Sportcell'in özel röportaj yaptığı Faruk Süren gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz, neye bağlıyorsunuz?
Faruk Süren: " Neye bağlıyorum? Böyle bir ortamın oluşmasına üzülüyorum. Hınç dolu hakaret dolu söylemler, tezahüratlar her zaman olmuştu ama bunu kabul etmemek lazım vazgeçmek lazım. Bu işlerden vazgeçmek lazım." Tribünlerde misafir tribüne bir şey yapılıyorsa, sidik torbası atmak gibi, yönetimin haberi olmadan yapılmaz. Her şeyin içinde yönetim vardır. O gün son derbide o küfürler edildiyse muhakkak yönetimin haberi vardır. Buna müsamaha gösterdiklerine göre onlar da büyük ayıp etmişlerdir. Her şeyden yönetimin haberi vardır ben de yöneticilik yaptım bana anlatmasınlar. Ben yapmıyorum seyirci yapıyor falan hepsi palavra. Bu da cezasız kalıyor. 6222 diye bir kanunumuz var uygulanıyor mu ben bilmiyorum.
Galatasaray yönetiminin kulübün haklarını savunduğunu düşünüyor musunuz?
-Hayır gereken tepkiyi göstermediler. Bence o stadda o küfürleri duyduysa stadı terketmesi lazımdı. Tepki bu olurdu. Takımı geri çekmek söz konusu olmaz. Kurallara aykırı olurdu bu ama kendi ve ekibi stadı terk edebilirdi.
Ali Şen ve Aziz Yıldırım dönemlerinde bu gerginlikleri nasıl yönettiniz?
- Bu tarz gerginlikler olmadı. Başkanlar arasında iyi ve samimi bir diyalog oluşursa tansiyon azabilir. Başkanlar birbirini sevmek zorunda değil. Küfür her zaman olur. Organize bir şekilde koro şeklinde olmaması lazım ama.
Uzun süre yöneticilik yaptınız. Sizce iki kulüp arasında gerginlik sona erer mi?
- Pek kısa zamanda bu gerginliğin kontrol altına alınabileceğini düşünmüyorum. Çünkü bu gerginlikten beslenenler var. O yüzden kısa zamanda sona ermez.
Mustafa Cengiz ile bir sorun yaşamıştınız. Daha sonra görüştünüz mü? Kırgınlık sona erdi mi?
-Hayır hiç görüşmedik. Divanda bir konuşma yaptım o kadar. Bugünkü yönetim bizim tüzüğümüze riayet etmiyor ki divan kuralına, etik bakımında riayet etsin. Ordan bir şey beklemiyorum. Neticede ibra olmadı. Öyle ya da böyle. Gereğini yerine getirmesi lazımdı, yapmadı. Mahkemeye gitmek demokratik bir haktır doğrudur ama Galatasaraylıya yakışmaz.
Burak Elmas'ın başkanlık sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz, aktif rol alacak mısınız?
- Arkasında değil, yanındayım. Zor bir göreve soyundu. Her açıdan zorlu bir dönem. Pandemisi, ekonomosi. Borç yapılandırması söz konusu. Bunlarla baş edecek iyi bir ekip kuruyor. Umarım Mayısta seçim olur, ertelemeyiz. Yönetim değişikliği olur.
Bankalar Birliği Anlaşması Galatasaray'ın faydasına mı olur?
- Detayların açıklanması, kamuoyunun bilmesi lazım. Genel Kurulun da bilmesi onaylaması lazım. Her açıdan tartışılması lazım bunun.
4-0 Fenerbahçe yenilgisi sonrası Fatih Terim'in yanında durdunuz. O dönem Fatih hoca ile yolların ayrılması için baskı kuran olmuş muydu?
- Yani muhakkak olmuştu. Daha almadan, anlaşmadan, "anlaşırsak kulübü terk ederiz"e kadar varan tepkiler gördüm. Ama bunlar bireyseldi. Biz hocaya güvendik, hoca bize güvendi. Başarılı olduk. Bu normal bir şey. Hocanın hırsına, Galatasaraylılığına inanıyorduk onunla anlaştığımızda 6 ay sonra ayırılırız gibi bir düşüncemiz de yoktu.
Fatih Terim ile tartıştığınız, sıkıntılı ayrıldığınız söyleniyor. Böyle bir problem yaşadınız mı?
- Bir sıkıntımız, tartışmamız olmadı. Ama herhalde bir takım etkiler vardı, gerek hocaya gerek bana karşı olan güçlü bir zümrenin yönlendirmeleri olabilir. Bir gün geldi Fatih hoca "ben gidiyorum" dedi. gidiyorum dedikten sonra ne yapılabilirdi. Ama güzel oldu onun için de uluslararası bir teması oldu. Bunun faydasını da gördük mesela Rui Costa ile teması transferi sağladı. Kırgınlık olmadı.
Okan Buruk ve Emre Belözoğlu ile bir kırgınlığınız oldu mu?
- Sözleşme yenileme isteğimiz oldu. Bunun detaylarını Burak (Elmas) ve Ali'den (Dürüst) öğrenirsiniz. Hem Okan'a hem Emre'ye ki Emre'ye daha fazla düzeltme ile gittik. Ücretin büyük bir kısmını peşin istedi. Öyle bir peşinat yok zaten para sıkıntısı çekiyoruz. Olmadı, sonra gittiler. İsterdik ki bize de katkıları olsun,
Zidane transferi, böyle bir girişim oldu mu?
- UEFA yemeğinde Fransa Futbol Federasyonu başkanı var yan yana oturduk. Zidane geldi dedi. Ben de tanıştım "Seni Galatasaray'da görmek istiyorum" dedim. Ama bu espriydi yani o dönem Zidane'ı almak...
Kulübün hakkını Dernek'te tuttunuz. Onca başarı, şampiyonluklar.. Finansal anlamda merdivenleri yukarı çıkaramaz mıydı?
- Çıkaramazdı. Biz 90'dan biliyorduk futbolun endüstri haline geldiğini ve geleceğini. Ama faaliyet dernek yapısında olmaz, amatör olur. Kurumsal bir yapı içinde halka açılarak olurdu bunu savunduk. 96'da seçilince tatbik ettik. Ama maalesef toplumun dar ama etkin bir kısmı buna karşı çıktı. AIG ile anlaşma yaptık mecburen bazı tavizler verdik. Sonra o tavizleri düzelttik Adnan Polat başkan zamanında. AIG ile anlaşma bazı çevreler yüzünde bozuldu. Sulh olması için Sportif AŞ'nin kasasında biriken 9 milyon doları verdik. Hisseleri geri aldık. Kim aldı? Ünal Aysal aldı. Biz bunu sağlayasaydık kurumsal sistem oturmuş olacaktı. 250 milyon euro bugünkü borç olmayacaktı. Ben bu iddiadayım ama bunu ispatlayamam. Ama benim kanıtım benden sonra yapılan yönetimsel hatalardadır. Kurumsal disiplini mahvettik.
Galatasaray Lisesi mezunu değilsiniz. Lisenin seçimlerde etkin olduğunu düşünüyor musunuz?
- Galatasaray Lisesinin fahri mezunuyum. O anlamda liseli değilim evet ama liseli kavramında liseliyim. Mustafa Cengiz liseli değil ama oyları liselilerden aldı. Dışardan almadı. Yani illa liseliler liseleri destekleyecek diye bir şey yok. Liseliler liselileri tenkit edebilecek olgunluktadır Galatasaray'da. Öyle bir bağnazlık yoktur. Eşitler arasında daha eşittir bu da doğal bir şeydir. Burak da liseli değil. Körü körüne toplu oy kullanan yok. Neticede kurumun menfaati. Mürekkep yalamış insanlar bunlar.
