Prof. Dr. Canan Karatay’dan Ezber Bozan Ramazan Tavsiyesi - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Prof. Dr. Canan Karatay’dan Ezber Bozan Ramazan Tavsiyesi


reis, benim asiri terleme ve kilo sorunum vardi ciddi olarak, simdi hersey daha güzel. ne kadar dandik yiyecek varsa hepsini kestim. mesela nutella dayanmazdi, pide ile gömerdim hatta ayiptir söylemesi ama ne igrenc bir kombin oldugunu gec de olsa anladim. gecen yil ramazadan sonra baslayip 3-4 ayda resmen yeniden dogmus gibi oldum. :D

basta belirledigim hedefe ulastiktan sonra bir 4-5 kilo kadar daha verdim hatta. hersey saglikli beslenmekten geciyor bence. kilo vermek de almak da kolay. hatta cok asiriya kacmadigin sürece kolay kolay kilo da almiyorsun. gazli icecek belki günde 1 bardak anca cikar. cikolata, cips vs. hic yemiyorum. pilav cok az, makarna daha az, hamur isi cok az, ekmek günde 80 gr. meyve yemeye özen gösteriyorum. günde en az 1 veya 2 cesit yerim. diyetisyen mi oldun la bilmis bilmis konusuyorsun diyenler olabilir ama su dediklerimle 21 kilo gitti. et ve meyve cok faydali.
Bravvo ....
yakabildiğin sürece yemek iyidir. Ama yemek yemek ile beslenmek arasındaki çizgiyi iyi korumak çok önemli..
haftada en az 15-20 km. yürüyüş yada aynı mesafeye yakın hereketli bir işin meguliyetin varsa, abartmadığın sürece yediğin herşeyi yakabilir sağlığa çevirebilirsin...
 
Herkese değil, diyabet lilere..
Valla üstat mal gibi gitti dedi ki inşaatlar da çalışanlar, fabrikalar da çalışanlar, tarlalarda çalışanlar, yaşlılar, çocuklar, hastalar, fazla mesai yapanlar oruç tutmasın dedi illa tutacaklarsa da yıl içine yaysınlar dedi...

Mal islamiyetin i'sinden haberi yok galiba spor yaptığımızı filan sanıyor bir de saymadık kim kaldı ki? Playboylar ile ev kadınları...Onlar da tutmasa da olur...
 
Canan Hoca'nın söyledikleri bazen çarpıtılıyor. Sağlıklı insanlar için verdiği tavsiyeleri sanki sağlığı bozuk (örn:tansiyon hastaları) gibi algılanıyor. Ekmek ve şekerli gıda konusunda ağır konuşmasından dolayı da Hoca'ya düşmanlık güden çok. Genel itibariyle ; tuz, zeytinyağı, ekmek, şekerli gıdalar vs önerilerine uydum ve faydasını da gördüm. Lakin iç hastalıkları ve beslenme uzmanı olarak bazen alanının dışına çıktığını ve güven sınırını aştığını düşünüyorum. Mesela ''depresyon bir bağırsak hastalığıdır'' açıklaması gibi.
 
Dün gece bu konudaki açıklamalarını bizzat röportajından dinledim.
@Murat Urhan ın dediği gibi açıkça tuzlu su içerek ramazana hazırlıklı olma tavsiyesi vermiş. Ben konu başlığını okuyup tuzlu su içme konusu geçmediğinden bu konuda hayır demiştim. Ama murhan haklı imis. :hat:

Ama röportajında doğrudan tuzlu su içerek ramazana hazırlık yapılma tavsiyesinde bulunmuş. Elbette burada asıl tartışılması gerekeni sapıtmadan, çaya yada kahveye atılan şeker oranında tuzlu su anlamına kaçırmamak lazım konuyu.
Normal tuz kullanımı ile oranlamakta ve öyle değerlendirmekte fayda var. Aşırı tuzlu suyu zehirlenen insanların midesini bulandırıp istifraya (Kusmaya) zorlamak için kullanırlar zaten.
Mesela bir tencere yemeğe ( Kullanılan tuzun aroma yoğunluğuna bağlı olarak ) bir çay kaşığı civarında tuz atılıyorsa aynı mantıkla bir bardak suya da en fazla parmak ucu fiskesiyle hafifçe serpelemek yoluyla inceden tuz tadı alacak kadar bir oran yeterli olacaktır zannımca..
Bu olay bedeni hafiften susatarak bir müddet susuz vaziyette ayakta kalma alışkanlığına teşvik etme ihtimalini gündeme getirebilir.

Sonuçta Karatay hoca; bile bile insanlara zararı olabilecek tavsiyeleri verebilecek birisi değil KESİNLİKLE..
 
Son düzenleme:
Konusu gelmişken birazda insanlar tarafından eksik bilgi olduğunu zannetiğim bir konuda da biraz konuşalım.
Kullanılan tuz türlerinin hepsinin tuz aroma oranı farklıdır. Mesela markasız ucuza alınan rafine ( Buharlı kristalize) tuzların içinde ki tuz aroma oranı oldukça düşüktür. Bu da gerekli tuz lezzetine ulaşmak için daha fazla tuz dökmeyi teşvik eder. Fakat bu durumda fazla tuz kullanımı, ulaşılan toplam tuz aromasında farklılık olmasa bile tuzun beraberindeki minerallerin fazla alınmasına ve susuzluk, tansiyon ve özellikle de troidlerin çalışmasında dengesizliklere yol açabilir.
Yemeklerde tuz kullanırken de tuzu tencere veya tabakta aşırı sıcakken değil mümkün olduğunda hararetini kaybetmiş yani tuzun kimyasal etkileşimini bozacak ortamdan kurtularak işini yapmasını sağlamakta fayda olabilir. Sonuçta tuz; ısı ile farklı işlevlere sahip olabilen kimyasal bir katalizördür, yani çözülmeye ve parçalanmaya tetikleyici bileşen etkilidir.

Benim tavsiyem tuz aroması yüksek olan bir favori tuz tercih edilerek bundan da vazgeçmemek yönündedir. Mesela Çankırının kaya tuzunu internet sitelerinden sipariş verebilirsiniz. Daha ilk kullanımda gerçek tuz tadının aslında ne kadar da lezzetli olduğunu hemen farkedeceksiniz kesinlikle..
Çankırı tuzu avm lerdeki bilindik kristal tuzlara hiç benzemez. Makinalarda serpmelik olarak çekildiğinde kristal değil un gibi sıfır çap oranında olur. Bu size olumsuz bir durum etkisi yaratmasın.
Ama lezzeti ve aromasını aldığınızda, bu zamana kadar ne yediğinizi de sorgulamak aklınıza gelecek hemen.
 
Son düzenleme:
Oruç zamanı, bayram zamanı, yaz dönemleri ekrana çıkıp şunu yemeyin, bundan az tüketin, bunu çok tüketin diyen ne kadar sağlıkçı vb. varsa ağzını yüzünü dağıtmak istiyorum. Net.​
 
Bu kadın şarlatan bir bunaktır dikkate almamanızı öneririm.


