(Klasik) 10 Numara Devri Kapandımı?
Ofansif orta saha, başka bir tabirle 10 numara pozisyonu, 2000’li yılların başında dünya futbolunda başarının anahtarı olarak görülüyordu. Orta saha ve forvet hattı arasında gezinip, üstün teknik becerileri ile yaptıkları asistler ve attıkları goller ile tabelayı değiştiren Zinedine Zidane, Alessandro Del Piero, Francesco Totti, Dennis Bergkamp, Manuel Rui Costa gibi isimler dünyanın zirvesinde yer alıyordu. O zamanlar, iyi bir 10 numarası olmayan bir takımın başarılı olması çok zordu.
Zidane’ın başını çektiği klasik 10 numaralar, 2000’li yılların ikinci yarısına kadar dünya futbolunun zirvesindeydi
10 numaraların futbolu bu kadar domine etmesi, haliyle bir çözüm arayışı getirdi. Bu arayışın sonunda ise, savunma ve orta saha arasında pozisyon alan ve birinci amacı, “Makalele rolü” olarak da anılan, *o alanı kapatarak 10 numaraları pasifize etmek olan defansif orta sahalar, ülkemizde kullanılan tabirle “ön liberolar” ortaya çıktı. Bu da, 10 numara pozisyonunun ilk evrimine sebep oldu. Artık teknik beceri, saha görüşü, kadife ayaklar yeterli değildi. Bu özelliklere ek olarak, 10 numaraların repertuarlarına yeni özellikler katmaları gerekiyordu. Örnek olarak, kenarlarda etkili olmak için hıza ve çabukluğa, veya ikinci forvet olarak oynayabilmek için gerekli topsuz oyuna ve fizik gücüne sahip olmaları gerekiyordu.
“Makelele rolü”, 10 numaraların evrimini tetikledi
Bu sürecin sonunda, birkaç yıl önce piyasaya çıksalar direk santrforun arkasına yerleştirilecek oyuncular ya tamamen kenar forvet, ya alan bulmak için merkezden sıklıkla kanatlara hareketlenen “central winger” denilebilecek oyuncular ya da tam anlamıyla ikinci forvet denilebilecek oyunculara dönüştü. Bu oyuncuların arasından bir azınlık ise, belki de en zor olanını yaparak orta sahanın içinde oynama becerisini de kazandı. İşte bu azınlık, son zamanlarda eskisinden daha da değerli hale gelmekte. Çünkü artık “yeni 10 numaralar” da eskiyor! Her ne kadar kendilerini değiştirmiş olsalar da, o pozisyonda oynayan oyuncuların, oyunun savunma yönüne ciddi katkı vermesi gerekiyor. Bunun ana sebebi de “deep lying playmaker” dediğimiz, savunmanın önünden oyunu yönlendiren oyuncuların maç üzerindeki etkilerinin gün geçtikçe artması oldu.
Maçlarda pozisyonları gereği çoğu zaman birbiriyle eşleşen bu iki pozisyonda 10 numaraların topsuz oyunda göstereceği en ufak tembellik, derindeki oyun kurucuların maçın iplerini tamamen eline almasına sebep olabiliyor.
Artık savunma görevlerini de yerine getirip, çok daha çalışkan bir görüntü çizen "10 Numaralar" aranıyor. Böylece bir soru oluşuyor:
Sizce (Klasik) 10 Numara Devri Kapandımı?
Ofansif orta saha, başka bir tabirle 10 numara pozisyonu, 2000’li yılların başında dünya futbolunda başarının anahtarı olarak görülüyordu. Orta saha ve forvet hattı arasında gezinip, üstün teknik becerileri ile yaptıkları asistler ve attıkları goller ile tabelayı değiştiren Zinedine Zidane, Alessandro Del Piero, Francesco Totti, Dennis Bergkamp, Manuel Rui Costa gibi isimler dünyanın zirvesinde yer alıyordu. O zamanlar, iyi bir 10 numarası olmayan bir takımın başarılı olması çok zordu.
Zidane’ın başını çektiği klasik 10 numaralar, 2000’li yılların ikinci yarısına kadar dünya futbolunun zirvesindeydi
10 numaraların futbolu bu kadar domine etmesi, haliyle bir çözüm arayışı getirdi. Bu arayışın sonunda ise, savunma ve orta saha arasında pozisyon alan ve birinci amacı, “Makalele rolü” olarak da anılan, *o alanı kapatarak 10 numaraları pasifize etmek olan defansif orta sahalar, ülkemizde kullanılan tabirle “ön liberolar” ortaya çıktı. Bu da, 10 numara pozisyonunun ilk evrimine sebep oldu. Artık teknik beceri, saha görüşü, kadife ayaklar yeterli değildi. Bu özelliklere ek olarak, 10 numaraların repertuarlarına yeni özellikler katmaları gerekiyordu. Örnek olarak, kenarlarda etkili olmak için hıza ve çabukluğa, veya ikinci forvet olarak oynayabilmek için gerekli topsuz oyuna ve fizik gücüne sahip olmaları gerekiyordu.
Bu sürecin sonunda, birkaç yıl önce piyasaya çıksalar direk santrforun arkasına yerleştirilecek oyuncular ya tamamen kenar forvet, ya alan bulmak için merkezden sıklıkla kanatlara hareketlenen “central winger” denilebilecek oyuncular ya da tam anlamıyla ikinci forvet denilebilecek oyunculara dönüştü. Bu oyuncuların arasından bir azınlık ise, belki de en zor olanını yaparak orta sahanın içinde oynama becerisini de kazandı. İşte bu azınlık, son zamanlarda eskisinden daha da değerli hale gelmekte. Çünkü artık “yeni 10 numaralar” da eskiyor! Her ne kadar kendilerini değiştirmiş olsalar da, o pozisyonda oynayan oyuncuların, oyunun savunma yönüne ciddi katkı vermesi gerekiyor. Bunun ana sebebi de “deep lying playmaker” dediğimiz, savunmanın önünden oyunu yönlendiren oyuncuların maç üzerindeki etkilerinin gün geçtikçe artması oldu.
Maçlarda pozisyonları gereği çoğu zaman birbiriyle eşleşen bu iki pozisyonda 10 numaraların topsuz oyunda göstereceği en ufak tembellik, derindeki oyun kurucuların maçın iplerini tamamen eline almasına sebep olabiliyor.
Artık savunma görevlerini de yerine getirip, çok daha çalışkan bir görüntü çizen "10 Numaralar" aranıyor. Böylece bir soru oluşuyor:
Sizce (Klasik) 10 Numara Devri Kapandımı?