Fatih Terim Gelsin mi? - Sayfa 5 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Fatih Terim Gelsin mi?


Terim Gelsin mi?


  • Kullanılan toplam oy
    103
  • Anket kapatılmış .
Galatasaray tarihinin en büyük efsanesidir bence Fatih Terim. Belki de başarıları sayesinde taraftar sayısını tek başına ikiye katlamış olabilir. Geldiği zaman da mutlaka başarılı olur diyemesek de başarılı olma ihtimali olmama ihtimalinden her zaman daha yüksektir.

Ancak lafa gelince büyük dediğimiz koskoca Galatasaray camiası 2000 yılından bugüne Terim dışında istikrarlı 2 sezon geçirecek hoca bulamamış. Her yıl sonunda, hatta bazen şampiyonluk sonrası bile, Terim'in gelip gelmeyeceği tartışılmış. Ve malesef burda insanlar bir sorun görmüyorlar. Bu nasıl büyük, Avrupalı kulüp Allah aşkına bir TD dışında sportif hiçbir planı, programı yok?

Bunu söylediğimizde de Heynkces örneği verilmeye başlandı. Oysa arada dağlar kadar fark var. O adam göreve dönmedi. Geçici olarak çalışıyor. Terim'e aynı teklifi yapsak kabul eder mi?

Türk futbolunun sadece Demirören sorunu yok. Kabul edelim ki futbola ilgi duyan her birimiz birer Demirören vizyonsuzluğu ile kodlanmış durumdayız bu ülkede. Bu sebeple kendi aramızda daha 100 sene yıldız yatıştırır dururuz. Uefa kupasının da 117. Yılını kutluyor olur torunlarımız.

Not: Dursun Özbek kalacaksa Terim dışında alternatif felaket olur.


Zannediyorum daha Terim gelmeden derdimi anlatan, Hoca'ya dair görüşümü en net anlattığım post olmuş. Hala aynı noktadayım.
 
Zannediyorum daha Terim gelmeden derdimi anlatan, Hoca'ya dair görüşümü en net anlattığım post olmuş. Hala aynı noktadayım.
Aslında ben de aynı şeyleri düşünmüşüm ama üşenip kolaya kaçmışım, ortaya anlamsız gibi duran bir mesaj çıkmış. Bu gibi konularda üşenmeyip en az bir adet kendini açıklayıcı mesaj yazmak lazım tebrik ve takdir ettim seni.
 
Aslında ben de aynı şeyleri düşünmüşüm ama üşenip kolaya kaçmışım, ortaya anlamsız gibi duran bir mesaj çıkmış. Bu gibi konularda üşenmeyip en az bir adet kendini açıklayıcı mesaj yazmak lazım tebrik ve takdir ettim seni.

Başka bir postta da hocanın geldiği gün, Hagi ve Terim'in Galatasaray ile yollarının kesişmesi ile ilgili ne kadar bazen istemsem de olay gerçekleşince inanılmaz bir his kaplıyor beni diye yazmışım. Gerçekten de benim gibi gözlerini 4 yıllık o müthiş serüvenle açanlar için bu adamlar kötü olamaz.

Ama ben gerçekten sıkılıyorum abi. Yani sürekli Terim&Lucescu döngüsüyle geçti 18 yıl. Üstelik bu arada sadece başarı değil oynanan oyun olarak da dünya çok başka yere gitti. Teknik Direktör profilleri değişti( güçlü, patron hocalardan biraz daha matematikçi, filozof denebilecek hocalara geçildi), oyuncu profilleri değişti vs. İnsan yerel başarılardan biraz daha bağımsız olarak en azından oyun olarak başka bir şey görmek istiyor. Ya da en azından ben böyleyim. Ha bir de sadece hoca ile sınırlı olmayan ama hocanın da içinde olduğu Türkiye'deki atmosferden sıkıldım. Yani herhangi bir alternatife, yeniliğe başarı şansı tanımayan medya, eski oyuncular, faal oyuncular ve yönetciler çemberi var. Bu bir türlü kırılmıyor. Bu eleştirilerden hocaya dair kişisel düşmanlık algısı çıkarılıyor ama zannediyorum internet üzerinden anlatılmak istenen pek anlaşılmadığından oluyor bu.

