Takımın mali olarak fiilen iflas ettiğini artık aklı başında herkes görüyor. Kısa vadede de Riva vb. gayrimenkullerin değerlendirilmeyeceği de Aysal döneminden bu yana belli. Bu sebeple takımın kısa vadesini feda etmeden orta ve uzun dönemini kurtarmasının tek yolu yeniden, akıllıca yapılanmak. Bu anlamda ben diyorum ki FFP cezası bir şanstır.
Biliyorum 'Feda' kelimesini duyunca küçüleceğimizi, yarışta olmayacağımızı düşünüyorsunuz. Oysa öyle olmasına gerek yok diyorum ben. BJK'nin bile yeniden yapılanıp geçen sene son 3-4 haftaya kadar şampiyonluk kovaladığı ligde biz de gençleşerek, yeniden yapılanarak hem yarışıp, hem mali olarak rahatlayabiliriz. Üstelik bunun için önümüzde iki önemli fırsatta var:
1. Sadece lig odaklı yarışacağız önümüzdeki sezon.
2. Belli ki Fener dahil hiç bir takım uçuk transferler yapamayacak ve bu bizim üzerimizde taraftar baskısı yaratmayacak.
Bazı arkadaşların iddiası şu ki eğer eldeki bazı oyuncuları gödnerip mali yüklerinden kurtulursak yerlerine Ben Arfa'lar, Song'lar, Eto'lar gelebilir. Oysa ki mesele sadece göndermek ve yerine adam almak kadar basit değil.
1. Öncelikle sayısal olarak denk gelmiyor alınanlarla gönderilenler. Gitsin diye sayılanları çıktığımızda takımda 12-13 adam kalıyor. Gelsin denilenlerle beraber bu sayı en fazla 17-18 eder. Herhalde sezona böyle başlayamayız değil mi? Üsteli bunun 14 tanesi yerli oalcak
2. Velev ki söz konusu oyuncular gitti ve yerlerine yine ismi geçen oyuncular geldi. Hatta şampiyon da olduk. Ne değişecek? Arkadaşlar kendimizi kandırmayalım. Bu takımın mali durumu o kadar kötü ki değil 1 CL, sezonda 5 CL geliri alsak yine düze çıkamıyoruz kolay kolay. Bu sebeple oyuncu da satmak gerekecek. Aldığımız adamların hep son transferi oluyoruz. Bence bu işe de bir son vermek gerekiyor.
3. Yeniden yapılanmayı Mancini dönemi gibi yapmayacağız. Daha itinalı aramalarla, daha kaliteli adamlar bulunabilir. Bu forumdaki arkadaşlar bile Fransa 2. Ligi, Championship, Bundesliga ve hatta Danimarka ve Polonya'dan önemli isimleri öneriyorlar. İstese kulüp de bulabilir. Önder Özen ve Bilic kadar olsunlar bir zahmet.
4. Yapılanmanın en temel ayağı Sportif Direktör ve Teknik Direktör. Alp Yalman'ı Florya'ya getirerek alaturka yöntemlerle günü kurtarmayı düşünmek çözüm değil. Madem Türkiye'nin Batı'ya açılan kapısıyız o zaman o Batı'nın metodlarından olan SD'nin zamanı gelmiştir. Her Hoca ile de yapılanma olmaz. Mesela Terim gelirse şampiyon yapar mı? Büyük ihtimalle. CL'de de gruptan çıka ya da çıkamaz ama bişeyleri dener. Ama ötesi olmaz. Adama kızamayız zira tarzı bu değil. İyi bütçe, iyi ve bol transfer hocasıdır Terim. Buna uygun bir adam bulmak da şart.
Son söz olarak şunu söylemeliyim ki takımın kurtuluşu biraz feda demekten geçiyor. Bu feda, elindeki iyi oyuncuları satman anlamına gelmiyor. Bizim elimide Muslera, Sneijder, Podolski, Carole, Linnes, Selçuk(gitmeyecek), Telles, Bruma, Sinan gibi kaliteli adamlar var. Bunların etrafını genç ve yetenekli adamlarla doldurmalıyız. Gelecek vadeden adamları bulup parlatmalıyız. Başka şansımız yok. Aksi durumda bu sene şampiyon olsak da çok geçmeden aynı şeyleri baştan bir daha yaşarız.
