Skolastik Düşünce Nedir | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Skolastik Düşünce Nedir


Skolastik düşünce; dar düşünce, sınırlandırılmış düşünce demektir. Bilinen bir düşüncenin dışında hiçbir düşünceye hayat hakkı tanımamadır. Olaylara siyah beyaz bakmadır. Aradaki diğer renkli tonları görmemezlikten gelmedir. Güzelliklerin sadece kendi ağzından çıkmasına tahammül gösterip, kendi dışındaki renkli solukların seslerini kesmektir. Bencilliğin, egoistliğin ve tahammülsüzlüğün düşünceye yansımış şeklidir. Yasakçı düşünce de diyeceğimiz bu düşünce akımı genelde cehaletin hâkim olduğu yerlerde yer bulsa da, bazen bilimin doruklara ulaştığı yerlerde de ortam bulur. Bu düşünce hangi dönemde olursa olsun hep kendini göstermiştir. Sadece belirlenen fikirlerin dinlenmesi, bunun dışındaki düşüncelerin saçma bulunmasından dolayı gündeme bile getirilmemesi skolastik düşüncenin hiç ölmeyeceğinin göstergesidir. Skolastik düşünce tarihte en net bir şekilde Ortaçağ Avrupa'sında kendini hissettirmiş ve literatürümüze girmiştir. Ortaçağda Kralların 'Kavimler Göçü' ile güçlerini kaybetmeleri ve kontrolü Kilise ile Derebeylik rejimi denilen bölgesel güçlere kaptırmaları bu düşüncenin çok uzun yıllar Avrupa'da hâkimiyet kurmasına ortam hazırlamıştır. Fertlerin her türlü gelişiminden bu bozuk düzenin devam etmesi adına çekinen Kilise-Derebeylik rejimi kültüre ait her şeye yasaklama getirecek ve Kilisenin her söylediğinin doğru olduğu fikri topluma benimsetilecektir. Bu yüzden Kilise dışındaki her söyleme karşı kapılar kapandı. Hatta çıkabilecek her çatlak sese çok büyük cezalar verildi. Dünyanın döndüğünü iddia eden 'Galile' gibi bir bilim adamı yanmaktan ancak iddiasını yalanlayarak kurtulabildi. Bu olumsuz fikirden Avrupa uzun yıllar karanlıkta kalarak etkilenir. Avrupa skolastik düşünceden ilk kez Haçlı Seferleri sırasında İslam toplumları ile tanıştığında kurtulma fırsatını yakalar. Bu fırsatı Rönesans ile değerlendiren Avrupa toplumu kültürel alanda yaptığı bu atılım ile büyük oranda kurtulmuş, Reform ile de Kilise hâkimiyetinden büyük oranda kurtulmuştur. Avrupa buna rağmen kendi dışındaki toplumlara karşı bu skolastik düşünceyi devam ettirme konusunda çok cömert davranmaya devam edecektir. Bu düşünce İslam kültürünü ve yer yer toplumumuzu işgal etmişse de genelde fazla yer bulamamıştır. İslam Tarihinde bir miktar Emeviler döneminde hâkimiyet kuran skolastik düşünce, Osmanlı 'Duraklama' devri denilen 17. yüzyılda medreselerden pozitif bilimlerin yasaklanması ile ülkemizi de işgal etme imkanı bulacaktır. Sonradan bu açık Avrupa'daki gelişimlerin takip edilmesiyle kapatılmaya çalışılacaktır. Bunun dışında genelde özgür düşüncenin serbest olduğu görülmüştür.

Kaynak: Skolastik düşünce

Önce Vatan Gazetesi
 
İronik bir şekilde kitap ve eğitim malzemeleri üzerine iş yapan küresel bir şirket var bu isimle. GSC'nin bilgisine sunarım.

scholastic-logo-b316f651.png
 
Pardon yav ben gsc sözlük'de skolastik diye konu açıldı sandım meğer bilim felsefe kısmına açılmış ve skolastik düşünce diye de belirtilmiş, çok özür diliyorum kadim dostlarım.
 
Kelimenin kökeni latince schola'dan geliyor, schola'da antik yunandan devşirilmiş bir kelime (skole) ingilizcedeki school-scholar-scholarship vs buradan türemiş.

Etimolojik olarak pek çok kelimenin antik yunan'a dayanması şahsımı feci biçimde kıskandırmaktadır.
 