GSCimbom Forum kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Oruç zamanı, bayram zamanı, yaz dönemleri ekrana çıkıp şunu yemeyin, bundan az tüketin, bunu çok tüketin diyen ne kadar sağlıkçı vb. varsa ağzını yüzünü dağıtmak istiyorum. Net.​
İbadet görevi adına sağlığını yok saymak, pek çok kişinin farkında olmadan düştüğü zaafiyetlerden birisidir.
Oysa İslam dini bedeni akla ve mantığa emanet görür ve sağlığı korumayı öncelikli tutarak ibadetlerin sağlığı tehdit etmeden yerine getirilmesi için, kazaya bırakma, sadaka ve fitre verme veya her oruç günü bir ihtiyaç sahibinin günlük rızkını temin etme gibi alternatif ibadet yollarını her zaman açık bırakmıştır.
Verilen tavsiyelerden bazıları gerçekten insanların dayanabileceklerinin ötesinde açlık ve susuzlukta ısrar ederek sağlığını tehdit etmelerini engellmeye yöneliktir. Yeterli din ve tıbbi bilgi altyapısı olanlar zaten herkesin her söylediğine itibar etmeden aklının yatıp, mantığının kabul ettiğinin peşinden gidecektir..

MESELE BU KONULARDA DEĞERLENDİRME YAPABİLECEK KADAR YETERLİ BİLGİ ALTYAPISINA SAHİP OLMAKTAN GEÇİYOR;
Yoksa dediğin gibi ağzı olan konuşuyo her konuda..
 
Canan Hoca'nın söyledikleri bazen çarpıtılıyor. Sağlıklı insanlar için verdiği tavsiyeleri sanki sağlığı bozuk (örn:tansiyon hastaları) gibi algılanıyor. Ekmek ve şekerli gıda konusunda ağır konuşmasından dolayı da Hoca'ya düşmanlık güden çok. Genel itibariyle ; tuz, zeytinyağı, ekmek, şekerli gıdalar vs önerilerine uydum ve faydasını da gördüm. Lakin iç hastalıkları ve beslenme uzmanı olarak bazen alanının dışına çıktığını ve güven sınırını aştığını düşünüyorum. Mesela ''depresyon bir bagırsak hastalıgıdır'' açıklaması gibi.

Bedendeki sağlık ve bütün hastalıkların kaynağı mideden dahi evvel olarak ağızda çiğnemeden başlayıp, dışkılamadaki problemsizlik arasında gelişir.
En önemli durakta hocanın dediği gibi bağırsakta biter. Katı disiplinli karbonhirat yasağı ile diyet yapanlarda yediğin meyvanın içindeki şekeri doğru dürüst parçalamayan mide ve eksik emilim yapan ince bağırsak , pankreas a yeterli glukoz desteği veremezse, hipoglisemi (Düşük şeker ) durumunda pankreas kana ve kanda beyne yeterli glukoz beslemesi yapamadığından beyinde yakıt yetersizliğinden; beden motor işlevlerde eksiklik ve organlara hatalı komut sıraları başlar. sonuç fiziksel olarak sağlıklı bedende denge, düşünce ve davranış bozuklukları vs. fiziksel olarak zayıf bedenler de de koma haline varan çeşitli sonuçlar kaçınılmaz olur.

Burada sadece bagırsaktaki mevyanın sekerinden bahsettik ....
 
Son düzenleme:
Ekmek yemeyinpide lahmacun yiyin, şeker yemeyin tereyağlı sucuklu yumyrta yiyin diyen hocamızı severiz. Rahat rahat yiyebiliyoruz artık kebapları, sucuklu yumurtaları. Hocamız bir numara.

F5121 cihazımdan Gscimbom mobil uygulaması ile gönderildi
Manda gibi oturup bu yediklerinin yağa dönüşmesine seyircide kalabilirsin; yada koltuktan kalkıp günde min. 4-5 kilometre yürüyerek aldıklarını enerji, performans ve sağlığa da çevirebilirsin...
Hareketsizlikten yağlanınca kabahati hocaya atma da...
 
Daha önce de yazdım abla sadece müsait olanlar oruç tutsun demişti...Fantastik biri yani...Yine daha önce söylemiştim dünyanın en basit diyet yöntemini avustralya'da açıkladı bir bilimadamı ama adamı linç ettiler; Buyrun buradan yakın asla kilo veremem fit olamam diyenler;



Evet toplama kampında hiç obez var mı?
 
Üst Alt