Beşiktaş taraftarı özelinde Türk futbolunun 2 büyüğü Beşiktaş ve Trabzonspor ve bir de onların taraftarları (en azından sosyal medyada aktif, tribüncü tayfa) hakkında birkaç kelam edelim. Sıkı bir futbol fanatiğiyimdir. Yani öyle sadece Galatasaray maçları izleyip gerisini sallamam. Her hafta sonu Spor Toto 2.Lig, 3.Lig, BAL maçlarına gider, bu maçları yerinde izler, ilçe takımlarının tribün havasını solurum. Avrupa'da her ligden maç izlerim, öyle büyük ligleri geçtim Portekiz, Rusya, Hollanda, Belçika hatta Ukrayna bile bulur bakarım. Yani severim bu oyunu, bu oyundaki çocuksu rekabeti, gel gitleri, heyecanı. Hayatın aynasıdır bana göre ve başka hiçbir spordan bu zevki alamaz insan diye düşünüyorum. Öte yandan çocukluğumdan beri Fenerbahçe ve onun şark kurnazı, oportünist, algılarla oynamayı seven, medyayı kirli amaçları için kullanan zihniyetine bilenerek takip ettim bu ülkede futbolu. Galatasaray, Fenerbahçe ile mücadele edebilen bir camia. Galatasaray'ı asla sahipsiz sanmayın, onun da kendine göre panzehirleri, silahları var. Zaten Fenerbahçe, Galatasaray'ı karşısında bulduğu bütün rekabetlerde zorlanmış, çoğu kez de başarılı olamamıştır. Nefretleri, karın ağrıları biraz da buradan geliyor. Ama Beşiktaş ve Trabzonspor'da biraz durum farklı. Trabzonspor bir bölgeye daha doğrusu bir şehre sıkışıp kaldığından İstanbul medyasında yani ülkenin merkez medyasında temsili olmayan bu yüzden ikinci planda kalmış bir camia. Beşiktaş ise düşük popülaritesi, taraftar sayısının diğer iki büyüğe göre azlığından ötürü fazla önemsenmez genelde. Fenerbahçe, Beşiktaş ile Trabzonspor'u çoğu kez masa başında rahatlıkla mağlup edebilmiştir. Peki bugün geldiğimiz noktada nasıl bir manzarayla karşı karşıyayız? Trabzonspor'un 3 Temmuz sürecinde hakkı yendiği çok açık. Adamların tarihlerinin en iyi kadrosuyla yıllardır hayalini kurdukları şampiyonluk bin türlü katakulliyle ellerinden uçup gitmiş, yetmemiş siyaset lobisiyle de namussuzluk aklanıp paklanmış ve bugün darmadağın olmuş durumdalar. Onlar ne yaptı peki sonrasında, 2016 yılında ne Galatasaray'a ne Trabzonspor'a hiçbir faydası olmayan tikindirik bir maç yüzünden Fenerbahçe'den daha fazla düşman bellediler Galatasaray'ı. Beşiktaş'taki durum ise daha trajik. Daha 4-5 ay önce hocaları Fener'in stadında tribünden atılan maddeyle yere yığılmış, maç yarıda kalmış ve Fenerbahçeliler tarafından hocaları tiyatro yapmakla, sahtekarlıkla suçlanmış. Yine siyaset lobisi devreye girmiş, maç hükmen tescil edileceği yerde kaldığı yerden oynanmalı kararı verilmiş, takımları sahaya çıkmamış, boş sahaya çıkan Fenerbahçeli futbolcular gülerek eğlenerek hükmen galibiyetlerini kutlamışlar. Fenerbahçe ile oynadıkları her maçtan önce en önemli oyuncuları komik kartlarla cezalı duruma düşürülmüş (Talisca, Medel), hakem hatasıyla kaybetmedikleri maç kalmamış adamlara karşı. Sonra son 1-2 ayda bir de baktık kardeşlik rüzgarlık estiriyorlar sosyal medyada. 17 takım Galatasaray'a karşı temiz futbol (!) için birleşelim kampanyasına liderlik ediyor bu tinerci tayfa. Namoğlu istifa hezeyanlarının arasındaki Fenerbahçe yanlamaları gırla, hani o gırtlaklarına çöküp ümüklerini sıkan Fenerbahçe, hani o kafalarını sarıp basket maçına gelip Şenol Güneşle dalga geçen Fenerbahçe. Siz de destek verin bize, biz kardeşiz, Galatasaray'a karşı birlik olalım mesajları veriyorlar. PFDK cezalarının açıklanacağı süreçte bile Fenerliler en büyük desteği gene bunlardan buluyor. Sonra düşündüm ki Fenerbahçe, bu Beşiktaş ile Trabzonspor'a geçmişte az bile yapmış. Çünkü bunlar kedi gibi, dost elini uzatınca tırmalıyorlar, tekme atınca gelip ayağının dibine giriyorlar. Artık Beşiktaş ile Trabzonspor'a havada karada su yok. Galatasaray'ın ahı adamı iflah etmez bunu unutmasınlar ve bu taraftar iyiliği hatırladığı gibi kötülüğü de unutmaz. Tek dileğim önümüzdeki yıllardan birinde bunların bir kez daha değerli rakipleri Fenerbahçeyle şöyle güzel bir şampiyonluk rekabetine girmeleri. İşte o zaman su veren itfaiyenin hortumunu... Herkese iyi geceler iyi haftalar