Tevfik Fikret’i Saygıyla Anıyoruz | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Tevfik Fikret’i Saygıyla Anıyoruz


22f4becff4494f6185505dcf08323f75.jpeg

Vizyonu ve örnek kişiliği ile “Fikri hür, vicdanı hür” ilkesiyle, sarı-kırmızı renklere adadığı yüreğiyle, Türk Edebiyatı’na ve sporuna verdiği katkıyla, Cumhuriyetimizin temelinin atılmasındaki rolüyle Tevfik Fikret’in ismini ve yaptıklarını başta Galatasaraylılar olmak üzere nesilden nesile aktarmak boynumuzun borcudur.

Bu nedenle; örnek Galatasaraylı, Kulübümüzün Hami Başkanı, Tevfik Fikret’i aramızdan ayrılışının 103. yıl dönümünde sayı ile anıyoruz.

TEVFİK FİKRET’İN HAYATINDAN SATIR BAŞLARI

1867 | Çankırılı Hüseyin Efendi ile Hatice Refia Hanım’ın ilk çocuğu olarak Kadırga’da dünyaya geldi.
1877 | Mekteb-i Sultani’ye girdi.
1888 | Galatasaray Sultanisi’nden birincilikle mezun oldu.
1890 | Nazime Hanım ile evlendi.
1894 | Malumat Dergisi'ni çıkardı.
1896 | “Servet-i Fünun” dergisini çıkardı.
1899 | Robert Kolej’de Türkçe öğretmenliğine başladı.
1905 | Tarih-i Kadim eseri yayınlandı.
1909 | Maarif Nazırlığını reddetti. Mekteb-i Sultani'nin müdürlüğünü üstlendi. Bu dönemde Galatasaray Spor Kulübü koruyucu müdürlüğünü de üstlendi.
1910 | Sultani'nin müdürlüğünden istifa etti.
1911 | Haluk’un Defteri yayınlandı.
1912 | Doksan Beşe Doğru, Rübabın Cevabı ve Han-ı Yağma yayınlandı.
1914 | Şermin yayınlandı, Tarih-i Kadim’e Zeyl yayınlandı.
1915 | Sancağ-ı Şerif Huzurunda yayınlandı.
1915 | Aşiyan’da vefat etti.

galatasaray.org
 
"Kimseden fayda ummam, kol kanat dilenmem
kendi boşluğumda, kendi gökkubbemde gezerim,
eğik bir baş, bir boyunduruktan daha ağırdır boynuma;
fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim."

Işıklar içinde uyusun..
 
Evet, "Sis" şiirinde iyi giydiriyor İstanbul'a. Şimdi yaşasaydı daha iyi giydirirdi. Han-ı yağma şiiri de efsane oğlu efsanedir.

İnce ruhu dönemin kahpeliklerini ve de özel hayatındaki çalkantıları kaldıramamış hayatının son dönemi sıkıntılı geçmiştir. Allah rahmet eylesin.

Halife Abdulmecit'in siirden etkilenerek yaptigi tablo da Asiyan'da
 
Şehir olarak İstanbul'a sövmüyor tabiki, İstanbul'a yüklediği temsiliyete isyanı var.

Konudan tamamen bağımsız olarak, İstanbul'un övülecek nesi var hala çözebilmiş değilim, 50'lerde 60'larda yaşasak tamam diyeceğim de mevcut halinin beğenilecek nesi var bilemiyorum. Saçma sapan bir yapılaşma, insan yığını, ses ve gürültü kirliliği... Bir de boğazdır gidiyor, ne var abi boğazda Allah aşkına ? Doğa güzelliği arıyorsan Norveç'e git, karadeniz'e git, ne bileyim güney amerikaya git. Neymiş avrupa ile asyayı birbirine bağlıyormuş, tamam jeopolitika açısından mühim bir olay ama vatandaş olarak bu beni niye ilgilendirsin.
 
Üst Alt