Evlilik, Veteranlardan Tavsiyeler | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Evlilik, Veteranlardan Tavsiyeler


Futboldan uzaklaştığımız ve siyasetten de bunaldığımız şu günlerde gençlerin ilgisini çekecek bu konuda hakkında bir yazı yazmaya karar verdim.
Bir nevi tecrübeler ve tavsiyeler içeren bir yazı olacak.Sohbet havasında , geyiğe meyilli ama bokunu çıkarmadan..

Forumun evli veteranlarını ve yeni evlileri bekleriz efenim..

* * *

Evlilik kaçınılmaz bir gerçek midir?

Bu evliliğin sizin kişisel gelişiminizde , aile hayatınızda ve aldığınız eğitimde, mahalle kültüründe ne kadar hayatınızın merkezine yakın bir olgu olduğuna göre değişir.Herşeye anne ve babanın evliliğinden başlamak gerek.Eğer anne ve babanız mutlu ve örnek bir evliliğe sahipse , tutkularını koruyabilmişse şüphesiz evlilik sizin için imrenilecek bir hayat kavramı haline gelecektir.Ancak huzursuz , kavgalı bir aile içinde büyümüşseniz tam tersine bir anksiyete kaynağına da dönüşebilir.Diğer etken ise aile ve mahalle kültürünün baskısını ne kadar üzerinde hissettiğinizle alakalıdır.Evlilik yaşlandıkça önünüze sürekli konulan bir ödev haline gelmişse mutsuz ilişkilerin arasında kaybolmanız olasıdır.Anne babası ayrı olanlar yada hiç olmayanlar , toplumun içinde nasıl bir yer edindiklerine göre evlilik algısı değişecektir.
Öncelikle evlilik deyince ne algıladığınızı ve ne hissettiğinizi kendinize sormanız ve dürüst olmanız lazım.Bu duygu zamanla değişime uğrayabilir ve bu çok doğal.

Cinsiyete göre evlilik algısı değişken midir?

Elbette , hele ki bizim gibi tabuları katı olan toplumlarda kız çocukları için yegane bir hedef olarak benimsetilen evlilik, erkekler için ise sürekli ertelenmek istenen bir kabus haline gelebilir.Özellikle ataerkül aile yapımız erkeği çalışan ve gelir kaynağını üstlenen birey olarak evlilikte bireyselliğe iterken kadınların bir nevi hizmetçi gibi görülmesi jenerasyonlar ilerledikçe çekirdek aile yapısında kırılmalar yaşanmasına yol açmaktadır.Özellikle bizim jenerasyon gibi arada kalan hem geçmişin tabularını hem de modern iletişim dünyasının yeniliklerini taşıyan bireylerde evlililikte paylaşım duygusunu kavramada güçlükler yaşanmasına hatta erken boşanmalara yol açmaktadır.Erkeklere evlililik bir rahata erme olarak empoze edilirken , kızlara ise yuva kurma ve anne olma içgüdüsü aşılanmaktadır.Gelişen modern dünyada ise eşit katılım ve işgücünü paylaşım kavramları anlaşmazlıklara yol açmaktadır.Özellikle çocuk olduktan sonra yoğun çalışan babanın ev işlerinden elini ayağını çekmesi , çalışmasına rağmen evhanımlığı da yapmak üzere kalan annenin sorumluluklar altnda ezilmesi evlilikte tutkuyu bitiren yegane etmen haline gelmiştir.

Evlenmeli mi yada ne zaman evlenmeli ?

Şimdi geyik yapacak olursak benim şahsi kanaatim bir erkek için en uygun yaş 34'tür. ( 26 yaşında topu kaptıran bir abiniz olarak söylüyorum bunu ) Lakin evlilik aynı aşk gibi çoğu zaman planlı gerçekleşmediğinden bu hipotez ütopik kalacaktır.Hayatınızın aşkını ne zaman bulacağınızı bilemeyeceğinize göre kendinizi şartlamanızın da bir faydası yoktur.Bununla birlikte evlenmiş olmak için evlenen , bu yola aileler tarafından itildiğini hisseden biriyseniz bu konuda kendinizi tamamen hazır hissetmeden adım atmanızı tavsiye etmem , zaten evlenmiş olmak için evlenmek kadar saçma birşey olamaz.TV'deki evlenme programlarını hiçbir zaman anlayamamışımdır.
Dikkat ederseniz size evlenmeyin , yanarsınız , hayatınız biter aman sakın ha demiyorum.Bunu diyenlerin %90'ı geyik yapıyor bilesiniz.Gerçekten evlilikten müzdarip adamın geyik yapacak hali bile olmaz zaten , çöktüğünü gözlerinden ve düşük omuzlarından anlarsınız.

