Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa


[FONT=&quot]Namussuz her devirde namussuzdur.

BAE Dışişleri Bakanı Zayed'den kustah tweet

Yavşak arapların dil uzattığı Fahreddin Paşa'yı anlatmak lazım;




Osmanlı’nın 1. Cihan Harbi’ne girmesi, Araplara altın bir fırsatın kapısını aralıyordu: Osmanlı’ya karşı isyan hareketi..
Şerif Hüseyin ve oğulları ayaklanmaya yakındı.
Lawrence gibi ingiliz ajanları yıllarca Arap çöllerinde gezerek bazı Arap kabileleri altınla satın almıştı. Zaman gelmişti.

[/FONT]

[FONT=&quot]Harbin sürdüğü sıralarda, 1916'da Medine Komutanı Basri Paşa, yakalattığı bir casustan Arap kabilelerin isyan edeceği haberi almıştı. Bu bilgi neticesinde Talat Paşa emriyle Fahrettin Paşa Suriye'den Medine'ye geçti.
Şerif Hüseyin ve ailesi, Fahrettin Paşa'yı iyi bir karşılama ile Medine Muhafızı Basri Paşa beraberinde akşam ziyafetine davet etti.


[/FONT]
Fahreddin Paşa bu davet üzerine Basri Paşa ile konuşup onun yemeğe katılmaması yönünde telkin ediyordu. Arapların niyeti iki paşayı birden esir ederek Osmanlı Ordusu’nu şaşkınlığa uğratıp isyanı rahatça gerçekleştirmekti.
Bu planın tutmaması, kolay bir isyanı önlüyordu.

Fahreddin Paşa’nın Medine’ye gelişinden 5 gün sonra ise beklenen isyan patlak veriyordu.
[FONT=&quot]Fahrettin Paşa ilkin memur ve asker aileleri, yerli halktan bir kısmını ve şehirdeki kutsal emanetleri Şam'a nakletti ve ardınan Arap isyancıları Mekke önlerine dek kovaladı.
Medine ve Şam Hicaz demiryolu üzerinden irtibat halindeydi. Bu hat sayesinde Fahrettin Paşa gerekli avantajı sağlıyordu.

[/FONT]

[FONT=&quot]Durumu farkeden Şerif Hüseyin adamların 200 kişilik birliklerle Osmanlı askerinin koruduğu istasyonlara baskın yaptı. İstasyonlardaki Osmanlı askerlerinin katledilmesinin ardından, isyancılar demiryolunu çeşitli bölgelerden havaya uçurdu. Hat kesildi.
Fahreddin Paşa, büyük bir üzüntü içerisindeydi. Ah şu korkaklar karşıma erkekçe çıkmıyor diye hayıflanıyordu.
İngilizleri Filistin bölgesine girmesiyle, Fahrettin Paşa'nın İstanbul'la bağlantısı tamamen kesildi. Medine'de adamlarıyla yapayalnız kalmıştı. Medine’yi adamlarıyla beraber savunma hazırlıklarına başladı.

[/FONT]

[FONT=&quot]Osmanlı Devleti diğer cephelerde bir bir kaybediyor, asker silah bırakıyordu. Fakat Medine sıradan bir şehir değildi.
Diğer tarafta Şerif Hüseyin Cidde, Taif ve Akabe kalelerini ele geçirdi. İngilizler de Medine'ye kadar geldi. Kuşatma 1917'de başladı.
İslam alemi tepki göstermesin diye İngiliz askerleri şehre taarruz etmiyor, Şerif Hüseyin'in ordusu destekleniyordu. Fahrettin Paşa yapılan taarruzu püskürtünce, Şerif Hüseyin geri çekildi. Kuşatmayı sürdürüp Medine'yi aç bırakmaya başladılar.

