Metin Kurt | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Metin Kurt


metinkurtizgi1nf4.jpg
 
Cevap: Metin Kurt ...!



metinkurtum7nowe1.jpg




Metin Kurt ; 70 'li yılların Gazete ve mecmualarında reklam yıldızlığı da yapmıştı :)
 
Cevap: Metin Kurt ...!



metinedis2209pttgsbq5.jpg




Yıl - 1968 Ankara'nın muhteşem takımlarından PTT 'de fırtına gibi esen Metin Kurt 'un Galatasaray'a transfer olmadan önceki kulübüydü. Ve işte o güçlü kadronun güçlü futbolcusu Metin Kurt.
 
Cevap: Metin Kurt ...!



metinkurtmillijq1.jpg




Metin Kurt'lu Milli Takımımız



Tarih : 1 Aralık 1974

Yer : İzmir Atatürk Stadı

Türkiye : 2 İsviçre : 1



Goller : Schild (Dk.18)

İsmail Arca (Eskişehirspor'lu) (Dk.21)

Mehmet Oğuz (Galatasaray'lı) (Dk.85) (Osman Arpacıoğlu'nun yerine 2. yarıda oyuna girdi ve golü attı.)







Soldan-sağa (Ayakta) ;

Ziya Şengül (Fenerbahçe)

Metin Kurt (Galatasaray)

Zekeriya Alp (Beşiktaş)

İsmail Arca (Eskişehirspor)

Mehmet Özgül (Galatasaray)

Yasin Özdenak (Galatasaray)



Soldan-sağa (Çökenler) ;

Alpaslan Eratlı (Fenerbahçe)

Selçuk Yalçıntaş (Ankaragücü)

Engin Verel (Galatasaray)

Cemil Turan (Fenerbahçe)

Osman Arpacıoğlu (Fenerbahçe)
 
Cevap: Metin Kurt



metinkurtpttde.jpg



1960 'lı yıllara kadar Galatasaray savunmasının sağında görev yapan eski futbolcularımızdan İsmaik Kurt 'ta Metin Kurt'un abisi oluyor. İsmail Kurt'un teşfikleriyle metin futbol oynamaya başlamış ve abisinin yaptığı antremanlara ayak uydyrmaya gayret göstermiş ve bunda da çok çok başarılı olmuş bunu da futbol kariyerine yansıtmıştır. İsmail Kurt daha sonra Fenerbahçe 'ye transfer olmuştu.



Metin Kurt'un yıldız futbolcu olmasında Adaletspor 'da oynadığı yıllarda ki Hocası Ali Ayyürek ve PTT 'de ki Hocası yine Galatasarayımız'ın efsane futbolcularından "Bülent Giz" (Taylor Bülent) 'in büyük katkıları olmuştur.
 
Cevap: Metin Kurt



Avatarı'mda hakkında yeni çıkan ve vecdi çıracıoğlu tarafından yazılan gladyatör isimli kitabının resmi bulunan efsane...



lakabi 'cizgi metin' dir. zaman da 30 mayis 2003 te yayinlanan bir roportajinda bunu soyle aciklamis: "halka en yakin yer neresi? cizgi. ben de cizgide beklerdim. antrenor ve idarecilerin oldugu tarafta oynamayi sevmiyorum. kapalinin onunde oynamamak icin bir devre sag acik, bir devre de sol acik oynardim." cizgi metin 70-73 te galatasaray da uc sampiyonluk yasamistir



KİTAP HAKKINDA KISA BİR TANITIM



''Gol, top nerede olursa olsun, rakibi az adamla yakaladığın zaman, işte o zaman gelir…'' Metin Kurt



Kimi sporseverlere göre aykırı, kimi sporseverlere göre anarşist, kimi sporseverlere göre de sosyalist bir futbolcu olan Metin Kurt’un hayatının anlatıldığı 'Gladyatör' Everest Yayınları’ndan çıktı.



"Tabanı olmayan spor 'emek batakhanesidir'. Bizler futbolu bir oyun olduğu için sever ve oynardık. Artık futbol, para, son model arabalar ve güzel mankenler için oynanıyor" (M.Kurt)



Vecdi Çıracıoğlu tarafından kaleme alınan kitapta futbol dünyasının en özel isimlerinden hikâyesi anlatılıyor.



