Canı Sıkılanlara Rahatlama Yöntemleri | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Canı Sıkılanlara Rahatlama Yöntemleri


Canın sıkılıyorsa pet şişeye su doldur, kapağına bir delik aç ve etrafındaki insanlara fışkırt.



Canın sıkılıyorsa rastgele bir numara çevir ve şarkı söyle.





Canın sıkılıyorsa çarşıdan bir tane nar al, eve gel ve nar tanecikleri say, bin adet olmadıysa git manavla kavga et. Ya da saman sakla, zamanı gelecek mi diye bekle. Oldu olacak Atasözlerini Yaşatma ve Hayata Geçirme Derneği kur, tüm arkadaşlarını topla.





Canın sıkılıyorsa ve akşamsa hemen bir lazer edin. Kedilerin çokça bulundukları bir mekâna git, ışığı oraya buraya tutmak suretiyle onları koştur, madara et. (Bunu Fatih camiindeki kedilerde deneme, onlar alışıklar tınlamazlar. Üstelik yaşlı kediler lazer ışığının kovalanmaması gereken bir şey olduğunu çözmüşler, kıpırdamıyorlar. Haberin olsun)



Canın sıkılıyorsa mercimek ya da pirinç dolu bir poşete elini sok, onlarla oyna. Psikologlar tarafından bu önermem henüz kabul görmese de strese iyi gelir.



Canın sıkılıyorsa mutfağa gir, kafana göre yemekler ve içecekler icat et. (Patlıcan, incir, kahve ve çay dörtlüsünden içecek elde etmeye çalışma, onu ben buldum)



Canın sıkılıyorsa ve yağmur yağıyorsa solucan aramaya çık. Eminim uzun zamandır solucan görmemiştin, hatta az kalsın nasıl bir şey olduğunu bile unutacaktın.



Canın sıkılıyorsa kâğıttan uçak yap, oraya buraya fırlat.



Canın sıkılıyorsa bir leğene su doldur, kâğıttan gemi yüzdür.



Canın sıkılıyorsa gazete sayfalarındaki adamlara sakal bıyık falan çiz.



Canın sıkılıyorsa 62’den tavşan yap. Hatta olayı abart, 62’lerden tavşan ordusu yap, çizdiğin havucu yemelerini bekle. Onları cebinde taşı, arkadaşlarına tavşan hediye et.



Canın sıkılıyorsa istek programı yapan radyolardan birini ara, seçtiğin bir şarkıyı hayali uyduruk kişilere armağan et. Ya da “benim için Nagihan ablanın evindeki avizeleri çalar mısınız” diyerek makara yap sonra katıla katıla gül.



Canın sıkılıyorsa ve kendine apartman dairelerinin üst katlarında bir yer edinebiliyorsan, yukarıdan insanlara mandalina kabuğu fırlat, ya da dilimlenmiş kabak fırlat, sonra balkon duvarını siper alarak saklan, olaya counter havası kat. Bu iş terliğe bir ip bağlayıp fırlatmak usulü ile de yapılabilir. Hedefiniz karşı apartmanın çatısı ise, antenlere dikkat etmek gerekir. (Çünkü ip antene dolanabiliyor, böylece kutsal bir görev için gönderilen terlik geri gelmiyor. Ben dikkat etmedim, birkaç terlik telef oldu, sonra mısıra terfi etmek zorunda kaldım)



Canın sıkılıyorsa bir poşete nişasta doldur ve mıncıkla. Gıyyk, gıyjk gibi sesler çıkacaktır muhtemelen, farklı sesler çıkartmayı dene.



Canın sıkılıyorsa oklavayla savaşçılık oyna, oklavayı kılıç gibi kullanmadaki maharetini ölç.



Canın sıkılıyorsa hemen bir kırtasiyeye gidip birkaç pinpon topu al. Onları yak, bak bakalım ne oluyor.



Canın sıkılıyorsa bir poşete fındık doldur, poşeti patlatmamaya özen göstererek fındıkları çekiç benzeri herhangi bir şeyle ez. İçine toz şeker kat ve afiyetle ye. Fındık ezmesine para verme. (Blender ile yaparak kolaya kaçma, işin tadını kaçırma)



Canın sıkılıyorsa plastik bardağa meyve suyu doldurup buzluğa koy. Donmasını bekle. Sonra ev üretimi meybuzunu ye. (Ama krem şantiden dondurma yapmaya kalkma, olur ya, para ödeyip aldığın hani o makineden kıvrılarak aşağı inen dondurmalardan bir farkı olmadığını anlarsın ve bir daha almazsın, sonra bana dava falan açarlar.)



