Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç


Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Benim gözümde canlandırdığım "Salih" portresi şöyleydi(gerçi hala öyle); Müslüman, dinine düşkün..Öyle birşey işte. Çünkü hani adın "Salih" ya, Dini bir isim. Yararlı, faydalı bir kişi. İşte o yüzden "Gıybet"in anlamını bilirsin sanırdım. Açıklayayım o zaman, gıybet demek, "İftira" demek. Karşılığı budur :)



Gıybet etmekle iftira atmak aynı şey değil.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Benim gözümde canlandırdığım "Salih" portresi şöyleydi(gerçi hala öyle); Müslüman, dinine düşkün..Öyle birşey işte. Çünkü hani adın "Salih" ya, Dini bir isim. Yararlı, faydalı bir kişi. İşte o yüzden "Gıybet"in anlamını bilirsin sanırdım. Açıklayayım o zaman, gıybet demek, "İftira" demek. Karşılığı budur :)



Söylediklerin için eyvallah.



Benim bildiğim gıybet ise şöyle;



Gıybet bir başkasının ayıbını veya günahını veya onun duymak istemeyeceği şeyleri onun bulunmadığı ortamda başkalarına anlatmak yani tabiri caizse arkasından konuşmak.



İftira ise gıybetin yalanla buluşmuş hali. Yani iftirada gerçeklik yoktur kesinlikle ama gıybette vardır.



Yani burada konuşulanların doğru olup olmadığının hiç bir önemi yok. Doğru veya yanlış ölmüş bir insan arkasından böyle konuşmak bize yakışmaz. :)



Olaya dini açıdan bakarsak böyle.



Dini açıdan çıkıp bakarsak da yine ölmüş birinin arkasından konuşmak yine bize yakışmaz. :)



Bence Hıncal Uluç haddini çok fazla aştı bu yazıda. Bu saatten sonra bunu konuşmanın veya yazmanın kime ne faydası var.



Defne Joy'a da tekrardan Allah Rahmet eylesin.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Başkasının arkasından yalan yanlış konuşmak işte yahu.. Bir nevi iftira. Doğrusunu söyler misin bana? Yanlış biliyorum o zaman?



İlla yalan yanlış olmasına gerek yok gıybet etmek için. Bir kişinin arkasından onun rahatsız olacağı şekilde konuşmaktır. Benim bildiğim bu.



Hani ortada gıybet yok diyorsun ya var aslında.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Madem öyle;







"hıncal uluç ölmüş...



bir kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde allah da onun ayıbını örter... (hadis)



defne joy foster’ın ölümü üzerine konuşuluyor da konuşuluyor…

alkollüymüş…

evli kadının dışarıda ne işi varmış…

o gün tanıdığı adamın evine nasıl gitmiş…

uyuşturucu mu almış…

en son, hıncal uluç yazdı…

bu konuyla ilgili yazdığını görünce, zannettim ki ön yargıların önünde bir set olacak…

en basitinden ölünün arkasından konuşmayın diyecek…

özel hayattır, kimseyi ilgilendirmez, kimseye bu kadar konuşma hakkı vermez diye çıkışacak…

ne dememizi bekliyorsunuz, defne’ye yollu mu diyelim, diye kızacak…

ve fakat ne mümkün!

ne diyor hıncal?

evli barklı bir kadın, yeni tanıdığı adamın evine nasıl gider diyor…

bir anne bunu nasıl yapar diyor…

böyle biri öldü diye, kimse saygı duymamı beklemesin diyor…

o gece defne’nin evine gittiği kerem altan, hıncal’ın kuzeniymişmiş…

bir arkadaşı aracılığıyla kerem altan’a “sor bakalım kerataya, evli barklı ve çocuklu kadını niye götürmüş evine” diye soruyor…

ve vurucu ifadeyi sona saklıyor; su testisi su yolunda kırılır…

yok daha neler!..

hiç mi için sızlamaz, hiç mi titremez yürek?…

artık ne bir savunma, ne bir açıklama yapacak defne yok…

öldü!..

defne hata yapmış olabilir…

defne ayıp etmiş olabilir…

bize ne?

kime ne?

velev ki, böyle bir hata söz konusudur, defne, kocası ve kerem arasındadır…

kimi ilgilendirir?

