Mustafa Cengiz: "TFF bünyesinde bir lisanslama geliyor. Birçok kulübümüz için bu son şans" | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Mustafa Cengiz: "TFF bünyesinde bir lisanslama geliyor. Birçok kulübümüz için bu son şans"


43249

Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, sarı-kırmızılı kulübün mart ayında yapılacak olağan genel kurulunda ibra endişesi taşımadığını belirtti.Cengiz, sarı-kırmızılı kulübün Türk Telekom Stadı'nda DenizBank ile fastPay uygulaması için imzaladığı iş birliği anlaşmasının basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz, "Süper Lig'deki 18 kulübün toplam borcu yaklaşık 15 milyar lira. Toplam geliri bunun 4'te 1'i. Bu kar, bu güneşe dayanmaz, erir" dedi.

Cengiz, Süper Lig kulüplerinin mali açıdan zor durumda olduğunu belirterek, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB) borçların yapılandırması projesinin bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini söyledi.

Cengiz, sarı-kırmızılı kulübün Türk Telekom Stadı'nda DenizBank ile fastPay uygulaması için imzaladığı iş birliği anlaşmasının basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

TFF ve TBB'nin yapılandırma projesinin aralık ayından beri gündemde olduğunu aktaran Cengiz, "Aslında deniz tükendi. Hiçbir şey göründüğü gibi değil. İnsanlar gülümsüyor, kan kusup 'kızılcık şerbeti içtim' diyor. Bütün kulüpler için geçmiş yıllardan gelen borçlar, zorlama bir noktaya ulaştı. Kulüplerimizin ortalama geliri, giderlerinin 4 kat altında. Süper Lig'deki 18 kulübün toplam borcu yaklaşık 15 milyar lira. Toplam geliri bunun 4'te 1'i. Bu kar, bu güneşe dayanmaz, erir. Devletimiz müdahale etti. Devlet zaten yol gösterici, düzenleyici, yapıcıdır ve yardımcıdır." diye konuştu.

Ziraat Bankasının yapılandırmadaki rolünün eleştirilmesine tepki gösteren Cengiz, sözlerine şöyle devam etti:

"Bizi en çok rahatsız eden siyaseten yapılan söylemler oldu. 'Ziraat Bankası çiftçiye gitmeli, tarladakine destek vermeli.' dediler. O zaman DenizBank'ın burada ne işi var. Tekneye gitsin, balıkçılıkla uğraşsın. Bu dar mantıkla bir yere varamayız. Bu bir finansmandır. Ziraat Bankası, devlet bankasıdır, görevleri vardır, görev alır. Bu alınan görev halkımızın stresinin, huzursuzluğunun arttığı, tek uğraştığı, bazen 'Ne olacak bizim takımın hali.' diye üzüldüğü, bazen de bizim gibi gol atıp rahatladığımız anlarda huzurlu olduğumuz bir süreç. Biz hafta sonlarını bekliyoruz. Halk o kadar futbolla yatıp kalkıyor ki milli maç araları bile psikolojik olarak sıkıntı oluyor. İngiltere, toplumsal stresi atmanın yolu olarak görüyor ve bu yüzden çok sık maç oynatıyor."

"Lisanslama sistemi geliyor"

Sarı-kırmızılı kulübün başkanı, yapılandırma projesi kapsamında TFF'nin yeni bir lisanslama sistemi üzerinde çalıştığını bildirdi.

Devlet yetkililerinin süreci araştırdığına değinen Mustafa Cengiz, "Biz, harcamaların kontrol altına alınmasını ve yönetimlerin denetlenebilir hale gelmesini istedik. Borçlanmanın yeniden yapılanmasının gerektiğini söyledik. Devletimiz bu konuda vaziyet aldı. Maalesef devletimizi de biraz ürküttüler. Teşekkür yerine anlamsız tepkiler gördü. Şu anda TFF bünyesinde Galatasaray olarak katkıda bulunduğumuz bir lisanslama sistemi geliyor." ifadelerini kullandı.

Galatasaray'ın UEFA ile yaptığı finansal fair play anlaşmasının benzerinin TFF tarafından uygulanacağını vurgulayan Cengiz, şu değerlendirmede bulundu:

"Galatasaray olarak bir tecrübe kazandık. Üç yılda 5 milyon avro yerine 147 milyon avro zarar ettik. UEFA buna rağmen mali çalışmalarımızı görerek bize yeniden bir fırsat verdi. Yeniden yapılandırma anlaşması yaptık. Devlet de bunu yapmaya çalışıyor. Devletin yaptığı bir anlamda finansal fair play anlaşması. Kulüpler mali lisans alacak. Uluslararası bağımsız denetleme şirketi denetleyecek. Her aldığımız transferde, her yaptığımız olayda UEFA'ya hesap veriyoruz. Belli bir harcama hakkımız var, gelirimizin yüzde 60'ı kadar harcayabiliriz. Aynı sistemin benzeri Türk kulüplerine uygulanacak. Türk futbolu kendi finansal fair play kurallarını oluşturacak. Bunun çalışması var. Devletimizden rica ediyorum. Lütfen bu işi bir an önce sonlandırsınlar. Devletin 'kulüplere el koyayım' veya 'sisteme hakim olayım' gibi bir düşüncesi yok. Sadece borcu ödenebilir, kulüpleri yönetilebilir hale getirmeye çalışıyoruz."

