Fatih Terim: "Neredeyse maça 1-0 başladık. Hiç olacak bir pozisyon değil. 45 dakika veya 90 dakikayı analiz ettiğimizde, bir takımın başına gelebilecek hatta gelmeyecek her şeyle karşı karşıya kaldık.
Şoku hemen atlattık, 1-0'ın üstünden kalkıp şahane de bir gol attık, öne de geçtik. Bize olan bir duran topta Etebo direkt Emre'ye oynasa karşı karşıya kalacaktı.
Birkaç dakikalık şoku atlattıktan sonra oyunu tamamen kontrol altına aldık. Herhangi bir pozisyon vermeden 2 gol yedik. 1-0'ın üstünden şahane bir golle 2-1 öne geçtik.Birincisini beğenmemiş olacağız ki ikincisini yaptık. Diğerini de yaptık. İkinci sol ayaklı. 2-2'yle girdik. 0-0 gibi girmiş olabiliriz. Türkiye'nin en az gol yiyen takımısınız. Oynayanlar yine bunlardı.
1 metre dışarıda, hakem direkt penaltıyı gösterdi. O kadar emin ki. İlk defa 3 büyük takımın maçını yönetiyor sanırım, MHK da hep bizde deniyor böyle ilkleri.
Muhakkak ki futbol öngörülebilir bir şey değil. Rakibin pozisyonu ve tehditi yokken, çok iyi oynuyorken, böyle gol yediğiniz zaman oyuncular da bunun altından kalkabilecek değil, ben de olsam moralim bozulur ve altından kalkamayabilirim. Kırılgan bir yapımız var.Anlatılabilecek gibi değil yaptığımız hatalar."
Olmadık bir yerde kaybettik. Çok üzgünüm. Takımıma yakıştıramadım..
Nerede, nasıl oynanması gerekiyorsa onu oynamaya çalışırım, onunla da ya kaybeder ya da kazanırım. Galatasaray'da gerçekten üzülenlere üzülüyoruz. Biz de onun için üzgünüz. Kötü bir yerde kaybettik.
Muhakkak ki şampiyonluk yarışına etki eder. Çok maç var ama büyük bir avantajı kaçırıyorsun.Son 4 maçın 3'ünde 8 puan kaybedersek, birçok kredimizi, avantajımızı kaçırdığımız gibi her maçı kazanmak, hiç puan kaybetmemek gibi tehlikeli sularda yüzmek zorunda kalabiliriz.
Oyuncularımı suçlamam, direkt yüzlerine söylerim ama bugünü yakıştıramadım.Muhakkak herhangi bir şeyi bırakacak halimiz yok. Rakiplerimiz birbiriyle oynarken kazanmamızın vereceği efekt başkaydı.
Çift forvetle oynamakta bir problem yaşamadık bence. Tam tersi, daha çok 18 içinde bulunan, her an gol pozisyonunu kovalayan bir takımız. Tabii 3 maçta neredeyse 15 bireysel hata yapmışız. Sezon içinde de bunları yaşadık.
Bunların altından kalkan bir takımımız var. Kötü golden sonra tekrar oyununun kontrolünü ele alan, rakipten pozisyon yemeyen, tehditleri önleyen, gol pozisyonu vermeden 2 gol yiyen bir takımız. Bunların altından kalkmak kolay değil. Bunların yapılmaması lazım.
Kaç maçtır 10 kişi kalıyoruz. 1-1.5 metre kala penaltı noktasını gösteren bir hakemle oynuyoruz. Bütün yatmalara, momentumu etkilemeye yönelik hareketlere izin veren, ilk defa 3 büyük takımın maçına çıkan bir hakem vardı.
Bugün ne yaparsanız yapın, oyuncular tarafından doğru yapılmayan bir gün olarak tarihe geçecek herhalde. Bunları yapan, Türkiye'nin en az gol yiyen takımı. Falcao ve Mohamed yorulana dek bizim için iyilerdi.
Galatasaray ne oynarsa oynasın gol atıyor. Mesele, attığından fazla yemesi. Mesele bu. İki stoperimiz de cezalı. Bize bol keseden çıkanlar... Kritik bir yerde kaybettik.
Türk futbolunda hastalık bu. Daha dakika 1, maç başlıyor. Sadece bugün değil, çok maçta bunu görüyoruz. Sorduğunuz zaman, süreyi sona ekleyeceğiz diyorlar. O eklemeyle burada geçen zamanın bize yaptığı aynı şey değil. Hücum devamlılığı varken, oyun duruyor.
Volkan Bayarslan'ı bizde denemişler, başkasına veremediler. Ne olur ne olmaz, bizde denediler.
Düşünün, kaybettiğiniz maçtan sonra bir de iki stoperinizi kaybediyorsunuz. Bu aksilikler olmasaydı iyiydi ama oldu. Biz onun çaresini buluruz, gereğini yaparız. Belki de ortaya yeni bir stoper çıkar, inşallah çıkar."
