Sağlıklı ve Dengeli Beslenme Önerileri | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
Çikolatalar, gofretler, hazır hamur işleri, cipsler, sosisler... Kim hayır diyebilir ki?

Bu içeriği okuduktan sonra siz diyeceksiniz...

1. Aspartam

1522314437847.png
1965 yılında James M. Schlatter tarafından keşfedilen ve katkı maddelerinin en zararlısı olarak adlandırılan aspartam için E951 kodu kullanılıyor. Diyet ürünleri de dahil olmak üzere market raflarındaki binlerce üründe bulunan aspartam, parkinson ve obeziteye yol açıyor.

2. Yüksek fruktozlu mısır şurubu

1522314466434.png

Obezite ve pankreas kanserinin başlıca sebeplerinden biri olan yüksek fruktozlu mısır şurubu, bir dönem medyada oldukça yankı uyandırmıştı. Mısırın geçirdiği kimyasal işlemlerin arından ortaya çıkan ve doğal şekerden daha ucuza mal olan bu tatlandırıcı meşrubat, çikolata, bisküvi ve daha pek çok paketli üründe bulunuyor.

3. Monosodyum glutamat (MSG)

1522314499283.png

Çin tuzu olarak da bilinen ve ambalajların üzerinde E621 koduyla yer alan monosodyum glutamat, hücrelerin aşırı uyarılarak ölmesine neden oluyor. Alzheimer, Parkinson, Huntington, epilepsi, obezite, pankreas hasarı ve şeker gibi pek çok hastalığa davetiye çıkaran ve böbrek ve karaciğerde hasara yol açan bu madde cips, hazır çorba ve ketçap-mayonez gibi soslarda bulunuyor.

4. Sodyum sülfit

1522314522627.png

Başta kolon kanseri ve lösemi olmak üzere pek çok hastalığın tetikleyicileri arasında bulunan sodyum sülfit, çocuklarda beyin tümörü oluşmasına yol açabiliyor. Ambalaj kodu E250 olan bu madde et ürünleri ve pizza gibi hamur işlerinde ürünün raf ömrünü uzatmak amacıyla kullanılıyor.

5. Sodyum nitrat

1522314541143.png

Ambalajlarda E251 koduyla gösterilen ve bebek mamalarında kullanımı yasaklanan sodyum nitrat, sodyum sülfit gibi raf ömrünü uzatmak amacıyla kullanılıyor ve kanser türleriyle bağlantısı olduğu düşünülüyor.

6. BHA ve BHT

1522314566245.png

Katı ve sıvı yağların bozulup küflenmesini önlemek için kullanılan ve beyin hücrelerinde hasara, dolayısıyla davranış değişikliğine yol açan BHA ve BHT’ye tahıl ürünleri ve cipslerde rastlamak mümkün.

7. Sülfür dioksit

1522314576510.png

Göğüste sıkışma, kurdeşen, kramp, ishal ve halsizlik gibi etkilere neden olan sülfür dioksit fermente edilmiş içecekler, fırınlanmış ürünler, çaylar, çeşniler ve dondurulmuş ürünlerde kullanılıyor.

8. Potasyum bromat

1522314591792.png

Fırınlarda pişen ürünlerde hacmi artırmak ve rengi beyazlatmak amacıyla kullanılan potasyum bromat, hayvanlarda kansere neden oluyor.

9. Suklaroz

1522314608381.png

Düşük kalorili tatlandırıcılardan biri olan ve diyabet riski oluşturabilen suklaroz ambalajlarda E955 koduyla yer alıyor.

10. Yapay aromalar ve renklendiriciler


1522314630470.png

Mısır gevreği, şekerlemeler, meşrubatlar, unlu mamuller ve vitaminler olmak üzere pek çok gıdada bulunan yapay aromalar ve renklendiriciler dikkat dağınıklığı, hiperaktivite ve karaciğer hasarına yol açtığı gibi, kanserojen etkilere sahip.

11. Hidrojenize yağlar


1522315796893.png

Bitkisel yağların hidrojenize edilerek yapay olarak katılaştırılmasıyla elde edilen bu trans yağlar hamur işlerinden soslara kadar pek çok üründe bulunuyor. Kolesterolü yükselten hidrojenize yağlar obeziteye yol açıyor.