Cengiz, yapılandırma çalışmalarının bir an önce tamamlanması gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bankacılık sistemi güvercine benzer. Mali yapıda en ufak bir risk gördüğünde uçup gider. Şu anda bazı bankalar kredileri kapattı. Herhangi bir kulüp bir bankaya gittiğinde yeniden yapılandırmanın bitmesini bekliyor. Bir an önce bunun sonlanmasını istiyoruz. Birçok kulübümüz için bu son şans. Galatasaray için ilk defa reel olarak kara geçtik. Bunun sürdürülebilir olması için çalışıyoruz. 18 Süper Lig kulübünün her sene şampiyon olacak, hepsi Şampiyonlar Ligi'ne gidecek diye bir şey yok. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor. Geç kalan hiçbir şey gereken etkiyi göstermez."

"Kimseye özel bir düşmanlığımız yok"

Mustafa Cengiz, TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun (PFDK) kendisine verdiği 5 aylık cezanın büyük bölümünü doldurduğunu belirterek, talimatlardaki değişiklikle 4 ay aradan sonra ilk kez Türk Telekom Stadı'nda maç izlediğini söyledi.

Talimat değişikliğinden dolayı TFF'ye teşekkür eden Cengiz, şu ifadeleri kullandı:

"Sezonun bitmesine 2 ay var. Yediğim cezadan hesaplıyorum. Beş ay gibi iyi bir ceza yedim. Bunun 4 ayında maç izleyemedim İlk defa 4 ay sonra kendi satadımızda maç izledim. Bir ay daha var. Talimat değişti. Sağ olsunlar. TFF'ye teşekkür ediyorum. Hem istifasını isteriz hem de teşekkür ederiz. Biz böyleyiz. Yiğidi öldür, hakkını inkar etme. Galatasaray Kulübü olarak hiçbir kulüple, federasyonun hiçbir yöneticisiyle kişisel sorunumuz yok. Buna hakemlerimiz de dahil. Dinlendirilmesini istediğimiz hakemlerimiz de dahil. Hepsinin özünde iyi niyetli olduğuna inanıyoruz. Kimseye özel bir düşmanlığımız yok. Rakiplerimiz de değerli. Hiçbiri düşmanımız değil, yarışmacı dostlarımız, arkadaşlarımız. Bazen dostluk havada kalıyor. Onun için çok kullanmak istemiyorum."

Süper Lig'deki Trabzonspor maçında misafir takım tribünündeki ısıtıcıların açılmamasıyla ilgili eleştirilere değinen Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir maç oynadığımızda güvenliğe ödediğimiz para 220-250 bin lira. Bir müsabakada bin 100'ü aşkın güvenlik görevlisi çalışıyor. Sadece temizliğe her maç 30 bin lira veriyoruz. Elektriğe yılda ödediğimiz para 6-7 milyon lira. Yaklaşık 15 milyonu bulan bir maliyet. Doğalgaza da ödüyoruz. Her zaman 'Rakibe saygı.' diyoruz. Trabzonspor maçında sistemin yarısı çalışmadı. Trabzonspor seyircisi tepki gösterdi. 'Bizim ısıtıcıları açmadınız.' dediler. Şükür ki bizim statta ısıtıcı var. Sadece deplasman tribünü değil, tüm stadın yarısında çalışmadı. Sistem arıza verdi. Almanya'dan sistem ve usta getirdik ve Benfica maçına yetiştirdik."

"Hiçbir koltuğa yapışık değiliz"

Mustafa Cengiz, sarı-kırmızılı kulübün mart ayında yapılacak olağan genel kurulunda ibra endişesi taşımadığını belirtti.

Cengiz, bazı üyelerin ibra etmeme söyleminin hatırlatılması üzerine, "İdari ne yaptık? Merak ediyorum. Çabaları gösteriyorsunuz ama bunlar çok küçümseniyor, bazı şeyler öne geçiyor. Böyle bir endişe taşımıyorum. Bizim en büyük silahımız; doğruluğumuz, açıklığımız ve samimiyetimiz." diye konuştu.