Şoku hemen atlattık, 1-0'ın üstünden kalkıp şahane de bir gol attık, öne de geçtik. Bize olan bir duran topta Etebo direkt Emre'ye oynasa karşı karşıya kalacaktı.
Birkaç dakikalık şoku atlattıktan sonra oyunu tamamen kontrol altına aldık. Herhangi bir pozisyon vermeden 2 gol yedik. 1-0'ın üstünden şahane bir golle 2-1 öne geçtik.Birincisini beğenmemiş olacağız ki ikincisini yaptık. Diğerini de yaptık. İkinci sol ayaklı. 2-2'yle girdik. 0-0 gibi girmiş olabiliriz. Türkiye'nin en az gol yiyen takımısınız. Oynayanlar yine bunlardı.
1 metre dışarıda, hakem direkt penaltıyı gösterdi. O kadar emin ki. İlk defa 3 büyük takımın maçını yönetiyor sanırım, MHK da hep bizde deniyor böyle ilkleri.
Muhakkak ki futbol öngörülebilir bir şey değil. Rakibin pozisyonu ve tehditi yokken, çok iyi oynuyorken, böyle gol yediğiniz zaman oyuncular da bunun altından kalkabilecek değil, ben de olsam moralim bozulur ve altından kalkamayabilirim. Kırılgan bir yapımız var.Anlatılabilecek gibi değil yaptığımız hatalar."
Olmadık bir yerde kaybettik. Çok üzgünüm. Takımıma yakıştıramadım..
Nerede, nasıl oynanması gerekiyorsa onu oynamaya çalışırım, onunla da ya kaybeder ya da kazanırım. Galatasaray'da gerçekten üzülenlere üzülüyoruz. Biz de onun için üzgünüz. Kötü bir yerde kaybettik.
Muhakkak ki şampiyonluk yarışına etki eder. Çok maç var ama büyük bir avantajı kaçırıyorsun.Son 4 maçın 3'ünde 8 puan kaybedersek, birçok kredimizi, avantajımızı kaçırdığımız gibi her maçı kazanmak, hiç puan kaybetmemek gibi tehlikeli sularda yüzmek zorunda kalabiliriz.
Oyuncularımı suçlamam, direkt yüzlerine söylerim ama bugünü yakıştıramadım.Muhakkak herhangi bir şeyi bırakacak halimiz yok. Rakiplerimiz birbiriyle oynarken kazanmamızın vereceği efekt başkaydı.
Çift forvetle oynamakta bir problem yaşamadık bence. Tam tersi, daha çok 18 içinde bulunan, her an gol pozisyonunu kovalayan bir takımız. Tabii 3 maçta neredeyse 15 bireysel hata yapmışız. Sezon içinde de bunları yaşadık.
Bunların altından kalkan bir takımımız var. Kötü golden sonra tekrar oyununun kontrolünü ele alan, rakipten pozisyon yemeyen, tehditleri önleyen, gol pozisyonu vermeden 2 gol yiyen bir takımız. Bunların altından kalkmak kolay değil. Bunların yapılmaması lazım.
Kaç maçtır 10 kişi kalıyoruz. 1-1.5 metre kala penaltı noktasını gösteren bir hakemle oynuyoruz. Bütün yatmalara, momentumu etkilemeye yönelik hareketlere izin veren, ilk defa 3 büyük takımın maçına çıkan bir hakem vardı.
Bugün ne yaparsanız yapın, oyuncular tarafından doğru yapılmayan bir gün olarak tarihe geçecek herhalde. Bunları yapan, Türkiye'nin en az gol yiyen takımı. Falcao ve Mohamed yorulana dek bizim için iyilerdi.
Galatasaray ne oynarsa oynasın gol atıyor. Mesele, attığından fazla yemesi. Mesele bu. İki stoperimiz de cezalı. Bize bol keseden çıkanlar... Kritik bir yerde kaybettik.
Türk futbolunda hastalık bu. Daha dakika 1, maç başlıyor. Sadece bugün değil, çok maçta bunu görüyoruz. Sorduğunuz zaman, süreyi sona ekleyeceğiz diyorlar. O eklemeyle burada geçen zamanın bize yaptığı aynı şey değil. Hücum devamlılığı varken, oyun duruyor.
Volkan Bayarslan'ı bizde denemişler, başkasına veremediler. Ne olur ne olmaz, bizde denediler.
Düşünün, kaybettiğiniz maçtan sonra bir de iki stoperinizi kaybediyorsunuz. Bu aksilikler olmasaydı iyiydi ama oldu. Biz onun çaresini buluruz, gereğini yaparız. Belki de ortaya yeni bir stoper çıkar, inşallah çıkar."
Son düzenleme:
