Sık sık karşılaştığımız bir soru; “Gökbilime çok ilgi duyuyorum, şu kadar bütçem var ve bir teleskop almak istiyorum; nasıl bir teleskop önerirsiniz” şeklinde. Anladığımız kadarıyla çoğu insan astronomiye başlangıcın bir teleskop sayesinde olabileceği düşüncesinde.
Teleskop önerisi isteyenlere öncelikle şunu söyleyelim; teleskoplar hakkında gerekli kaynakları detaylıca okuyarak, deneyerek, gözleyerek detaylı bilgi sahibi olursanız, herhangi bir marka önerisine gerek kalmadan kendi teleskobunuzu seçebilirsiniz. Ama, bu konuda hiçbir bilginiz yokken, “iyi bir teleskop istiyorum, bütçem şu kadar” şeklinde bize veya bilgili başka birine sormaya kalkışmayın. Çünkü, ne önerirsek önerelim sizi yanıltmış oluruz.
Bu sorunuz, “Dalgıç olmaya karar verdim, nasıl ve hangi marka dalış malzemesi alayım” demekten farklı değil. Dalışla ilgili araştırma yaptınız mı? İyi bir yüzücü müsünüz? Aletsiz dalış yapabiliyor musunuz? Şnorkelle dalma konusunda tecrübe edindiniz mi, herhangi bir dalıcılık kulübüne üye olup dalış malzemelerini kullanma konusunda eğitim aldınız mı? diye sorarlar size. Ki zaten bunları daha önce yapmışsanız, kimseye sormadan en uygun dalış malzemesini kendiniz seçebilecek seviyedesiniz demektir.
Teleskopla gökyüzünü gözlemlemek ciddi bir bilgi birikimi gerektirir. Gökyüzünü tanımanız, gözlemlediğiniz cismi bulabilmeniz, hakkında bilgi sahibi olmanız ve o cismi niçin gözlemlediğinizi bilmeniz gerekir. Unutmayın, yanınızda sizin için gökcismini bulacak, teleskobu ayarlayacak ve size gökcisminini anlatacak kimse olmayacak.
Bizler, gökbilim ile ilgilenmeye başlayan kişilerin ilk etapta teleskop almasını tasvip etmiyoruz. Teleskop, gökbilimde ikinci, hatta üçüncü aşamadır. Gökyüzü gözlemi öncelikle “çıplak gözle” başlar.
Birkaç ay boyu çıplak gözle gökyüzünü inceleyip yıldızların ve gezegenlerin isimlerini, yerlerini, konumlarını, hareketlerini öğrendikten sonra, bir “dürbün” almak en doğru hareket olur. Bu dürbünle de Ay, gezegenler ve sönük yıldızlar gözlemlenerek gökyüzünü daha yakından tanırsınız. Bir dürbün ki, size gökyüzünde gözlerinizle gördüğünüzün 10 katı zenginlikte bir kapı açar.
Teleskop konusunda öncelikle şunu aklınızda tutun: Gökyüzüne baktığınızda ne kadar gezegenleri, nebulaları, galaksileri astronomi sitelerinde gördünüğünüz ışıltılı halleriyle görmeniz mümkün değil. Tüm göreceğiniz şey; soluk ve bulanık noktalar olacak. Yıldızlar ise sadece daha parlak görünecekler.
Birkaç bin lira ödeyerek alacağınız teleskop ile görkemli Orion Nebulası’nı “en iyi haliyle” bu şekilde görebilirsiniz. Çoğu insan teleskobuyla bakıp bu görüntüyle karşılaştığında “ben bu teleskobu niye aldım” diyerek pişmanlık yaşıyor.
Peki nasıl bir dürbün mü alacaksınız?
İlk kez alacaksanız ucuzundan, hafif 10×50 bir dürbün alın. Zaten bir teleskop sahibi olsanız dahi her zaman bir dürbüne ihtiyacınız olacak. Markaya, modele fazlaca takılmayın. Eğer ki dürbünde marka veya model sizin için önemli hale gelmişse, zaten gökyüzü gözlemciliğinde profesyonelleşmeye başlamışsınız demektir.
Dürbünle yapılan gökyüzü gözlemi, amatör astronominin temelidir. Bir dürbün sahibi olmadan gökyüzünü tanıyamazsınız. Gökyüzünü tanımıyorsanız, astronomiye giriş yapamazsınız.
Tüm bunlardan sonra, artık dürbünün “yetmediğine” karar verirseniz, zaten nasıl bir teleskobu “hangi amaçla” alacağınıza kendi bilgi birikiminizle karar verebilir seviyede olacaksınız. Bu süreçte o kadar çok şey öğreneceksiniz ki, kendiniz bile şaşıracaksınız.
O yüzden, teleskop almazsam astronomiye başlayamam, teleskop aldığımda gökyüzü ayaklarımın altına serilecek gibi düşüncelere girmeyin. Teleskop alıp astronomiye ilk adımı atanların çoğu daha bir iki ay geçmeden o teleskopları bir kenara atıyor. Çünkü, gökyüzünü ve gökcisimlerini tanımadan, teknik bilgi sahibi olmadan teleskopla gözlem yapmaya çalışmak, inanın insanı hayatından bezdirecek kadar zor bir iştir.
KozmikAnafor