Igor Tudor: "Futbolcularıma bir şey söyleyemem" - Sayfa 3 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Igor Tudor: "Futbolcularıma bir şey söyleyemem"


Hocam facan yiyorsa Brumayi Besiktas macindada kadro disi birak bizde otoriteni alkislayalim. Zaten sampiyonlugu biraktik madem otorite oyunu oynayacaksin tam oyna.
 
Sorun şu ilk 45 dk çok iyiydik. Ama işte fiziki kalitemiz ikince 45 dk'ya yetmedi. Bu kadar. The Tudors eğer Karabük'deki fiziki kalitenin aynını bizde de yaparbilirse ilk 45 dk'yı tüm 90 dk'ya yayan Galatasaray görebiliriz. Şans verin adama
 
Sorun şu ilk 45 dk çok iyiydik. Ama işte fiziki kalitemiz ikince 45 dk'ya yetmedi. Bu kadar. The Tudors eğer Karabük'deki fiziki kalitenin aynını bizde de yaparbilirse ilk 45 dk'yı tüm 90 dk'ya yayan Galatasaray görebiliriz. Şans verin adama

İlk 45 dk'da tek pozisyon vardı oda gol oldu. Bu mu çok iyi ? Ayrıca Rize ilk yarı ileri çıkamıyor değilde çıkmıyor gibi geldi bana. İkinci yarı başından itibaren yarı sahamızda çok rahat çoğaldılar.
 
İlk 45 dk'da tek pozisyon vardı oda gol oldu. Bu mu çok iyi ? Ayrıca Rize ilk yarı ileri çıkamıyor değilde çıkmıyor gibi geldi bana. İkinci yarı başından itibaren yarı sahamızda çok rahat çoğaldılar.

Riekerink döneminde bu takim Mac basi 20 pozisyona giriyordu degil mi

3 gün idmanla cikilan bir maca hocaya sallayan, takimin ilk yari pozitif futbolunu görmeyen art niyetlidir
 
İlk 45 dk'da tek pozisyon vardı oda gol oldu. Bu mu çok iyi ? Ayrıca Rize ilk yarı ileri çıkamıyor değilde çıkmıyor gibi geldi bana. İkinci yarı başından itibaren yarı sahamızda çok rahat çoğaldılar.
Şimdi şöyle günümüz futbolunda ligde alt sıralardaki takımlar ligin üst sıralarındaki belli başlı takımlarla oynarken, hangi lig olursa olsun, yarın Barcelona Leganes maçı var Leganes sondan 4. izle bir, hayvan gibi kapanır ve karşıdakini belli bir süre bayağı bir zorlarlar.

Barca bile zorlanabilir ama genellikle bir çözüldü mü alt lig takımı tam çözünür. Kapanan takımı günümüzde takım oyunu, yani bütün takımın ofansif olarak rakibin yarı alanına yığılması, kanat organizayonu,yıldızların performansu ve duran toplar açar. Bizde de yıldızlar sakat veya fiziksiz, takım oyunu yerine de bireysel veya 2'li oyun olduğu için kapanan takımlara karşı devamlı bir baskımız olamıyor. Ama asıl önemli olan, bugünkü 45 dk Galatasaray'ın lig başından beri en diri olduğu yarıydı. Bu da umut verici. Benim takımdan görmek istediğimde asıl bu
 
Son düzenleme:
Bruma mevzusunda hakli , bruma katki, seyirci gozundeki pozisyonu, takimdaki yeri acisindan bazi baronlardan sonra ikinci kademe dokunulmazlardandi

eger oyuncuya dayali duzenden sikayetci isek, bu sarsilana dek bazi acilar cekilecek

fakat bu is arda terim mevzusuna donerse , ve milli takimdaki gibi eger sonuclar gelmez ise bundan ne bruma veya ilerideki benzer durumlara dusen oyuncular karli cikar ne de teknik ekip istedigini tam olarak yapabilir

bruma konusu cok buyuk sorun degil ama eren bruma sneijder yok diye bu kadar kisiliksiz futbol da oynanmaz

eskiden defansi elestiriyordum ama takim son maclarda 2 gol atamaz oldu

karabuk, konya, basaksehir, kayseri ve rize

neredeyse son 1 ayda oynanan 5 kilit maci da 1 golle tamamladik

konya maci da rahatlikla 2-1 filan bitebilirdi, 10 kisi kaldilar da bir sekilde aldik , basaksehir macinda atilmasi gereken atilmadi bu kez yenildik