Canın sıkılıyorsa eline birkaç tabak ve iki adet kaşık al. Kaşıkları tabaklara vurmak suretiyle trampet çalıyormuş havasına gir, melodiler üret. Hatta evinizin sofralarında hala sini denen şey (büyükcene tepsi gibi bir şey işte) kullanılıyorsa onu dik vaziyete getir, siniye paralel bir şekilde yaklaşarak şarkı söyle, sesinin nasıl yankılandığını fark et, mutlu ol.



Canın sıkılıyorsa minderlerden çadır kur. İçine gir, eski günleri yâd et.



Canın sıkılıyorsa sağ elinin dört parmağını, parmak uçların dudağının uçlarına gelecek şekilde konumlandır. Bir yandan üfleyip ses çıkarırken aynı zamanda serçe parmaktan başlayarak diğer parmakların yukarıdan aşağı hızlıca dudağa çarpmasını sağla. Genel kanı bunu yaparken “biriiririiip” diye ses çıkartmanın makbul olduğu yönündedir. Ayrıca bu işlem yapılırken ağzın hava ile doldurulmasıyla beraber şişen yanağa parmak uçlarını yumru yaparak vurmak suretiyle farklı sesler elde etmek mümkündür. (Bu hareketin neden bir ismi yok, anlatmak için ne kadar uğraştım şuna bak)



Canın sıkılıyorsa evdeki tüm hijyenik ürünleri, deterjan, diş macunu, şampuan vb. şeyleri birbirine karıştır, ortaya garip şeylerin çıkmasını bekle. Tuzruhu ve çamaşır suyunu herhangi bir şeyle karıştırmayı sakın deneme. (Ya da illaki deneyeceksen, merak ettiysen, mekan havadar bir yer olsun. Genzin yanabilir, başın dönebilir, daha kötü şeyler bile olabilir, dikkatli ol)



Canın sıkıldıysa çaya pötibör bisküvi bandır, fazla bekletip bisküviyi laçka yapmadan hemen afiyetle ye. (Aynı şey ice tea ile olmuyor, deneme, geleneklere bağlı kal)



Canın sıkılıyorsa bir tane ambalaj lastiği bul ve şahadet ile dobişko parmağına geçirerek mancınık vaziyeti aldırıp lastiği gerdirdikten sonra kağıt parçalarından temsili mermiler koyup fırlat. (Dobişko parmaklar, secde halinde burnumuza en yakın olan iki parmağa benim vermiş olduğum isimdir. Ayrıca bu parmağın ismi ‘ibham’dır. Tabi, Osmanlı döneminde Arapça eğitiminde çocuklara okutulan Subhayı Sıbyan adlı kitapta parmakların isimlerinin sayıldığı Osmanlıca bir beyit vardır. Şöyledir: “Nedir hınsır keçi parmak, yanı bınsır, yanı vusta. Şahadet parmağı sebbabe, ibham oldu başparmak.” Yazar okumuş artistlik yapıyor demeyin bunca boş lafın arasına işe yarar bir şeyler sıkıştırmak istedim. Üstelik bu beyiti google’da bulamazsınız, not edin.) Bu arada bu olay uçlu kalemin iç aksanı boşaltılıp ağızda çiğnenen kağıtların üfleyerek fırlatılması şeklinde yapılabilir, ancak iğrençliğe gerek yoktur...
 
Cevap: Canı Sıkılanlara Rahatlama Yöntemleri



Canın sıkılıyorsa 62’den tavşan yap. Hatta olayı abart, 62’lerden tavşan ordusu yap, çizdiğin havucu yemelerini bekle.



İyiymiş bu. :asd: Zevkli olabilir. :asd:
 
Cevap: Canı Sıkılanlara Rahatlama Yöntemleri



Canın sıkılıyorsa pet şişeye su doldur, kapağına bir delik aç ve etrafındaki insanlara fışkırt.



Canın sıkılıyorsa rastgele bir numara çevir ve şarkı söyle.





Canın sıkılıyorsa çarşıdan bir tane nar al, eve gel ve nar tanecikleri say, bin adet olmadıysa git manavla kavga et. Ya da saman sakla, zamanı gelecek mi diye bekle. Oldu olacak Atasözlerini Yaşatma ve Hayata Geçirme Derneği kur, tüm arkadaşlarını topla.





