Türkiye'de Modern Futbol Sorunsalı - Sayfa 2 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Türkiye'de Modern Futbol Sorunsalı


Yeni nesile çok üzülüyorum, Türk futbolu 80 lerde Avrupa nın çok gerisindeydi klişelerimiz vardı maalesef top yine ağlarımızda yenildik ama ezilmedik 8-0 lar dan sonra aşama kaydetmeye başladık Nechetaul Xamax maçı Monaco maçları unutulmazlardı 2000 lere yaklaşırken Avrupa futboluyla olan fark bayağı azalmıştı Sıradan takımlara karşı üstünlük sağlayabiliyorduk bazen kalburüstü takımları yenip eleyebiliyorduk derken Uefa süper kupa Dünya 3. lüğü ligimiz Avrupa futbolunda altıncılığa kadar yükseldi 2008 e kadar yükselişimiz durakladı sonrasında iyice gerilemeye başladık artık neredeyse liderimiz Şligine elemelerden katılacak duruma geldik en son Ş liginde ne zaman iki takımımız oldu hatırlamıyorum akşam Shalke takımının oyun biçimine biraz baktım bariz farklar var adamlar bir kere çok hızlılar, ayakta kalıyorlar, kuvvetliler, diriler, ne oynadıklarını biliyorlar bu ara kapanmaz.

futbol 90larda sanayileşmeye başlayarak 2000lerde inanılmaz bir atılım yaptı. ondan öncesinde real madrid dışındaki bir çok takım birbirine diş geçiriyordu. bu atılımla beraber orta direk takımlar mesela schalke gibi güçlenip avrupada dişli takımlar oldular. GS'da olmanın eşiğindeydi, uefa süper kupa ve hemen sonrasındaki CL çeyrek finali ile avrupai şekilde futbol oynayıp yönetimsel olarak o şekilde yönetilseydi bi schalke ayarında kulüp olurduk. bir de bu kulüpler belli standardın altına düşmüyorlar.

fakat yönetildiğin ülkenin zihniyeti, o ülkenin federasyon tipi, o takımın yönetimi, insanları; kısacası ülke olarak şanssızdı galatasaray. bi almanyada olsaydı çok büyük marka olurdu
 
sakatlık yüzünden değilki, son 20 senede türkiye olarak futbolun gittiği yeri farkedemedik ona göre gard alamadık. sakatlar olsa ne olur. as oyuncular da modern futbol oynamıyor. fatih hoca bilse ne olur bilmese ne olur, uygulamadıktan sonra orda durmalarının bi anlamı yok. bugünlük sorun değil, genel bi sorun.

sneijder-drogba ikilisinin oyunu ilk akhisarda ortaya çıkmıştı, ilk kez beraber oyayıp gol de atmışlardı millet mest olduydu mesela. fakat ilerleyen dönemde görüldü ki sadece sneijder, drogba ve melo bu oyunu oynayabiliyordu. sistemin içerisinde kalan bu 3 oyuncu dışındaki herkes sistemi aksatıyordu. yani alt yapıda bu şekilde bi eğitim almayıp hayatlarında hiç modern futbol oynamayanlar, 3 kişi bunu oynadığı zaman ayak uyduramıyorlardı. çünkü adam 28 yaşına gelmiş hala bu tarzda oyun oynamamış. yabancı sınırı tümden kalkmalı. 1 tane bile yerel oyuncu olmamalı kadroda.

Herşeye oyuncu özelinde bakmak hatalı.

2011-2012'de gayet akılcı ve modern bir oyun oynadık Avrupa'da olmamamıza rağmen, takım her şeyi beraber yapıyordu ve bu şekilde kanatsız orta dörtlüden 40'tan fazla gol katkısı aldık. Muslera dahil takımdaki herkes gol atmıştı.

Burada her şey güç değildir, modern futbola ayak uydurursun ama zayıf kalırsın bu mümkün, yani iş onunla da bitmiyor ama şu an oynadığımız oyunda bir amacımız yok, varsa da oyuncular bu yapıya uygun değil ve kendilerini gösteremiyorlar.
 
sakatlık yüzünden değilki, son 20 senede türkiye olarak futbolun gittiği yeri farkedemedik ona göre gard alamadık. sakatlar olsa ne olur. as oyuncular da modern futbol oynamıyor. fatih hoca bilse ne olur bilmese ne olur, uygulamadıktan sonra orda durmalarının bi anlamı yok. bugünlük sorun değil, genel bi sorun.

sneijder-drogba ikilisinin oyunu ilk akhisarda ortaya çıkmıştı, ilk kez beraber oyayıp gol de atmışlardı millet mest olduydu mesela. fakat ilerleyen dönemde görüldü ki sadece sneijder, drogba ve melo bu oyunu oynayabiliyordu. sistemin içerisinde kalan bu 3 oyuncu dışındaki herkes sistemi aksatıyordu. yani alt yapıda bu şekilde bi eğitim almayıp hayatlarında hiç modern futbol oynamayanlar, 3 kişi bunu oynadığı zaman ayak uyduramıyorlardı. çünkü adam 28 yaşına gelmiş hala bu tarzda oyun oynamamış. yabancı sınırı tümden kalkmalı. 1 tane bile yerel oyuncu olmamalı kadroda.

farklı bir bakış açısı senin dediğinin olması için ilk önce tüpçü federasyonunun gidip adam akıllı bir federasyon başkanının gelmesi, tüm mhk kurumu hakemleri baştan aşağı yenilemesi gerekir.
 
