Bu Resme İyi Bakın! | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Bu Resme İyi Bakın!


51046

2015 yılında Mehmet Tez tarafından kaleme alınan güzel bir yazı. Dünya bir numarası Novak Djokovic’in nereden geldiğini anlatan çok güzel bir yazı. İbretle okunmalı!


Bu bir tenis kortu. Daha doğrusu, tenis kortunun duvarı. Fotoğraf önceki gün New York Times’ta yayımlandı.
Yer Sırbistan. Yıllardan 90’lar. O zaman hâlâ Yugoslavya var. Ama ülke dağılıyor, Müslüman-Hıristiyan birbirine girmiş, Avrupa tarihinin İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en kanlı savaşı, en büyük toplu katliamları gerçekleşiyor. Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar birbirinin kanını içiyor adeta. Evler basılıyor, sniper’lar masum kadınları vuruyor, gece gündüz ağır bombardıman altında kentler var. Kim haklı kim değil’e girmem. Savaşta kazanan yok. Haklı haksız da yok. Savaş savaştır ve herkes için yıkımdır. Benim lafım başka.
Yıl 1993. Küçük bir çocuk o dönem işte bu kortta tenis oynuyor. Etraf yıkılıyor, herkes can derdinde… Ama bu çocuk ve bir sürü arkadaşı bu korttalar. Hocaları onları çalıştırıyor. Anne babaları onları bu korta getiriyor. Her gün bombalar iniyor ama hayat devam ediyor.
Kortun duvarındaki silah izlerine bakın. Gece bombardıman, gündüz tenis. Hayat buydu.
djokovic Eminim o zaman bir sürü insan şöyle diyordu: “Biz burada can derdindeyiz, siz orada tenis oynuyorsunuz, vay duyarsızlar…” “Burada kan akarken, siz orada tenis oynuyorsunuz ha… Ülke savaştayken hem de ha…”En kolayı vazgeçmek böyle durumlarda. En konforlusu. Mücadele edeceğine vazgeç, kapıl rüzgâra, oh ne rahat. Anne babalar vazgeçebilirdi ama geçmediler. Hocalar bırakıp gidebilirdi, gitmediler.
O günlerde o kortta oynayan yetenekli bir çocuk vardı. Savaş devam ederken 1993 yazında altı yaşındayken keşfedilmişti. Yeteneği o zamandan belliydi ve çalışması gerekiyordu. Savaş başladığında “Hayat dursun, tenis de neymiş” demediler.
Aile aylar boyunca geceyi evlerinin bodrumundaki sığınakta geçiriyor, gündüz hayata devam etmeye çalışıyordu. 14 yaşında uluslararası kariyerine başladı. Bugün dünyanın bir numaralı tenisçisi kendisi. Adı Novak Djokovic o çocuğun.
Savaşlar, terör, krizler geçiyor gidiyor, peki sonra geriye ne kalıyor? İnsan. Hayat devam etmezse insan yetişmezse, nasıl var olacak bu ülke gelecekte? Biz geleceğimizi, barış ve mutluluk günlerimizi inşa etmeye çalışmak yerine bütün gün bilgisayar başında çemkiren, kısır gündemin esiri bir ulus olduk.
Bir şey yapmalı, artık bu böyle olmaz diyenlere sözüm: İşinizi yapın. Ve iyi yapın. İşinize her ne yapıyorsanız dört elle sarılın. İşinizi sevin. En iyi olun.
Taşla sopayla değil, parayla pulla değil, bilgiyle, eğitimle, sevgiyle, tutkuyla, çok çalışarak emek vererek oluyor bu işler.
 
Hak ettiği saygıyı görmemesi. Çok iyi istatiklere sahip olmasına rağmen hala Nadal’ın gerisinde anılıyor. Yaşayan aktif tenisçiler içerisinde şu an en iyisi Federer sonra Djokovic gerisi hikaye. Nadal bir tek toprakta etkin!
Senden beklemediğim bir cevap oldu.

Kusura bakma ama milyon eurolar kazanan adamı geçmişindeki sıkıntılarla hikayeleştiriyorlarsa o adam da karakteri sıkıntılı olarak anılmamalı hele de tenis gibi fair playin hakim olduğu bir sporda.
 
Hak ettiği saygıyı görmemesi. Çok iyi istatiklere sahip olmasına rağmen hala Nadal’ın gerisinde anılıyor. Yaşayan aktif tenisçiler içerisinde şu an en iyisi Federer sonra Djokovic gerisi hikaye. Nadal bir tek toprakta etkin!
Kimse djokovicin kalitesiz bir tenisci oldugundan bahsetmemis bu yorumun amaci nedir?

Djokovic keske 90larda turk vatandasi olsaymis da teniste prof olmaya calissaymis. Zorluk nedir anlardik.
 
Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar birbirinin kanını içiyor adeta

Sırf herifin birinin elde ettiği başarıları dram katıp hilayeleştirmek için bunu böyle yazan insan Türk olamaz...