12. Gıda boyaları


1522315815095.png

Gıdaların normalden daha canlı ve renkli görünmelerini sağlayan gıda boyaları özellikle çocuklarda davranış bozukluklarına neden oluyor. Salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş etlerle bisküvi, gofret, çikolata gibi paketli ürünlerde bulunan bu boyaların isimleri ve kodları şöyle: Sunset yellow (E110), Tartrazin ( E102), Karmoisine (E122), Panceau (E124), Quinoline (E104), Allura red (E129), Sodyum Benzoat (E211).

13. Potasyum sorbat

1522315836149.png

Hazır keklerde kullanılan ve DNA’da hasara yol açan potasyum sorbat ambalajlarda E202 koduyla yer alıyor.

Adı üstünde paketli olan gıdaların ömrünü uzatmak, tatlarını pekiştirmek ve renklerini daha canlı göstermek amacıyla kullanılan bu maddeler çocuklarımızın hayatını tehlikeye sokuyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Önemli olanın miktar olduğunu unutmamakta da fayda var elbette...
 
Çok önemli bir konu, herkesin bu konuda araştırma yapmasını ve dikkat etmesini tavsiye ederim. Konu Cafe bölümünde sabitlenecektir.

İnstagramda gıda dedektifi diye bir hesap var, onu da takip edebilirsiniz, ürünler hakkında güzel paylaşımlar yapıyorlar rant kaygıları olmadan.

Daha önceden "That Sugar Film"den bahsetmiştim o filmi izledikten sonra aldığım her ürünün içeriğine tek tek bakıyorum ve resmen bizi mahvettiklerini görüyorum, bir ton ekleme var zaten hemen her şeyde glikoz, fruktoz şrubu veya tatlandırıcı var. Çocuklara özendirilip satılan, kinder, eti süt kek vs. gibi ürünlerde de hep tatlandırıcılar var. Bunlar insanları zehirliyor.
 
Bu arada monosodyum glutamat için de bir kaç şey söyleyeyim, çin tuzu olarak geçse de tadı yoğunlaştırıyor, paketli ürünlerdeki o hissedilen yoğun tadın başlıca sebebi bu. Knorr ürünlerinde bir dönem kullanıldığına dair çok iddaa vardı ve incelemeye alınmıştı, dünyada da problem olarak görülüyordu MSG ve belirli limitler dahilinde izin veriliyor artık.

Bu maddenin tehlikeli olan yanı bağımlılık yapıyor, örneğin Eti Hoşbeş'te olduğundan ciddi şekilde şüpheleniyordum bir dönem.
 
Simdi burada lehte kullanilabilecek iki faktor de var , bu asla bunlari yiyin demek degil , yemeyin , ama bilin

Bu maddelerin hangisine insan bunyesinin tolere edebilecegi onemlidir , toksikolojide kisiden kisiye de cok degisiklik ongorulmustur

Ikincisi de bu zehirlerin panzehirleri de mevcuttur . Yani bu maddelerin negatif etkilerini notr hale getiren ve yasamimizda tukettigimiz maddeler de vardir

Aliskanlik haline getirilmeye calisilmasi sorundur aslinda , bu cozulurse miktarina gore zarari tolere edilebilir cunku zararli olacak miktarda birikmesi veya organ hasari yaratmasi kuvvetle muhtemel insanin normal yasam dongusunun bitmesinden once olmayacaktir . Ama kararinda tuketilirse
 
Yukarida bahsedilen monosodyum glutamat ise malesef hemen herseye katiliyor

Ve ornegin ete katildi ve yediniz , sonra bunun oldugu bir biskuviyi yediginizde beyin ikisini de tekrar ister hale geliyor

Bu maddeden kurtulmanin en dogru yolu et yerken parcalanip birlestirilen cins seyler yememek

Bu yuzden ben kofte , doner gibi seyler yerine atiyorum parca t bone , pirzola gibi urunleri tercih ediyorum
 
Simdi burada lehte kullanilabilecek iki faktor de var , bu asla bunlari yiyin demek degil , yemeyin , ama bilin

Bu maddelerin hangisine insan bunyesinin tolere edebilecegi onemlidir , toksikolojide kisiden kisiye de cok degisiklik ongorulmustur

Ikincisi de bu zehirlerin panzehirleri de mevcuttur . Yani bu maddelerin negatif etkilerini notr hale getiren ve yasamimizda tukettigimiz maddeler de vardir

Aliskanlik haline getirilmeye calisilmasi sorundur aslinda , bu cozulurse miktarina gore zarari tolere edilebilir cunku zararli olacak miktarda birikmesi veya organ hasari yaratmasi kuvvetle muhtemel insanin normal yasam dongusunun bitmesinden once olmayacaktir . Ama kararinda tuketilirse

Örnek verebilir misin, neyi ne ile tolere edebilir vücut mesela? Genel hatlarıyla soruyorum.
 
