Teşekkürler Atatürk | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Teşekkürler Atatürk



Ekran görüntüsü 2021-08-16 150523.jpg1629116347442.png

Taliban nasıl kuralları getirmişti?

1998 yılında ülke yönetiminin yüzde 90'ını elinde tutan Taliban, önceleri yumuşak bir görünüm verdi. Ancak örgüt Kabil'in ele geçirilmesinin ardından çok katı kurallar uygulamaya başladı.

Şeriata dayalı anayasal sistem yürürlüğe girdi. Hanefi mezhebi ön planda tutuldu. Şeriatın gündelik hayatta uygulandığını takip etmek için Emr-i bil Maruf (iyiliği emretme) Bakanlığı oluşturuldu.

Hayatın her alanından soyutlanan kadınların çalışması, kız çocuklarının okula gitmesi ve eğitim alması tamamen yasaklandı. Kadınlara peçe zorunluluğu erkeklere ise takke ve sakal mecburiyeti getirildi.

Sakalını kesenler için 6 aydan başlamak üzere hapis cezası verildi. Yüzü görülen kadınlar kırbaçlandı. Afganistan Televizyonu'nun yayını durduruldu. Fotoğraf dahil her türlü görsel yayın ve müzik yasaklandı.

Erkeklere, evine en yakın camide 5 vakit namaz kılma mecburiyeti getirildi. Emri bil Maruf görevlileri camilerde yoklama aldı.

Mazeretsiz camiye gitmeyenlere ağır yaptırım uygulandı. Namaz surelerini bilmeyenler kırbaçlandı.

Bütün okullar medreseye dönüştürüldü. Ders kitaplarındaki görseller yok edildi. 'Medreselerde' 3'üncü sınıftan itibaren tüm öğrencilere en az 3 metre olmak üzere sarık sarma mecburiyeti getirildi.

Ele geçirilen tüm bilgisayarlar TV kabul edilerek kırıldı. 'İslam devletine karşı gelenler' hain ilan edilerek doğrudan idam edildi.

Özellikle farklı mücahit gruplara mensup kişiler, yakalandıklarında şer ve fesat hükmü ile idam edildi.

Çok sayıda kişinin çeşitli sebeplerle eli kesildi. İdamların ve el kesmelerin birçoğu cuma namazlarından sonra gerçekleştirildi ve halka izlettirildi.

Kesilen eller, şehrin merkezinde sergilendi. Resmi kurumlarda Peştu dili mecbur edildi.

Toplu taşıma araçlarındaki aynalar, kadınlara bakılabileceği gerekçesiyle kaldırıldı. (RT)


1629116856322.png1629116881744.png1629116920416.png







"– Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.

– Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir.

– Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz.

– Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, İlerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.

– Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. İğrenç kimselerdir. İşte bu duruma karşıyız ve buna müsaade etmiyoruz.

– Bunun gibi bağlı bulunmakla inanmış ve mutlu olduğumuz İslam dinini, yüzyıllardan beri alışılmış olduğu üzere, bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yükseltmek gerektiği gerçeğini görüyoruz. Kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdanlarımızı karışık ve türlü renkte bulunan ve her türlü çıkarlar ve tutkuların alanı olan siyasetten ve siyasetin bütün ögelerinden bir an önce kesinlikle kurtarmak, milletin dünya ve ahiret mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak böylece İslam dininin yüceliği gerçekleşir.

– Vatandaşları içinde çeşitli dinlere mensup unsurlar bulunan ve her din mensubu hakkında adil ve tarafsız tutum ve davranışta bulunmaya ve mahkemelerinde vatandaşları ve yabancılar hakkında eşit adalet uygulamakla vazifeli olan bir hükumet, fikir ve vicdan hürriyetlerine uymaya mecburdur.

– Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şeyi, kadın ve erkek beraber olarak ilim ve kültür edinmeleridir. Kadın ve erkek, bu ilim ve kültürü aramak ve nerede olursa oraya gitmek ve onunla dolu olma zorundadır. İslam ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki bugün kendimizi bir türlü kayıtları bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar ilim, kültür ve diğer hususlarda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileriye gitmişlerdir.

– Türkiye Cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatı ile ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz.

– Laik hükumet kavramından dinsizlik manası çıkarmaya çalışan fesatçılara fırsat vermeyiniz.

– Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.

– Bazı kimseler asri olmayı kafir olmak sanıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların maksadı, İslam’ın kafirlere esir olmasını istemek değil de nedir?

– Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kafir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslam’ın kafirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

– Bizim dinimiz en makul ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabi olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur.

– Bizi yanlış yola sevk eden soysuzlar bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz… Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir.

– Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar."

Mustafa Kemal Atatürk
 
Türkiye Cumhuriyetini medeni ve muassır medeniyetler seviyesine ulaştıran Büyük MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ü bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Ne ileri görüşlü birisin ki 1923'de bir Afganistan olmamızı durdurabilmişsin. Ben oradaki insanların bir çoğuna da üzülüyorum. Ne diyeyim Dünya'nın çivisi hakikaten çıkmış.
 
Kabil Havalimanı'nda görüntüler korkunç. Yeni bir göç dalgası ile karşı karşıyayız. Almanya, göç konusunda yine bizi işaret etmiş. İlginç olan görüntülerde tek bir kadın göremedim. Allah yardımcımız olsun.
Almanya adlı illetin bizi işaret etmesi şaşırtmadı. Nerede Türkiye zararına bir hareket var ardından Almanya çıkıyor. Dernekleri eliyle burada Kemalizm'in altını oyup Türkiye'nin zararına olan konularda beşinci kol faaliyeti yürütsünler diye bir takım kahpe kitleleri fonluyorlar.
 
Üst Alt