Canın sıkılıyorsa mercimek ya da pirinç dolu bir poşete elini sok, onlarla oyna. Psikologlar tarafından bu önermem henüz kabul görmese de strese iyi gelir.



Canın sıkılıyorsa 62’den tavşan yap. Hatta olayı abart, 62’lerden tavşan ordusu yap, çizdiğin havucu yemelerini bekle. Onları cebinde taşı, arkadaşlarına tavşan hediye et.



Canın sıkılıyorsa ve kendine apartman dairelerinin üst katlarında bir yer edinebiliyorsan, yukarıdan insanlara mandalina kabuğu fırlat, ya da dilimlenmiş kabak fırlat, sonra balkon duvarını siper alarak saklan, olaya counter havası kat. Bu iş terliğe bir ip bağlayıp fırlatmak usulü ile de yapılabilir. Hedefiniz karşı apartmanın çatısı ise, antenlere dikkat etmek gerekir. (Çünkü ip antene dolanabiliyor, böylece kutsal bir görev için gönderilen terlik geri gelmiyor. Ben dikkat etmedim, birkaç terlik telef oldu, sonra mısıra terfi etmek zorunda kaldım)



Canın sıkılıyorsa oklavayla savaşçılık oyna, oklavayı kılıç gibi kullanmadaki maharetini ölç.



Canın sıkılıyorsa hemen bir kırtasiyeye gidip birkaç pinpon topu al. Onları yak, bak bakalım ne oluyor.



Canın sıkılıyorsa eline birkaç tabak ve iki adet kaşık al. Kaşıkları tabaklara vurmak suretiyle trampet çalıyormuş havasına gir, melodiler üret. Hatta evinizin sofralarında hala sini denen şey (büyükcene tepsi gibi bir şey işte) kullanılıyorsa onu dik vaziyete getir, siniye paralel bir şekilde yaklaşarak şarkı söyle, sesinin nasıl yankılandığını fark et, mutlu ol.



Canın sıkılıyorsa sağ elinin dört parmağını, parmak uçların dudağının uçlarına gelecek şekilde konumlandır. Bir yandan üfleyip ses çıkarırken aynı zamanda serçe parmaktan başlayarak diğer parmakların yukarıdan aşağı hızlıca dudağa çarpmasını sağla. Genel kanı bunu yaparken “biriiririiip” diye ses çıkartmanın makbul olduğu yönündedir. Ayrıca bu işlem yapılırken ağzın hava ile doldurulmasıyla beraber şişen yanağa parmak uçlarını yumru yaparak vurmak suretiyle farklı sesler elde etmek mümkündür. (Bu hareketin neden bir ismi yok, anlatmak için ne kadar uğraştım şuna bak)



Canın sıkılıyorsa evdeki tüm hijyenik ürünleri, deterjan, diş macunu, şampuan vb. şeyleri birbirine karıştır, ortaya garip şeylerin çıkmasını bekle. Tuzruhu ve çamaşır suyunu herhangi bir şeyle karıştırmayı sakın deneme. (Ya da illaki deneyeceksen, merak ettiysen, mekan havadar bir yer olsun. Genzin yanabilir, başın dönebilir, daha kötü şeyler bile olabilir, dikkatli ol)



Canın sıkılıyorsa bir tane ambalaj lastiği bul ve şahadet ile dobişko parmağına geçirerek mancınık vaziyeti aldırıp lastiği gerdirdikten sonra kağıt parçalarından temsili mermiler koyup fırlat. (Dobişko parmaklar, secde halinde burnumuza en yakın olan iki parmağa benim vermiş olduğum isimdir. Ayrıca bu parmağın ismi ‘ibham’dır. Tabi, Osmanlı döneminde Arapça eğitiminde çocuklara okutulan Subhayı Sıbyan adlı kitapta parmakların isimlerinin sayıldığı Osmanlıca bir beyit vardır. Şöyledir: “Nedir hınsır keçi parmak, yanı bınsır, yanı vusta. Şahadet parmağı sebbabe, ibham oldu başparmak.” Yazar okumuş artistlik yapıyor demeyin bunca boş lafın arasına işe yarar bir şeyler sıkıştırmak istedim. Üstelik bu beyiti google’da bulamazsınız, not edin.) Bu arada bu olay uçlu kalemin iç aksanı boşaltılıp ağızda çiğnenen kağıtların üfleyerek fırlatılması şeklinde yapılabilir, ancak iğrençliğe gerek yoktur...







Abi sana kızı niye vermediklerini anlamadım :eek:
 
Üst Alt