Uzun yıllardır Fenerbahçe derbilerini kazanamıyoruz.Eskiden sadece deplasmanda kazanamıyorduk şimdiler de kendi evimize de yansıdı bu tuhaf durum.Belki farkında değiliz ama bu maçları kazanamamanın yarattığı psikoloji gelecek maçların da sonucuna ipotek koyuyor.
Hep iyi oynadığımız ama hep de kaybettiğimiz maçların analizi yapıldığında en başta hakem kararlarının sonuca doğrudan etki ettiğini hepimiz biliyoruz. Ancak bu durum artık futbolcularımız üzerinde gerilim yaratmaya başladı , bunun irdelenmesi gerek.
Ben hakemin verdiği –vermediği kararlarının yanında maçın sonucuna etki eden en önemli faktörün maç öncesi özellikle medya tarafından bilinçli olarak yaratılan psikolojik ortam olduğunu ve bu psikolojinin sadece futbolcularımızı değil taraftarı bile maçın içine etki edecek şekilde yönlendirdiğini düşünüyorum.Bunu anlamak için öfke patlaması yaşadığımız “sulu derbiyi” hatırlamak yeterli. Futbolumuzda özellikle son on yıldır bulduğu her fırsatta şike yapan şahısların derbi maçları atladığını düşünenlerin felsefesini tarif için uygun kelimeleri ben bulamıyorum.
Şimdi sorulması gereken soru şu: Taraftar, futbolcu ve hatta teknik ekip tüm medyanın , federasyonun, hakemlerin ve bence zincirin son halkası olan ezeli rakibimizin bize karşı oluşturduğu ve uzun yıllardır devam eden bu işbirliğine karşı nasıl önlem almalıyız, üzerimizde oluşturulmaya çalışılan, kısmen de başarılı olan bu psikolojiyi nasıl yıkmalıyız?
Oyuncuların derbiye düşünce olarak da hazırlanması ne zaman, hangi şartlarda,ne oranda olmalı?Aşırı motivasyon zararlı mı?Ya da sorulması gereken asıl soru; bugüne kadar futbolumuzu yöneten bazı güçler Galatasaray’ın derbi kazanmasına ne zaman izin verecek?
Bu düşüncenin paranoyakça olduğunu düşünenler de olabilir.Ama lütfen şu kaybettiğimiz maçları arşivinizde varsa tekrar izleyin, maçların bir hafta öncesinde medyada yaratılan havayı analiz edin ve sonra da elinizi vicdanınıza götürüp tekrar düşünün…Sizce o maçların başka türlü sonuçlanması mümkün olabilir miydi?Medya mensubu ve Fenerbahçe yöneticilerinin Saracoğlu’nda “Fenerbahçe kazanamazsa 60 bin kişi sahaya iner, zaptedemeyiz” diye aba altından sopa gösterdiği,hakemlerin Galatasaray aleyhine karar verdikleri maçlardan sonra ödüllendirildikleri günlerin sonucunda alındı bu mağlubiyetler.53 bin kapasiteli stadın 60 bin olarak telaffuz edilmesi bile yaratılmak istenen psikolojinin açık göstergesi.
Devir bizim devrimiz değil , bu çok açık.Ama artık biz Galatasaraylıların da bir şeyleri değiştirmek için kafa yorma zamanı gelmedi mi?
Hep iyi oynadığımız ama hep de kaybettiğimiz maçların analizi yapıldığında en başta hakem kararlarının sonuca doğrudan etki ettiğini hepimiz biliyoruz. Ancak bu durum artık futbolcularımız üzerinde gerilim yaratmaya başladı , bunun irdelenmesi gerek.
Ben hakemin verdiği –vermediği kararlarının yanında maçın sonucuna etki eden en önemli faktörün maç öncesi özellikle medya tarafından bilinçli olarak yaratılan psikolojik ortam olduğunu ve bu psikolojinin sadece futbolcularımızı değil taraftarı bile maçın içine etki edecek şekilde yönlendirdiğini düşünüyorum.Bunu anlamak için öfke patlaması yaşadığımız “sulu derbiyi” hatırlamak yeterli. Futbolumuzda özellikle son on yıldır bulduğu her fırsatta şike yapan şahısların derbi maçları atladığını düşünenlerin felsefesini tarif için uygun kelimeleri ben bulamıyorum.
Şimdi sorulması gereken soru şu: Taraftar, futbolcu ve hatta teknik ekip tüm medyanın , federasyonun, hakemlerin ve bence zincirin son halkası olan ezeli rakibimizin bize karşı oluşturduğu ve uzun yıllardır devam eden bu işbirliğine karşı nasıl önlem almalıyız, üzerimizde oluşturulmaya çalışılan, kısmen de başarılı olan bu psikolojiyi nasıl yıkmalıyız?
Oyuncuların derbiye düşünce olarak da hazırlanması ne zaman, hangi şartlarda,ne oranda olmalı?Aşırı motivasyon zararlı mı?Ya da sorulması gereken asıl soru; bugüne kadar futbolumuzu yöneten bazı güçler Galatasaray’ın derbi kazanmasına ne zaman izin verecek?
Bu düşüncenin paranoyakça olduğunu düşünenler de olabilir.Ama lütfen şu kaybettiğimiz maçları arşivinizde varsa tekrar izleyin, maçların bir hafta öncesinde medyada yaratılan havayı analiz edin ve sonra da elinizi vicdanınıza götürüp tekrar düşünün…Sizce o maçların başka türlü sonuçlanması mümkün olabilir miydi?Medya mensubu ve Fenerbahçe yöneticilerinin Saracoğlu’nda “Fenerbahçe kazanamazsa 60 bin kişi sahaya iner, zaptedemeyiz” diye aba altından sopa gösterdiği,hakemlerin Galatasaray aleyhine karar verdikleri maçlardan sonra ödüllendirildikleri günlerin sonucunda alındı bu mağlubiyetler.53 bin kapasiteli stadın 60 bin olarak telaffuz edilmesi bile yaratılmak istenen psikolojinin açık göstergesi.
Devir bizim devrimiz değil , bu çok açık.Ama artık biz Galatasaraylıların da bir şeyleri değiştirmek için kafa yorma zamanı gelmedi mi?