Beyler sabahın bu saatlerinde yazma nedenim, yine gördüğüm kötü bir rüya..
İzlediğim her filmin üzerimde kötü, yansımaları oluyor..
Eşim ben ve oğlum ile ekmek parası uğruna çine gidiyorduk.. Aslında yol parası ve vize işlemleriyle komagene çiğköfte şubesi açabilirdim ama çine gitmek mantıklı geliyordu..
Sonrasında kendime teraslı bir ev kiraladım.. Ama dışardan görüldüğü gibi çinde para kazanmak çok kolay değil.. Evet üreten bir ülke ama ben o kadar zeki biri değilim, haliyle herkes gibi sermaye gerektirmeyen dövüş salonu açma fikrine başvuruyordum.
Neyse dövüş kulubüm için bastırdığım broşürleri çevre mahallelerde dağıtmaya başladım. İşin kötü tarafı eğer yeni bir dövüş salonuysan, yeni gelen öğrencilere kendini dövüşerek ispat etmek gerekiyormuş..
Gelen 10-15 öğrenciden dayak yedikten sonra bugunu buldum diyerek, ayakla vurmak yasak dedim.. Sadece ellerimizle dövüşeceğiz burası öyle bir salon dedim..
Ama ayaklarını kullanmadan da beni bir güzel dövdüler.. Tabi terasımda ardı ardına yapmış olduğum kavgalar, diğer ustalar tarafından duyulmuş..
Usta hung adında kendini, buranın reyisi sanan bir hıyar beni çağırmış.. Dövüş salonu açmak için kendisinden onay almam gerekiyormuş.. Başta hayır dedim..
Sonra Eşim, sürekli aidatları toplamıyorsun diye beni sıkıştırmaya başlamıştı.. Ama hiç öğrencim yok diyemezdim çünkü her gün, onlarca insanla dövüşüyor ve vucudum yara bere oluyordu..
Anladım ki burada işler, birilerinden onay almadan olmuyor.. Tamam dedim usta hunga haber saldım geliyorum hazır et dükkanı dedim..
Neyse sokakları falanda pek bilmiyorum tabi, hungun dükkanı zor buldum.. Baktım içerde yeni üye kaydı var ip adında bir hocayla dövüşüyorlar,
Usta ip kendini ispat etmişti ama benim bu şartlarda kavga etmem olanaksızdı..
Neyse Hung bana gel gibisinden işaret yaptı, koştum hemen çok iyi dövüştünüz ama masaya yazık oldu dedim...
Ne masası kalk seninde üyelik işlemlerine bir bakalım dedi.. Bende dövüşmeyeyim diye etraftaki taburelere bakarak.. Usta hung ben dövüş salonu fikrinden vazgeçtim, bu tabureler sana lazım değilse bana ver dönerci açacağım dedim..
Hung dönerci fikrimi uygun görüp, bana 30 tane tabure ve 2-3 masa verdi.. Çok büyük bir ticari başarı sağlamıştım.
Kapıda karşılaştığım ip kurs aidatı ödememek için salonu açamamıştı ben ise fazladan tabure ve masa kazanmıştım.. Suratına pis bir gülüş atarak oraya terkettim..
Sonrasında gel zaman git zaman, onca insanı doyurmak zor inanın bedenen çok yıpranmıştım.. Yanımda eleman çalıştırmayayım diye koca gün dönerin başında terden ölüyordum.. Sırtımdaki havluyu saat başı değiştiriyorum desem yalan olmazdı sanırım..
Sonra duydum ki halka ücretsiz, amerikalının birinin boks maçı varmış.. Gittim izleyeyim dedim hem kafam dağılır daha salona girmemle ortam karıştı..
Baktım hung ve ip amerikalıya saldırıyor.. Ete para vermeyin, yiyin birbirinizi türkçe olarak bağırıyordum..
Bu amerikalı bu hungu yer dedim yanımdaki salağa.. O sırada havlumun 1 saatlik süresi dolmuştu, değiştirmem gerekiyordu ama dükkandan uzaktaydım bir gaz ile çıkarttım ve ringe doğru fırlattım..
Terli havlum bula bula amerikalının suratını buldu... Şapp diye yapıştı adamın yüzüne herif hungu, ipi falan unuttu bana saldırmaya çalışıyor..
Yanındaki çinlilere o hıyarla bana maç ayarlayayın diyor.. Bende tamam abi ne kızıyorsun, kurallar neyse yaparız maçımızı demiş bulundum..
Neyse salonu terkedecekken arkamı bir döndüm, gördüğüm görüntü beni dumura uğratmıştı..
Bizimkiler beraber resim çekiyordu.. Usta hung neyse ama ip man bana destek olur diye umuyordum..
