Florya Metin Oktay Tesisleri - Sayfa 3 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Florya Metin Oktay Tesisleri


DYydZTBVAAAuCb3.jpg
 
İlk olarak stat yeri için 1966 yılı kışında dönemin başkanı suphi batur tarafından satın alınan ve bugün galatasaray spor kulübünün en önemli tesisleri ve futbol takımının ev sahipliğini yapan tesislerimizdir.

Suphi Batur Başkan dönemin istanbul belediye başkan vekili burhan güngör ile müspet münasebetlerini kullanarak sadece 530.000 liraya 22 dönümlük bir tarla parselini satın aldık. Ne var ki buraya stat yapma gibi bir planlamadan vazgeçsek hatta daha sonra selahattin beyazıt'ın riva'yı satın almasıyla ikincil plana itilse de bugünkü florya metin oktay tesisleri ilk kez 1973-1975 yılları arasında gündemimize geldi.

Prof. dr. mustafa pekin döneminde 1.200.000 lira sarfı ile plan, proje ve alt yapı tesisleri tamamlandı. Devletten tarla tapumuzun yanındaki diğer bir 19 dönümlük arsa daha 49 yıl süreliğine beden terbiyesi genel müdürlüğünce kulübümüze kiralandı. Ne var ki ardından pek bir çalışma yapılmadı zira selahattin beyazıt yeniden başkan seçilmiş ve mesaisini riva'ya ayırmıştı...

Ali uras başkan seçilince 1979'da florya merkezimiz olarak tespit edildi ve ihyasına başlandı... İnşaat para buldukça tamamlanabildi zira finansman sağlanamamıştı... Ancak 4 haziran 1982 tarihinde florya tesisleri açılabildi... Tesisler açıldığında çim ekimi henüz bitirilmiş olan iki futbol sahasına, bir antrenman sahasına, tenis kortlarına, basketbol ve voleybol okullarına aitti.

Daha sonra florya tesislerine çok sayıda eklemeler yapıldı. İlki yine rahmetli ali uras başkan zamanında inşa edilen 1525 metre karelik bugün hala zamana direnen kapalı spor salonumuzdur. Bu kapalı spor salonumuz çok amaçlıdır hem basketbol hem de voleybol hem de hentbol antrenmanları burada yapıldı. 500 seyirci kapasiteli bir tribünü vardır.

Bugün 22.627 metrekarelik parsel kendi tapulu mülkiyetimiz olup spor tesisleri ruhsatına sahiptir ne var ki hemen hemen 2 sene önce kira süresi biten 19.300 metrekarelik kiralık tarla arsamız futbol sahalarından ibaret olup üzerinde herhangi bir kapalı hacim bulunması yasaktır. Bu yüzden florya'nın ihalesi yapılmıştır ancak mustafa cengiz yönetimi 120 milyon lira ödeyerek bu kiralama sorununu gidererek tarla cinsiyle tapunun alınmasını sağlamış gözükmektedir.

Metin Oktay vefat edince florya tesislerimize adı verilmiştir. Aynı şekilde Jupp Derwall de hakkın rahmetine kavuşunca ismi antrenman sahasına verilmiştir.

Elinde tüfekle yeni ekilen çim tohumlarını yeşilköy'ün meşhur kargalarından tabure üstünde koruyan ali uras başkanımızdan en son 2011 yılında 1905 gsyiad tarafından yenilenen 1 nolu saha tribünü ali sami yen stadından sökülen vip koltukların kullanıldığı ve üstü kapalı 1100 kişi kapasiteli olarak açılan tribüne kadar çok sayıda eklemeler yapılmış ve paha biçilmez emekler sarf edilmiştir...

Bugün florya metin oktay tesislerimizde; merkez yönetim binası, kamp binası, dört adet tam boy futbol sahası, genç takım tesisleri, çok amaçlı kapalı spor salonu, galatasaray futbol okulu, galatasaray hastanesi, galatasaray basketbol, sutopu ve voleybol takımları eğitim tesisleri ve eğlence alanlarından müteşekkildir...