Bize talebe yıllarımızda avrupalılar papaya kiliseye isyan etti skolastik düşünce yıkıldı diye öğrettiler ama kulliyen yalan görüyoruz ki bu dusuncenin bırakın orta çağ avrupasinda yikilmasini günümüzde hatta bundan 100-200 yıl sonrasında bile yıkılmasına imkan yoktur
 
Yazabilecek doğru düzgün bir başlık bulamadım üstadınkini ziyaret edelim :hat:

Müslüman ailelerin dine inanmayan ya da sallamayan çocuklarına baskı yapmaları ya da yapmamaları hususundaki fikirleriniz nelerdir?
Dinine gerçekten bağlı ve inançlı bir insan çocuğunun sonsuza kadar cehennemde işkence görmesini istemez, buna izin vermez. Gerçekten inanıyorsa öteki hayata. Bunun önüne geçebilmek için elinden geleni yapar. Gerekirse çocuğunun hayatını karartır(Kızlar özelinde genç yaşta kapatır, okula göndermez vs) ama en fazla 80-90 yıllık bir kayıp bu, ebediyete kıyasla hiçbir şey.

Hristiyanları o kadar gözlemleyemediğim için bir şey söyleyemem ancak bizim toplumun genelinde ebeveynler çocuklarının bu eğilim ya da görüşlerini görmezden, duymazdan geliyorlar. Çoğu için yanında bu mevzuların konuşulmaması yeterli. Bazıları o duymasın bu duymasın kafasında. Bir kısmı da bir iki söyleyip, ısrar ediyor sonra vazgeçiyor. Ya da hiç kondurmuyor, sorgulamıyor. Halbuki bu bir Müslüman için hayattaki en önemli şey olmalı. Bahsettiğim şekilde önlem alan insanları da yobaz, cahil falan diye yaftalıyoruz günümüzde.

Söylediklerimi insan hakları, bireysellik vs kapsamında düşünmeyin sadece bir Müslümanın bakış açısından soruyorum.
 
Yazabilecek doğru düzgün bir başlık bulamadım üstadınkini ziyaret edelim :hat:

Müslüman ailelerin dine inanmayan ya da sallamayan çocuklarına baskı yapmaları ya da yapmamaları hususundaki fikirleriniz nelerdir?
Dinine gerçekten bağlı ve inançlı bir insan çocuğunun sonsuza kadar cehennemde işkence görmesini istemez, buna izin vermez. Gerçekten inanıyorsa öteki hayata. Bunun önüne geçebilmek için elinden geleni yapar. Gerekirse çocuğunun hayatını karartır(Kızlar özelinde genç yaşta kapatır, okula göndermez vs) ama en fazla 80-90 yıllık bir kayıp bu, ebediyete kıyasla hiçbir şey.

Hristiyanları o kadar gözlemleyemediğim için bir şey söyleyemem ancak bizim toplumun genelinde ebeveynler çocuklarının bu eğilim ya da görüşlerini görmezden, duymazdan geliyorlar. Çoğu için yanında bu mevzuların konuşulmaması yeterli. Bazıları o duymasın bu duymasın kafasında. Bir kısmı da bir iki söyleyip, ısrar ediyor sonra vazgeçiyor. Ya da hiç kondurmuyor, sorgulamıyor. Halbuki bu bir Müslüman için hayattaki en önemli şey olmalı. Bahsettiğim şekilde önlem alan insanları da yobaz, cahil falan diye yaftalıyoruz günümüzde.

Söylediklerimi insan hakları, bireysellik vs kapsamında düşünmeyin sadece bir Müslümanın bakış açısından soruyorum.

insan hakları/bireysellik vs. denilenleri de "evrensel" olarak düşünmemeliyiz çünkü onlar da anca foucaultnun episteme dediği toplumsal evrelerle ilgili , onun için ekonomi -politik yapılaşmalardan yalıtık olarak düşünülemezler..... dolayısıyla bir müslümanın mezhepsel bakış açısıyla seküler hümanist bakış açısı arasındaki farklar da sadece nesnel düzleme yansıdıkları kadarıyla yaşanmışlığı paketleyen dilsel içerikten oluşuyor. bu bağlamda düşünürsek de , yukarıda anlattıklarının kısaca yaşamı mutlak anlamda rasyonalize etmenin imkansızlığını gösterdiğini düşünüyorum, çünkü görüldüğü üzere bilinç içine doğulan nesnel düzenek tarafından biçimlendiriliyor. ki "evrim" dediğimiz şey de bu zaten..
 
Üst Alt