ayarlayamayan müdafa oyuncuları, alan değiştirme ve kademeye girme zamanlamasında gecikmeli bir karara sebep olmaları durumunda, rakibe ciddi pozisyonlar vermektedir. Bütün zon defanslarda, bu sorun maalesef yaşanmaktadır. İşte libero’nun önemi burada ortaya çıkmaktadır. Sahadaki bir komutan olarak, defanstaki oyunculardan birisi bir forvet kaçırdığında, libero markaj görevi yapmaktadır. Adam adama oynanan 3’lü defansta ise; her oyuncunun görev tanımı net olarak yapılmıştır. Ani karar verme ve zamanlama hatası yapmak gibi risk doğurucu faktörler minumum düzeydedir. Bu durum bir teknik ve taktik avantaj olarak görülse de, aslında adam adama savunmada, rakibin taktik ve oyun anlayışına göre savunma yapıldığı için, oyuncular efektif ve verimli kullanılamamaktadırlar. Etken değil, edilgen bir felsefe ve oynatmamaya yönelik bir oyun anlayışı temelinde kurgulanacak savunma hattı ile bir yandan estetikten uzaklaşılırken; diğer yandan da kazanmaya değil, kaybetmemeye yönelik bir mentalitenin esiri olunmaktadır. Bu anlayışın top klas takımlarda kendisine hiç yer bulamadığını da burada belirtelim. Büyük takım olarak nitelendirdiğimiz, sistem yani amaç takımlarının, temel felsefelerinin kazanma odaklı olmaları, adam adama savunma anlayışının, bir sistem olarak uygulanmasına izin vermemektedir. Sonuç takımlarının sıklıkla başvurduğu, futbolu çirkinleştiren ve çoğu zaman da sonucun hüsran olduğu bu uygulama üzerinde daha fazla durmaya gerek görmüyorum.

Zon müdafa ya da alan savunmasına baktığımızda, üçlü defans blokunda sağ, sol ve orta bölgeler paylaşılmıştır. Yani, sahayı boyuna 3 eşit alana böldüğümüzde oyuncuların da görev yerleri kendiliğinden belirlenmiş olur. Her üç oyuncu da markaj sorumluluğundan kaçamaz. Rakibin hareketli forveti yer değiştirdiğinde, defans oyuncusu, alan değiştiren forveti diğer arkadaşına bırakır. Burada ofsayt taktiği uygulamak, dörtlü savunmaya göre son derece zordur ve çoğu zaman ciddi hatalara ve sonuçta da gole sebep olunabilmektedir. Bu nedenle, ofsayt taktiğini, akının yapıldığı kanadın tersindeki oyuncunun uygulayıp, yönlendirmesi daha akıllıcadır. Ortada oynayan ve çoğu zaman da libero olarak görev yapan oyuncu, bu taktikte, merkez olarak döner ve akının yapıldığı taraftaki oyuncunun kademe güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Sistemin etkinliği, tamamen orta beşlinin bol isabetli paslaşmayı sağlayabilmelerine bağlıdır. “…gereğinde her bölgede rakipten bir fazla adamla pratik çoğalma şansınızın beklentisi, size 15-20 isabetli pasa çıkan sahaya yayılma ve oyun kurma imkanı sunmalıdır.” (Doğan Koloğlu, “Sistem Sorunu”, Vatan Gazetesi, 26.03.2003)

3-5-2’de, orta sahada yer alan beş oyuncudan ikisi kanat oyuncusu olup; bu oyuncular önlerindeki 70 metrelik kendilerine ayrılan alan içinde, hem açık hem de bek olarak oynamak durumundadırlar. Devamlı bu koridorda gidip gelecek, bir nevi “vargel”görevi yapacak bu oyuncuların, hem son derece gelişmiş ofansif ve defansif anlayışlarının olması; hem de bu hareketliliği sırtlayabilecek üstün fizik-kondisyona da sahip olmaları gerekmektedir. Diğer orta saha oyuncuları ise, defans ile forvet arasında koordinasyonu sağlamakla yükümlüdürler. Bu sistemde kanat oyuncuları, üstlendikleri fonksiyonlar ve sahip oldukları yetenekler bakımından özel oyuncular olup, görev anlayışları gereği, oyuna genişlik ve hız kazandırırlar. Beşiktaş’ta sol tarafta İbrahim, sağ tarafta da Kaan Dobra, yukarıda anlatılan özelliklere sahip oyuncular olarak örnek verilebilir. 4-4-2 oynamakla birlikte, bazen maç içinde 3-5-2’ye dönen Galatasaray’da ise, sağ tarafta oynayan Prates kanat oyuncusu olarak görevini en iyi yapan oyunculardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı görevi Trabzonspor’da sağ kanatta yapan Gökdeniz Karadeniz de, Türkiye’nin en iyi kanat oyuncularından birisidir.