GS ayarinda bir takim ikinci yarida 6 macin 5 inde boyle kontak kapatip 1 gole talim ediyorsa hic ofansif gucunden medet ummayalim bosuna
 
Abi bu defans yapabilme mevzusunu anlamadım, Rizespor un ofansif gücü ne ki savunma yapabilme ile övünüyoruz? Kayseri maçında da pozisyon vermedik ona kalırsa 2 tane korner golü yedik. Hatta Tudor'un Karabük'ü ne de öyle fazla pozisyon vermemiştik. Ki versen bile kaç tane vercen sanki kapasitesi belli bu takımların. Antrenörü 3 günde eleştirmeyelim eyvallah ama olumlu birşeyler yazmak için de kendimizi yırtmanın manası yok. Beşiktaş maçı önemli bir test olacak, orada daha net görülür bazı şeyler.

Tapa
 
Bizim 1,5 sezondur sorunumuz cok net . Bir seye karar veremiyoruz , versek basaririz basaramayiz ama bir yol kat ederiz . total futbol diye bir sey yok , onu savunan hollanda dun okudum 13 unculuge dusmus ve sampiyonu bile on eleme oynayacak devler ligi icin , milli takimlarinin durumu ortada , 1 degil 2 degil 3 uncu olup katildigimiz turnuvaya grubumuzda 4 uncu olup gidemediler

karar vermemiz gereken sey su , cok gol atarak , yesek de bogan bir takim mi olacagiz, yoksa attigimizi savunup saglam defans ile mac sonunu getiren takim mi

terim birinci sistemi secti basarili oldu , mancini daha cok ikinci sistemin adamiydi fakat ne zamanki bursaya 6 eskisehire 3 atinca costu deplasman facialari ard arda geldi

ondan sonra gelen hamza ise mixledi , kah basarili oldu kah 4 yedi , keza prandelli ve denizli de oyle .. riko nun ise bir sistemi yoktu ve olmadi acikcasi

tudor suna karar verecek , zaten gol yemeye namzet bu takima ne yapip edip mac basi 2-3 gol minimum ortalama tutturmaya mi calisacak ? yoksa biz anca 1 bilemedin 2 atabiliriz ,yemeyelim artik mi diyecek

son 6 macin 5 inde 1 golde kalmisiz , 1 gol atarak hic bir takim seri yakalayamaz , al iste fener, bursa maci , 60 uzeri dakika 10 kisi oynayan bir takima pozisyona bile giremeyen bir takima, hakemin de hatali bir karari ile 2 puani birakti geldiler , dun de biz frikikten ayni akibete ugradik

1 gol ile hic bir maci garantileyemezsin , futbolda her zaman 1 gol olabilir , 2-0 i bulursan sezonda 1 kere puan kaybedersin ama 1-0 larin 2-1 lerin puan kaybi olasiligi 35-40% dadir
 
Biliyorum futbolculari medya önünde yerin dibine sokan, küfür eden, laf eden, bunlar nasil topcu diyen, birini istiyorsunuz ki, icinizin yaglari erisin biraz. Ama sert antrenörler bile, genelde babacandir. Yada Galatasaray´da basarinin formülü, genelde bu tip adamlar ile gelmistir. Takimi medyanin önüne atarsan, ayni Mustafa Denizli dönemi gibi 0 verim bile alamazsin. Riekerink cok softdu, belki cok basarili olamazdi, ama futbolcularin da küsmemesini saglayip, bir nevi yukarida tuttu takimi.

Tudor´un yapisindan belli, cok agresif oldugu. Illaki futbolculari haslamistir, bagirmistir, cagirmistir. Ama medya önünde futbolcularini koruyan, teknik direktör mübahtir. O da öyle yapmistir. Kadro disi biraktigi, brumayi da korudu.
 
dünya teknik direktörleri kurulu bu kadroyu yönetse başarı gelmez ! en kötü zamanında nonda gibi golcüsü olan bir kulübün forveti yok :) çalık +azize 7 milyon euro bonservis parası veriyoruz hala stoper sorunumuz var :) artık maçları ruh sağlığım için izlemiyorum ! yabancı sınırı kalktıktan sonra artık anadolu takımları da kısıtlı bütçe ile iyi bir ekip kurabiliyorlar bu yüzden eğer şampiyonluk istiyorsak çok daha iyi kadroyu kurmak zorundayız yoksa bu tarz anadolu takımlarında oynayacak seviyedeki oyunculara milyonlarca euro bayılmaya devam edersek bize 100 tane riva da yetmez !!
 