Ne zaman evlenmeli sorusuna tek bir cevap yoktur.Bu bir erkek olarak eğitim durumunuza ve gelirinize göre çok değişkendir , ayrıca hayatınızda çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz biri olup olmaması tüm denklemleri geçersiz kılar.Bununla birlikte bir erkek olarak hayatınızı yaşamadan evlenmenizi tavsiye etmem.Bence bir erkek ciddi ilişkilere kapılmaktan mümkün olduğunda uzak durmalıdır , en azından hayatın meyvelerini ve tokatını yemeden bu yola girmemeli.
Sadece evlilik için değil kaliteli bir hayat için lise döneminde aşk meşk olaylarından uzak durup geleceğinizi tasarlamak ve sınavlara hazırlanmak en akıllıca tercihtir.Üni yıllarında sosyalliğin dibine vurmak , cinselliği tatmak , meslek beklentilerinizi ve iş fırsatlarını araştırıp önünüzdeki 30 güzel senenin tohumlarını atmak size rahat ve kaliteli bir hayatın kapılarını açacaktır.

Şanslısınız , çünkü toplumumuzda erkeklerin tabuları kadınlara göre çok daha gevşek ve hatta adaletsiz bir şekilde erkek egemen bir anlayışa sahip , yani avantajlısınız.Siz sağda solda sürterken çapkın yakıştırması yapılırken, karşı cinse kaşar damgası vurulacaktır.Hal böyleyken , 20 li yaşları hayatı öğrenme ve tadına varma adına ciddi ilişkilerden uzak geçirmek en doğrusu olacaktır.Bu yaşlarda bile karşı cins sizi sorumluluk almaya itip ve evlilik hakkında niyetinizi öğrenmeye çalışırken dikkatli olmazsanız bir kapana kısılmış halde bulabilirsiniz.
Bu yaşlarda anlayacağınız kelebek gibi uçup arı gibi sokacaksınız , mümkün oldukça çiçekleri koklayıp hayatın tadını ve renklerini tanımaya adamalısınız kendinizi.İnsanları tanımak , hatalarınızdan ders almak sizi olgunlaştıracak.

Her erkeğin başından geçmesi gerekenler?

Bir kere platonik aşklar, reddedilmeler , hatta terkedilmeler bunlar tecrübe etmeniz gereken şeyler.Eğer bunları yaşamadan evlilik sürecine girerseniz mutlu olmanız gerçekten zor , çok naiv ve mülayim bir yapınız varsa elbette mutlu olabilirsiniz.Ama gerçekten renkli bir hayatınız olur mu orası muamma.
Reddedilmek demek cesaretini toplamış ve kapıları açmış bir erkek demektir , terkedilmek yada aldatılmak size başta çok koyabilir ama kişiliğinizin gelişiminde çok önemli yapıtaşları olacaktır.Bu hususta Hitch filmini izleminizi tavsiye ederim.

Bir erkek kendi ayakları üzerinde durabilmeli.