[/FONT]

[FONT=&quot]Direnmenin devam etmesi için günlük tüketilen yiyecek miktarı azaltıldı. Bu yiyecek azaltımı askerin mukavemet gücünü de azaltıyordu. Aylar süren kuşatma nedeniyle önce yiyecekler bitti. Ardından hastalıklar başladı. Fahreddin Paşa bunun üzerine çekirge yenmesi için talimat yayınladı.
Bu talimatnamede çekirge yemenin dinen caiz olduğu ve faydaları yazılıydı. Öte yandan sayıyla dağıtılan hurmaların çekirdekleri toplanıyor hayvanlara veriliyordu.

[/FONT]

[FONT=&quot]Fahrettin paşa bin bir zorlukla mücadele verirken, 30 Ekim 1918’de Osmanlı devleti İstanbul'u tek kurşun atmadan düşmana teslim etti ve Mondros imzalandı.
Arap isyancılar Osmanlı'nın mağlubiyetini Medine surları önünde davul ve zurnalarla kutluyor, her gece ziyafet düzenliyordu.[/FONT]

[FONT=&quot]Osmanlı silah bırakmışken Fahreddin Paşa askerini ve silahını teslim etmeye yanaşmıyordu.
Paşa, peygamberin mezarının bulunduğu şehri düşmana ve hainlere teslim etmeyeceğini söylüyordu. Medine'de tarihi bir direnişe tanıklık ediyordu.
Bunun üzerine İngiliz kuvvetleri Osmanlı hükümetine baskı yaptı. Hükümet, Medine’nin teslim olması için Medine'ye emir gönderdi.
Fahreddin Paşa ise subaylarını toplayıp: “Harbiye’den böyle bir emir geldi, fakat ben imzayı hiç tanımıyorum o yüzden red cevabı verdim” diyordu.

Sadrazamndan gelen emir, “padişah imzası yok, Fahreddin Paşa dinlemiyor” diye İstanbul hükümetine bildirilince Padişah, teslim olmasını isteyen emri kendisi yazdı ve mühürleyip Adiye Nazırı Haydar Molla'ya verdi. Haydar Molla bir İngiliz zırhlısıyla kısa sürede Hicaz'a varip Medine'ye ulaştı. Paşa'nın yanına varıp emri tebliğ etti.
Haydar Molla'yı gören bazı subaylar teslim oldu. Fakat cesur yürekli çoğu asker hala Paşa'nın yanındaydı. Paşa emri aldı;
Ümmetin Halifesi, Padişah... Peygamber'in kabrini İngiliz'e ve hainlere teslim etmesini istiyordu. Fahreddin Paşa hayal kırıklığına uğradı.

Verdiği yanıt ise değişmedi. “Ben Peygamberin mezarını bunlara bırakmam”

Yapacak bir şeyi kalmamıştı, yatağını aldı, silahını ve peygamberin mezarının yanında yere serdi. Duyduğu üzüntü ve hayal kırıklığı ile kahroluyordu.
10 Ocak 1919’da Düşman şehre girdiğinde çatışarak şehit düşmeyi arzuluyordu, silahına davrandığında askerleri üzerine atılıp yaka paça yakaladılar.
Fahreddin Paşa ve askerleri İngilizler tarafından esir alındı. 2 yıl 7 ay süren şanlı direnişin ardından Malta’ya sürgün edildi.




[/FONT]


 
Bundan tam 1 hafta ya da 10 gün önce Marmara Üniversitesi'nden bir profesör de sırf ittihatçı diye Fahrettin Paşa hakkında iftiralara başvurmuştu. Şerif Hüseyin denen haine paşa diye yalanıyordu. Twitter üzerinden gereken tepkiyi verdik o zaman. Ancak bu şerefsizler ile bir bağlantısı var mı diye düşünmeden edemiyorum.
 
BAE'lileri yalayanlar düşünsün. BAE'lilere Karadeniz'ler de orman yakıp arsa satanlar düşünsün.

Bu olay Türk milletinin meselesi değildir.
 
Üst Alt