Abi bu defans yapabilme mevzusunu anlamadım, Rizespor un ofansif gücü ne ki savunma yapabilme ile övünüyoruz? Kayseri maçında da pozisyon vermedik ona kalırsa 2 tane korner golü yedik. Hatta Tudor'un Karabük'ü ne de öyle fazla pozisyon vermemiştik. Ki versen bile kaç tane vercen sanki kapasitesi belli bu takımların. Antrenörü 3 günde eleştirmeyelim eyvallah ama olumlu birşeyler yazmak için de kendimizi yırtmanın manası yok. Beşiktaş maçı önemli bir test olacak, orada daha net görülür bazı şeyler.

Tapa

Riekerink bu takimi sampiyon yapamazdi kayseri macindan sonra, herkesin istedigi teknik degisikligi idi. Bundan umulan olay, belki olur da agresif ve motivasyon yetenegi yüksek bir hocanin, takimi daha kolay hedefe ulastirabilme düsüncesidir. Ancak her TD degisikligi illaki bir risk getirir, hele ki sezon basinda. Bruma/Tudor olayi da bunun bir örnegi. Teknik Direktör sezon ortasi degisince, genel anlamda negatif etki gösterir yüksek oran ile. Bizimkisi ise kumar oynamak idi Tudor ile... Birden gelip, herseyi pozitife cevirmesini bekliyoruz.

Tudor ile herseyin daha da kötü gitmesinin riski mevcut kisa vadede. Ama sikayet ettigimiz futbolcuya dayali düzenin bitmesini istiyorsak, Tudor ile devam etmeliyiz, ve futbolculara dayali düzenin ortadan kalkmasini saglamaliyiz.

Ancak bu da bir realitedir ki, isler ters gidince, kimse arkasinda durmaz, ve postalanir.
 
Riekerink bu takimi sampiyon yapamazdi kayseri macindan sonra, herkesin istedigi teknik degisikligi idi. Bundan umulan olay, belki olur da agresif ve motivasyon yetenegi yüksek bir hocanin, takimi daha kolay hedefe ulastirabilme düsüncesidir. Ancak her TD degisikligi illaki bir risk getirir, hele ki sezon basinda. Bruma/Tudor olayi da bunun bir örnegi. Teknik Direktör sezon ortasi degisince, genel anlamda negatif etki gösterir yüksek oran ile. Bizimkisi ise kumar oynamak idi Tudor ile... Birden gelip, herseyi pozitife cevirmesini bekliyoruz.

Tudor ile herseyin daha da kötü gitmesinin riski mevcut kisa vadede. Ama sikayet ettigimiz futbolcuya dayali düzenin bitmesini istiyorsak, Tudor ile devam etmeliyiz, ve futbolculara dayali düzenin ortadan kalkmasini saglamaliyiz.

Ancak bu da bir realitedir ki, isler ters gidince, kimse arkasinda durmaz, ve postalanir.

Valla bende isterim futbolcuya dayalı düzen bitsin, umarım Tudor bunu başarır. Fakat bu gözdağını Bruma ile veremezsin şahsi kanaatim. Bu takımda Bruma'nın yaptığı kaprisin 50 mislini yapıp sahada yürüyen tipler mevcut, bunlar hala sahada kendine yer buluyor. Ben yeni gelmiş bir teknik adamın ilk icraatini disiplin gösterisinden ziyade teknik konularda yapması gerektiğini düşünüyorum. İnsan kaybetmek kolaydır, kazanmak zordur. 22 yaşında kendini yeni yeni ispatlamayı başarabilmiş birine ders vermenin yöntemi daha farklı olabilirdi, en azından güvenini kırmamak adına.

