Şampiyonlar Ligi Serüvenlerimiz : Part I (1993-2003)! | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Şampiyonlar Ligi Serüvenlerimiz : Part I (1993-2003)!


Tarihinde 15. kez Devler Ligi'nde mücadele etmeye hazırlanan takımımızın Şampiyonlar Ligi'nde ki uzun soluklu serüvenini sizler için derledim. İşte 1993-2018'e Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi maceralarından önemli notlar.

1993-1994: SİSTEM DEĞİŞTİREN SÜRPRİZ

1992-1993 Türkiye Ligi'ni şampiyon bitirerek Şampiyonlar Ligi için mücadele etme hakkı kazanan Galatasaray'ımız o sezon farklı bir formatta oynanan Devler Ligi'ne ilk defa katılacaktı. UEFA'da seri başı sisteminin henüz devrede olmadığı yılların bitişini müjdeleyen bu serüven bir Türk futbol takımının o tarihe kadar elde ettiği en önemli iki başarıdan biri olması itibari ile de önemlidir.

Türkiye Ligi'ni averajla şampiyon bitirdiğimiz sezonun ardından, Feldkamp'ın yerine bir başka Alman teknik adam Reiner Hollman'ı getiren takımımız Kubilay Türkyılmaz takviyesi ile başladığı sezonda 1. turda İrlanda'nın Cork City takımı ile eşleşmişti. İrlanda ekibi ile oynadığı iki maçta sırası ile 2-1 ve 0-1'lik galibiyetler ile turu geçen takımımızın, son 16 turunda ki rakibi ise Alex Ferguson ile İngiltere'yi kasıp kavurmaya başlayan Manchester United olacaktı.

İngiliz takımları ile o yıllarda yaptığı maçlarda 8-0'lık ağır mağlubiyetler alan ulusal takımımız sebebi ile turun geçilmesi hayalden bile öteydi. Ama tarihte sıklıkla karşılaştığımız Galatasaray genetiğinde olan imkansız görünenleri başarma iradesi vücut bulacak ve belki de tarihin akışı değişecekti.

İlk maçı Manchester'in sahası Old Trafford da oynayan takımımız, beklendiği gibi tutuk başladığı maçta 2-0 geriye düşerken, sonrası tamamı ile bir destana tanıklık öyküsü oluyordu. Arif'in ve Kubilay'ın kariyer gecesinde 2-0'dan 3-2 öne geçen ekibimiz 37 yıldır Avrupa'da kendi sahasında yenilmeyen Manchester'i elinden kaçırsa da (3-3) tur için avantajlı skoru kapmasını bildi.

arif_efsane_gol.jpg


Tarihten Bir Kare: Ümit Aktan'ın Schemeichel değil bütün Maykıllar gelse o topu tutamazdı vecisine tanıklık ettiğimiz o anlar.

İkinci maçta ilk maçın avantajı ile kontrollü bir oyun oynamayı tercih eden ekibimiz inanılmaz bir atmosferde oynanan maçta rakibini adeta sindirdi ve galibiyet şansı vermedi.

article-2235114-161B7357000005DC-753_634x423.jpg
85bca928764b5773903c6cca1b57ea60.jpg


Futbol sadece futbol değildir sözünü doğrulatan, maç önü ve maç başlamadan önce atmosferi gösteren iki kare.

İLK CL SERÜVENİMİZİN PANORAMASI:

1536577887474.png

Büyük sükse yaparak elediğimiz M.United'ın ardından son 8 takımın yarıştığı Çeyrek Final turuna yükselen sarı-kırmızılı ekip, burada Barcelona, Monaco ve Spartak Moskova ile eşleşti. Grupta ilk olarak sahasında Barcelona'yı ağarlayan ekibimiz 0-0'lık sonuçla sahadan ayrılırken, ikinci maçta deplasmanda Rus ekibi ile oynadığı müsabakadan da 0-0 eşitlik ile ayrılmıştı. İlk iki maç sonunda 2 puan toplayan Galatasaray sonrasında oynadığı 4 maçtan da sahadan mağlup ayrılarak 2 puan ile 4. sırada kaldı. O dönemde kadrosunda Weah, Schifo, Djorkaeff, Klinsmann, Petit gibi önemli yıldızları barındıran Monaco ile oynanan iki maç belirleyici olmuştu.