"Futbolu oyun olarak severiz ancak bugün kullanılış şekliyle sevmemiz kendi kalemize gol atmak anlamındadır. Devrimciler hiç bir zaman spora karşı olmadı. Sporun içinde her zaman yer aldılar ama her zaman yanlış tarafta yer aldılar" (M.Kurt)



1970-73 yıllarında üst üste üç kez şampiyon olan Galatasaray'ın kadrosunun en iyi sporcularından biri olan Kurt, milli futbol karşılaşmalarının günümüzdeki sıklığından uzak 70’li yıllarda, altı yıl aralıksız 26’sı A, 9’u Ümit ve 2’si de A Genç Milli Takım olmak üzere 37 kez milli formayı giymişti.



"Futbolda bizlerin boşalttığı alanları başkaları doldurdu. Futbolu bir uyuşturucu haline getiren sistem yerine futbolun kendisini mahkum ettik" (M.Kurt)



Kurt'un futbol oynadığı dönemde, futbolcuların haklarını almak ve korumak için söylediği, sendika sözcüğü ve sosyalist söylemler tehlikeli bulundu. Futbolcu arkadaşlarını greve götürdüğü gerekçesiyle, hakları gasp edilerek Galatasaray'dan uzaklaştırıldı. Anadolu’ya Kayserispor’a adeta sürülen Kurt, tüm futbol dünyası tarafından aforoz edildi. Bütün suçu, Avrupalı futbolcuların bugün kullandığı hakları bundan 30 yıl önce dile getirmesiydi.



“Profesyonel futbol Türkiye’de bir yutturmacadır. Herkes spor kisvesi altında çıkarcıdır. İlk önce bu düzene bir son verilmelidir.” (M.Kurt)



Futbolun antik gladyatör oyunlarıyla özdeşlikleriyle, gerçekleri Milli futbolcu Metin Kurt’un sekiz yıllık spor yaşamından kesitler vererek anlatan 'Gladyatör', Everest Yayınları tarafından yayınlandı.



BU DA DÜN BİR KÖŞE YAZISINDAN



Tanıl Bora: Aut çizgisinde bitmeyen bir akıl

Ekim 13, 2009 yazan Muzaffer Osmanoğlu, 1 gün 6 saat ago

Comment id: 1085 Radikal yazarı Tanıl Bora, bugünkü köşesini Gladyatör'e ayırmış. Yazının sonunda yer alan İslam Çupi alıntısı, özellikle tat veriyor:



Okuryazar takımı arasındaki futbolseverlerin çoğunun, sahici futbolcularla sıcak temas sağladıklarında elleri ayakları kesilir. Ergence kabararak heyecanlarını gizlemeye çalışırlar ama aslında o an, kurdukları kuracakları bütün cümleleri şu karşılarındaki gencin bir vücut çalımına feda etmeye hazırdırlar. Hele sohbeti koyultabildiklerini, mevzuları derinleştirebildiklerini gördüklerinde... Vecdi Çıracıoğlu’nun Bursa’da ders çalışmaya gittiği bir çay bahçesinde kitap okurken görüp şaşırdığı milli futbolcu Metin Kurt’la tanışması, böyle bir tatlı gerginlikten azadeymiş, belli. Vecdi Çıracıoğlu daha yazar olmamış, mühendis çıkmamışken, futbol yıldızları henüz fanilerin milyarlarca ışık yılı uzağında değilken... Bu erken tanışlığın demlene demlene hasıl ettiği dostluk, geçen ay bol sulu bir meyve verdi: Vecdi Çıracıoğlu, Metin Kurt’un hikâyesini onun dilinden anlatarak kitaplaştırdı: ‘Gladyatör’ (Everest Yayınları).