Bugün biz hala 96-2002 mantığı ile dünya ile rakabet edeceğimizi, oyuncu yetiştireceğimizi, jenerasyon yakalayacağımızı düşünüyoruz. Oysa 96-2002'yi yaratan sebep o dönemki yapılanmanın, oyun ve oyuncu tercihlerinin biraz jeneraasyon şansı ama büyük oranda Hoca'nın katkısıyla dönemini yakalamış hatta önüne geçmiş olmasıydı. Bugün ülke oalrak futboldaki sürekli geri kalışımızın bir nedeni de hala oraya takılı kalmamız. Bir türlü bugünü yakalayamıyoruz.
 
Başka bir postta da hocanın geldiği gün, Hagi ve Terim'in Galatasaray ile yollarının kesişmesi ile ilgili ne kadar bazen istemsem de olay gerçekleşince inanılmaz bir his kaplıyor beni diye yazmışım. Gerçekten de benim gibi gözlerini 4 yıllık o müthiş serüvenle açanlar için bu adamlar kötü olamaz.

Ama ben gerçekten sıkılıyorum abi. Yani sürekli Terim&Lucescu döngüsüyle geçti 18 yıl. Üstelik bu arada sadece başarı değil oynanan oyun olarak da dünya çok başka yere gitti. Teknik Direktör profilleri değişti( güçlü, patron hocalardan biraz daha matematikçi, filozof denebilecek hocalara geçildi), oyuncu profilleri değişti vs. İnsan yerel başarılardan biraz daha bağımsız olarak en azından oyun olarak başka bir şey görmek istiyor. Ya da en azından ben böyleyim. Ha bir de sadece hoca ile sınırlı olmayan ama hocanın da içinde olduğu Türkiye'deki atmosferden sıkıldım. Yani herhangi bir alternatife, yeniliğe başarı şansı tanımayan medya, eski oyuncular, faal oyuncular ve yönetciler çemberi var. Bu bir türlü kırılmıyor. Bu eleştirilerden hocaya dair kişisel düşmanlık algısı çıkarılıyor ama zannediyorum internet üzerinden anlatılmak istenen pek anlaşılmadığından oluyor bu.

Bugün biz hala 96-2002 mantığı ile dünya ile rakabet edeceğimizi, oyuncu yetiştireceğimizi, jenerasyon yakalayacağımızı düşünüyoruz. Oysa 96-2002'yi yaratan sebep o dönemki yapılanmanın, oyun ve oyuncu tercihlerinin biraz jeneraasyon şansı ama büyük oranda Hoca'nın katkısıyla dönemini yakalamış hatta önüne geçmiş olmasıydı. Bugün ülke oalrak futboldaki sürekli geri kalışımızın bir nedeni de hala oraya takılı kalmamız. Bir türlü bugünü yakalayamıyoruz.
:tbr::tbr::tbr:

Dünya gözüyle yepyeni bir başarı hikayesinin yazıldığını görürüz inşallah.
 
Iyi ki gelmiş. Gittiğinden beri çok düzensiz yönetildik. Bu da kulübün Terimsiz düzenli bir şekilde yönetilemediğimizi, başarılı olmanın zor olduğu gösterdi. Kulüp böyle olduğu sürece Fatih Terime çok ihtiyacı olacak.

Terim futbol branşı yıllarca başarılı yapacak ender kişilerden biri zaten. Kulübün geldiği noktada büyük payı vardır. Çok hakkı var
 
Yav Ferguson sonrası sıkıntı yaşayan Manchester United gibi oluyoruz devamlı. O adamlar kesintisiz devam ederek en azından suyunu çıkarana kadar faydalandı heriften. Hocanın ve yönetimlerin hatalarıyla sürekliliği bir türlü yakalayamadık. Sahadan ayrılmaya karar verdiğinde düzeni kendisi kurup, yerine gelecek adamı da kendisi seçer umarım.
 