İki erkek düşünelim.İkisi de iyi bir eğitim almış olsun benzer bir aile ekonomik yapısına sahip olsunlar.Gençlik döneminde kendini kişisel gelişime ve sosyal hayata adıyan , iş hayatını öğrenip kariyerini geliştirmeye çalışan erkek ile , daha işni gücünü kurmadan birikim yapmadan evlenen erkek arasında dağlar kadar fark vardır.
En basit tabirle kendinize ait bir arabanız olsun , gezin tozun , arabaya hatun atın kaçamak yapın.Eğer imkanınız varsa ufaktan bir daire alıp geleceğe yatırım yapın.Bu çapkınlığa düşkünseniz size sınırsız bir özgürlük sunacaktır.Ayrıca evlenirken maddi kaygı yaşamadan daha çok ilişkinize ve eşinize odaklanmanıza yardımcı olacaktır.
Yurtdışına çıkın , Türkiye'yi gezin yeni yerler keşfedin, farklı kültürler tanıyın , dünyanın sadece Türk kızlarından ibaret olmadığını kavrayın.Farklı kültürlerin de farklı tabuları ancak benzer sorunları olduğunu gördükçe daha da olgunlaşacaksınız.Ayrıca cinsellik anlamında tabuları olmayan hatunlar tanıdıkça cinselliği hayatınızın merkezi olmaktan çıkaracaksınız bu da sizi işinizde daha başarılı biri yapacak ve kalitesiz ilişkilerden sizi koruyacaktır.

Nasıl bir eş seçmeli?

Tip , elektrik , beden, yüz , güzellik , zerafet bunlar çok göreceli kavramlar, bunlara girmeye hiç gerek yok.Ancak belkide yazının en kritik yerine geliyoruz.Eş seçimi yegane kilit nokta.Evet çok aşık olabilirsiniz çok sevebilirsiniz ancak bu sizin mutlu bir evlilik yaşayacağınız anlamına gelmez.Ne demiştik, hatırlayın ; bir erkeğin hayatı tanıması birçok ilişki yaşaması ve burnunun sürtmesi olmazsa olmazlarımızdı.Karşısına ilk çıkan hatunla evlenen erkek dünyadaki en büyük riski alan erkektir.Mutlu olacağının bir garantisi olmadığı gibi büyük ihtimal karşısındakini tam tanımadan bu yola girmekte , üstelik ilişki tecrübesi de olmadığından evliliği bir olgunlaşma procesesi olarak yaşayacak ve eşine bir nevi anne gibi davranacaktır.

Öyleyse eş seçmeden önce yeterince hayatın tecrübelerini yaşadığımızı iliklerimizde hissetmeliyiz.Artık hazır olduğunuzu hissediyorsanız ve hayat da karşınıza ciddi ilişkiler çıkarmaya başladıysa biraz eğri oturup doğru konuşmanın vaktidir.Tecrübeli bir erkek her aşık olduğuna eş adayı gözüyle bakmaz.Burda temel nokta eş seçerken hayatınızın kalan 30-40 yılında birlikte mutlu olup olmayacağınızı irdelemektir , bu yapacağınız en büyük yatırım olacaktır , yaşam yıllarınız her saç teliniz , yüzünüzdeki kırışıklıklar , belinizdeki fıtıklar her biri vadesi gelmiş borçlar olacaktır.

Diğer bir konu da yaş konusu , eşinizi seçerken çocuk sahip olmayı düşünüyorsanız açıkçası 30 lu yaşlarına yakın biriyle evlenmenizi tavsiye etmem.Siz 34 yaşınızda eşiniz 22 yaşında olabilir ama aradaki jenerasyon farkı aranızda bir mesafe yaratır mı bu biraz da sizin esnekliğinize bağlı.Kadınların fizyolojisi 32 yaşından sonra çocuk sahip olmaya müsait olsa da genetik rahatsızlıklar için risk artıyor , dolayısıyla 30 lu yaşta bir bayanla evlenmek size çocuk sahibi olmadan hayatı yaşamayı , gezip tozmayı pek de mümkün bırakmayacak demektir.

Peki artık kendimizi bir kurt olarak görüyorsak neye dikkat edeceğiz?

Huyu huyuma , suyu suyuma olsun : Evet, kilişe bir laf ama pekçok şeyi kolaylaştıran bir avantajdır.Ancak bu sizin ilişki algınıza da bağlıdır.Bir insan olarak kimisi ilişkide kendisini eşine adayan , bundan zevk alan bir bireyken kimisi de eşini bir hizmetçi olarak görebilir.Bu biraz da benliğinizde ne kadar narsizm taşıdığınıza göre değişir.Elbette ailenizin sizi nasıl yetiştirdiğine ve anne babanızın birbirine nasıl davrandığına..