Eleştirileri saygıyla karşıladığını anlatan Galatasaray Kulübü Başkanı Cengiz, şunları kaydetti:

"Bizleri samimiyetsiz olarak görenler olabilir. Bizi bir kitlenin tamamı destekliyorsa, ya bizde ya da kitlede bir yanlış vardır. Eleştirilere saygı duyuyoruz. Hepsi camiamızın insanı. Hepsi Galatasaray'ın iyiliğini düşünen insanlar. Bazı eleştirileri görüp, duyuyorum ama işin özüne ve esasa yönelik değil. Esasa yönelik bir şey geldiğinde de zaten Galatasaray terbiye ve kültürü içinde hiçbir koltuğa yapışık değiliz. Bu bir sosyal görev, hizmet ve çocukluk aşkınızın devam etmesi. Arkadaşlarıma neredeyse çalışma kartı bastıracağız. Bütün eski yönetimlere de teşekkür ediyorum. Hepsi değerli çalışmalar yaptı, Galatasaray'a katkı yaptı. Yanlış veya hata da yapmış olabilirler ama özü itibariyle hepsini Galatasaray'ın hizmetkarı olarak görüyoruz. Biz de aynı hizmete devam ediyoruz. Şahsi olarak hiçbir endişem de yok."


TÜRK TELEKOM STADYUMU'NDA NAKİTSİZ ÖDEME DÖNEMİ BAŞLIYOR

Galatasaray ile Denizbank arasındaki anlaşmaya göre taraftarlar, Türk Telekom Stadyumu'nda anlaşma sağlanan mağazalar, büfeler ve GS Store’dan yapacakları alışverişlerini, DenizBank müşterisi olsun olmasın herkesin faydalanabileceği fastPay ile cüzdan taşıma derdi olmadan, nakit kullanmadan, sıra beklemeden, cep telefonlarından yapabilecekler. Böylece zamandan tasarruf sağlanarak aynı sürede çok daha fazla kişiye hizmet sunulabilecek.

İş birliği kapsamında içinde bulunulan futbol sezonunun ikinci yarısında tüm mağaza ve büfelerle birlikte GS Store’da pilot uygulamalara başlanması; 2019-2020 sezonu başlangıcıyla beraber Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde büyük ölçüde nakitsiz stadyum konseptine geçilmesi hedefleniyor. Ek olarak stadyumda fastPay ile yapılan ödemelerde, bir hafta içinde kullanıcıların fastPay hesaplarına aktarılmak üzere yüzde 10 iade, fastPay’den DenizBank GS Bonus Kart ile yapılan ödemelere ise, yine kullanıcıların ekstrelerine yansıtılmak üzere yüzde 10 iade avantajı sunulacak. Böylelikle kullanıcılar stadyum içinde nakitsiz ve hızlı ödeme yapma rahatlığını yaşarken yüzde 20’ye varan daha az ödeme avantajından da yararlanmış olacak.

Hakan Ateş, toplantıda yaptığı konuşmada, Türk sporunun ana finansörü olan futbolu ve dolayısıyla tüm alt branşları desteklemeyi 20 yıldır sosyal sorumluluklarının önemli bir bileşeni olarak gördüklerini belirtti.

Türk sporuna en büyük destek veren bankaların başında geldiklerini söyleyen Ateş, bu kez dijital teknolojiler ve inovasyon alanındaki bilgi birikimlerini de dahil ederek Türkiye’yi nakitsiz stadyum konseptiyle tanıştırdıkları projenin, dünya markası Galatasaray ile anılacak bir ilk olduğunu vurguladı.

Ateş, DenizBank’ın, kurulduğu günden bu yana müşterisini faaliyetlerinin merkezine yerleştirip teknoloji ve insan arasında köprü kurmayı misyon edinmiş bir kurum olduğunu anlattı.

İnsan hayatına temas ettikleri her noktada, dokundukları kitlelerin yaşantısını kolaylaştırarak, onlara bankacılık ve ödeme anlamında vakitten tasarruf edebilecekleri deneyimler sunabilecekleri inovatif modeller üretmeye odaklandıklarını dile getiren Ateş, bu bağlamda, ülkenin önde gelen kulüplerinden Galatasaray ile Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde akıllı, hızlı ve kaliteli bir alışveriş deneyimi sunmak üzere güçlerini birleştirmekten mutluluk duyduklarını ifade etti.

Ateş, yalnızca geçen sene Süper Lig karşılaşmalarını izlemek üzere sezon boyunca Aslantepe’ye gelen sarı kırmızılı taraftar sayısının 700 bin kişiye yaklaştığını söyledi.