İlk tarla ruhsatlı açılış hali fotosu 821417C2-4808-4404-81CF-64B553C342FE.jpeg
 
Son düzenleme:
Umarim yeni tesislere gecersek floryadaki havayi tekrar yakalayabiliriz. suyundanmi nedir bilmiyorum. Sanki floryada baska bir atmosfer var gibi geliyor. Gelen topcu asik oluyor, terime babam diyor. Futbolcular aslana donusuyor. Fb ve bjk bu bagliligi yakalayamiyor. Giden topcu bidaha takimin adini agzina almiyor. Bizden giden topcu taraftar oluyor.
 
Umarim yeni tesislere gecersek floryadaki havayi tekrar yakalayabiliriz. suyundanmi nedir bilmiyorum. Sanki floryada baska bir atmosfer var gibi geliyor. Gelen topcu asik oluyor, terime babam diyor. Futbolcular aslana donusuyor. Fb ve bjk bu bagliligi yakalayamiyor. Giden topcu bidaha takimin adini agzina almiyor. Bizden giden topcu taraftar oluyor.
Florya ormanlık vs oksijen huzur var, kalite kokuyor. Bjk tesisi ümraniyede saçma sapan bir çevre güzel bir tesis de değil. Lokasyon önemli kısacası. Zaten florya arazisi pahalı diye çıkıyoruz.
 
Zaten Elmas Florya'nın bizim olmayan bölümünü almak için Emlak Konut ile anlaştık demişti normalde nasıl bizimle anlaştılar diye düşünmüştüm ama şimdi daha net her şey. Özbek'İn gelme amacı da zamanında kendi başlattı Riva- Kemerburgaz ve şimdi Elmas'ın devam ettirdiği Florya projesini bitirmek bu projeleri az biraz doğru yapan yönetim ilerde Galatasaray'ı borçtan kurtaran efsane başkan olacak hem de bu projedeki ranttan da faydalana bilecek belki de.
 
1966

1659343669334.png



Florya'daki araziyi Galatasaray'a öneren, kulüp üyesi Halil Burnaz idi. Ona da bu fikri veren eşi Kevser Hanım'dı. Burnaz oldukça varlıklıydı; kendisi de rahatlıkla alabilirdi ama kulüp bağlarının çok güçlü olduğu bir dönemde bunu Başkan Suphi Batur'a önermeyi tercih etti.

Yıl, 1966'ydı. Tavsiye, Suphi Batur'un çok hoşuna gitmişti. Çünkü aslında tam da o sıralarda "Zincirli kuyu da Yıldız yolu üzerinde Balmumcu namı ile maruf mahalde Belediyeye Hazineden devredilen" bir arazi için başvurmuşlardı ama tereddüte de düşmüşlerdi...

İşlemler tamamlanmak üzereydi ama Belediyedeki arkadaşları, "yakında Asma Köprü yapılacak, bu yer oradan geçebilir" demişlerdi. Burnaz'ın tavsiye ettiği yer Florya’ya giden yol üzerindeydi. Çok büyük meblağ istenmiyordu. "Kulübün itibarını düşürmeyecek şekilde" olabilirdi"

Florya'ya karar kılındı. Genel Kurul çağrısı yapıldı. Niye stada yakın olan Balmumcu'daki araziden vazgeçildiği anlatıldı. Arazi sadece 530.000 TL'ye alınacaktı. Ve “Fevkalade” Genel Kurulda 3 muhalif oya karşı 23 oyla yönetime 850.00 TL'lik borçlanma yetkisi verildi.

Yetkiyi alan yönetim bir ay sonra, 21.8. 1967 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında 5. Sırada şu kararı alıyordu:

1659343772256.png

Galatasaray çok istediği "spor sitesi" inşa etmek için en büyük adımı böyle attı. Suphi Batur, araziyi satın aldıktan sonra harika bir maket yaptırdı. Gazetecileri çağırdı, onun önünde poz verdi. “Spor Sitesi” bir hayaldi…

Artık bütün seçimlerde adaylar bu hayali gerçekleştireceklerini vaad ediyorlardı. 1969’da başkan adayı Necdet Çobanlı, Florya’da “hazırlanmakta olan proje ve plânlara göre yapılacak spor sahalarının, spor okulunun ve turistik tesislerin kuruluşuna başlayacağız” diyordu.