Genel cevap vereyim . Mesela milk thistle ile alkolun karaciger uzerindeki etkileri azaltilir (enginar mantigi)

Bazi vitaminler ve antioksidan diye nitelenen maddeler , bu tip zararli yiyecekler icindeki toksik maddelerin absorbe edilmesini engelleyerek vucutta tutunmasina mani olarak atilmasini kolaylastirir

Bazilari ise serbest radikallerle hapiscilik oynar . Etkilerinin nufuz etmesini onler ama disari da atamaz

Kimisi ise verilen tahribati onleyemez ama dogal yapilari zaten ilgili organlari guclendirmeye yonelik oldugundan , once eksi sonra arti gibi bir mantikla toparlama yaratir
 
Örnek verebilir misin, neyi ne ile tolere edebilir vücut mesela? Genel hatlarıyla soruyorum.
Daha yeni dedemi kanserden kaybettik, bu süreçte Türkiye'nin en iyi onkologlarından sayılan doktorlar ile gerek muayene vasıtasıyla gerek fikir almak için epey konuşma fırsatımız oldu. Daha kendileri mekanizmayı çözebilmiş değil, bu gibi iddialı lafları ciddiye almamak gerek. Şunu yemezseniz kanser olmazsınız, şunu şu kadar yerseniz problem olmaz, şunu yedikten sonra şunu yerseniz nötralize edersiniz vs gibi lafları yani...

Bana göre sağlığa zararlı olduğu bilinen maddeler içeren gıdaları mümkün mertebe tüketmemek lazım gerisini de koyvermek lazım. Mesela dedemden örnek vereyim, kendisi kolon kanseriydi görüştüğümüz profesör tam mekanizmayı bilemiyoruz pek çok faktör var lakin şahsi kanaatime göre en büyük sebep stres dedi mesela.
 
Daha yeni dedemi kanserden kaybettik, bu süreçte Türkiye'nin en iyi onkologlarından sayılan doktorlar ile gerek muayene vasıtasıyla gerek fikir almak için epey konuşma fırsatımız oldu. Daha kendileri mekanizmayı çözebilmiş değil, bu gibi iddialı lafları ciddiye almamak gerek. Şunu yemezseniz kanser olmazsınız, şunu şu kadar yerseniz problem olmaz, şunu yedikten sonra şunu yerseniz nötralize edersiniz vs gibi lafları yani...

Bana göre sağlığa zararlı olduğu bilinen maddeler içeren gıdaları mümkün mertebe tüketmemek lazım gerisini de koyvermek lazım. Mesela dedemden örnek vereyim, kendisi kolon kanseriydi görüştüğümüz profesör tam mekanizmayı bilemiyoruz pek çok faktör var lakin şahsi kanaatime göre en büyük sebep stres dedi mesela.

Abi öncelikle başın sağolsun, Allah rahmet eylesin.

Katılıyorum aslında Sinan da her insanda etkiler aynı olmaz demiş, onun da genel söylediğini sanmıyorum.

Düşününce, yediğimize az çok kendimiz karar verebiliyoruz da, stres gibi psikolojik faktörleri yönetmek daha zor, insana en çok zarar veren şeylerin başında geliyor, son dönemde çok stresli bir süreçten geçtiğim için kendimden biliyorum. Çok garip bir doğamız var.
 