Zıt Kutuplar birbirini iter mi? : Kilişe bir laf daha.Yine kişiliğinize göre değişen bir etmen.Eğer hayatta farklıklardan zevk alan risk almayı yeni şeyler öğrenmeyi seven biriyseniz böyle bir ilişki size çok keyifli bir hayat sunabilir.Ancak burda temel nokta her iki eşinde renkli bir hayat yaşamaya gönüllü olmasına bağlıdır.

Eş adayınız sizi peluş oyuncağı olarak görüyorsa? : Eğer soft bir karakteriniz varsa su gibi her kabın şeklini alabiliyorsanız , başkasının hayatınızı kontrol etmesinden rahatsızlık duymuyorsanız pekala mutlu olabilirsiniz.Hatta bu bir nevi sizi şımartan bir tecrübeye dönüşebilir.Ama benim gibi kontrolü her daim elinizde tutmak isteyen zor biriyseniz kaçarak uzaklaşın derim.Hayatınız sizi sürekli kafasındaki kalıplara sokmaya çalışan , sizi değiştirmeye çabalayan , sizi, bunaltan bir eşin pençelerinde ızdıraba dönüşecektir.Üstelik inadınız sizi ilişkiyi hayatta tutmaya itecek , boşanmayı belki de bir yenilgi olarak görecek ve bu kısır döngüden asla kurtulamayacaksınız , kimbilir..

Empati : Çok önemli bir kavram ama bu tamamen çocukluğunuzda anne babanızın size nasıl davrandığı ile alakalı.Empati duygusunu sonradan geliştirmek çok zordur.Empati içeren bir ilişkide kavgalar ters orantılı olarak azalacaktır.Kavgasız bir ilişki otomatikmen mutluluk demektir zaten.Ancak önemli olan empati duygusunun tek taraflı bir zorlama değil , iki birey arasında eşit ve adaletli olmasıdır.Evliliğiniz boyunca her daim kenarda bir boş bardak içinde su birikecek ve bu suyu taşmadan içmeniz gerekecektir.Eğer iki eş de arada bir yudum alıp bardağı dengede tutabiliyorsa bir ömür boyu mutlu olurlar , ama eğer sürekli birisi tek başına bu suyu içmek zorunda kalıyorsa ipler kopacaktır.

Maddi eşitlik önemli mi? : Bu ilişkide kendinizi nerde konumlandırdığınıza göre değişir , ve malesef bu tek taraflı olamaz.Yani siz kendinizi evin reisi ve tek başına gelirinden sorumlu olarak görürken eşiniz de çalışmak ve kariyer yapmak hatta iyi paralar kazanmak istiyorsa asla anlaşamazsınız.Bunu daha evlenmeden öngörmeniz lazım , beklentileriniz çok büyükse hayal kırıklığına uğrayacaksınız.Ayrıca tam tersi de sizin ekonomik gücü yüksek bir eş altında ezilme hissi ile karşı karıya bırakabilir.Dediğim gibi bu tamamen beklentiye bağlı , belki de zengin hoş bir hatun bulayım hayatımı yaşayım diyorsunuz , pekala mutlu olabilirsiniz, amaç mutlu olmak değil mi zaten?

Anasına bak kızını Al !

Atalarımızın belki de söylediği en oturaklı en doğru sözdür.Kesinlikle doğru ve dikkat etmeniz gereken bir etmen.Sadece anne değil elbet , baba ve aile ilişkileri muazzam önemli.Bu biraz da sizin eşinizle onun ailesi arasında ne kadar sıkı fıkı ilişkiler kuracağınıza bağlı , eşinizin böyle bir beklentisi varsa o zaman iyi bir kayınpeder ve kayınvalideye sahip olmak size mutlu bir hayatın anahtarını sunacaktır , tam tersinde ise bir ızdıraba dönüştürecek ve eşinizle kavgalarınızın temel kaynağını oluştaracaktır.