1975’de Oğuz İmregün ise seçim beyannamesinde ”Borçlarımızın durumu ortada iken, mevcut yönetim kurulunun bu tesisleri gerçekleştirebileceğini ummak aşırı iyimserlik olur. Florya tesislerimiz mutlak kullanılır hale getirilecektir.” diye yazmıştı seçim beyannamesine...

Ama dönemin Başkanı Selahattin Beyazıt, Florya’nın gerçekliğini durumunu tek cümleyle şöyle özetliyordu: “Ağabeylerimizin büyük bir gayretle elde ettiği Florya, asgari manada spor yapma imkanını vermemektedir.”

Gerçekten de 1977 yılının başında Florya’daki arazinin adeta unutulduğunu, Riva’nın çok ön plana çıktığını görüyoruz. Çünkü Riva vardı. Riva Florya ile karşılaştırıldığına inanılmaz büyüktü (1 milyon 175 bin metrakare!).

İşte Başkan Mustafa Pekin zamanında burası biraz düzeltilmişti. Drenajı yapılmış, hatta bir antrenman sahası haline getirilmişti getirilmesine ama hiç kullanılamamış hemen terkedilmişti. Kullanılacak gibi değildi doğrusu. Yağmurlarda balçık, kışın kaya gibi olan toprak...

Futbolcular “dağda, bayırda, kiralık sahalarda antrenman” yapmaya çalışıyorlardı. Her sabah minibüse biniyorlar, bir gün Bakırköy, bir gün Şişli, neresi olursa antrenmana gidiyorlardı... Mecidiyeköy Stadı'na bile giremiyorlardı, Beden Terbiyesi kapıya nöbetçi dikmişti.

Gazetecilere dert yanıyordu: “Beyazıt’a “Florya’da arsamız var” dediğimde, “Orası çok rüzgar tutuyor , uçak gürültüsü oluyor “ deyip Tesisi yapmağa yanaşmamıştı..../"

Yeniden seçilen Başkan Beyazıt ise artık Riva’yı daha da öne çıkarmaya başladı. Toplantılar, maketler, projeler, hükümet ziyaretleri.

Florya için planı da değişmişti Başkan'ın: “Bu yer çok pahalı olmuştur. Üzerinde futbol oynayamayacak kadar bir değere ulaşmıştır.” diyordu. Oryı alan ve çocuğu gibi gören eski başkanSuphi Batur, Florya’nın satılma ihtimalini duyduğunda sinirleniyor.../

"medyaya “Biz Florya’daki yeri, yarım futbolcu transfer ücretine almadık. 0 zaman bizim Florya'ya ödediğimiz para ile 10 futbolcu transfer edilirdi.” diyerek arazinin satılmasına sert bir biçimde karşı çıkıyordu. İşler çıkmaza girmişti. Riva olmuyor, Florya öyle duruyordu

Üyeler de artık huzursuzdu. Kulübün parası yoktu. Riva için devletin yardım etmesi lazımdı. Devlet ise zaten yardım edecek durumda değildi. O halde niyeydi bu ısrar? Kürsüden konuşan İlhami Tüzün, herkesin ortak düşüncesini şöyle seslendiriyordu:

“Kulübümüzün bugünkü durumunda Riva'nın yapılmasına imkân vermiyor. Galatasaray‘ın Florya’daki sahasından neden istifade etmediğini anlamıyorum.”