Mehmet e katiliyorum . En dogrusu bu maddeleri vucuda sokmamaktir

Onleyici ve koruyucu onlemleri her zaman birincil olarak oneririz

Fakat eger kisinin hikayesinde , ya da kalitimsal olarak akrabalarinda bazi hassasiyetler varsa bu tip zararlar katlanacaktir , daha dogrusu zararin tolere esigi daha erken asilacaktir

Doktrinde bazi maddelerin panzehir oldugu tartisilsa da asla bir garanti olarak gorulmemesi gerekir

Stres in buyuk faktor olmasi , insanlarin bedenlerini hem hucre yikimindan , hem de antibody dedigimiz normalde var olmamasi gereken zararlilardan koruyan bagisiklik sistemini zayiflatmasi sebeplidir
 
Ekmek, şeker ve paket ürünleri kestiğimden beri 15 kilo verdim 2 ay oluyor. Yukarıda yazılanlardan tablet tatlandırıcı kullanıyordum ama o da unutkanlığa sebep oluyor diye bir şey okumuştum, Stevia bitkisinden üretilen sıvı tatlandırıcı var tadı bir garip ama idare ediyor.
 
Genel olarak cok yiyen az yasar . Cunku hucreler besin tukettikce vucuda zararli maddeler salgilar ve ayrica siz sismanlarsaniz hucreler de omru acisindan negatif etkilenir

Az hareket ve cok yemek , stres sonrasindaki en etkili iki sebeptir

Bir de , zararli maddeler derken , sebebi , miktari ve kosullari ne olursa olsun asla ve katiyen hic bir tutun mamulunu tuketmemek gerekiyor , nokta , istisnasi yok

Sigara icmeyeceksiniz . Cunku bahsedilen maddelerin vucuda verecegi zararin zaman penceresi tutun mamullerinden cok daha yavastir

Ve geri donusu daha mumkundur . Tekrar soyluyorum , bu maddeler zararlidir ve tuketilmemelidir ama sigara ile asla kiyaslanamaz

Prensip olarak solunum sistemi , sindirim ve bosaltim sistemine oranla cok daha hassastir ve sigara dolasim , sindirim , solunum sistemlerine direk ve dolayli yoldan acimasizca saldirir
 
Yıllardır şeker, paket ürünler neredeyse yemiyorum. Ekmek çok az. Bir ayda toplasan bir ekmek yerim. Bunlara karşın göbeğim çıkmaya, kenarda halka oluşmaya başladı! Çıldırmak üzereyim. Salı günü yeniden salona başlıyorum.
 
Yıllardır şeker, paket ürünler neredeyse yemiyorum. Ekmek çok az. Bir ayda toplasan bir ekmek yerim. Bunlara karşın göbeğim çıkmaya, kenarda halka oluşmaya başladı! Çıldırmak üzereyim. Salı günü yeniden salona başlıyorum.

Hareketsiz bir yaşamın varsa pek de anormal değil, insan vücudu neye alışıyorsa onu benimsiyor.

Az yersen az yemeye devam ediyorsun, çok yersen çok yemeye devam ediyorsun. Hareketsiz kalırsan yine bunu benimsiyor ve bu harekete geçmekteki o ataleti arttırıyor gittikçe, termodinamikteki düzensizliğe gidiş gibi iç enerjini gittikçe kaybediyorsun.

Bunca şeyden söz ettik mesela, stres, yemek vs vs her şeyin en iyi ilacı bence spor, aktif olarak spor yaptığım dönemlerde gerek fiziksel gerek de zihinsel olarak çok iyi hissediyorum.
 
Spor salonlari saglik bozabilir , kas ve adele sistemleri agirlik kaldirmaya programlanmamistir

Mumkun mertebe spor salonu tarzi spordan uzak durmanizi oneririm .

Lastik , serit vb ekipmanlarla kendi gucunuzle calismayi deneyin . Ve bolca yuruyun , insan yurumeye ve yuzmeye programlanmistir

Kac tane cocugu olan arkadasima suda dogum yap , dogar dogmaz yapay veya dogal kar ya da buza koy dediysem o riski alamadilar

Ruslar bunu senelerdir yapar ve o kodlama sayesinde hangi hastaliklar kapilarini calmaz ...

Tabi herkesin kendi alacagi risktir baskasini ilgilendirmez
 
Yıllardır şeker, paket ürünler neredeyse yemiyorum. Ekmek çok az. Bir ayda toplasan bir ekmek yerim. Bunlara karşın göbeğim çıkmaya, kenarda halka oluşmaya başladı! Çıldırmak üzereyim. Salı günü yeniden salona başlıyorum.

Sıvı şeker alıyorsun işte daha önce konuşmuştuk :) içeceksen viski iç bari, malum 0 karbonhidratlı bir içki. Bildiğin antioxidan aynı zamanda.
 
Üst Alt