1994-1995: ÜST ÜSTE İKİNCİ KATILIM DA İLK GALİBİYET

Statü değişiminin yaşandığı bu sezonda bir önce ki sezon United'ı elemesi sayesinde topladığı puanların ekmeğini yiyen takımımız, seri başı olarak katıldığı eleme turunda Lüksemburg ekibi Avenir Beggen ile eşleşti. İiki maçta da çok rahat bir oyun oynayan ekibimiz 4-0 ve 1-5'lik galibiyetler ile adını grup etabına (SON 16) yazdırdı. 16 takımın 4'erli 4 grupta mücadele ettiği bu sezonda A grubunda Göteborg, Barcelona, ve M.United ile eşleşen ekibimiz grupta 1 galibiyet, 1 beraberlik elde edebildi.

1536578459393.png

İlk maçta deplasmanda Barcelona ile karşılan ekibimiz sahadan 2-1'lik mağlubiyetle ayrıldıktan sonra, bir önce ki sezon elediği M.United ile kendi sahasında karşılaştı. Müsabakadan 0-0 lık sonuçla ayrılan Galatasaray grupta ki ilk puanını almış oldu. O yılların flaş takımlarından olan Göteborg ile iki maç üst üste karşılaşan ekibimiz, özellikle ikinci maçta tek kale oynamasına ve 15'in üstünde korner kullanmasına karşın, rakibin tek kornerinden yediği golle maçı 1-0 kaybederek üst tur şansını da yitirmişti. Son iki maçta prestij maçına çıkan tarihe ilk CL galibiyeti olarak geçen maçta Barcelona'yı 2-1'lik skorla geçti.

İşte o maç:



Son maçta United'a deplasmanda 4-0 ile mağlup olarak tarihinin en ağır yenilgilerinden birini alan Galatasaray 2 puanlı sistemde aldığı 3 puan ile grubu 4. sırada tamamladı.

1997-1998: İKİ YIL SONRA EVE DÖNÜŞ

Ligde zirveden uzak geçen 2 sezonun ardından şampiyon olarak Devler Ligi bileti alan takımımız, sonu Avrupa'da kupa ile taçlanacak şanlı yürüyüşün ilk senesinde yine beklediğini bulamadı. Fatih Terim önderliğinde üst üste kazanılacak 4 şampiyonluğun ilkinin ardından, kadrosuna Hagi, Filipescu gibi önemli takviyeler yapan sarı-kırmızılı ekip 2. turdan katıldığı elemelerde Sion'u iki maçta 4-1'lik skorlar ile rahat geçerek 3. kez grup aşamasına katılma hakkı elde etti.

1536578973941.png

Ottmar Hitzfeld'in öncülüğünde yeniden yapılanan güçlü Dortmund, İtalyan futbolunun o yıllarda ki en önemli takımlarından biri olan Parma, ve bugün ki görüntüsünden çok daha güçlü olan Çek Ekibi Sparta Prag ile eşleşen Galatasaray ilk üç maçta 0 puan aldığı grupta, kendi sahasında Prag'ı yenip, Parma ile 1-1 berabere kalarak aldığı 4 puan ile yine sonuncu oldu.

O dönemde yıldızlar topluluğu gibi olan Parma'nın kadrosunda kimler yoktu ki.Kalede genç Buffon, Enrico Chiesa, forvette Hernan Crespo, defansta Cannavaro, Sensini ve Thuram. Makine gibi işleyen Alman Panzeri Dortmund ve Çek Milli takımının önemli isimlerinin yer aldığı S.Prag.

1998-1999: STATÜ KURBANI OLDUK

Katıldığı ilk 3 serüveninde istediğini alamayan ekibimiz, kutsal dörtlemenin üçüncü senesinde tarihinin en parlak Şampiyonlar Ligi performanslarından birini sergileyecekti. Kadrosunda Zidane, Deschamps, Davids, Henry, Del Piero, İnzaghi, Conte gibi önemli yıldızlar barındıran İtalyan devi son finalist Juventus, 90'lı yılların önemli CL figürlerinden olan Norveç futbolunun dinamosu Rosenborg, ve İspanyol ekibi Athletic Bilbao ile aynı grupta eşleştik. Grupta ilk maçta İtalya deplasmanında 2-1 öne geçtiği maçta 2-2'lik beraberlik ile ayrılan ekibimiz, ikinci maçta Hagi'nin pek çoğumuzu Galatasaray'lı yapan son dakika golü mağlup ederek 2 maçta 4 puanı cebine koydu. Üçüncü maçta Norveç deplasmanında kötü bir oyun ile 3-0 mağlup olan Galatasaray, rövanşında Rosenborg'u aynı skorla mağlup ederek yeniden avantajı eline geçirdi. Sondan bir önceki maçta sahasında 7 puanlı ekip Juventus'u ağırlayan ekibimiz son dakika da attığı gol ile 1-1 berabere kaldığı maç ile iddiasını son maça taşıdı.