Nitekim bu çekişme 1979 yılında Ali Uras’ı Başkan yaptı! Seçilir seçilmez futbol takımının her gün adeta belirsizliğe uyandıkları, nerede antrenman yapacaklarını bilemedikleri günleri bitireceğini ilan ediyordu:

“Florya'daki sahamızın çevresi en kısa sürede kapatılacak, sporcularımızın soyunma ve duş yerleri ile oturabilecekleri bir lokal projesini yapacağız. 13 yıl yüzüne bakılmayan Florya, işte böyle tekrar gündemde ilk sıraya çıktı.
 
Ali Uras tam 7 yıl Başkanlık yaptı. Dönemi boyunca Galatasaray hiç şampiyonluk göremedi. Ama Florya tam da o dönemde ortaya çıktı…

1659344124848.png


Başkan Uras, öylesine inanıyordu ki, güler yüzüyle, ikna kabiliyeti ile, herkesi “proje”ye inandırmayı, onların desteğini almayı başardı. Zaten bizzat kendisi işin başındaydı. Sabah ameliyata giriyor, oradan kulübe koşuyor, oradan Florya...

O dönemin havasını anlatan ilginç bir mektubu buraya almak isterim. Mektubu yazan üye Emin Erer; Ali Sami Yen’in ablası Samiye Hanım’ın oğlu üstelik. Şöyle yazmış Divan Başkanlığı'na:

1659344157815.png

Bir tür seferberlik ilan edilmişti kulüp içerisinde... Herkes bir ucundan tutmaya karar vermişti. Florya’da bir yandan daha önce drenajı yapılmış sahanın yanına bir bina inşaatına başlanmıştı. Dahası da geliyordu....

Florya'da çocuklar için futbol okulu kurmaya karar vermişlerdi. Galatasaray Akademisi’nin temeli de işte bu sırada, 1979’un sonlarına doğru atıldı.

1659344192826.png


İnşaat başlamıştı. Tuğlalar, çimentolar, tahtalar, kepçeler, kamyonlar… Hepsi için birini buluyordu. Kolay mı? Galatasaray Başkanı arıyor ve senden “Florya’ya 1 kamyon kiremit lazım, gönderir misin?” ricasında bulunuyor!

1659344217552.png


Bir yandan inşaat, bir yandan lig... Şampiyonluk mücadelesi, umutlar, futbolcular, kaprisler, maç primleri… Bir de üzerine ekonomik kriz! 1980 24 Ocak kararları Galatasaray’ı çok zor duruma düşürmüştü. Devalüasyon, doların uçuşa geçmesi, füze gibi akaryakıt fiyatları...


1659344255723.png

Borç almaktan başka çare yoktu. Galatasaray bankalarla, borçla tanışıyordu: “İmar Bankası'ndan maç hasılatlarının temliki karşılığı sağlanan 8.000.000 (Sekiz milyon ) Liralık kredinin kullanılmasına…” Her şeye rağmen Florya yavaş yavaş ortaya çıkıyordu..

Ali Uras gururluydu. İnşaatı herkese gezdiriyor, gazetelere "“Florya Tesislerinin tamamının olmasa bile, bize çalışma imkânı verecek düzeyde tamamlanmış olmasının sevinci içindeyiz. Bu imkanları daha fazla genişletebilirsek, kendimizi o anda başarılı kabul edeceğiz" diyordu.

Zemin artık hazırlanmıştı. 280 m2'lik inşaat projesinde “tüm karkas duvar çatı, kaba sıva ve en alt katın çerçeveleri takılmış”tı. Demek ki böyle gidilirse, geri kalan bölümleri de en geç 1981-1982 futbol sezonuna kadar bitirilebilirdi...

Futbol Okulu da bu arada açılmıştı. İnşaat devam ediyordu ama o sahada oynayan çocuklar çok mutluydu. Henüz emekleme aşamasındaydı ama çok yakında “daha bilinçli ve daha ideal” organizasyon yapılacaktı. Veeee… bir de yeni bir proje ortaya çıktı: Florya’da Kapalı Salon!