‘Halka en yakın yer’de

Metin Kurt’un herhangi bir eski futbolcu olmadığını ‘şimdiki kuşaklar’ da bilsin ne olur! 26 defa A milli, Galatasaray’ın üç sene üst üste (1970-73) şampiyon olan takımının temel taşlarından olan bir yıldızdan bahsediyoruz. Zamanının ilerisinde bir çizgi açığı. ‘Halka en yakın yer’ diye seviyor kendisi, uzun deparları ve sert ortalarıyla şenlendirdiği o güzergâhı. Sakalıyla zarif bir asi olduğu kadar, tıraşlı (ve uzun favorili) yüzündeki aydınlık şahin bakışıyla da ‘şık’ olan bu fevkalâde futbolcunun, esas saha dışındaki tavrıyla sıra dışı olduğu da unutulmasın. PTT’de genç bir topçuyken genel kaptanın hoyratlığına meydan okuyan, bir milli maç öncesi hezimet beklentisiyle futbolcuları horlayan basını protesto eden açıklama kaleme alan, Galatasaray’da şöhretken yöneticilerin dayattığı sözleşmeye itiraz eden ve onlarla kamuoyu önünde tartışmaya giren bir adamdan bahsediyoruz. (Kitapta görürsünüz, demeçleri, çoğu sendikacınınkinden, siyasetçininkinden oturaklı.)

Kitabın adı, tahmin edileceği üzere, futbolcularla gladyatörler arasında kurulan malûm benzerliğe dayanıyor. Vecdi Çıracıoğlu, antik gladyatör düzeninin, futbol endüstrisiyle çağrışıma elverişli bilgilerini mayın gibi döşemiş dipnotlara. Gladyatör mecazının hiç de boşa kullanılmadığını görüyorsunuz. 60’larda, 70’lerde soyunma odalarında ‘heyecan hapı’ adıyla ikram edilen dopingi ve yarattığı futbolcu posalarını anlatan satırları da bu fasıldan düşünün.

Nostaljikler ve melankolikler, Metin’in futbolcu oluş hikâyesini okuduktan sonra kitabı dizlerine bırakıp nemlenen gözlerini ufka dikebilirler. Kuvvetlenmek için kemik iliği soğuruşu, yokuş yukarı koşarak, belediye otobüsleriyle yarışarak idman yapışı, eski yerli film tadında sahneler.



‘Sağ’dan da destek var

Keşke Galatasaray’dan sürüldüğünde gittiği Kayseri’deki macerasına, Anadolu’nun futbol ortamına ilişkin gözlemler kitapta beş-altı paragraftan ibaret kalmasaymış.

İslâm Çupi, 22 Temmuz 1973’te, dönemin Türk sağının resmî gazetesi olan Tercüman’da Metin Kurt’a destek vermişti. Bu manifestoyu, üstadın seçme yazılarının üçüncü kitabında bulabilirsiniz (‘Mağlubu Anlatmak’, İletişim, derleyenler Barış Karacasu ve Yavuz Yıldırım). Spor basınımızın arşivinden kaldırılan bir sopalı pankart mahiyetindeki bu yazının uvertürü, Çupi’ye rahmet, Metin Kurt’a selâm, Vecdi Çıracıoğlu’na teşekkür olsun: “Spor basınına göre futbolcu sadece koşan, topu karşı kaleye götüren, kendi ceza sahası içindeki tehlikeleri taşıyan, hamallığa vücudunu kurmuş bir ‘kramponlu bebek’tir. Sadece saha içinde kazanmayı düşünecek, stadın dışına çıktığında ise ‘Ben sömürülüyor muyum?’ sorusunu soramayacak, yarattığı değerle onu satın alan fiyatın zıtlaşıp zıtlaşmadığını araştırmayacak, ‘Ben neyim, nereye kadar varım?’ kurcalamasını yapmayacak, kısaca kafasını fötr şapka gibi vestiyere bırakıp, boynundan yukarısı olmayan bir jönün(!) hödüklüğü içinde takvim yaprağı koparıp duracak. Boş mukavelelere atılan ve insan uyanışının çok gerisini tarif eden manzaralara flaş ve kalem patlatanlar için Metin Kurt, futbolumuzda esmeyen kafaların üzerinde çalan bir alârm zilidir. Metin Kurt, renk aşkı denen bir sosyal körlüğün, sırt sıvazlama denen afyonun günümüzde insan mutluluğu için yetmeyen ‘donmuş haklar’ olduğu şuuruna varmış bir isyanın kişisidir. Metin Kurt, Türkiye’de ‘futbolcu aklı aut çizgisine kadar devam eder’ şeklinde tarif edilen saha inşasının haklarına birtakım boyutlar kazandırmak istediği için sivri adam olmuştur.”
 
Üst Alt