Armanın Öteki Yüzü | Bölüm 12: AS Roma | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
romalogo_wcxo8ef5xtow1rsd3vk6298w1.jpg
Altar’ın oğlu Tarkan’ı büyütüp besleyen kurtları hepimiz hatırlarız. Roma’nın armasının hikayesi de Tarkan'ın hikayesinden pek farklı sayılmaz.​
Kurgusal bir Hun savaşçısı Tarkan’ın filmlerini çoğumuz çocukluğumuzdan beri defalarca kez izlemişizdir. Şu an televizyonda yayınlansa birçok insanın ilgisini çekebilecek güce sahip Tarkan filmlerinin belki de en sevdiğimiz tarafı, ana karakterin en iyi arkadaşının bir kurt olmasıdır. Zira Tarkan filmleri dendiğinde hepimizin hafızasında “Atıl kurt!” repliği canlanır.​
Tüm filmlerini izlemiş biri olarak en sevdiğim yapımı, 1970 yapımı olan Tarkan: Gümüş Eyer filmidir; çünkü burada Tarkan’ın doğuşu ve efsanevî bir kahraman haline geliş süreci anlatılır. ‘Hain’ Kostok, Alan ülkesinin kumandanı Altar’ın oğlu Tarkan’ın birinci yaşı için düzenlenen ziyafette kaleye saldırır ve herkesi katleder. Tarkan’ın süt annesi ise yaralı bir şekilde onu mağaraya götürür, kan kokusuna gelen kurtlara kendini feda eder. Bebek Tarkan’ı mağarada ağlayarak gören dişi kurt ise onu sütüyle besler ve 9 yaşına kadar büyütür. Sonrasında Tulga tarafından bulunur, eğitilir ve intikam için kahraman olarak yetiştirilir.​
Şimdi gelelim Roma Spor Kulübü ile Tarkan filmlerinin arasındaki bağlantıya.
Serie A’nın simge kulüplerinden biri olan AS Roma (Associazione Sportiva Roma / Roma Spor Kulübü); Roman FC, SS Alba-Audace ve Fortitudo-Pro Roma SGS kulüplerini birleştiren Italo Foschi tarafından 22 Temmuz 1927 yılında kurulmuştur. Foschi, Ulusal Faşist Parti döneminin önemli temsilcilerinden biriydi. Bu kulüpleri birleştirmenin amacı, dönemin daha baskın olan Kuzey İtalyan kulüplerine rakip olacak güçlü bir başkent ekibi kazandırmaktı. Tarihinde ilk büyük ses getirdiği sezonu 1930-31 sezonu olan Roma, ligi Juventus’un ardından ikinci sırada tamamladı. 1935-36 sezonunda şampiyonluğu 1 puanla Bologna’ya kaptıran sarı-kırmızılı ekip, 1941-42 sezonunda kulüp tarihindeki ilk lig şampiyonluğunu elde etti.​
Doğuşuna ve ilk başarılarına kısaca göz attıktan sonra esas konuya gelelim: Roma’nın ikonik armasına.​
tarkan_1xs4xms6ful781fbku5pt44die.jpg
1471’den beri Roma’daki Capitoline Müzesi’nde yer alan, dişi bir kurdun ikiz bebekleri emzirdiği Etrüsk eseri olduğu düşünülen meşhur bir bronz heykel sergilenmektedir. Kurt heykeli 11-12. yüzyıla; bebekler ise 15. yüzyıla tarihlenmiştir. İşte AS Roma’nın armasında yer verdiği simge, sergilendiği müze sebebiyle Capitoline Kurdu olarak anılan heykelden ilham alınmıştır.​
İşte Tarkan filmlerinin bu güzide kulüp ile olan alakası buradadır; çünkü bu heykeldeki; dolayısıyla armadaki bebeklerin hikayesi ile Altar’ın oğlu Tarkan’ın hikayesi neredeyse aynıdır.​
Antik Roma’nın kuruluşu: Remus ve Romulus
Altar’ın oğlu Tarkan, bir caninin elinden kurtarılarak kurtların merhametine bırakılmıştı. Remus ve Romulus kardeşler ise terk edilmişti.​
Roma mitolojisinde Romulus ve Remus adlı ikiz kardeşler, Roma şehrinin kurucuları olarak gösterilir. Anneleri, Orta İtalya’da antik bir Latin kenti olan Alba Longa’nın kralı Numitor’un kızı Rhea Silvia’dır. Babaları ise savaş tanrısı Mars’tır (Hikayenin bazı versiyonlarında baba Herkül olarak geçer). Numitor, küçük erkek kardeşi Amulius tarafından tahttan indirilmiştir. Amulius, tahta varis doğurma tehlikesine karşılık yeğeni Rhea’yı Vesta bakirelerine katılmaya zorlamıştır. Vesta bakireleri, Antik Roma'da aile tanrıçası Vesta'nın kutsal bakire rahibeleriydiler. Rahibeliğe Roma'daki seçkin ailelerin küçük kızlarından seçilirlerdi. Bekaretlerini korumak zorundaydılar. Aksi takdirde ölümle cezalandırılıyorlardı. Buna rağmen Rhea Silvia hamile kalır ve ikiz erkek çocuklarını dünyaya getirir. Bunu öğrenen Kral Amulius, tanrı bir babanın gazabından korktuğu için elini direkt olarak Rhea’nın veya çocukların kanına bulamak istemez. Bunun yerine Rhea’yı hapsettirir ve çocukların Tiber Nehri’nde boğdurularak öldürülmesini emreder. Çocukların yerleştirildiği küçük beşik, nehrin aşağısına doğru iner ve dönemin kutsal incir ağacı Ficus Ruminalis’in yanında durur. Orada, ağacın yanında bir dişi kurt ve bir ağaçkakan bebekleri bulur. Faustulus adlı bir çoban onları bulana kadar Remus ve Romulus, dişi kurt tarafından emzirilir. Ağaçkakan da onlara yiyecek getirir.​
