Ya bırakın vasiyet falan
Yok müslüman mıymış, yok Arap karşıtıymış, yok hilafeti yeniden getirmek için vasiyet yazmışmış.. Adam kendi kendini yönetebilecek bir devlet yaratmaya çalışmış. Bunu yaparken de kendi ideolojisini dünya görüşünü empoze etmiş, hakkı da zaten. Benim dünya görüşlerime uyduğu için toplumu şekillendirmesi, mühendis şeklinde yeniden yapılanması benim çıkarıma. Ama bir toplumu değiştirmenin ne kadar doğru olup olmadığını tartışabiliriz. Ama başarılı olmuş. Şu anda ülkenin en islamcı partisi iktidardayken Arap dünyasına laikliği öneriyorsa, kemalizm çoktan zaferini ilan etmiştir zaten.
Kısacası boş tartışmalardan çok, vasiyet varmıymış içindeki neymişten çok, dünyanın seyrini anlamak lazım. Biz vasiyetle uğraşırken, Sarkozy Gürcistan'a gidiyor, ordan Ermenistan'a soykırımı herkesin kabul etmesi lazım diyerek geçiyor, daha sonra Azerbaycan'da da bilmem kaç milyar dolarlık enerji anlaşması imzalamak için bekleniyor.
Suriye'de kan gövdeyi götürüyor, biz bağırıyoruz çağırıyoruz kimse tınlamıyor, NATO Libya'ya harekat için zaman kaybetmezken, BM'den Suriye'ye yaptırım kararı çıkmıyor.
NATO, İsrail'i korumak için füze kalkanını Malatya'ya kuruyor, İran bize ateş püskürüyor.
Rum Kesimi Akdeniz'de sondaj yapıyor İsrail destekli, bizse gemi yolluyoruz Akdeniz'e mavi tur hesabı.
Her gün terörist saldırıları olurken, ergenekon davasında darbeciler yargılanırken, ortada çözülmemiş bir Kürt sorunu varken, alevilerin hakları daha verilmemişken, kara operasyonu muhabbeti dönerken, bazı basın yayın organlarından çıkan, Atatürk ne zaman doğdu-ne zaman öldü-vasiyeti neydi haberleri pompalanıyor sürekli. Resmen dalga geçiliyor bizle biz de burada tartışıyoruz.
Yapılması gereken belli, Atatürk gelmiş, tüm bir toplumu giyiminden kültürüne, alfabesinden takvimine herşeyi değiştirmiş ve başarılı da olmuş. Bu değişim bazılarını rahatsız etmiş olabilir, hak da verebilirim. Ancak olmuş bitmiş. Bu saatten sonra yapılması gereken şey tarihçiliği bırakıp,hala devam eden laiklik mevzusunu bırakıp, iç barışı sağlamak, romantizmi bırakıp, insanlıktan ödün vermeden reel dış politikası yaratmak.
Biz "küçük insanlar" napabiliriz ? Bizim de yapmamız gereken şey, geçmişi hatalar veya zaferler zinciri olarak değil bir olgu olarak görüp incelemek, orada takılı kalmak yerine, neredeyiz, Fransa neden bizi sıkıştıracak diplomasi yürütüyor, Türk dış politası neden fevri, Recep Tayyip Erdoğan neden milliyetçiliğe kaydı, Afrika neden önemli hale geldi sorularının cevabını aramamız lazım.
vasiyet mi ? vasiyeti olsa ne olur, kabile devletinde yönetilmiyoruz, vasiyeti yerine mi getireceğiz ?