Hocalar için söylediğine gelirsek de, Galatasaray'ı emanet ettiğimiz teknik adamlar bir öncekinden aldığı mirası çoğu zaman devam ettiriyor bana kalırsa. Riekerink kapasitesi belli bir antrenör olmasına rağmen en azından sezon başında bir farklılık yaratmıştı ilk defa. Zaten bu Riekerink Bey muhabbeti de boşuna çıkmadı. Ama sonra nedendir bilinmez(!) o da kürkçü dükkanına döndü, kendi doğrularından şaştı ve kendi sonunu hazırladı. Bu takıma 3-4 milyon euroluk hocalar da geldi, beden eğitimi hocası denilen Riekerink'in yarısı kadar olamadılar, bu adam en azından oyuncuları kendi pozisyonlarında oynatmayı düşünebilmeyi akıl edebildi, fanteziye kaçmadı.

Kendimizle sürekli çelişiyoruz, bu takım şampiyon olabilecek kadar iyiydi de Riekerink bunu başaramayacak kadar yetersiz miydi, yoksa bu takım zaten yetersizdi de Tudor en azından mücadele katarak, kadroyu disipline sokarak bizi tatmin etse yeter mi? Benim bu forumdaki yorumlardan anladığım Riekerink'den şampiyonluk bekleniyordu, dünden sonra da Tudor'dan ise mücadele ettirsin, oyunculara ders versin beklentisi var. 2 teknik adam 2 ayrı beklenti. Ben bu kafa karışıklığına anlam veremiyorum. Çok değişik bir ruh hali var insanlarda ve kesinlikle samimi değiller.
 
Biliyorum futbolculari medya önünde yerin dibine sokan, küfür eden, laf eden, bunlar nasil topcu diyen, birini istiyorsunuz ki, icinizin yaglari erisin biraz. Ama sert antrenörler bile, genelde babacandir. Yada Galatasaray´da basarinin formülü, genelde bu tip adamlar ile gelmistir. Takimi medyanin önüne atarsan, ayni Mustafa Denizli dönemi gibi 0 verim bile alamazsin. Riekerink cok softdu, belki cok basarili olamazdi, ama futbolcularin da küsmemesini saglayip, bir nevi yukarida tuttu takimi.

Tudor´un yapisindan belli, cok agresif oldugu. Illaki futbolculari haslamistir, bagirmistir, cagirmistir. Ama medya önünde futbolcularini koruyan, teknik direktör mübahtir. O da öyle yapmistir. Kadro disi biraktigi, brumayi da korudu.

Advocaat habire suçu kadroya atıyor mesela,öyle biri gelse olmaz mıydı?
 
Valla bende isterim futbolcuya dayalı düzen bitsin, umarım Tudor bunu başarır. Fakat bu gözdağını Bruma ile veremezsin şahsi kanaatim. Bu takımda Bruma'nın yaptığı kaprisin 50 mislini yapıp sahada yürüyen tipler mevcut, bunlar hala sahada kendine yer buluyor. Ben yeni gelmiş bir teknik adamın ilk icraatini disiplin gösterisinden ziyade teknik konularda yapması gerektiğini düşünüyorum. İnsan kaybetmek kolaydır, kazanmak zordur. 22 yaşında kendini yeni yeni ispatlamayı başarabilmiş birine ders vermenin yöntemi daha farklı olabilirdi, en azından güvenini kırmamak adına.

Hocalar için söylediğine gelirsek de, Galatasaray'ı emanet ettiğimiz teknik adamlar bir öncekinden aldığı mirası çoğu zaman devam ettiriyor bana kalırsa. Riekerink kapasitesi belli bir antrenör olmasına rağmen en azından sezon başında bir farklılık yaratmıştı ilk defa. Zaten bu Riekerink Bey muhabbeti de boşuna çıkmadı. Ama sonra nedendir bilinmez(!) o da kürkçü dükkanına döndü, kendi doğrularından şaştı ve kendi sonunu hazırladı. Bu takıma 3-4 milyon euroluk hocalar da geldi, beden eğitimi hocası denilen Riekerink'in yarısı kadar olamadılar, bu adam en azından oyuncuları kendi pozisyonlarında oynatmayı düşünebilmeyi akıl edebildi, fanteziye kaçmadı.

Kendimizle sürekli çelişiyoruz, bu takım şampiyon olabilecek kadar iyiydi de Riekerink bunu başaramayacak kadar yetersiz miydi, yoksa bu takım zaten yetersizdi de Tudor en azından mücadele katarak, kadroyu disipline sokarak bizi tatmin etse yeter mi? Benim bu forumdaki yorumlardan anladığım Riekerink'den şampiyonluk bekleniyordu, dünden sonra da Tudor'dan ise mücadele ettirsin, oyunculara ders versin beklentisi var. 2 teknik adam 2 ayrı beklenti. Ben bu kafa karışıklığına anlam veremiyorum. Çok değişik bir ruh hali var insanlarda ve kesinlikle samimi değiller.

