Ben hiç ön yargılı olmadan işin aslını astarını merak ediyorum. Bir olay olmuş, yetmemiş işini yapan adam anlaşılan istifaya zorlanmış. Gerçekten ne oldu ne bitti? İşini yapan adamı kim istifaya zorladı, tabi açıklanmaz yine hasır altı edilir ama aslında kamuoyuna mal olmuş insanların müdahil olduğu olayların perde arkasını bilmek kamuoyunun hakkı.
Bu Ateş üfleyerek sönmez
bunlar ünal aysalın zamanında polisten dayak yediği için ülkeye sövüpte belçikaya yerleşmesinden itibaren anlatılacak olaylardır. fakat ben çok küçücük bir özet geçeyim istiyorum
"G.Saray bu parayla kurtulmasın daha iyi!
Bir süredir spor kamuoyunda bir isim dolaşıyor: Ünal Aysal
Galatasaray'ı kurtaracak adam olarak kendini gösteriyor. Bir grup G.Saraylı da onun peşine takılmış gidiyor. Gelin size bir de ben bu
"Kurtarıcı Ünal Aysal"ı anlatayım.
Aysal'ı G.Saray Kulübü'ne sokan benim. Kendisi bana Mehmet Ali Birand tarafından getirildi ve "Belçika'da yaşayan bir G.Saraylı. G.Saray Adası'nı kiralamak istiyor" diye takdim edildi.
Ben de G.Saray'ın bütün mal varlıklarını gelire çevirmek isteyen bir yönetici olarak kendisiyle görüştüm. Yönetimdeki arkadaşlarıma tanıştırdım. G.Saray'la ilgili pek çok projemizi kendisiyle paylaştık. Adanın kiralanmasına, stat yapımına ve daha pek çok projeye talip oldu.
Sonra bir gün devletin çok üst kademelerinden birisi beni uyardı:
"Ünal Aysal, sizin G.Saray anlayışınıza uymaz. Siz G.Saray'ı hep temiz tuttunuz. Devletle iş yapan, devletten ihale alan kimseyi bu kulüpten nemalandırmadınız. Ünal Bey size yakışmaz" dedi.
Ve bir rapor gönderdi. Burada Ünal Aysal'ın devlete "süper pahalı fiyatla" enerji sattığı belgeleniyordu. Ereğli'deki bir doğalgaz santralinin sahibiydi ve bu santral Türkiye'ye kilovat saati 12 cent civarında bir fiyatla enerji satarak "Türkiye rekoru kırıyordu."
Durumu Aysal'a sordum. "Evet ama istiyorlarsa santrali devlete satarım" dedi.
Ancak santral için belirlediği fiyat da normalin kat be kat üzerindeydi.
Bunun üzerine G.Saraylı dostlarımı Ünal Aysal konusunda uyarmaya başladım.
Ancak o bir kere G.Saray'a elini sokmuştu. Eski Başkan Mehmet Cansun'la ortak bir şirket kurdu (Cansun'un başkanlık dönemi bittikten sonra). Bu arada kulüp parasızlıktan kıvranıyordu. Ünal Aysal da "İyi G.Saraylı rolünde" finansörlük yapıyordu. Ama elindeki G.Saray hisseleri zaten Aysal'ın riskini sıfırlıyordu. Üstelik de kulübe verdiği her kuruş için sayfalarca sözleşme imzalatıyordu.
Aysal, G.Saray sayesinde büyük bir tanınmışlık elde ediyor, herkes tarafından saygın işadamı, G.Saray'ı kurtaracak para babası olarak görülüyordu.
Ama kimse o paranın Türkiye halkına pahalı enerji satarak kazanıldığıyla ilgilenmiyordu.
Ünal Aysal'n Ünimar şirketinin Türkiye'ye şimdiye kadar 465 milyon dolar zarar verdiğini gösteren Sayıştay raporu gazete sayfalarında yer bulamazken, Aysal'ın sportif yönü ortaya atılıyordu.
Ben Hürriyet'te olduğum dönemden başlayarak Ünal Aysal'a karşı tavır almaya başladım. Hâlâ devam ediyorum.
O şimdi Sabah gazetesini suçluyor. Suçlayabilir. Ama ben G.Saray'ı yönetecek kişilerin, G.Saray'ı basamak olarak kullanmalarına karşı olduğum için bunları yazmaya devam edeceğim.
İster beğensin ister beğenmesin."
SABAH - 22/03/2006 - Fatih Altayl?
devlet aysal ile enerji konusunda kanlı bıçaklı ve tabi geçmişten gelen bir husumetin devamı niteliğindedir.
SABAH - 06/03/2004 - Devlete pahal? elektrik sat?yor
2004'ün haberine göre yine aysalın kara propagandaya maruz bırakıldığını görüyoruz. yani devlet 2000lerden beri ünal aysalı Galatasaray'dan uzak tutmaya ve onu öcü olarak göstermeye devam etmiştir. Geldiğinde ise devlet rahat durmayıp onu alaşağı etmiştir. Bunlardan önce sermaye artırımında ve tabiki ligde en sonra tff aracılığıyla terimi alarak kendisini alaşağı etmiştir. bakın ne diyor altaylı "Sonra bir gün devletin çok üst kademelerinden birisi beni uyardı:
"Ünal Aysal, sizin G.Saray anlayışınıza uymaz. Siz G.Saray'ı hep temiz tuttunuz. Devletle iş yapan, devletten ihale alan kimseyi bu kulüpten nemalandırmadınız. Ünal Bey size yakışmaz" dedi."