1536579440046.png

SON MAÇTA KAÇAN ÇEYREK FİNAL: AH BURAK AH:

Grupta averaj hesaplarının yapıldığı bir ortamda iddiası kalmayan İspanyol ekibi Bilbao ile deplasmanda karşılaşan takımımız balçık gibi bir zeminde oynanan maçta rakibine 1-0 mağlup olarak averaj ile 2. olmasına karşın statü gereği sadece en iyi iki ikincinin yükseleceği çeyrek finale kalamadı. Bu maçta sonradan oyuna girip inanılmaz goller kaçıran Burak Akdiş bu golleren birini yapabilse modern tarihin en önemli başarılarından birini elde edecektik.

1999-2000: KUPA İLE BİTEN YÜRÜYÜŞ

Bir önce ki sezonun parlak ama mutsuz biten macerasının ardından deneyimi ile bu kez gruptan çıkacağı düşünlen ekibimiz, kısmi hayal kırıklıkları ile dolu bir CL serüvenine imza attı.

Ön eleme turunda Avusturya'nın Rapid Wien ekibini Hagi'nin inanılmaz performansı ile ilk maçtan eleyen (3-0) ekibimiz, prestij müsabakasına dönen ikinci maçı da 1-0 kazanarak tarihinde 5. kez grup aşamasına yükseldi.

haginin-rapid-wiene-attigi-gol-ercan-taner_8442693-1230_640x360.jpg


İşte o an: Hagi nefis çalımlarla aşırtmaya doğru giderken (arka fonda Ercan Taner)


1536580383629.png

Bir önce ki sezonun hayal kırıklığının ardından İngiltere'nin Chelsea, İtalya'nın Avrupa'da ki tartışmasız 1 numarası AC Milan ve sürpriz ekip H.Berlin ile eşleşen temsilcimiz kabus gibi başladığı grupta, UEFA biletini alarak ayrılacaktı. İlk üç maçta sadece H.Berlin karşısında puan alabilen Galatasaray, Şampiyonlar Ligi iddiasını sürdürebilmek için çıktığı 4. maçta da Chelsea önünde tarihinin en ağır yenilgisi aldı (0-5). 90'lı yıllarda doğan Galatasaray'lılar için kabus haline dönüşen Tore Andre Flo takıntısının sebeplerinden biri olan gece de , Taffarel yerine kaleyi koruyan Mehmet Bölükbaşı'da facia bir performans sergilemişti. Grupta iki maç kala üst tura yükselme iddiasını kaybeden ekibimiz için ise kalan tek yol son iki maçı kazanarak 3. olup UEFA'ya katılabilmekti.

CLcGNEDVEAAk6LL.jpg
1999-2000+(16).jpg


Berlin'de Aslan şov var, Tugay'ın enteresan gol sevincinden tarihe bir kare Topun başında ilk defa penaltı atan Ümit Davala

Almanya'da ikinci evinde gibi oynayan ekibimiz, 1-0 geriye düştüğünde pek çokları için yine kabus dolu bir gece olacak korkusu hakimdi. Ancak özellikle 2. yarı inanılmaz bir oyun oynayan takımımız Hakan Şükür, Tugay, Okan ile inanılmaz bir geri dönüşe imza attı ve maçı 4-1 kazanarak iddiasını son maça taşıdı. Kupa 2'ye giden yolda son engel ise İtalyan devi Milan'dı. on 5 dakikaya 2-1 geriden giren Galatasaray tarihinin en epik dönüşlerinden birini imza attığı gecede maçı 3-2 kazanarak adını UEFA'da son 32 turuna yazdırdı.

2000-2001: TARİHE BİR ÇENTİK DAHA

Tarihinin 6. Şampiyonlar Ligi serüvenine bir önce ki sezonun UEFA şampiyonu apoleti ile çıkan temsilcimiz milli forveti Hakan Şükür'ü, ve kupanın mimarı Terim'i kaybettiği sezona Jardel takviyesi ile girdi. Lucescu önderliğinde 2. torbadan Devler Ligi'ne katılan Galatasaray geçmişe kıyasla kolay bir grup çekti. Fransız devi Monaco, İskoç temsilcisi Rangers, ve grubun sürprizi olacak Avusturya ekibi Sturm Graz ile eşleşen Galatasaray ilk üç maç sonunda 6 puan ile lider olduğu grubu, son üç maçta ki düşen performansı yüzünden 2. sırada bitirse de tarihinde ilk defa Şampiyonlar Ligi'nde üst tura yükseldi.