Bu sistemde orta alan daha güçlü kılınarak, oyun kopartılmaya çalışılırken; “3-5-2 sisteminin en büyük hendikapı: Orta sahaya 5 oyuncu koyarken, defanstan çalınan bir adamın eksikliğini rakibe gol pozisyonu fırsatı karşılığı olarak vermek” şeklinde karşımıza çıkmaktadır.(Doğan Koloğlu, a.g.m, Vatan, 26.03.2003)
 
Yeni 3-5-2 dönemimiz hayırlı olsun. Yeni sistem ile başarı gelecektir.


3-X-2 Sevenler Kulübü
_____________________


info:
4-4-2’ye göre daha yeni bir sistem olarak karşımıza çıkan, 3-5-2 sisteminde, 4-4-2’ye nazaran ikinci bölgede, yani orta alanda daha fazla oyuncu bulunmaktadır. 1.bölgeden(defanstan) bir oyuncuyu, 2. bölgeye, yani orta alana çeken bu sistemde, temelde orta alanın hakimiyeti sağlanarak, sonuca gidilmesi amaçlanmaktadır. Bu sistemde defansta 3’lü bir kurgu oluşturularak yapılan savunmada libero’nun, orta alana ve forvete destek vermek anlamında da kanat oyuncularının, görevleri itibariyle özel yeteneklere sahip oyuncular olmaları gerekmektedir. Bu sistemin zaman zaman rakibin durumuna göre, 3-4-1-2 veya 3-4-2-1 şeklinde de değişik varyasyonlarını görebilmekteyiz.

3-5-2 sistemi genel olarak, (biçimsel değişiklikler gösterse de) temel itibariyle; alan savunması şeklinde veya adam adama liberolu savunma ya da her ikisinin karışımı şeklinde oynanmaktadır. Ancak bu sistem alan savunmasıyla daha çağdaş bir görüntüye ulaşmaktadır. Bu nedenle geri üçlüde yer alacak oyuncuların birbiriyle uyumu ve kademe anlayışları, dörtlü savunmada olduğu gibi üst noktada olmak durumundadır. Buna mükemmel örnek olarak, günümüz Beşiktaş’ının A.Yıldırım, Ronaldo ve Zago’dan oluşan defans üçlüsünü verebiliriz.

Dörtlü savunmaya göre, savunma güvenliği biraz daha bu sistemde riske edilmektedir. Zira, rakibin hareketli forvetleri karşısında, zaman ve alan olarak kendisini ayarlayamayan müdafa oyuncuları, alan değiştirme ve kademeye girme zamanlamasında gecikmeli bir karara sebep olmaları durumunda, rakibe ciddi pozisyonlar vermektedir. Bütün zon defanslarda, bu sorun maalesef yaşanmaktadır. İşte libero’nun önemi burada ortaya çıkmaktadır. Sahadaki bir komutan olarak, defanstaki oyunculardan birisi bir forvet kaçırdığında, libero markaj görevi yapmaktadır. Adam adama oynanan 3’lü defansta ise; her oyuncunun görev tanımı net olarak yapılmıştır. Ani karar verme ve zamanlama hatası yapmak gibi risk doğurucu faktörler minumum düzeydedir. Bu durum bir teknik ve taktik avantaj olarak görülse de, aslında adam adama savunmada, rakibin taktik ve oyun anlayışına göre savunma yapıldığı için, oyuncular efektif ve verimli kullanılamamaktadırlar. Etken değil, edilgen bir felsefe ve oynatmamaya yönelik bir oyun anlayışı temelinde kurgulanacak savunma hattı ile bir yandan estetikten uzaklaşılırken; diğer yandan da kazanmaya değil, kaybetmemeye yönelik bir mentalitenin esiri olunmaktadır. Bu anlayışın top klas takımlarda kendisine hiç yer bulamadığını da burada belirtelim. Büyük takım olarak nitelendirdiğimiz, sistem yani amaç takımlarının, temel felsefelerinin kazanma odaklı olmaları, adam adama savunma anlayışının, bir sistem olarak uygulanmasına izin vermemektedir. Sonuç takımlarının sıklıkla başvurduğu, futbolu çirkinleştiren ve çoğu zaman da sonucun hüsran olduğu bu uygulama üzerinde daha fazla durmaya gerek görmüyorum.