Galatasaray'ın şampiyonluk şansı?
- En büyük aday. Bu bir takım oyunu. Bu oyunda en zayıg halka yönetim. Fakat onu futbolcu ve teknik heyetimiz son derece iyi ikame ediyorlar. Neden? Çünkü bir takım olduk. Gelen yeni arkadaşlar da benimsendi. Anormal şeyler olmazsa en büyük aday Galatasaray, ikinci Beşiktaş'tır, üçüncü Fenerbahçe'dir. En pahalı ve seçkin oyunculara rağmen takım havası yok.
Bu dönemde Mesut'u getirmek mi, 96'da Hagi'yi getirmek mi daha büyük bir başarı?
- Hagi 96'da kalmış bir hadise, şimdi 2021'deyiz. 25 sene geçmiş. Mesut dünya çapında bir oyuncu. Son zamanlarda oynamadı ama klas bir oyuncu. Pazarlaması yanlış, dünya çapında bir adam getirdiniz bunu böyle Fenerbahçemiz falan buna lüzum yok. Kıskanmam ama. Böyle oyuncuları rakiplerimiz de getirmeli ülke futbolumuz için iyi. Ama bu şampiyon olacaklar anlamına gelmiyor.
Hagi'nin transferini anlatır mısınız?
- Başta ücrette biraz sıkıntı yaşadık. Serbest oyuncu olduğu için. İrfan Kurtoğlu getirdi Romanya'da işleri vardı. Becali ile tanıştı Yoksa biz Hagi gelir mi falan, isteriz ama yani... Sonra haber geldi biz hemen üstüne atladık. Ve geldi
Hocanın maaş konusunda desteği var mıydı?
-Var var tabi. Başkanım dedi gerekirse sen benim maaşı da ver oraya. Böyle bir Galatasaraylı. Tabi öyle bir şey yapmadık.
Kaynak: Sportscell
Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz, neye bağlıyorsunuz?
Faruk Süren: " Neye bağlıyorum? Böyle bir ortamın oluşmasına üzülüyorum. Hınç dolu hakaret dolu söylemler, tezahüratlar her zaman olmuştu ama bunu kabul etmemek lazım vazgeçmek lazım. Bu işlerden vazgeçmek lazım." Tribünlerde misafir tribüne bir şey yapılıyorsa, sidik torbası atmak gibi, yönetimin haberi olmadan yapılmaz. Her şeyin içinde yönetim vardır. O gün son derbide o küfürler edildiyse muhakkak yönetimin haberi vardır. Buna müsamaha gösterdiklerine göre onlar da büyük ayıp etmişlerdir. Her şeyden yönetimin haberi vardır ben de yöneticilik yaptım bana anlatmasınlar. Ben yapmıyorum seyirci yapıyor falan hepsi palavra. Bu da cezasız kalıyor. 6222 diye bir kanunumuz var uygulanıyor mu ben bilmiyorum.
Galatasaray yönetiminin kulübün haklarını savunduğunu düşünüyor musunuz?
-Hayır gereken tepkiyi göstermediler. Bence o stadda o küfürleri duyduysa stadı terketmesi lazımdı. Tepki bu olurdu. Takımı geri çekmek söz konusu olmaz. Kurallara aykırı olurdu bu ama kendi ve ekibi stadı terk edebilirdi.
Ali Şen ve Aziz Yıldırım dönemlerinde bu gerginlikleri nasıl yönettiniz?
- Bu tarz gerginlikler olmadı. Başkanlar arasında iyi ve samimi bir diyalog oluşursa tansiyon azabilir. Başkanlar birbirini sevmek zorunda değil. Küfür her zaman olur. Organize bir şekilde koro şeklinde olmaması lazım ama.
Uzun süre yöneticilik yaptınız. Sizce iki kulüp arasında gerginlik sona erer mi?