Faustulus ve eşi Acca Larentia tarafından büyütülen Remus ve Romulus da birer çoban olurlar. Bir gün hayvanlarını otlatırken Kral Amulius’un çobanları ile karşılaşırlar. Bir kavga çıkar ve sonrasında kralın adamları Remus’u alıkoyar.. O esnada Kral Amulius, yeğenlerinin öldüğünü zannettiği için ikisini de tanımaz. Köydeki birkaç genci de toplayan Romulus, kardeşi Remus’u kurtarmaya gider. Remus’un da kurtulmasıyla kardeşler, dedelerini öldüren, annelerini hapseden ve kendilerini öldürmeye çalışan amcaları Amulius’u öldürerek intikamlarını alırlar.​
Amulius’un ölümünden sonra Alba Longa’ya hükmetme teklifini geri çeviren kardeşler kendi şehirlerini kurmak isterler. Her ikisi de en iyi lokasyonu bulmak için arayışa çıkar. Romulus, yeni şehri Palatine Tepesi’ne kurmak ister. Remuz ise Aventine Tepesi’nde ısrarcı olur. Aralarındaki anlaşmazlığı çözmek augury adlı bir kehanete başvurmayı tercih ederler. Augury, tanrıların hangi eylemleri veya kişileri tercih ettiğini belirlemek için kuşların incelendiği ve gözlemlendiği bir tür kehanettir. Her kardeş kendi tepelerinde kutsal bir alan hazırlar ve kuşları izlemeye başlar. Remus altı kuş gördüğünü iddia ederken Romulus on iki kuş gördüğünü söyler. Romulus altı kuş farkla kazandığını savunurken Remus ise ilk altı kuşu kendisinin gördüğünü söyleyerek kazandığını ileri sürer. Romulus, Palatine Tepesi’nde hendekler kazmaya ve duvarlar inşa etmeye başlayana kadar anlaşmazlık sürer. Kardeşinin bu hareketine karşılık Remus ise kurulan şehirle sürekli olarak dalga geçmeye başlar ve Romulus’un kurduğu duvarlardan atlayacak kadar ileri gider. Aşağılamalarına dayanamayan Remus ise duvardan atlayan kardeşini öldürür. Remus’un nasıl öldüğüne dair çeşitli rivayetler vardır. Livy’nin versiyonuna göre Remus, duvardan atladığı için ölmüş ve bu durum tanrıların; Roma şehrinin gücü ve kaderi için Romulus’tan taraf olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Remus'un ölümü ve Roma'nın kuruluşu Livy tarafından MÖ 21 Nisan 753 olarak kayıtlara geçmiştir.​
Romulus ve Remus'un gerçek insanlar mı yoksa sadece bir efsane mi, hatta her ikisinin bir kombinasyonu olup olmadığı konusunda çok fazla tartışma vardır. Bu ikiz kardeşlerin gerçek olup olmadığı asla kesin olmasa da kesin olan bir şey vardır ki, o da bu hikayelerinin eski zamanlardan günümüze insanlar tarafından hala saygı ile ele alınır ve üzerinde tartışmaya devam ederler.​
as-romo-club-logos-through-the-years_1s145eanlg2r1ps31dxtnmi6j.jpg
Aslında Roma Kulübü, kurulduğunda da günümüzde kullandığı armanın çok benzer bir versiyonu ile yola çıkmıştı. 1927’den 1930’a kadar bir kalkanın içinde, üstte Capitoline Kurdu altta ise kulübün isminin baş harfleri siyah beyaz bir fontta kullanılmıştı. 1930-34 yılları arasında kırmızı bir çember üstüne sarı fontta sadece kulübün isminin baş harfleri olan ASR kullanıldı. 1934’ten sonra Capitoline Kurdu, Remus ve Romulus geri döndü; orijinalinden daha renkli bir tasarım kullanıldı. Harfli arma ile Remus-Romulus arasında gidip gelen değişikliklerin sonunda 1978 yılında yepyeni bir arma tasarlandı. O dönemde kulüp sahibi Gaetano Anzalone, Remus ve Romulus’un sadece kulüple değil Roma şehri ile de ilişkili olmasından ötürü, kulübün pazarlanabilirliğini ve tanınmışlığını arttırmak; ayrıca yalnızca kulübe özel bir simge olmasını istediği için yeni bir arma tasarlanmasını istedi. Piero Gratton tarafından tasarlanan Lupetto isimli bu yeni armada bu sefer sarı-kırmızı halkalarla çevrili, beyaz bir arka planın üstüne kırmızı gözlü siyah bir kurt başı kullanıldı.​
Ufak değişiklikler yapılsa da uzun süre Lupetto tasarımı kullanılsa da 1997 yılında Remus ve Romulus yeniden kullanılmaya başlandı ve günümüzde de kullanımına devam ediliyor.​
Bir çizgi roman kahramanı olan Altar’ın oğlu, kurtların evladı Tarkan ile Tiber Nehri’nin ölümden kurtuluşa taşıdığı Remus ile Romulus birbirine oldukça benziyor. Her ne kadar Roma tarafında kardeşler birbirine düşmüş olsa da üç karakterin de kaderleri ve motivasyonları aynı. Üstelik hem Tarkan hem de Roma’nın ikizleri bir kurtuluşu, kutsal güçlerin lütfunu, mucizeyi ve gücü sembolize ediyor.​
 
Üst Alt