Zon müdafa ya da alan savunmasına baktığımızda, üçlü defans blokunda sağ, sol ve orta bölgeler paylaşılmıştır. Yani, sahayı boyuna 3 eşit alana böldüğümüzde oyuncuların da görev yerleri kendiliğinden belirlenmiş olur. Her üç oyuncu da markaj sorumluluğundan kaçamaz. Rakibin hareketli forveti yer değiştirdiğinde, defans oyuncusu, alan değiştiren forveti diğer arkadaşına bırakır. Burada ofsayt taktiği uygulamak, dörtlü savunmaya göre son derece zordur ve çoğu zaman ciddi hatalara ve sonuçta da gole sebep olunabilmektedir. Bu nedenle, ofsayt taktiğini, akının yapıldığı kanadın tersindeki oyuncunun uygulayıp, yönlendirmesi daha akıllıcadır. Ortada oynayan ve çoğu zaman da libero olarak görev yapan oyuncu, bu taktikte, merkez olarak döner ve akının yapıldığı taraftaki oyuncunun kademe güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Sistemin etkinliği, tamamen orta beşlinin bol isabetli paslaşmayı sağlayabilmelerine bağlıdır. “…gereğinde her bölgede rakipten bir fazla adamla pratik çoğalma şansınızın beklentisi, size 15-20 isabetli pasa çıkan sahaya yayılma ve oyun kurma imkanı sunmalıdır.” (Doğan Koloğlu, “Sistem Sorunu”, Vatan Gazetesi, 26.03.2003)

3-5-2’de, orta sahada yer alan beş oyuncudan ikisi kanat oyuncusu olup; bu oyuncular önlerindeki 70 metrelik kendilerine ayrılan alan içinde, hem açık hem de bek olarak oynamak durumundadırlar. Devamlı bu koridorda gidip gelecek, bir nevi “vargel”görevi yapacak bu oyuncuların, hem son derece gelişmiş ofansif ve defansif anlayışlarının olması; hem de bu hareketliliği sırtlayabilecek üstün fizik-kondisyona da sahip olmaları gerekmektedir. Diğer orta saha oyuncuları ise, defans ile forvet arasında koordinasyonu sağlamakla yükümlüdürler. Bu sistemde kanat oyuncuları, üstlendikleri fonksiyonlar ve sahip oldukları yetenekler bakımından özel oyuncular olup, görev anlayışları gereği, oyuna genişlik ve hız kazandırırlar. Beşiktaş’ta sol tarafta İbrahim, sağ tarafta da Kaan Dobra, yukarıda anlatılan özelliklere sahip oyuncular olarak örnek verilebilir. 4-4-2 oynamakla birlikte, bazen maç içinde 3-5-2’ye dönen Galatasaray’da ise, sağ tarafta oynayan Prates kanat oyuncusu olarak görevini en iyi yapan oyunculardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı görevi Trabzonspor’da sağ kanatta yapan Gökdeniz Karadeniz de, Türkiye’nin en iyi kanat oyuncularından birisidir.

Bu sistemde orta alan daha güçlü kılınarak, oyun kopartılmaya çalışılırken; “3-5-2 sisteminin en büyük hendikapı: Orta sahaya 5 oyuncu koyarken, defanstan çalınan bir adamın eksikliğini rakibe gol pozisyonu fırsatı karşılığı olarak vermek” şeklinde karşımıza çıkmaktadır.(Doğan Koloğlu, a.g.m, Vatan, 26.03.2003)

Dogan Kologlu gelmis gecmis en iyi futbol analistiydi. Allah rahmet eylesin.
 
Üst Alt