Ülkeyi terk etmek istiyordum ama gazetelerde, boy boy resmi basılıyordu, bu maç için çindeki Türk konsolosluğundan beni görmeye falan geliyorlardı..
Maç için kaçacak yolum yoktu, en kötü biraz dayak yer havlu atarım dedim.. Yanıma fazladan 2-3 havluyu aldım, ne olur ne olmaz diyerekten..
Maçtan önce hung bana şans diledi ve sayende amerikalı ile dövüşmekten kurtuldum, benim tonlarca tansiyon ilacım var bu yaşta yapamazdım dedi.. Be şerefsiz üye kaydındaki, enerjin neydi o zaman? gücün bize mi yetiyor dedim..
Neyse ip beni satmamıştı yardımcı antrenörüm olacaktı. Su ve havlu işlerim ondaydı.. Nedense bana anlamsız bir şekilde, kolları çok güçlü Usta doruk kollarına hedef al diyordu. Hee he deyip geçiştirdim..
Cebimde maç arasında yerim diye sandviç tavuk döner vardı, onu ringin direğinin dibine koydum.. İp manin gözleri doldu, cebinden çıkarttığı patatesi bana uzattı aç mısın usta doruk dedi.. Ulan her şeyi de duygusala bağlama bee, olayın ciddiyetini kavra İT man dedim..
Maç başlamıştı ve amerikalı boxer daha ilk yumrukta beni yere sermişti..
Sonrasında kurs açmak için yediğim dayağı etkisi ile ayağa kalktım.. Öyle ilk yumrukta yere düşecek biri değildim sanırım..
Sonra tekrar sağlam bir yumruk çaktı suratıma ve yine yerdeydim..
Tekrar kalkınca amerikalının yüzündeki korkuyu gördüm. İp kenardan bağırıyordu yapabilirsin, Usta doruk kolları diyordu..
Ne koluydu daha adama temas bile edememiştim. Acaba rockyinin yaptığı gibi dayak yiyerek onu yorabilir miydim ? derken yine bir yumruk çaktı..
Yine yerdeydim.. Allahın yok mu ulan senin deyip uçan tekme ile uçtum.
Ayaklarında tutup beni yere serdi... Tekrar kalkmayayım diye de ayağını suratıma bastı..
Neyse ki dövüş bitmişti, kavganın hiç kimseye bir şey kazandırmadığını anlamıştım.. Kalan dönerimi de yiyerek gururla salondan çıkmıştım..
gerisini hatırlamıyorum aklıma gelirse bu konuya yazarım arkadaşlar..
İzlediğim her filmin üzerimde kötü, yansımaları oluyor..
Eşim ben ve oğlum ile ekmek parası uğruna çine gidiyorduk.. Aslında yol parası ve vize işlemleriyle komagene çiğköfte şubesi açabilirdim ama çine gitmek mantıklı geliyordu..
Sonrasında kendime teraslı bir ev kiraladım.. Ama dışardan görüldüğü gibi çinde para kazanmak çok kolay değil.. Evet üreten bir ülke ama ben o kadar zeki biri değilim, haliyle herkes gibi sermaye gerektirmeyen dövüş salonu açma fikrine başvuruyordum.
Neyse dövüş kulubüm için bastırdığım broşürleri çevre mahallelerde dağıtmaya başladım. İşin kötü tarafı eğer yeni bir dövüş salonuysan, yeni gelen öğrencilere kendini dövüşerek ispat etmek gerekiyormuş..
Gelen 10-15 öğrenciden dayak yedikten sonra bugunu buldum diyerek, ayakla vurmak yasak dedim.. Sadece ellerimizle dövüşeceğiz burası öyle bir salon dedim..
Ama ayaklarını kullanmadan da beni bir güzel dövdüler.. Tabi terasımda ardı ardına yapmış olduğum kavgalar, diğer ustalar tarafından duyulmuş..
Usta hung adında kendini, buranın reyisi sanan bir hıyar beni çağırmış.. Dövüş salonu açmak için kendisinden onay almam gerekiyormuş.. Başta hayır dedim..
Sonra Eşim, sürekli aidatları toplamıyorsun diye beni sıkıştırmaya başlamıştı.. Ama hiç öğrencim yok diyemezdim çünkü her gün, onlarca insanla dövüşüyor ve vucudum yara bere oluyordu..
Anladım ki burada işler, birilerinden onay almadan olmuyor.. Tamam dedim usta hunga haber saldım geliyorum hazır et dükkanı dedim..
Neyse sokakları falanda pek bilmiyorum tabi, hungun dükkanı zor buldum.. Baktım içerde yeni üye kaydı var ip adında bir hocayla dövüşüyorlar,
Usta ip kendini ispat etmişti ama benim bu şartlarda kavga etmem olanaksızdı..
Neyse Hung bana gel gibisinden işaret yaptı, koştum hemen çok iyi dövüştünüz ama masaya yazık oldu dedim...