Bu bahsettigin konuda samimiyet aramak, zaten genel evinde bakire aramaya benzer. Riekerink´i bey yapanlar da, yerenlerde, yiyenlerde 90% ayni insanlar zaten. Yeni geldigi icin, ve yine büyük bir hype yakaladigi icin bir Tudor hayranligi var. Ama buda uzun sürmez, hatta Riekerink hayranligindan daha bile az sürebilir. 3-4 mac kötü giderse, burada Tudor´un arkasinda belki bir avuc insan kalir... Mücadele etsin takim yeterli, felan diyenler, bir bakmissin, Tudor´un hoca olmadigini anlatmaya baslamislar olasi bir maglubiyetten sonra.

Riekerink konusunda da sana katiliyorum. Bende hep yaziyorum bunu, cogu yabanci hocadan cok daha faydali oldu son yillarda. Cünkü gelen cogu yabanci hocanin kattigi, da kazandirdigi da nerdeyse sifir maalesef. Yani bunu gecmek de zor olmasa gerek aslinda.

Türkiye´de sampiyonu sadece kalite belirlemiyor, zaten Galatasaray gibi bir takimda oyuncular anadoludan iyidirler. Cok önemli bir faktör ise, istikrardir. Nerdeyse yüzde 90 anadolu kulüpleri ile oynuyoruz biz her hafta. Bunlarin hic biri bizden iyi yönetilmiyor, daha iyi imkanlari yok, üstelik bütceleri bize nazaran onda biri.

O vakit biz neden yeterli sekilde bu takimlari yenemiyoruz, diye sormamiz lazim ?

Ayni sorun Fenerbahce´de de var, futbolcular ac degil, doymuslar, ve mac seciyorlar. Yönetimden ve Futbolculardan korkan hocalar, cünkü her türlü tavizi vermeye aciklar. Oysaki her hafta, her oyuncu, mümkün oldugunun en iyisini vermek zorunda. Bu illaki her hafta olamaz, ama nekadar cok performans veririler ise, takim da okadar cok puan toplar.

Bunu Riekerink sagliyamiyordu. Feneri kupada, beisktasi süperkupada yendik, cünkü kalitemiz bunun icin yeterliydi. Bunlar tek maclik olaylar. Ama Sampiyonluk bir maratondur, tek mac belirlemiyor. Besiktas direk karsilasmalarda bizden de, Fenerbahce´de he zayif kaliyor, ama iki senedir lider onlar ?

-------------------------

Bruma Konusu:

Ben talihsizlik olarak görüyorum. Ama sunu düsünmen lazim ki, eger Bruma yeni gelen hocaya böyle tavir yapiyorsa, sagliksiz bir sekilde burnu kalmistir demektir. Bende Tudor´un yöntemini talihsizlik olarak görüyorum, hele ki desperate bir sekilde puanlara ihtiyacimiz varken. Ama söyle düsünmen lazim, dissiplin delisi bir hoca geliyor, ve birden genc bir oyuncu cikip, onun otoritesini test etmeye basliyor ?

Selcuk, x felan, hatta Podolski bunlar kasarlanmis adamlar. Özellik ile de x mesela. Böyle bir hoca gelince, bunlar her dedigini yapar, istedigi gibi kosarlar, savasirlar bir yere kadar, göze girmeye calisirlar. x 20 senedir böyle kadroda kalmayi basardi. Ancak bir kac ay sonra patlak verirler, ve genel olarak hocanin da bileti kesilmis olur bile o vakitten sonra.

Bunlari teshis etmesi icin de hocanin daha fazla süreye ihtiyaci var. Riekerink sonuc olarak Terim´den sonra, en uzun süreli kalan hoca. Ancak yönetimin istegine göre yapiyordu isini, yani kendisi yönetmiyordu futbolu. Ne gelenlerde, ne de gidenlerde fazla söz sahibi oldugunu düsünmüyorum. Ancak bu düzeni degistirecek bir isim ile, orta vadede bir degisim olabilir...

Tudor buna uygun duruyor.
 
Son düzenleme:
Üst Alt