1536581108212.png

İkinci turda son İspanya şampiyonu güçlü Deportivo, yeniden Milan ve Ronaldinho'lu PSG ile eşleşen takımımız müthiş başladığı grupta 3 maçta 7 puan ile zirvede yer aldıktan sonra, son 3 maçta 3 puan alarak 2. sıradan Çeyrek Final bileti aldı. 5. maçlar sonunda gruptan çıkmayı garantileyen temsilcimiz son maçta yaptığı rotasyon yüzünden yenildiği PSG maçından 1 puan alabilmiş olsa, belki de finale giden yolu aralamış olacaktı kim bilir.

1536581254805.png

ÇEYREK FİNALDE RAKİP REAL MADRİD
tarihte-bugun-galatasaray-3-2-real-madrid-3-nisan-2001_8344429-0694_640x360.jpg


Son olarak süper kupa'da karşılaşan iki ekip bundan sonra Çeyrek finallerde kesişen yolları ile anılacaktı. İlk maçta epik bir dönüşle 2-0'dan maçı 3-2 kazanan temsilcimizin attığı 4. gol ofsayt gerekçesi iptal edilirken uğurlu hakem olarak anılan Collina Sami Yen'de yine bize yarayacaktı. Ancak o milimle ofsayt olan 4. gol yüzünden 2. maç için pek bir avantajdan söz etmek mümkün değildi. Nitekim Popescu'nun erken kırmızı kartı ile bozulan oyunumuz neticesinde güçlü Real'e diş geçiremedik ve 3-0'lık bir skorla yenilerek Avrupa'ya veda ettik. Bizi eleyen R.Madrid'de bir sonra ki turda o sezonu şampiyon bitiren Bayern Münih'e diş geçiremedi.

2001-2002 : MUCİZEVİ BAŞARI VE AVRUPA GENETİĞİ

İyiden iyiye gediklisi olduğumuz devler ligine 7. kez katılmaya hazırlanan Galatasaray, büyük bir küçülmeye gittiği sezonu ummadığı bir performans ile bitirdi. 2. torbadan katıldığı kurada İtalyan devi Lazio, Hollanda'nın o yıllarda ki en iyi takımı PSV ve Fransız şampiyonu Nantes ile eşleşen ekibimiz gruplarda uzun bir aranın ardından deplasman galibiyeti aldı. En son H.Berlin'i mağlup ettikten sonra 2 yıldır galibiyet alamadığımız deplasmanda karambolden Sergen'in golü ile deviren Galatasaray 3 maç sonunda topladığı 6 puan ile zirveyi Nantes ile birlikte paylaşıyordu. Sonra ki maçlarda Nantes ile kendi sahasında kötü bir maç ile 0-0 berabere kalan temsilcimiz, Lazio'ya deplasmanda yenilerek liderlik ve gruptan çıkma şansını son maça bırakırken, son yılların en güzel oyunlarından birini oynadığı maçta PSV'yi sürklase ederek 2-0 ile bir üst tura yükseldi.

1536581721908.png

ÖLÜM GRUBUNDA SON MAÇTA KAÇAN TUR!

1536582018040.png

2.turda ikinci olması sebebi ile seri başı olma şansını kaçıran ekibimiz zorlu bir kura çekti. Kadrosundan önemli kayıplar verdiği sezonda Barcelona, Liverpool ve Roma gibi çok sert bir gruba düşen ekibimize hiç şans verilmiyordu. Ancak Galatasaray tam bir Şampiyonlar Ligi takımı gibi mücadele ettiği grupta son maça kadar gruptan lider çıkma şansını sürdürdü.

2emerson2.jpg

Mondragon kaleyi boşalttı, Emerson ve top filelerde 90+ yıkıldık.

Grupta ilk maçta Roma ile oynayan Galatasaray iyi başladığı maçta, ikinci yarı oyundan düşerek, son saniye'de yıkıldı. Mondragon ile defansın ortaklaşa hatasından yenilen gol ile üç puanı son saniyede kaçıran temsilcimiz neler kaçırdığı sonradan anlayacaktı.