Peki neye dikkat etmek lazım ?
Biraz acımasız olalım.Hayat sadece maneviyat değil , eğer fiziksel etmenler sizin için önemli ise o zaman annesinin görünüşü , sağlığı size geleceği gösteren bir ayna olacaktır.Eşiniz tığ gibi olabilir ama sadece 2 sene sonra kendinizi yatakta sumo güreşi yaparken bulabilirsiniz. ( Genetiğin acı yüzüyle tanışın ) O yüzden anneyi bir süzün derim , sadece fiziksel olarak değil davranışı huyu suyu size müthiş ipuçları verecek.İstediği kadar eş adayınız size ben annem gibi değilim desin , gelecekte tıpkısının aynısı olacak, bu kaçınılmaz bir gerçek.Eğer orta yaşını geçmiş huysuz, dırdırcı , kocasına kötü davranan size karşı güleryüz göstermeyen bir kayınvalide adayınız varsa koşarak uzaklaşın , ardınıza bile bakmayın.Eş adayınızı anne ve babasının ilişki ve birbirlerine tavırları muazzam önemli , kendinizi zaman makinasına atlamış ve gelecekteki halinizi izlerken hayal edin , işte karşınızda 30 sene sonraki haliniz.Evet orda , karşınızda duruyor , ne kadar da körsünüz :)

Aynı şekilde kendi anne ve babanızın da birbirine davranışı önemli .Burda kendinizi babanız yerine koyun ve gelecekte kendinizi onun gibi resmedin.Ne kadar uzak dursanızda elbet babanızın kötü huylarından nasibinizi alacaksınız.Sürekli söylenen biriyse ne kadar otokontrolünüz olursa olsun birgün çok sinirlendiğinizde eşinize karşı o saçmasapan sözler ağzınızdan dökülecek ve kalbini kıracaksınız.Gerekirse bu konuyu onunla paylaşın ve otokontrolünüzü sağlamak için yardım isteyin.Yoska anne babanızın tekrarı bir hayat yaşamız olursunuz.

* * * to be continued * *
 
Son düzenleme:
reserved , daha sonra aşağıdaki hususlara değineceğim..


Evlilik öncesi cinsellik , beklentiler

Evlilik aşkı öldürüyor mu , cinselliği bitiriyor mu?

Çocuk sahibi olmak ve evliliğin çocuk öncesi ve sonrası seyri
 
Türkiye'de erkekler cinsellik için, kadınlar menfaat için evleniyor. Bunun ortalaması %85 ve üzeridir istatistik ve inceleme yapılsa.
 
Melih çok iyi çıkarımlar yapmış,hepsi nokta atış tebrikler

evlendiğiniz kadın nikah olduktan sonra değişecektir, çünkü onun hinterlandın da yaşamaya başlayacaksınız artık, ev her kadının benimsediği benim alanım dediği yerdir.bunun çıkarımlarını yapmalısınız.normalde pasaklı görünen bir kadın evlenince evde kırıntı oluyor diye bisküvi aldırmayabilir.

mesela: size,dışarıda, kendi ailesinin yanında davrandığından daha farklı davranıyorsa onunla evlenmeyin.iki yüzlü bir kadının dünyasında asla size yer yoktur.bırakın kimin olursa olsun

küçük bir tavsiye

everybody loves raymond ı izleyin olaylara gülüyorsanız ve hatta hoşunuza gidiyorsa evlenin :D
 
Melih çok iyi çıkarımlar yapmış,hepsi nokta atış tebrikler

evlendiğiniz kadın nikah olduktan sonra değişecektir, çünkü onun hinterlandın da yaşamaya başlayacaksınız artık, ev her kadının benimsediği benim alanım dediği yerdir.bunun çıkarımlarını yapmalısınız.normalde pasaklı görünen bir kadın evlenince evde kırıntı oluyor diye bisküvi aldırmayabilir.

mesela: size,dışarıda, kendi ailesinin yanında davrandığından daha farklı davranıyorsa onunla evlenmeyin.iki yüzlü bir kadının dünyasında asla size yer yoktur.bırakın kimin olursa olsun

küçük bir tavsiye

everybody loves raymond ı izleyin olaylara gülüyorsanız ve hatta hoşunuza gidiyorsa evlenin :D
evli ve çocuklu da efsane dizidir ;)

ama ben en çok according to jim'i severim.
 
Okul askerlik is güç birikim derken yaş olayı giderek artıyor ülke şartlarıyla ve bilinçlenmeyle alakali bir durum.
 
Üst Alt