Biliyorum 'Feda' kelimesini duyunca küçüleceğimizi, yarışta olmayacağımızı düşünüyorsunuz. Oysa öyle olmasına gerek yok diyorum ben. BJK'nin bile yeniden yapılanıp geçen sene son 3-4 haftaya kadar şampiyonluk kovaladığı ligde biz de gençleşerek, yeniden yapılanarak hem yarışıp, hem mali olarak rahatlayabiliriz. Üstelik bunun için önümüzde iki önemli fırsatta var:
1. Sadece lig odaklı yarışacağız önümüzdeki sezon.
2. Belli ki Fener dahil hiç bir takım uçuk transferler yapamayacak ve bu bizim üzerimizde taraftar baskısı yaratmayacak.
Bazı arkadaşların iddiası şu ki eğer eldeki bazı oyuncuları gödnerip mali yüklerinden kurtulursak yerlerine Ben Arfa'lar, Song'lar, Eto'lar gelebilir. Oysa ki mesele sadece göndermek ve yerine adam almak kadar basit değil.
1. Öncelikle sayısal olarak denk gelmiyor alınanlarla gönderilenler. Gitsin diye sayılanları çıktığımızda takımda 12-13 adam kalıyor. Gelsin denilenlerle beraber bu sayı en fazla 17-18 eder. Herhalde sezona böyle başlayamayız değil mi? Üsteli bunun 14 tanesi yerli oalcak
2. Velev ki söz konusu oyuncular gitti ve yerlerine yine ismi geçen oyuncular geldi. Hatta şampiyon da olduk. Ne değişecek? Arkadaşlar kendimizi kandırmayalım. Bu takımın mali durumu o kadar kötü ki değil 1 CL, sezonda 5 CL geliri alsak yine düze çıkamıyoruz kolay kolay. Bu sebeple oyuncu da satmak gerekecek. Aldığımız adamların hep son transferi oluyoruz. Bence bu işe de bir son vermek gerekiyor.
3. Yeniden yapılanmayı Mancini dönemi gibi yapmayacağız. Daha itinalı aramalarla, daha kaliteli adamlar bulunabilir. Bu forumdaki arkadaşlar bile Fransa 2. Ligi, Championship, Bundesliga ve hatta Danimarka ve Polonya'dan önemli isimleri öneriyorlar. İstese kulüp de bulabilir. Önder Özen ve Bilic kadar olsunlar bir zahmet.
4. Yapılanmanın en temel ayağı Sportif Direktör ve Teknik Direktör. Alp Yalman'ı Florya'ya getirerek alaturka yöntemlerle günü kurtarmayı düşünmek çözüm değil. Madem Türkiye'nin Batı'ya açılan kapısıyız o zaman o Batı'nın metodlarından olan SD'nin zamanı gelmiştir. Her Hoca ile de yapılanma olmaz. Mesela Terim gelirse şampiyon yapar mı? Büyük ihtimalle. CL'de de gruptan çıka ya da çıkamaz ama bişeyleri dener. Ama ötesi olmaz. Adama kızamayız zira tarzı bu değil. İyi bütçe, iyi ve bol transfer hocasıdır Terim. Buna uygun bir adam bulmak da şart.
Son söz olarak şunu söylemeliyim ki takımın kurtuluşu biraz feda demekten geçiyor. Bu feda, elindeki iyi oyuncuları satman anlamına gelmiyor. Bizim elimide Muslera, Sneijder, Podolski, Carole, Linnes, Selçuk(gitmeyecek), Telles, Bruma, Sinan gibi kaliteli adamlar var. Bunların etrafını genç ve yetenekli adamlarla doldurmalıyız. Gelecek vadeden adamları bulup parlatmalıyız. Başka şansımız yok. Aksi durumda bu sene şampiyon olsak da çok geçmeden aynı şeyleri baştan bir daha yaşarız.