- Pek kısa zamanda bu gerginliğin kontrol altına alınabileceğini düşünmüyorum. Çünkü bu gerginlikten beslenenler var. O yüzden kısa zamanda sona ermez.
Mustafa Cengiz ile bir sorun yaşamıştınız. Daha sonra görüştünüz mü? Kırgınlık sona erdi mi?
-Hayır hiç görüşmedik. Divanda bir konuşma yaptım o kadar. Bugünkü yönetim bizim tüzüğümüze riayet etmiyor ki divan kuralına, etik bakımında riayet etsin. Ordan bir şey beklemiyorum. Neticede ibra olmadı. Öyle ya da böyle. Gereğini yerine getirmesi lazımdı, yapmadı. Mahkemeye gitmek demokratik bir haktır doğrudur ama Galatasaraylıya yakışmaz.
Burak Elmas'ın başkanlık sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz, aktif rol alacak mısınız?
- Arkasında değil, yanındayım. Zor bir göreve soyundu. Her açıdan zorlu bir dönem. Pandemisi, ekonomosi. Borç yapılandırması söz konusu. Bunlarla baş edecek iyi bir ekip kuruyor. Umarım Mayısta seçim olur, ertelemeyiz. Yönetim değişikliği olur.
Bankalar Birliği Anlaşması Galatasaray'ın faydasına mı olur?
- Detayların açıklanması, kamuoyunun bilmesi lazım. Genel Kurulun da bilmesi onaylaması lazım. Her açıdan tartışılması lazım bunun.
4-0 Fenerbahçe yenilgisi sonrası Fatih Terim'in yanında durdunuz. O dönem Fatih hoca ile yolların ayrılması için baskı kuran olmuş muydu?
- Yani muhakkak olmuştu. Daha almadan, anlaşmadan, "anlaşırsak kulübü terk ederiz"e kadar varan tepkiler gördüm. Ama bunlar bireyseldi. Biz hocaya güvendik, hoca bize güvendi. Başarılı olduk. Bu normal bir şey. Hocanın hırsına, Galatasaraylılığına inanıyorduk onunla anlaştığımızda 6 ay sonra ayırılırız gibi bir düşüncemiz de yoktu.
Fatih Terim ile tartıştığınız, sıkıntılı ayrıldığınız söyleniyor. Böyle bir problem yaşadınız mı?
- Bir sıkıntımız, tartışmamız olmadı. Ama herhalde bir takım etkiler vardı, gerek hocaya gerek bana karşı olan güçlü bir zümrenin yönlendirmeleri olabilir. Bir gün geldi Fatih hoca "ben gidiyorum" dedi. gidiyorum dedikten sonra ne yapılabilirdi. Ama güzel oldu onun için de uluslararası bir teması oldu. Bunun faydasını da gördük mesela Rui Costa ile teması transferi sağladı. Kırgınlık olmadı.
Okan Buruk ve Emre Belözoğlu ile bir kırgınlığınız oldu mu?
- Sözleşme yenileme isteğimiz oldu. Bunun detaylarını Burak (Elmas) ve Ali'den (Dürüst) öğrenirsiniz. Hem Okan'a hem Emre'ye ki Emre'ye daha fazla düzeltme ile gittik. Ücretin büyük bir kısmını peşin istedi. Öyle bir peşinat yok zaten para sıkıntısı çekiyoruz. Olmadı, sonra gittiler. İsterdik ki bize de katkıları olsun,
Zidane transferi, böyle bir girişim oldu mu?
- UEFA yemeğinde Fransa Futbol Federasyonu başkanı var yan yana oturduk. Zidane geldi dedi. Ben de tanıştım "Seni Galatasaray'da görmek istiyorum" dedim. Ama bu espriydi yani o dönem Zidane'ı almak...