Yav Ferguson sonrası sıkıntı yaşayan Manchester United gibi oluyoruz devamlı. O adamlar kesintisiz devam ederek en azından suyunu çıkarana kadar faydalandı heriften. Hocanın ve yönetimlerin hatalarıyla sürekliliği bir türlü yakalayamadık. Sahadan ayrılmaya karar verdiğinde düzeni kendisi kurup, yerine gelecek adamı da kendisi seçer umarım.
Tek bir adama bağımlı kalmak sıkıntı ama artık yapacak bir şey yok, Allah uzun ömür versin hoca ölene kadar faydalanmak lazım, katılıyorum.
 
Tek bir adama bağımlı kalmak sıkıntı ama artık yapacak bir şey yok, Allah uzun ömür versin hoca ölene kadar faydalanmak lazım, katılıyorum.

Kendimi de dahil ederek söylüyorum; insanımızın tahammül sınırı çok düşük. Gelen adamın hemen bir şekilde başarılı olması gerekiyor ki kendisine bir güven toplayabilsin. Bunun bile yeterli olmadığı zamanlar oluyor. Örnek verirsek Hamzaoğlu'nu gösterebiliriz.

Terim'in en büyük şansı geçmişi. Misal son maçtaki Belhanda hamlesini çoğumuz eleştirdik; ama yapan başka biri olsaydı yorumlarla linç edilirdi. Feghouli'yi Terim değil de herhangi bir hoca oynatmasaydı hem medyada, hem de burada yorumlar çok farklı olurdu. Başka bir hoca olsa geçen sene Gençlerbirliği maçından sonra kimse takımı karşılamaya falan gitmezdi. Medyada yorum yapan adamlar bile söze "hoca daha iyi bilir ama" şeklinde giriyor. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir. O yüzden kendisiyle diğerleri arasında çok büyük fark var.

Sonrasında bizde göreve gelecek adamın kesinlikle Fatih Terim'in veliahtı şeklinde bir kamuoyu yaratılarak getirilmesini bu yüzden istiyorum. Hocanın yanında yardımcılık yapıp, sonrasında takımın başına geçeceği belli olan bir kişi olmalı. Ümit Davala veya Hasan Şaş sanırım bu beklentiyi karşılayamadı. Keşke 2010 senesinde Hagi'yi o rezil kadronun başına getirmeseydik. Şu an devam niteliğinde olabilecek kalibrede tek isim Hagi'ydi.
 
Kendimi de dahil ederek söylüyorum; insanımızın tahammül sınırı çok düşük. Gelen adamın hemen bir şekilde başarılı olması gerekiyor ki kendisine bir güven toplayabilsin. Bunun bile yeterli olmadığı zamanlar oluyor. Örnek verirsek Hamzaoğlu'nu gösterebiliriz.

Terim'in en büyük şansı geçmişi. Misal son maçtaki Belhanda hamlesini çoğumuz eleştirdik; ama yapan başka biri olsaydı yorumlarla linç edilirdi. Feghouli'yi Terim değil de herhangi bir hoca oynatmasaydı hem medyada, hem de burada yorumlar çok farklı olurdu. Başka bir hoca olsa geçen sene Gençlerbirliği maçından sonra kimse takımı karşılamaya falan gitmezdi. Medyada yorum yapan adamlar bile söze "hoca daha iyi bilir ama" şeklinde giriyor. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir. O yüzden kendisiyle diğerleri arasında çok büyük fark var.