özel hayatı bu kadar didiklemek, daha cesedi soğumadan hesaba çekmek, ki bu konuda en ufak bir yetkin yokken, nedir bu allah aşkına?

hangi vicdana sığar…

ayrıca kuzenin kerem, yani erkek götürüyor, götürünce kerata oluyor…

sevsinler kerem’i…

guduuuuuu…

peki ya defne?

o götürülen… kadın…

hatalı o…

evli çünkü… kerem’in evine gitmiş…

kerem evli kadınla olabilir ama...

o kerata...

o erkek...

ne dememizi istiyorsun defne’ye, yollu mu?

yani yine o bildik klişe mi?

kadın yapınca kevaşe, erkek yapınca çapkın mı?

kerataymış…

ey kuzenim kerem, evli kadınla nasıl olursun diye kızmak yok…

aslanım kerem o…

kerata…

amcasının kuzusu...

guduuuuu...

ne güzel dünya…

hadi elini vicdanına koyamayanlar konuşmaya devam etsin…

şöyle ayıp etti, böyle yanlış yaptı demeye…

her yeri doldursun söyledikleriyle…

yetmez!

defne’yi çıkarıp mezarından, asalım darağacına…

yakalım gerekirse…

ne istiyorsanız onu yapalım…

susmanız için ne etmek gerekiyorsa onu edelim…

***

sadece defne ölmedi hıncal…

sen de öldün bu yazınla…

soruyorsun ya yazında “defne senin karın olsaydı ne yapardın” diye…

peki ya defne senin kızın olsaydı?"



z. kayahan c.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Kendini artık savunamayacak bir merhum hakkında, bu kadar eleştiri yapmak eziklikten başka birşey değildir. Bu kadar detaylara girmeye gerek yok. Her kişi kendinden sorumludur ve hesabını verir. Hesap sormak kimsenin haddine değildir.



Bu kadar dar görüşlü olmayın.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Madem öyle;







"hıncal uluç ölmüş...



bir kul, bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde allah da onun ayıbını örter... (hadis)



defne joy foster’ın ölümü üzerine konuşuluyor da konuşuluyor…

alkollüymüş…

evli kadının dışarıda ne işi varmış…

o gün tanıdığı adamın evine nasıl gitmiş…

uyuşturucu mu almış…

en son, hıncal uluç yazdı…

bu konuyla ilgili yazdığını görünce, zannettim ki ön yargıların önünde bir set olacak…

en basitinden ölünün arkasından konuşmayın diyecek…

özel hayattır, kimseyi ilgilendirmez, kimseye bu kadar konuşma hakkı vermez diye çıkışacak…

ne dememizi bekliyorsunuz, defne’ye yollu mu diyelim, diye kızacak…

ve fakat ne mümkün!

ne diyor hıncal?

evli barklı bir kadın, yeni tanıdığı adamın evine nasıl gider diyor…

bir anne bunu nasıl yapar diyor…

böyle biri öldü diye, kimse saygı duymamı beklemesin diyor…

o gece defne’nin evine gittiği kerem altan, hıncal’ın kuzeniymişmiş…

bir arkadaşı aracılığıyla kerem altan’a “sor bakalım kerataya, evli barklı ve çocuklu kadını niye götürmüş evine” diye soruyor…

ve vurucu ifadeyi sona saklıyor; su testisi su yolunda kırılır…

yok daha neler!..

hiç mi için sızlamaz, hiç mi titremez yürek?…

artık ne bir savunma, ne bir açıklama yapacak defne yok…

öldü!..

defne hata yapmış olabilir…

defne ayıp etmiş olabilir…

bize ne?

kime ne?

velev ki, böyle bir hata söz konusudur, defne, kocası ve kerem arasındadır…

kimi ilgilendirir?

özel hayatı bu kadar didiklemek, daha cesedi soğumadan hesaba çekmek, ki bu konuda en ufak bir yetkin yokken, nedir bu allah aşkına?

hangi vicdana sığar…

ayrıca kuzenin kerem, yani erkek götürüyor, götürünce kerata oluyor…

sevsinler kerem’i…

guduuuuuu…

peki ya defne?

o götürülen… kadın…

hatalı o…

evli çünkü… kerem’in evine gitmiş…

kerem evli kadınla olabilir ama...

o kerata...

o erkek...

ne dememizi istiyorsun defne’ye, yollu mu?

yani yine o bildik klişe mi?

kadın yapınca kevaşe, erkek yapınca çapkın mı?

kerataymış…

ey kuzenim kerem, evli kadınla nasıl olursun diye kızmak yok…

aslanım kerem o…

kerata…

amcasının kuzusu...

guduuuuu...

ne güzel dünya…

hadi elini vicdanına koyamayanlar konuşmaya devam etsin…

şöyle ayıp etti, böyle yanlış yaptı demeye…

her yeri doldursun söyledikleriyle…

yetmez!

defne’yi çıkarıp mezarından, asalım darağacına…

yakalım gerekirse…

ne istiyorsanız onu yapalım…

susmanız için ne etmek gerekiyorsa onu edelim…

***

sadece defne ölmedi hıncal…

sen de öldün bu yazınla…

soruyorsun ya yazında “defne senin karın olsaydı ne yapardın” diye…

peki ya defne senin kızın olsaydı?"



z. kayahan c.



Ferhat Göçer Götür Beni Gittiğin Yere - Ferhat Göçer Götür Beni Gittiğin Yere Video Klip - Götür Beni Gittiğin Yere dinle
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Karşısındaki ölü ya da diri olsun, Hıncal Uluç düşündüklerini kıvırmadan, yuvarlamadan, korkusuzca söyleyebilen, yazabilen bir insan. Katılırsınız-katılmazsınız o ayrı mesele. Ama mahalle baskısının bariz şekilde hissedildiği Türkiye'de, "kimden ne tepki alırım" demeden aklındaki direk olarak söylemek YÜREK ister. Spor, siyaset, magazin.. konu ne olursa olsun Hıncal'ın kalemini korkusuzca kullanması takdire şayan.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Hıncalı , hıncal yapan özelliği bu işte, saçmalar-saçmalar-saçmalar, sonra öyle bir doğru yazarki yazısını keşke gene saçmalasaydı dersin.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Bu yazıya katılan varsa ona da yazıklar olsun.İğrrenç bir düşüncenin yazıları, bunu paylaşan vatandaş da ne kadar leş konu varsa hepsinin altında imzası var.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Başkasının arkasından yalan yanlış konuşmak işte yahu.. Bir nevi iftira. Doğrusunu söyler misin bana? Yanlış biliyorum o zaman?



Gıybet ve iftira çok farklı iki kavram. Teorik olarak bile birbirlerine benzemiyorlar. Açıklamasını arkadaşlar zaten yapmış.



İkincisi bu kadın, bazı siyasi rantçılar ve medyadaki "maymun" diye tabir ettiğimiz üç beş çapulcu tarafından sürekli irdelenip, insanların gözünde antipatik biri olarak lanse ettirmeye çalışılıyor. Dayanaklı-dayanaksız, savunan-karşı çıkan hiç de fark etmiyor. Eğer ortada irdelenmesi gereken bir durum varsa oda insanların yararına olan veriler doğrultusunda ifa edilmelidir. Aksi halde, (gidişat bu şekilde devam ederse) bu kadın öldükten sonra maktul olan tek ve ilk insan olacak.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Ahlak bekçisi kesilene de bakın hele :)



Bu tartışmanın kimseye yararı olmadığı gibi bu çeşit yazıların da bu beyefendinin düşünmüş gibi yaptığı merhumun kocasının ve yakınlarının acısını katlamaktan başka bir işe yaramadığı açık.



Günahıyla, sevabıyla öldü gitti. Rahat bırakın yahu mezarında...
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Başıma bir iş gelmeyecekse,

Namaz kılarken ölmek lazım bu ülkede, en mantıklısı.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Gıybet ve iftira çok farklı iki kavram. Teorik olarak bile birbirlerine benzemiyorlar. Açıklamasını arkadaşlar zaten yapmış.