Ne masası kalk seninde üyelik işlemlerine bir bakalım dedi.. Bende dövüşmeyeyim diye etraftaki taburelere bakarak.. Usta hung ben dövüş salonu fikrinden vazgeçtim, bu tabureler sana lazım değilse bana ver dönerci açacağım dedim..
Hung dönerci fikrimi uygun görüp, bana 30 tane tabure ve 2-3 masa verdi.. Çok büyük bir ticari başarı sağlamıştım.
Kapıda karşılaştığım ip kurs aidatı ödememek için salonu açamamıştı ben ise fazladan tabure ve masa kazanmıştım.. Suratına pis bir gülüş atarak oraya terkettim..
Sonrasında gel zaman git zaman, onca insanı doyurmak zor inanın bedenen çok yıpranmıştım.. Yanımda eleman çalıştırmayayım diye koca gün dönerin başında terden ölüyordum.. Sırtımdaki havluyu saat başı değiştiriyorum desem yalan olmazdı sanırım..
Sonra duydum ki halka ücretsiz, amerikalının birinin boks maçı varmış.. Gittim izleyeyim dedim hem kafam dağılır daha salona girmemle ortam karıştı..
Baktım hung ve ip amerikalıya saldırıyor.. Ete para vermeyin, yiyin birbirinizi türkçe olarak bağırıyordum..
Bu amerikalı bu hungu yer dedim yanımdaki salağa.. O sırada havlumun 1 saatlik süresi dolmuştu, değiştirmem gerekiyordu ama dükkandan uzaktaydım bir gaz ile çıkarttım ve ringe doğru fırlattım..
Terli havlum bula bula amerikalının suratını buldu... Şapp diye yapıştı adamın yüzüne herif hungu, ipi falan unuttu bana saldırmaya çalışıyor..
Yanındaki çinlilere o hıyarla bana maç ayarlayayın diyor.. Bende tamam abi ne kızıyorsun, kurallar neyse yaparız maçımızı demiş bulundum..
Neyse salonu terkedecekken arkamı bir döndüm, gördüğüm görüntü beni dumura uğratmıştı..
Bizimkiler beraber resim çekiyordu.. Usta hung neyse ama ip man bana destek olur diye umuyordum..
Ülkeyi terk etmek istiyordum ama gazetelerde, boy boy resmi basılıyordu, bu maç için çindeki Türk konsolosluğundan beni görmeye falan geliyorlardı..
Maç için kaçacak yolum yoktu, en kötü biraz dayak yer havlu atarım dedim.. Yanıma fazladan 2-3 havluyu aldım, ne olur ne olmaz diyerekten..
Maçtan önce hung bana şans diledi ve sayende amerikalı ile dövüşmekten kurtuldum, benim tonlarca tansiyon ilacım var bu yaşta yapamazdım dedi.. Be şerefsiz üye kaydındaki, enerjin neydi o zaman? gücün bize mi yetiyor dedim..
Neyse ip beni satmamıştı yardımcı antrenörüm olacaktı. Su ve havlu işlerim ondaydı.. Nedense bana anlamsız bir şekilde, kolları çok güçlü Usta doruk kollarına hedef al diyordu. Hee he deyip geçiştirdim..
Cebimde maç arasında yerim diye sandviç tavuk döner vardı, onu ringin direğinin dibine koydum.. İp manin gözleri doldu, cebinden çıkarttığı patatesi bana uzattı aç mısın usta doruk dedi.. Ulan her şeyi de duygusala bağlama bee, olayın ciddiyetini kavra İT man dedim..
Maç başlamıştı ve amerikalı boxer daha ilk yumrukta beni yere sermişti..
Sonrasında kurs açmak için yediğim dayağı etkisi ile ayağa kalktım.. Öyle ilk yumrukta yere düşecek biri değildim sanırım..
Sonra tekrar sağlam bir yumruk çaktı suratıma ve yine yerdeydim..
Tekrar kalkınca amerikalının yüzündeki korkuyu gördüm. İp kenardan bağırıyordu yapabilirsin, Usta doruk kolları diyordu..
Ne koluydu daha adama temas bile edememiştim. Acaba rockyinin yaptığı gibi dayak yiyerek onu yorabilir miydim ? derken yine bir yumruk çaktı..
Yine yerdeydim.. Allahın yok mu ulan senin deyip uçan tekme ile uçtum.
Ayaklarında tutup beni yere serdi... Tekrar kalkmayayım diye de ayağını suratıma bastı..
Neyse ki dövüş bitmişti, kavganın hiç kimseye bir şey kazandırmadığını anlamıştım.. Kalan dönerimi de yiyerek gururla salondan çıkmıştım..
gerisini hatırlamıyorum aklıma gelirse bu konuya yazarım arkadaşlar..