Kulübün hakkını Dernek'te tuttunuz. Onca başarı, şampiyonluklar.. Finansal anlamda merdivenleri yukarı çıkaramaz mıydı?
- Çıkaramazdı. Biz 90'dan biliyorduk futbolun endüstri haline geldiğini ve geleceğini. Ama faaliyet dernek yapısında olmaz, amatör olur. Kurumsal bir yapı içinde halka açılarak olurdu bunu savunduk. 96'da seçilince tatbik ettik. Ama maalesef toplumun dar ama etkin bir kısmı buna karşı çıktı. AIG ile anlaşma yaptık mecburen bazı tavizler verdik. Sonra o tavizleri düzelttik Adnan Polat başkan zamanında. AIG ile anlaşma bazı çevreler yüzünde bozuldu. Sulh olması için Sportif AŞ'nin kasasında biriken 9 milyon doları verdik. Hisseleri geri aldık. Kim aldı? Ünal Aysal aldı. Biz bunu sağlayasaydık kurumsal sistem oturmuş olacaktı. 250 milyon euro bugünkü borç olmayacaktı. Ben bu iddiadayım ama bunu ispatlayamam. Ama benim kanıtım benden sonra yapılan yönetimsel hatalardadır. Kurumsal disiplini mahvettik.
Galatasaray Lisesi mezunu değilsiniz. Lisenin seçimlerde etkin olduğunu düşünüyor musunuz?
- Galatasaray Lisesinin fahri mezunuyum. O anlamda liseli değilim evet ama liseli kavramında liseliyim. Mustafa Cengiz liseli değil ama oyları liselilerden aldı. Dışardan almadı. Yani illa liseliler liseleri destekleyecek diye bir şey yok. Liseliler liselileri tenkit edebilecek olgunluktadır Galatasaray'da. Öyle bir bağnazlık yoktur. Eşitler arasında daha eşittir bu da doğal bir şeydir. Burak da liseli değil. Körü körüne toplu oy kullanan yok. Neticede kurumun menfaati. Mürekkep yalamış insanlar bunlar.
Galatasaray'ın şampiyonluk şansı?
- En büyük aday. Bu bir takım oyunu. Bu oyunda en zayıg halka yönetim. Fakat onu futbolcu ve teknik heyetimiz son derece iyi ikame ediyorlar. Neden? Çünkü bir takım olduk. Gelen yeni arkadaşlar da benimsendi. Anormal şeyler olmazsa en büyük aday Galatasaray, ikinci Beşiktaş'tır, üçüncü Fenerbahçe'dir. En pahalı ve seçkin oyunculara rağmen takım havası yok.
Bu dönemde Mesut'u getirmek mi, 96'da Hagi'yi getirmek mi daha büyük bir başarı?
- Hagi 96'da kalmış bir hadise, şimdi 2021'deyiz. 25 sene geçmiş. Mesut dünya çapında bir oyuncu. Son zamanlarda oynamadı ama klas bir oyuncu. Pazarlaması yanlış, dünya çapında bir adam getirdiniz bunu böyle Fenerbahçemiz falan buna lüzum yok. Kıskanmam ama. Böyle oyuncuları rakiplerimiz de getirmeli ülke futbolumuz için iyi. Ama bu şampiyon olacaklar anlamına gelmiyor.
Hagi'nin transferini anlatır mısınız?
- Başta ücrette biraz sıkıntı yaşadık. Serbest oyuncu olduğu için. İrfan Kurtoğlu getirdi Romanya'da işleri vardı. Becali ile tanıştı Yoksa biz Hagi gelir mi falan, isteriz ama yani... Sonra haber geldi biz hemen üstüne atladık. Ve geldi
Hocanın maaş konusunda desteği var mıydı?
-Var var tabi. Başkanım dedi gerekirse sen benim maaşı da ver oraya. Böyle bir Galatasaraylı. Tabi öyle bir şey yapmadık.
Kaynak: Sportscell