Sonrasında bizde göreve gelecek adamın kesinlikle Fatih Terim'in veliahtı şeklinde bir kamuoyu yaratılarak getirilmesini bu yüzden istiyorum. Hocanın yanında yardımcılık yapıp, sonrasında takımın başına geçeceği belli olan bir kişi olmalı. Ümit Davala veya Hasan Şaş sanırım bu beklentiyi karşılayamadı. Keşke 2010 senesinde Hagi'yi o rezil kadronun başına getirmeseydik. Şu an devam niteliğinde olabilecek kalibrede tek isim Hagi'ydi.

Büyük oranda katılıyorum. 96 yılında ultraslan diye bir yapı, medyada böylesine güçlü organize işler olsa , Süren ondan sonraki bir çok başkan gibi dirayetsiz olsa ve kendisinin bugünkü konumu gibi karşısında güçlü bir isim olsa Terim 4-0'lık maçtan sonra kovulurdu ve o hikayenin sonu Kopenhag olmazdı.
 
Yav Ferguson sonrası sıkıntı yaşayan Manchester United gibi oluyoruz devamlı. O adamlar kesintisiz devam ederek en azından suyunu çıkarana kadar faydalandı heriften. Hocanın ve yönetimlerin hatalarıyla sürekliliği bir türlü yakalayamadık. Sahadan ayrılmaya karar verdiğinde düzeni kendisi kurup, yerine gelecek adamı da kendisi seçer umarım.

Moyes'u SAF secmisti, sonuc ortada.

Gerci SAF sonrasi hocalar arasinda en iyisi kendisi ama yine de hayal kirikligiydi genel anlamda.

Hocanin baskanliga gecip bir muddet de oradan yonetmesi lazim bu yuzden. Hagi de veliahti olmali nispeten genc 10-15 sene goturur.
 
Moyes'u SAF secmisti, sonuc ortada.

Gerci SAF sonrasi hocalar arasinda en iyisi kendisi ama yine de hayal kirikligiydi genel anlamda.

Hocanin baskanliga gecip bir muddet de oradan yonetmesi lazim bu yuzden. Hagi de veliahti olmali nispeten genc 10-15 sene goturur.

Manchester United'ın sorunu bana göre hala takımın başında Ferguson varmışcasına oyuncu tercihlerinde bulunmaları. Ferguson döneminden sonra aldıkları çoğu oyuncu cidden şampiyonluğa oynayan diğer takımların kadrolarında ilk 11'e giremez. O kadar zengin bir kulübün seviyesinin bu kadar aşağıya düşmesi Ferguson'un seçiminden çok, yapılan oyuncu tercihleri bence.
 
Manchester United'ın sorunu bana göre hala takımın başında Ferguson varmışcasına oyuncu tercihlerinde bulunmaları. Ferguson döneminden sonra aldıkları çoğu oyuncu cidden şampiyonluğa oynayan diğer takımların kadrolarında ilk 11'e giremez. O kadar zengin bir kulübün seviyesinin bu kadar aşağıya düşmesi Ferguson'un seçiminden çok, yapılan oyuncu tercihleri bence.

Ferguson'un biraktigi kadro da biraz coptu ya. Daha dogrusu yaslaniyordu ve eksiklik coktu. Dogru revizyonu kimse yapamadi, yapsa yapsa Pep yapardi zaten. Aslinda o da cok istiyormus ve Ferguson'la interview yapmis ama olmamis ne yazik ki. (City yerine United'da gormek isterdim)

Man Utd iyi Britanyalilarla basarili olmustur buna donmelidir.
 
Zannediyorum daha Terim gelmeden derdimi anlatan, Hoca'ya dair görüşümü en net anlattığım post olmuş. Hala aynı noktadayım.

Sana bunun cevabini vereyim...

Saygi deger Aziz Yildirim´in zamaninda sarf ettigi, ve fakat yanlis anlasilan, yada carpitilan bir yorumu vardi. "Futbolun sadece saha icinde kazanilmadigini Ingiltere´de ögrendim, " belki bu sözleri büyük Baskan gercekten de iki anlamli kullandi, ama altinda bir gercek yatiyor.