İkincisi bu kadın, bazı siyasi rantçılar ve medyadaki "maymun" diye tabir ettiğimiz üç beş çapulcu tarafından sürekli irdelenip, insanların gözünde antipatik biri olarak lanse ettirmeye çalışılıyor. Dayanaklı-dayanaksız, savunan-karşı çıkan hiç de fark etmiyor. Eğer ortada irdelenmesi gereken bir durum varsa oda insanların yararına olan veriler doğrultusunda ifa edilmelidir. Aksi halde, (gidişat bu şekilde devam ederse) bu kadın öldükten sonra maktul olan tek ve ilk insan olacak.



Ben daha fazla yazarsam daha çok tepki alacağım. En iyisi ben cevap vermeyeyim, Adem. "Gıybet" hakkında yanlış biliyordum. Değerlendirmeler içinde teşekkürler. Ben mahalle baskısına daha fazla dayanamayacağım o yüzden. :)
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Kişi vardır hayatı iyiliklerle doludur öldüğünde yaptıklarıyla konuşulur.kişi vardır çok kötü insandır ölünce yaptıklarıyla anılır.Ölünün arkasından konuşulmaz diyoruz fakat işimize geleni konuşuyoruz işimize gelmeyeni konuşmuyoruz.İyi yada kötü sonuçta konuşuluyor.Bunun önüne kim geçmişki.Defne foster'i gerçekte tanımam.Sadece TV'den izledim.Ne içini bilirim ne dışını bilirim.Bana iyiliği dokundumu.Hayır.Kötülüğünü gördümmü Hayır.Tanımıyorum etmiyorum onun içinde kişiliği yada yaptıkları hakkında bir yorumda bulunamam.Belki Allah katında yüksek bir yerdedir yada Allahın sevdiği bir kuldur,Yada tam tersi...Sonuçta her nefis ölümü tadacaktır.Özeli yada tüzeli bizi ilgilendirmez.Sevenlerinin başı sağolsun deyip geçebilirsiniz.Hıncal uluç'u ise hiç sevmem.Tam kişiliğini yansıtmış.Yazdıkları doğru yada yanlış.O kız öldü ama sevenleri var halen.Ayıptır terbiyesizliktir.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Bu konuda tartışılacak ne var anlamıyorum, adam çoğunluğun ne düşündüğünü yazmış mı? yazmış, haklı mı? bence sonuna kadar haklı.Eğer evli bir kadın!, çocuk sahibi bir kadın, başka bir erkekle beraber olup ölmüşse en basitinden "ne yapmış öyle" derler, derler abicim, bu herhangi bir mahalledede olsa mevzu bahis olur, kendinizden pay biçin madem ana bacı edebiyatına girilmiş, defnenin yerine koyun bakalım birilerini hoşunuza gider mi? gitmez tabi,neymiş efendim sizeneymiş evet bizene ama bunu tasvip etmemek ve belirtmek benimde en doğal hakkım, birilerine örümcek kafalı demek için fırsat bekleyenler mi vardı yoksa?. Namus, şeref ve haysiyet kavramı farklı olan biri varsa yazsın buraya.
 
Cevap: Bu nasıl bir mahalle baskısıdır?.. | Hıncal Uluç



Bu konuda tartışılacak ne var anlamıyorum, adam çoğunluğun ne düşündüğünü yazmış mı? yazmış, haklı mı? bence sonuna kadar haklı.Eğer evli bir kadın!, çocuk sahibi bir kadın, başka bir erkekle beraber olup ölmüşse en basitinden "ne yapmış öyle" derler, derler abicim, bu herhangi bir mahalledede olsa mevzu bahis olur, kendinizden pay biçin madem ana bacı edebiyatına girilmiş, defnenin yerine koyun bakalım birilerini hoşunuza gider mi? gitmez tabi,neymiş efendim sizeneymiş evet bizene ama bunu tasvip etmemek ve belirtmek benimde en doğal hakkım, birilerine örümcek kafalı demek için fırsat bekleyenler mi vardı yoksa?. Namus, şeref ve haysiyet kavramı farklı olan biri varsa yazsın buraya.



Elalemin derdi ne seni ne de başkasını germemeli.Kadının kocası bu olayı içine gömmüş ve acısını metanet ile yaşıyor hincal ve sizin gibileri çıkıp konuşuyor.Kimsiniz siz?
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt