Galatasaray Kasımpaşa karşısında yaydan çıkmış ok gibi hedefe vardı. Birbirinden güzel goller Ali Sami Yen’de Galatasaray’ın liderlik koltuğunda yayılarak oturmasını sağladı. Tahmin ediyorum ki bu takımı Digitürk’ten izleyenler de şöööle koltuklarına yaslanıp keyifle kahvelerini yudumlamışlardır…
Dile kolay birbiriden güzel tam 4 gol…
Millet hala çift santrfor mu tek mi diyedursun Galatasaray çağdaş futboldan örnekler vererek 4-6-0’ın bütün inceliklerini sahaya yansıtıp futbol zevki yaşatıyor seyredenlere…
Arda, Jo, Keita, Santos durmadan alan değiştirdi, herkes her yerden su gibi aktı.
Bir ara baktım; Jo sağ açıkta, Keita ortada forvetin ucunda, Santos sol kanatta…
Arda savunmaya kadar gelerek rakip kovalıyor.
Rijkaard’ın futbol şablonu meyve vermeye başladı.
Galatasaray mükemmeldi.
Taraftar da mor menekşe formanın uğuruyla takımıyla beraber coşuyor tribünlerde…
Duyduk duymadık demeyin müthiş bir takım geliyor, adı Galatasaray.
Bu futbol, taraflı tarafsız herkesi mutlu etmiştir.
Hele Giovanni Dos Santo!
Bücür kerata herkesi mest etti.
Kör talih, bu kadro Madrid maçında olsaydı ya…
Gel de üzülme bu kadro ve bu oyun Atletico maçında olsa Galatasaray şimdi hala Avrupa otobanında hızla yol alıyor olacaktı.
Tek kelimeyle; kör talih!
Fırtına Galatasaray siler geçerdi Atletico Madrid’i…
Kasımpaşa önünde Sabri’nin de kadroya girmesi, Mehmet Topal’ın orta alanda hem savunmasını beşlemesi hem aldığı topları forvetteki arkadaşlarına hatasız dağıtması, Neill’in futbol bilgisi, Servet’in de bu kez hatasız oynaması Galatasaray’ın savunma artılarıydı.
Ancak;
Daha ilk dakikalarda yenen gol savunmanın değil forvette Keita’nın top kaybıyla başlayan bir tehlikeydi, bereket yardımcı hakem ofsayti çok iyi yakaladı. Kasımpaşalı futbolcu kaleye şutunu çekerken arkadaşı Emre ofsaytteydi. Leo mükemmel refleksle topu tokatlayınca golü atan Emre topa vurmasa arkadan gelen golü atacak ve gol geçerli sayılacak. Emre vurdu gol iptal!
Galatasaray bu golü de yese hiçbir şey değişmezdi. Rijkaard’ın sahaya sürdüğü11 ve Galatasaray’ın taktik uygulaması bu maçı yine farklı bir şekilde koparırdı.
Takımda herkes görevini yaptı. Ayhan ve yerinde oynatılmayan Caner vasatı aşamadılar.
Sabri’nin de yenen golde ciddi hatası vardı. Son anda uyandı ama yetişemedi. Sabri genelde adamını kaçırıyor ama forveti desteklemekteki başarısı ve de Keita ile iyi bir ikili oluşturarak kanat ataklarını kamçılaması Sabri’nin artıları oluyor.
Giovanni Dos Santos ve Jo
Bu ikili daha yeni!
Buna rağmen -daha gelir gelmez AntiGalatasarylılarca acımasızca tenkit edilmelerine rağmen- çok kısa zamanda uyum sağladılar. Bunun sebebi şudur;
Rijkaard’lı Galatasaray çağdaş futbol uyguladığı için yabancıların intibak süreci de kısalıyor.
Çünkü onlar bu futbola yatkın.
Aslında Galatasaray tümüyle Rijkaard’ın oyun prensiplerini benimsese inanın tadından yenmeyecek. Çünkü kadro yavaş yavaş oturuyor. Yerli oyuncular bu formata daha yeni yeni adpte oluyor.
Ve bu kadro çok genç.
Daha tam anlamıyla hazır değil. Bu maçtaki oyun bana gelecek için;
Dikkat fırtına bir takım geliyor, dedirtti.
Fırtınanın, rakibi allak bullak eden gücü de bu maçta Giovanni Dos Dantos’tu.
Arda, Keita ve Jo da onun işini kolaylaştırdı. Hele bir de Elano gibi oyun zekası yüksek biri Ayhan’ın yerine takıma girerse bu Galatasaray tutulmaz!
Dos Santos hakkında gözlemlerim;
Bu maçın yıldızı Giovanni Dos Santos’tur
Takıma alışmış, kendine güveni artmış.
Topla mükemmel bir dostluğu var. Top sanki onun ikiz kardeşi, ya da sevgilisi…
Süratle akıp giderken küçük ve okşayıcı dokunuşlarla topu ayağından hiç açmıyor.
Aklında hep kaleye şut var ama egoist değil.
Dikine oynaması ve çok çabuk hareketlerle rakibi delişi aranan özellik.
Alan değiştirmesi ve atletik yapısı idman açığını kapattıkça ve takıma alıştıkça seyredene büyük zevk vereceğe benziyor.
Sevimli hali de başka bir güzellik. Hakemleri bile etkileyebilir.
Hepsinden ötesi; daha 21 yaşında.
İnanıyorum ki Giovanni her geçen gün futbolunun üstüne koyarak yarınlara koşacak.
Kasımpaşa karşısında bunu belli etti.
Jo da başka bir yetenek
Bilekleri çok yumuşak, oyun zekası işlek.
Takım oyununa uyumu kusursuz.