Sonra ki maçta 9 kişi kaldığı ve 2-0 öne geçtiği maçta Barcelona'ya ve Saviola'nın tek kişilik şovuna boyun eğen Galatasaray 2-2'lik sonuç ile sahadan ayrıldı. 3. maçta ise deplasmanda Liverpool karşısında adeta bir Mondragon direnişi vardı. Bizde ki kariyer gecesinde Mondragon uçanı kaçanı tutarken maç mucizevi biçimde 0-0 bitiyordu. Dördüncü maçta bu kez daha dengeli bir oyun vardı. Rakip ise yine aynıydı. Radu ile 70'den sonra öne geçtiğimiz maçta, skoru koruyamayan Galatasaray sahadan 1-1'lik sonuçla berabere ayrılarak 4. maç sonunda 4 puanda kaldı. Üçüncü sırada girdiği 5. hafta da Roma deplasmanında öne geçip yine 1 puana razı olan ekibimiz son maçta ise ofsayttan yediği gol ile Barcelona karşısında mağlup olarak grupta 4. sırada kalarak elendi. Kazansa gruptan lider olarak çıkacak ekibimiz, seri başı olarak katılacağı turda muhtemelen Panathinaikos ile eşleşecekti.

2002-2003: YENİDEN HAYAL KIRIKLIĞI VE KIŞ UYKUSUNA GİRİŞ

Parlak geçen 3 sezonun ardından, lig şampiyonu apoleti ile 8. kez katıldığımız devler liginde bu kez Barcelona, Lokomotif ve Brügge ile eşlecektik. Ön elemede CSKA Sofia'yı 3-0'lık skorlar ile rahat geçen Galatasaray, 2. Terim döneminde ilk büyük hayal kırıklığını deplasmanda galibiyet ile başladığı grupta 5 maçta 1 puanda kalarak yaşadı.

1536582730839.png

Kadrosunda son 2 sezonda 2. kez büyük tadilata giden ekibimiz, Rusya deplasmanında 3 puanı 2 golle aldığında gruptan kimin lider çıkacağını tartışıyordu basınımız. Ama kazın ayağı öyle değildi. Galatasaray tarihinin en acı performanslarından birini sergilediğimiz bu sezonda, kalan maçlarda sahada varlık gösteremedik. İkinci maçta Barcelona önünde varlık gösteremeyen ekibimiz 2-0'lık skorla sahadan mağlup ayrıldıktan sonra, sahasında Brügge ile yenişemedi (0-0). Her şeye rağmen 3 maç sonunda toplanan 4 puan ile grupta 2. sırada olan Galatasaray kalan maçlarda ise puan dahi alamayarak sonuncu oldu. Kendi sahasında oynadığı Lokomotif maçında kazansa gruptan çıkmayı garantileyecek konumda iken gelen mağlubiyet soğuk duş etkisi yaratmıştı. Buna rağmen son maçta yedek kadro ile çıkan Barcelona karşısında kazandığı takdirde gruptan çıkma şansı olan, ve en azında UEFA'ya gitmesi kesin olacak takımımız çok kötü bir oyun ile sahadan 3-1'lik yenilgi ile ayrılarak, uzun yıllar sonra Avrupa'ya beklenmedik biçimde çok erken veda etti.
 
TOPLU PERFORMANS ÖZETİ:

1993-1994 : (Son 8)-Dördüncü (2P)
1994-1995: (Son 16)-Dördüncü (4P)
1997-1998: Dördüncü (4P)
1998-1999: (Son 24)-İkinci (8P)
1999-2000: Üçüncü (7P)
2000-2001: İkinci (8P) /İkinci (10P)
2001-2002: İkinci(10P)/ Dördüncü (5P)
2002-2003: Dördüncü (4P)
2003-2004: Üçüncü (7P)
2006-2007: Dördüncü (4P)
2012-2013: İkinci (10P)
2013-2014: İkinci (7P)
2014-2015: Dördüncü (1P)
2015-2016: Üçüncü (5P)

İlk Galibiyet: Barcelona 2-1
İlk Deplasman Galibiyeti: Hertha Berlin 1-4
Deplasman Galibiyetleri: Hertha Berlin (1-4), Nantes (0-1), Lokomotif (0-2), Cluj (1-3), Braga (1-2), Schalke 04 (2-3)
Deplasman Karnesi: 6 G 10 B 36 M
Son Galibiyet: Benfica (2-1) (2015)

Rezalete yakın bir performans yahu.
 
Üst Alt