Cevap: Barcelona sinirlerimi çok bozuyor
Futbolda, psikolojiden ya da sosyolojiden yararlanmak henüz yaygın değil. Özellikle Türkiye'de bu konuda elde tutulan tek kısım, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde yapılan motivasyon ve sinerji yaratma şekilleri. Barcelona'nın 2-3 oyuncusu dışında çirkefliğe pek başvurmaması, centilmen bir takım gözükmesi ve oyuncularının bireysel olarak değilde takım oyunuyla ön plana çıkmalarının bazı sebepleri var. Bu sebeplerden biri de Barcelona'nın sürekli kazanan ve futbola odaklanmış bir takım olması. Bu oyuncuların moralini üst seviyede kalmasını sağladığı için, futbol dışında da takıma farklı ve olumlu bir kimlik yaratıyor. Barcelona'nın en bireysel oynayan oyuncuları David Villa ve Messi'dir, ancak her ikisinin de durumu açıklanabilir ve takım oyununu bozmayacak cinsten bireyselliklerdir. David Villa'nın golcü egosundan ve takımda ilk senesini geçirmesinden dolayı bazen takım oyununu ters yönde etkilediğini söyleyebiliriz, ama bunu büyük bir sorun olarak nitelendirmek pek mümkün değil.
Bir diğer etken nokta ise, Barcelona'nın birçok oyuncusunun takımda uzun süredir var olması, yenilerin bir kısmının da alt yapıdan olmasıdır. Puyol'un Afellay ile kaynaşması zor olacaktır. Aynı zorluğu Pedro ya da Busqets için söyleyebilmek mümkün değil. Çünkü ortak paydaşları daha çok, takım kültürünü daha çabuk benimsiyorlar ve tabi dil meselesi. Takım kültürü önemli bir konudur. Her sene onlarca futbolcunun gidip geldiği bir kulübün geçmişi çok başarılı dahi olsa, var olan etkin kültür kaybolacaktır. Özellikle takımda bu kültüre sahip oyuncuları takımdan tamamen uzaklaştırırsanız ya da var olan kültürün gençlere aktarımını başarılı bir şekilde sağlayamazsanız çeşitli sorunlar oluşur. Florya'nın havasının başka olduğunu dile getiren cümleler bir dönem bıkkınlık yaratıyordu. Artık bu cümleyi duyabilmek zorlaştı. Bu da var olan kültürün kaybolduğunun bir göstergesidir. Bu yüzden oynasın ya da oynamasın o kulüpte uzun zamandır bulunan yaşlı oyuncuların takımda bulunması önemlidir.
Psikolojiden bahsettik mesela. Müziğin insan ruhuna etkisi bilindik birşey. Dinlenen şarkı ya da şarkıların insan psikolojisini kısa ve uzun süreli şarkının teması çerçevesinde etkilediği açık bir konu. Maça giderken otobüste, hatta ısınmadan önce sahada turlarken dinlenen şarkılar futbolcuların o maçta göstereceği performansı doğrudan etkiliyor. Bu yüzden mp3 çalarların uzun yolculuklar haricinde yasaklanmasının takım için faydaları olacağını savunuyorum. Müzik haricinde bir diğer konu, takımın içinde bulunduğu mekanların yapısıdır. Ntvspor yayınlamıştı, Arsenal'in stadyumuna turistik gezi düzenlendiğinde Wenger'in bir videosu yayınlanıyordu ve soyunma odasının oluşumu hakkında çeşitli bilgiler veriyordu. Soyunma odasının dizaynının Wenger tarafından bizzat yapıldığı ve Feng Shui'den yararlanıldığı belirtiliyordu. Soyunma odalarının köşeleri keskin olarak dönmesinin oyunculara stres yaratacağından, bu kısımları ovalleştirdiklerini anlatıyordu. Basit bir konu gibi görülebilse dahi bu tip birçok detay başarılı bir şekilde uygulandığında çok net sonuçlar verebiliyor. Arena'nın teslim vakti yaklaştığı dönemde, Adnan Polat'ın bir açıklaması vardı. Bizim soyunma odasının ve soyunma odasına giden koridorun sarı renkte olacağından, bunun da takımı sembolize ettiğinden bahsediyordu. Aynı açıklamada rakip takım soyunma odasının ise mat renklerde olup, bir baskı unsuru yaratmaya çalıştıklarından bahsediyordu. Bunlar uygulandı, ancak düşünülmesi ve uygulanması dahi bazı konularda oluşan farkı ortaya koyuyor. Zamanında bazı Nazi toplama kamplarının duvarları, insanların psikolojik çöküntülerini hızlandırmak ve onları psikolojik açıdan daha zor durumda bırakmak amacıyla sarıya boyanmış. Sarının da bu tip psikolojik etkileri olduğu bilinen bir konudur.
Direkt Emir Satriani'nin bahsettiği konulara değilde detaylara bahsetmiş oldum, ama olsun o kadar. Yeni ve günün şartlarına uygun programlı yapılanmalar beklerken ya da bunun umudu taşınırken, en ufak konularda dahi nasıl yanlışlar yapıldığını anlatmak açısından faydalı bir konu.