1- Galatasaray gerçekleri camiaya doğru anlatılmadı. Rakiplerimizle aramızdaki bütçe farklılığı, mevcut borç yükü, transfer tahtasının kapanma ihtimali gibi durumlar doğru izah edilmedi.
2- Bütçe doğrultusunda camiada heyecan yaratacak bir hedef konulmadı. Sene başında Galatasaray taraftarına neden bu takımı takip etmeleri gerektiği argümanı sunulmadı. Hedef Eurocup şampiyonluğu mu? Oyuncu geliştirmek mi? Türkiye Kupası’nı kazanmak mı? Heyecan verici, yüksek tempo basketbolu izletmek mi? Rakipleri 60 sayıda tutan taş gibi savunma takımı yaratmak mı? Öylesine başladık sezona.
3- Erman Kunter, saygıdeğer bir insan olsa da antrenörlük kariyeri Fransa Ligi’nin baş altı takımları seviyesinde kalmış bir koç. Kariyerinde seviye atlamak isteyen, modern basketbola uyum sağlamış bir antrenör tercih edilmedi.
4- Sayın Kunter’in Beşiktaş döneminde olduğu gibi, kariyeri düşüşe geçmiş oyuncuları tercih etmesi büyük bir sorundu. Bu esnada hocaya hedef koyacak, ona karşı çıkacak bir basketbol aklının eksikliğini hissettik.
5- Ege Arar gibi altyapımızdan yetişmiş R proje oyuncumuz varken, aynı pozisyona TJ Cline gibi bir başka proje oyuncusunu transfer ettik. Haliyle ikisinden de verim alamadık.
6- Rakeem Christmas ve TJ Cline ile yollar ayrıldıktan sonra ise açıkça 5 numara ihtiyacımız varken, Ege’nin önünü kapatmama adına pivot transferi yapılmadı. Sezon başında Ege’nin mevkisine TJ Cline alıp sezon ortasında 5 numarasız kalmışken, bir anda akıllara Ege’yi kazanmak geldi.
7- Günümüz basketbolunda alan savunması artık eski kıymetini yitirmişken, genelde mola dönüşleri gibi anlık sekanslardan kullanılıyorken; Rakeem Christmas gibi bir tamamlayıcı parçayı, hocanın beyanına göre, sadece Syracuse gibi alan savunması düzeni okulundan geldiği için aldık. Maçlarda çok nadir alan savunması denedik ve sonra Christmas’ı gönderdik. Oysa ki Avrupa’da değerli pivot eksikliği varken, Christmas’tan faydalanabileceğimiz bir yapı oluşturup, ondan verim alabilirdik.
8- Oyuncular protesto çekmeden maaşlarını alamadılar. Yabancıların paraları ödeniyorken, yerli oyuncu ve teknik ekibe ödeme yapılmadı. Bu da takımda ciddi bir disiplin sorunu yarattı.
9- Eurocup’ta TOP 16’ya kalmışken, uzun uzun araştırmalar sonucunda kariyeri tamamen düşüşe geçmiş kısa/uzun forvet Henry Walker alındı. Takımın 5 numara rotasyonunda ise, 5 orjinli sadece Hendrix vardı ve fiziki durumu da ortadaydı.
10- Sayın Kunter sezon önü sitemize verdiği röportajda “Hâlâ bizim bütçemiz iyi. %60 düşmesine rağmen ben bütçenin iyi olduğunu düşünüyorum. İş yapılabilecek bir bütçe olduğunu düşünüyorum” sözlerini sarfetmiş, fakat kötü gidişatla birlikte bütçenin yetersizliğinden defalarca bahsetmişti. Sayın Kunter bu takıma imza atarken mevcut şartları kabul etmemiş miydi?
11- Erkek takımımız son yılların en başarısız sezonunu geçirirken, şube sorumlumuz Ömer Yalçınkaya taraftar tepkisi dolayısıyla şahsi twitter hesabını kapattı. Sayın Yalçınkaya, şube sorumluları taraftarlara açıklama yapmak durumundadır. Mevcut gidişatın ve enkazın sorumluları, Galatasaray taraftarına açıklama yaparlar. Sosyal medyadan kaçıp gitmek, tepkileri azaltmaz. Bu yetkideki bir insanın oyunculara güven vermesi, sözlerinin arkasında durması gerekir, tam tersine oyuncuların gözünde saygısını kaybetmiş olması değil.
12- Ligde ilk 8’in dışında kalan erkek takımımız, 10 yıl sonra ilk kez Türkiye Kupası’na katılamıyor.
13- Sayın Kunter’in, yukarıda da belirttiğimiz üzere, yola plânsız çıkması oyunumuza olduğu gibi benchteki duruşuna ve demeçlerine de yansıdı. Eurocup’ta kaybedilen Lietkabelis maçı sonrası gruptan çıkamayacağımızı ima edip “buradaki işimiz artık zor, lige odaklanacağız” diyen Kunter, tablo tersine dönünce ligdeki başarısızlığın tahlili yerine Eurocup’ı öne çıkarmaya başladı.
14- Galatasaray basketbol şubesi, senelerdir, potansiyeline yakışmayacak dar bir idari kadro tarafından yönetilmeye çalışılmış, türlü sıkıntılara hiçbir çözüm bulunamamıştır. Geldiğimiz noktada, kabahati sadece coacha yıkmak gülünçtür ve gerçekçi bir çözüm değildir. Yönetim, basketbol şubesini üvey evlat gibi görmeyi bırakmalı, işinin ehli profesyonellere idari yetki vermelidir. Yönetim-şube-taraftar üçgeninde güçlü bir iletişim ağı oluşturulmalı, ayrıca şubenin bugünü ve yarını adına bir scout ekibi kurulmalıdır. Yoksa dünyanın en iyi koçunu bile getirseniz bu yapıda başarılı olma şansı yok.
gsbasket.org