Plana başlanmıştı bile. Seneye işler iyi gider, para meselesi halledilirse o da başlayacaktı. Ali Uras'ın 1981’de yeniden seçildikten sonra kurduğu cümle, şampiyonluk vaadi değil “Florya'yı tamamlamak boynumuzun borcu. Zaten bitirmek için yeniden talip olduk.” idi.

Nitekim o yılın Temmuz ayında gazetelere haber verildi. Florya 15 gün sonra açılacaktı. Yönetim, divan üyelerinden başlayarak üyeleri Florya’ya götürüp gezdirmeye başlamıştı bile. İlk aşama tamamlanmıştı, yıl sonuna kadar kalan kısmı bitirilecekti.

Yeni tesislerde oyun salonları, video odası, 24 sporcunun rahatlıkla kalabileceği, banyolu odaları, kütüphane, toplantı salonları, teknik heyetin ayrı ayrı odaları ve oturma salonu vardı. Artık Galatasaraylı futbolcular göçebe bayatı yaşamaktan kurtuluyordu.

Tesisleri topluca gezen üyeler yeni bina için tek kelime ile ''mükemmel'' diyor ve hemen ardından coşkuyla ekliyorlardı: ''Göreceksiniz kısa zamanda Galatasaray Kulübü Hasnun Galip Sokak 'tan kopup buraya gelecektir.''

Gerçekten de tam bir imece başarısı hayata geçirilmişti. Yapılan işin maliyeti 100 milyonun üzerindeydi ama bütçeden sadece 25 milyon lira harcanmıştı. Yapılmasında birçok ''isimsiz Galatasaraylı kahramanın emeği ve maddi yardımı'' vardı.

Florya tesislerinin lüks bir villadan geri kalacak en ufak bir yanı yoktu... Yıldız takımın, genç takımın, amatör takımın, profesyonel takımın, içine girerken imrenilecek, duvarları lambri kaplı soyunma odaları.. Şahane bir saunası. ..

Süper malzemelerle döşenmiş mutfağı, yemekhanesi, çamaşırhanesi... Her biri halı kaplı, iki yataklı, tuvaleti ve banyosu içinde, balkonlu yatak odaları. Teknik direktôr için istirahat, soyunma ve yatak odaları.

Sinema, dinlenme, konuk salonları... Yazın şemsiyeleri açılacak teraslar... Tüm yerler, ayna gibi parlayan 1'inci sınıf mermer, seramik ve halı, duvarlar nefis renkli lambri ve seramiklerle kaplı. Dahası, önünde de futbol sahası...

'Kim başarmıştı bunu?” Uras’ın inşaat süresince bir orada yatıp kalkmadığı kalmıştı ama o ''Nice isimsiz kahramanlara Galatasaray'ın büyük şükran borcu var. Galatasaray'da görevleri olmadığı halde bu tesisler için çok büyük fedakarlık yapanlar var'' demekle yetiniyordu.

Bu ilk safha açılışın ardından 4 Haziran 1982’de kalan kısımları da tamamlandı Florya’nın. Vali Nevzat Ayaz’dan Beşiktaş’ın, Trabzonspor’un Başkanlarına herkes oradaydı. Florya rüyasını başlatan eski başkan Suphi Batur da oradaydı.

Üyeler, sporcular, davetliler, hatta Florya’da yaşayanlar… Kurdeleyi Galatasaray’ın en yaşlı üyesi Hilmi Baydur, eski Başkan Suphi Batur yanında, keserken herkes mutluydu. Uras'ın gösterdiği alçakgönüllülük, tam anlamıyla eskinin Galatasaray'ıydı, Galatasaraycaydı...

Güne esas damgasını vuran ise, Beden Terbiyesi Genel Müdürü Yücel Seçkiner’in sözleriydi. Seçkiner, açılan tesisin yanındaki boş alanın da spor faaliyetleri için kendileri tarafından istimlak edileceğini söylüyor ve şöyle devam ediyordu:

“İstimlak işlemi tamamlanmak üzeredir. Daha sonra bu araziyi Galatasaray’a bedeli mukabili devredeceğiz. Böylece Galatasaray’ın Florya Tesisi hem büyüyecek hem de Olimpik bir spor tesisi haline gelecek”.

İstimlak için yıllarca beklenecekti ama daha yapılacak o kadar çok iş vardı ki. Dayanışma olduktan sonra hele… İşte bir artezyen kuyusu açılmıştı. Bir Galatasaraylı hafriyatı üzerine almış ve 5.000.000 TL'lık iş sadece 500.000 TL motor parası verilerek tamamlanmıştı.

Saha neden böyle çim olmasındı? Ç Florya’da bir normal, bir de küçük çocuklara, iki saha ile, var olan sahanın çimlendirme, basketbol ve voleybol, ayrıca futbol takımının da çalışması için kapalı salon… Olabilirdi hepsi… Hayal et, olsun!

Nitekim Haziran 1985’de 20 dönümün istimlaki tamamlandı. Ama çim bir türlü tutturulamıyordu. Ekilen tohumları kargalar yiyor, Başkan Ali Uras kargaları kovmak için bazen bizzat nöbet tutmasına rağmen çıkan çimler kısa bir süre sonra bozuluyordu.

Üstelik, tek saha üzerinde o kadar çok futbolcu çalışıyordu ki, saha bu aşırı kullanımdan kaynaklanan yıpranmayla balçık haline geri dönüyordu.

1659344644508.png
 
Florya da genişlemeye devam etti. Başbakan Turgut Özal’ın akrabasıydı yeni Başkan Tanrıyar. Nitekim bir yıl sonra Özal ziyaret etti Florya’yı. Öyle güzel ağırlandı ki, ayrılırken bir de mektup bile yazdı başbakan.

1659344726578.png

Milli Emlak’tan 67 dönüm daha uzun süreli olarak kiralanmıştı. Artık lojman da yapılabilecekti. Böylece kulüp kira ödemekten kurtulacaktı. Florya’da 20 adet lojman için projeler hazırlandı, Adnan Polat üstlenmişti lojmanların yapımını. Dayanışma devam ediyordu.

1991 yılı yine bir Florya açılışı yaşadı. Mali genel kurul öncesinde bir tür gövde gösterisiydi. Futbolcu otelinin temeli atıldı, iki çim sahası, soyunma odaları, basketbol takımının sosyal tesisleri törenle açıldı. Tenis kortları da yapılacağı müjdelendi.

Her kort için banka ve bir şirketten sponsorluk alınacak, maliyeti karşılığında korta adını verip ve reklam panolarını koyacaklardı. Türkiye için bir ilkti bu düşünce. Yeni Başkan Alp Yalman tesiste tamamlanan Sağlık Merkezinin açılışını da yapıyordu. Bu da bir ilkti…

1991’in Eylül’ünde, efsane futbolcu Metin Oktay’ın zamansız ölümünün ardından yapılan genel kurulda Florya’ya onun adının verilmesi için oybirliğiyle karar alındı. Törenle ismi değiştirildi Florya'nın. Bu seferki konuk, dönemin başbakanı Süleyman Demirel’di.

1659344822504.png
1659344833880.png

Galatasaray’da işler yavaş yürür. Yazarken bile defalarca kontrol ettim ama doğru: 1995 yılı geldiğinde Florya’da hala tek bir çim saha vardı!

1659344856667.png

Belki de Ali Uras’ın bu uyarısıyla, belki de Avrupa zaferleriyle kendisine güveni artan Galatasaraylıların işe el atmasıyla, özellikle Başkan seçilen Faruk Süren dönemiyle birlikte Florya’da yeniden tesisleşme-modernleşme çalışmaları başladı.

Florya’nın Kapıları, böylece Batı’ya, ardına kadar, hiç olmadığı kadar açıldı. Tıpkı on yıllar öncesinin hayallerinin gerçekleştirilmesi gibi… Galatasaray’ın en parlak yıllarının sebebi ve tanığı olmuştu Florya…

1659344907434.png


1659344935671.png


mehmet senol

https://twitter.com/mehmetsenol
 
Üst Alt