Futbol kapitalizime teslim olmadan, herkesin bir nevi basarili olma sansi vardi.

- Cok calisarak
- Mücadele ederek
- Sportif acidan dogru kararlar alarak

Yani bu oyunda emek verdiginde, daha cok istediginde, basarili olabiliyordun. Ancak bu denklemlerin hepsi, paranin olmadigi yerde önemsiz hale gelmeye basladi. Futbolun tamamen kapitalizime teslim omasi ile, bazi kulüpler öyle büyük Imparatorluklar hale geldi ki, onlari artik sadece emek vererek, yenme sansin kalmadi. Bu yüzden zamaninda parlamis bir cok kulüp, yillar icinde silindi tarih sahnesinden.

Ama artik paranin rolü hepsinin üstündedir. Sadece dogru bütce ile bir araya gelince, bu yukarida saydigim etkenler isler haline geliyor artik. Paran olmadigi sürece istedigin kadar emek ver, seni madara ederler futbol dünyasinda. City sadece para ile dünya kulübü haline getirildi.

Galatasaray´in sorunu sportif basarilari ile birlikte mali acidan büyüyeyememesinden kaynaklaniyor. Sportif acidan Fenerbahce ve Besiktas´a fark attik, buna ragmen mali acidan cogu zaman Fenerbahce´nin hatta bir ara Besiktas´in bile gerisinde kaldigimiz oldu. Ancak fark cok büyük olmadigi icin Fatih Terim faktorü ile bariz üstünlük kurabiliyoruz.

Ama mali acidan ayni sekilde üstünlük kurmadigimiz sürece bu yürümez. Sen sezon basinda Arda´yi, Gomis´i satmak zorunda kaliyorsun, transfer piyasasinda rahat bir sekilde ihtiyacini karsilayamiyorsun. Sürekli hocalarin C ve D planlarini aliyor, zaman zaman onlari bile alamiyorsun. Meira´yi yollamak zorunda kalip Kewell´i stoper yapiyorsun.

O vakit senin Fenerbahce ve Besiktas´a nazaran ne gibi bir üstünlügün var ?

Fatih Hoca´nin olmadigi dönemlerde, senin de onlar kadar sampiyonluk sansin var. Yani en iyi ihtimal ile bile 1/3... Birde Fenerbahce özellik ile 2000-2008 arasi mali olarak bize fark atmisti. Sanki onlar almisti UEFA Kupasini. Ama onlarin kulübe katma deger saglayan, maddi manevi destekleyen fedakar yöneticileri vardi.

Mesela bir Kocumuz, Sahenkimiz olsaydi, Ülkerimiz, Acunumuz olsaydi kazanidigmiz bu basarilari ekonomik bir büyümeye dönüstürebilirdik. Ama onlar seve seve Fenerbahce´de sömine atip yaktilar paralarini.

Bunlar hep mali acidan zaafiyet... O yüzden son 25 yilda bu kulübü yöneten her hangi bir yöneticiyi dev aynasinda görmek komedidir.
Hele ki fenerlilere bakip kiyas yaparsak, yahu adamlarda bir futbol akli olsaydi Fatih Terim gibi 2000 sonrasi kimse durduramazdi.


Galatasaray nezaman Fenerbahce ve Besiktas´a ödedigi Bonservis bütcelerinde en az 20-30 Milyon avro fark atacak seviyeye gelir, o vakit ayni oranda basarili olmasa dahi, Fatih Terim´siz de kulübün üstünlük kurdugu dönemler görürüz.

Fatih Terim gibi adamlar kolay kolay gelmez. Galatasaray ile mistik bir sinerjisi var. Bunu bir daha bulamayacagimiz icin, ekonomik acidan büyümedigimiz sürece basarilarimizi sürdürmemiz cok zor.

Galatasaray´in Fatih Terim sonrasi basarisi, Galatasaray´in ekonomik olarak özgürlesmesinden gecer.
 
Üst Alt