"FUTBOL KULÜPLERİNİN FİNANSMAN ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR"

Toplantının ardından soruları yanıtlayan Ateş, fastPay’in 2 milyon kullanıcısının bulunduğunu ve Türkiye’nin en büyük mobil cüzdanı olduğunu söyledi.

Kulüplerin normal finansmanını ihtiyaçlarını DenizBank olarak destek verdiğini belirten Ateş, Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor başta olmak üzere 19 kulübe finansman sağladıklarını, bazı kulüplerin de sermaye piyasası işlemlerini yaptıklarını dile getirdi.
Ateş, şunları kaydetti:

“Ziraat Bankası ve Denizbank’ı dışarıda bırakırsak, bankacılık sektörünün futbol kulüplerinin finansmanına pek sıcak bakmadığını görüyoruz. Bunun nedenini de açıkça bilmiyorum. Başkasının izinden gidenin ayak izi olmaz. Biz kendi ayak izini yaratan banka olarak sporda da bunu yaptık. Futbol bunun dinamosudur. Futbol kulüplerinin finansmanın ciddi aksamalar oldu. Bunun nedeni de gelir-gider dengesinde ciddi bozulmalar olmasıdır. Biz bunun bir sisteme oturtulmasını ve organize piyasalar üzerinde gerçekleştirilmesini istiyoruz. Basiretli yönetim anlayışıyla kulüplerin gelir-gider dengesini tutturması lazım. Burada da görev kulüplerin yönetim kuruluna düşüyor. Kulüplerin son yıllarda finansal yapılarında ciddi bozulmalar yaşanıyor. Buna bir düzen getirmek açısından Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın öncülüğünde bir çalışma yapılıyor. Bu çalışma henüz neticelenmediği için bir şey söyleyemiyoruz.”

Ateş, iyi yönetimin anlayışının saydamlık, hesap verilebilirlik, sorumluluk alma ve adalet olmak üzere dört şartı bulunduğunu söyledi.

Bu dört şartın yerine getirilmesi durumunda ister futbol kulübü yönetimi ister şirket ister aile yönetimi olsun her alanda başarıya ulaşılacağına işaret eden Ateş, “Futbol kulüplerinin yıllar boyunca birikmiş olan borçları var. Artık devr-ii sabık yaratmanın bir anlamı yok. Tepeden tırnağa oturup bu sorunu çözmemiz lazım. Ben regüle edilmiş bir sektörden geliyorum. Benim hata yapma şansım ne ölçüde varsa futbol kulüplerinde de öyle olmalı. 100-200 bin avroya oynayan basketbolcuyu buraya 3 milyon avroya getiriyorsunuz, 45 bin avroya oynayan kadın voleybolcuyu burada 450 bin avroya oynatıyorsunuz bunlara bakmamız lazım. Ben bunu anlayamıyorum. Nasıl tarımda ürünlerin fiyatlarına bakıyorsuz, burada da maliyet oluşturan kalemlere bakmamız lazım. Amatör branşlara da kaynak ayırabilmeliyiz. Afrikalı bir oyuncu 15 milyon avro ediyorsa Türk futbolcusu da bu rakamları edebilmeli. Kendi değerlerimizi yüceltmemiz lazım. Tüm bunları DenizBank Genel Müdürü olarak değil, Hakan Ateş olarak söylüyorum.” ifadelerini kullandı.
 
Bazı yanlışları dışında Mustafa Cengiz iyidir.
Taraftarı dinler ekonomiyi düzeltir.

Transfer için profesyonel ekip kursun ve stad için çalışmalar başlatsın yeter şimdilik.
 
Baskanin arkasindayiz

Ozhan Canaydin oncesini degerlendirecek yasta degilim fakat Canaydin'dan beri, Canaydin da dahil olmak uzere, kulubu batiracak isler yapmayan tek baskan (kisa donem baskanlik yapan Yarsuvat'i degerlendirmeye almiyorum)

Cok iyi sponsorluk anlasmalari yapacagina inancim ise sonsuz
 
Valla sevmesem de eleştirsem de ibra edilmezse hele ki dursun gibi adam ibra edilmişken bu liselilerin koltuk sevdasından ötürü kulübü kendi istedikleri gibi yönetmek istediklerinin bir kanıtı olarak tarih sayfalarına geçer.

diagne transferi hariç devre arası yapılan hamleleri doğru buluyorum.

şampiyon olamasak da devam edilmeli , bakın bunu "mustafa cengiz istifa etmelidir" söylemini forumda ilk söyleyen ve savunan biri olarak söylüyorum.

çünkü arkada bekleyen projesi hazır bir ekip yok sadece akbabalar var , kulübün parasını yemek için bekleyen.
 
TFF mecbur uefa gibi ffp uygulamasi getirmeli yoksa bir kac yil sonra ya türk takimlari batar yada birer birer satilir
 
Üst Alt