Bide allah aşkına şehire bombalar yagarken hangi insan evladını tenis kortuna götürür ya evladını sevmiyor o kadın yada ortada koca bir yalan var
 
hikaye doğruysa çok büyük başarı kabul edelim

sonuçta çocuk ne bilecek savaşı haklıyı haksızı

ama hikaye doğru değil ve abartılmış muhtemelen

belki de djokovic savaş sırasında güvenli bir bölgedeydi

biyografisini okuyup döneceğim mahir beyefendi
 
Hak ettiği saygıyı görmemesi. Çok iyi istatiklere sahip olmasına rağmen hala Nadal’ın gerisinde anılıyor. Yaşayan aktif tenisçiler içerisinde şu an en iyisi Federer sonra Djokovic gerisi hikaye. Nadal bir tek toprakta etkin!

476c469bda0fca95b0df7460ca76ef7e.jpg
 
Bir sporcunun hayat hikayesi uğruna Sırp vahşetini ortada bir savaş gibi göstermek doğrudan doğruya cehaletin tezahürüdür; aksini düşünmek istemem, ihanete kadar gider yoksa!..

''Sırp vahşeti'' dedim, zira tek taraflı bir 'savaş' bu...Eski Yugoslavya Ordusu bütünüyle Sırpların elinde; Boşnakların kendilerini savunmaya bile mecalleri yok, hayatta kalmaya çalışıyorlar sadece. Sniperlar vs ile epey bir katliam yapıldıktan sonra nihayet Nato karar almak zorunda kalıyor: Sırbistan vurulacak; ancak hiç kimse yanaşmıyor!..Menzil-havada yakıt ikmali gibi zorluklar aşılıyor da Tansu Çiller' in kararlı tutumuyla Türk Hava Kuvvetleri gerekeni yapıyor. Savaş bir çırpıda bitiveriyor...Belgrad' da bizim uçakların vurduğu önemli binalar halen viran haldedir...
 
Son düzenleme:
Bu geçmişe rağmen bu kadar götü kalkık, kibirli ve yavşak olmasını neyle açıklayabiliriz Maho

Reis; geçmişinde, çocukluğunda ezilmiş ve sıkıntılar çekmiş çoğu sporcuda belli bir kariyere ulaşıp iyi paralar kazanmaya başladıktan sonra başgösteren bir sıkıntı bu. Mesela çocukluğunda büyük sıkıntılar çekmiş Afrikalı topçular da bir yere gelince .ötleri başları ayrı oynamaya başlıyor. Eto'o büyük kariyer kabul ama herif bi noktadan sonra kendisini Barca'dan büyük görmeye başladı. Balotelli İtalyan gerçi ama onda da benzer bir sorun var ve çocukluğu sorunlu sanırım. Bir sürü örnek sayılabilir. Diagne gibi bir malın triplerini çekiyoruz, sevinmesi bile "Gördün mü dünya" modunda.
 
Reis; geçmişinde, çocukluğunda ezilmiş ve sıkıntılar çekmiş çoğu sporcuda belli bir kariyere ulaşıp iyi paralar kazanmaya başladıktan sonra başgösteren bir sıkıntı bu. Mesela çocukluğunda büyük sıkıntılar çekmiş Afrikalı topçular da bir yere gelince .ötleri başları ayrı oynamaya başlıyor. Eto'o büyük kariyer kabul ama herif bi noktadan sonra kendisini Barca'dan büyük görmeye başladı. Balotelli İtalyan gerçi ama onda da benzer bir sorun var ve çocukluğu sorunlu sanırım. Bir sürü örnek sayılabilir. Diagne gibi bir malın triplerini çekiyoruz, sevinmesi bile "Gördün mü dünya" modunda.
Nadal da öyle mesela ama kendisini sevdirmeyi iyi biliyor.
 
Bir sporcunun hayat hikayesi uğruna Sırp vahşetini ortada bir savaş gibi göstermek doğrudan doğruya cehaletin tezahürüdür; aksini düşünmek istemem, ihanete kadar gider yoksa!..

''Sırp vahşeti'' dedim, zira tek taraflı bir 'savaş' bu...Eski Yugoslavya Ordusu bütünüyle Sırpların elinde; Boşnakların kendilerini savunmaya bile mecalleri yok, hayatta kalmaya çalışıyorlar sadece. Sniperlar vs ile epey bir katliam yapıldıktan sonra nihayet Nato karar almak zorunda kalıyor: Sırbistan vurulacak; ancak hiç kimse yanaşmıyor!..Menzil-havada yakıt ikmali gibi zorluklar aşılıyor da Tansu Çiller' in kararlı tutumuyla Türk Hava Kuvvetleri gerekeni yapıyor. Savaş bir çırpıda bitiveriyor...Belgrad' da bizim uçakların vurduğu önemli binalar halen viran haldedir...

Konuyla hiç alakası yok ama bu bilgi için teşekkür ederiz Mustafa Bey.
 
Nadal kadar itici bir sporcu tanımıyorum. Pardon lewis hamilton vardı birde.

Nadal o tikleri ile beraber bir zahmet sporu bıraksın.
 
Üst Alt