Hava toplarına hakimiyeti ve Arda-Keita-Jo-Santos-Caner iletişiminde oynadığı rol başarılı.
Forvetinde topu saklaması, arkadaşlarıyla yardımlaşması ve santraya kadar gelip rakibe basması artıları.
Galatasaray bu iki oyuncuyu sezon sonunda alabilirse esas o zaman başarılı bir Galatasaray Avrupa’da yine iz bırakır.
Arda ve Keita’yı harman edelim
Burada söyleyeceklerim var;
Arda ve Keita’yı harman etsek ve bu karışımdan eşit faydalar sağlamış iki oyuncu çıkarsak nasıl olur acaba?
Arda’ya Keita’nın süratini,
Keita’ya da Arda’nın akıl düzeyinden ve son vuruşlardaki başarısından fazla değil birkaç kırıntı versek…
Galatasaray şaha kalkar vallahi!
Keita çok koşuyor, tazı gibi hızlı koşuyor, rakibi sarhoş edip göbeğinden geçiyor…
Yüksek topları havada bile stop edişinde sihirli bir estetik ve ayaklarında sanki mıknatıs var…
Goldeki vuruşu filmatik!...
Amma;
Keita çok top kaybıyla oynuyor. Son vuruşları dağınık.
Üç pozisyonu heba etti. Yoksa Jo değil hat-trick, hat-safhada gol yapardı!
Nitekim üç de hata yaptı Keita, orta alanda top kaybetti kalesi tehlikeler yaşadı.
Bunları bu muhteşem maçtan sonra kötülemek için söylemiyorum.
Ya bunlar da aşılırsa Keita kendini toparlar Arda da hız kazanırsa şimdiden hazırlıklı olun;
Göz idmanı falan yapın,
Kafanızı sağa sola çabuk çabuk çevirme idmanlarına başlayın,
Hop oturup hop kalkmada bacaklarınızı kuvvetlendirin ki
Galatasaray maçlarını rahat seyredesiniz.
Yoksa topu göremezsiniz!
Tam teşekküllü hastanede tahlil gerek
Ve Galatasaraylılar şunu çok iyi bilsin ki;
Bir Güiza’ları yok!
Messi’ye rakip Santos’ları var!
Bu da işin şakası…
Fenerbahçe için sadece şunu söylüyorum;
İstanbul B.B’den yedikleri iki golü tam teşekküllü bir hastanede tahlile göndersinler…
Sonra da takım olabilmek için;
Daum’dan vaz geçip; Deivid’i, Selçuk’u, Mehmet Topuz’u yok saymayan Rijkaard gibi çağdaş bir beyin arasınlar.
İst. BB’ye yenilgiderinin sebebi budur.
Hani yeri geldi, diye söylüyorum.
Selçuk Yula’nın kulakları çınlasın;
Hani Fenerbahçe ikinci yarı çok avantajlıydı?
Hani maçlarını daha çok İstanbul’da oynayacaktı?
Hani liderliği tapulayacaktı?
Futboldaki gerçek hiç değişmez;
Önce eksiksiz takım yaratacak sonra iddia etmeye başlayacaksın.
Bakın Galatasaray ocak transferinde eksiklerini gideri lider oldu.
Fenerbahçe’nin eksiği çok.
Öyle süreli şampiyonluklar beklemek ve bunu önceden anons etmek sakıncalı muhabettir.
Şunu da söylemeden geçemem.
Alex de Souza’nın golünü de ayakta alkışladım.
Alex benim keyif saatim…
Attığı goldeki vuruşu…
Ve de havadayken gözleriyle topun gideceği yeri takibi, görülmeye değerdi.
Bayıldım… Futbolda böyle güzellikler gerek.
Oyundan atılışı yazık oldu.
Alex güzelliğini seyredememek acı bir şey…
Ayrıca bu zor maçlar arifesinde Alex’in olmaması da Fenerbahçe için ciddi kayıp!
Bursa da var hesapta…
Lig şenlenecek.
Fenerbahçe’nin maç sonrası yaptığı açıklama da abesle iştigal.
Yenen gollere bir baksınlar Fırat Aydınus’un günahsızlığı ortaya çıkar.
Kasımpaşa’nın talihsizliği maçın Sami Yen’de olmasıydı…
Yılmaz Vural’ı takımına oynattığı pozitif futbol için kutluyorum.
Helal olsun.
Kasımpaşa’nın savunması forvetinden çok daha iyi paslaşıyor. Galatasaray’ın etkin oyuncuları karşısında asla ezilmediler. Savunmalarından tıkır tıkır top çıktılar.
Beraberliği de Yekta ile yakaladılar.
Cenk’le pozisyon da buldular.
Takım olarak başarılıydılar ancak Galatasaray’ın futbol kalitesine mağlup oldular.
65’e kadar başa baş oynadılar. Beraberlik sonrası aşka gelen Galatasaray’ı durdurmaları mümkün değildi.
Keita’nın nefis golü,
Jo’ya yapılan penaltıdan kazanılan gol ve,
Keita’nın ayak içiyle dönerek kestiği topa vuruşu pek önlenecek gibi goller değildi.
Arda’nın ilk golü de bir emeğin mahsulüydü.
Galatasaray’ın oyununu ve attığı golleri gözlerinizi kapatıp şöyle bir hatırlayın;
Sabrili savunmanın ataklığını,
Mehmet Topal’ın çift yönlü mükemmel oyununu,
Arda-Keita-Jo-Santos’lu ataklarda ve gollerdeki en az beş pasın güzelliği,
Kapalı gözlerde vallahi rüya gibi…
Tebrikler Galatasaray.
Kovun gitsin Rijkaard’ı…
En yakın rakibe;
Beş puan da fark atılır mı?
osman tamburacı
spor x