Herşeye oyuncu özelinde bakmak hatalı.

2011-2012'de gayet akılcı ve modern bir oyun oynadık Avrupa'da olmamamıza rağmen, takım her şeyi beraber yapıyordu ve bu şekilde kanatsız orta dörtlüden 40'tan fazla gol katkısı aldık. Muslera dahil takımdaki herkes gol atmıştı.

Burada her şey güç değildir, modern futbola ayak uydurursun ama zayıf kalırsın bu mümkün, yani iş onunla da bitmiyor ama şu an oynadığımız oyunda bir amacımız yok, varsa da oyuncular bu yapıya uygun değil ve kendilerini gösteremiyorlar.

akıcı oynadığımızı reddetmiyorum, sistemin aksadığından bahsediyorum. o dönemde de sabri, umut gibi oyuncular bu sistemi aksatıyordu.
beşiktaşla oynayan genk'in sağ beki ile forvetini o dönemki kadromuza koyup oynanan oyunu hayal edersen demek istediğim net şekilde anlaşılır. hatta 2 tane de kanat koyalım o takıma, CLde sürekli çeyrek-yarıyı zorlardı
 
akıcı oynadığımızı reddetmiyorum, sistemin aksadığından bahsediyorum. o dönemde de sabri, umut gibi oyuncular bu sistemi aksatıyordu.
beşiktaşla oynayan genk'in sağ beki ile forvetini o dönemki kadromuza koyup oynanan oyunu hayal edersen demek istediğim net şekilde anlaşılır. hatta 2 tane de kanat koyalım o takıma, CLde sürekli çeyrek-yarıyı zorlardı

Umut o sene bizde değildi, Sabri de sadece Eboue yokken süre almıştı.

Mütevazı ama modern futbol oynayan böylece oyuncuları potansiyellerinin üst seviyesine yaklaştıran bir takım vardı.
 
Umut o sene bizde değildi, Sabri de sadece Eboue yokken süre almıştı.

Mütevazı ama modern futbol oynayan böylece oyuncuları potansiyellerinin üst seviyesine yaklaştıran bir takım vardı.

tek bi seneden bahsetmedim, 2011-15 arası dönem hakkında diyorum. genelde takımı aksatan çürük 4-5 oyuncu oluyor. o dönemki oynadığımız oyun çok keyifliydi. ama avrupalı muadilleri için hala yetersiz
 
tek bi seneden bahsetmedim, 2011-15 arası dönem hakkında diyorum. genelde takımı aksatan çürük 4-5 oyuncu oluyor. o dönemki oynadığımız oyun çok keyifliydi. ama avrupalı muadilleri için hala yetersiz

Açıkçası 2011-2012'den sonra pek de iyi futbol oynadığımızı düşünmüyorum.

Başarılı bir takımdık ama kompakt bir takım değildik, lider ve winner oyuncularımız sayesinde maçları alıyorduk aslında yukarıda anlatmak istediğim kırılma da tam bu noktadaydı.
 
Türkiye'de sadece futbolda değil herhangi bir alanda yenilik getirmeye, aklı, rasyonaliteyi, bilgiyi öne çıkarmaya çalıştığında karşılaştığın en temel sorun büyük oranda ranta ve cehalete dayalı bir direniş. Bunu da genellikle o bize uymaz, biz farklıyız gibi ifadelerle meşrulaştırırız. Bu ülkenin futboluna da bu iyice zerkedilmiş durumda. İyiye dair, kaliteliye dair ne varsa bize uymayacğaı gerekçesiyle reddediliyor. Haliyle özellikle Avrupa'da sürekli tokat yiyen ekipler biz oluyoruz. İçerde süren ve büyüklerin zaten en kötü halleriyle ortalama 3 yılda bir şampiyon oldukları ligdeki rekabetten önde çıkmak tek ve yeterli başarı olarak addediliyor. Bu başarı kazanıldıktan sonra kendini geliştirmeye ihtiyaç kalmıyor onlar göre.


Modern futbolu Türkiye'deki çoğu hocadan daha iyi biliyorumdur, zaten modern futbolun esamesinin okunmamasının sebebi de bu ülkede, bilmesi gerekenlerin öğrenmemesi, kendisini geliştirmemesi. Hala uzun boylu adamları ileriye gönderip gol arama olayı meşhur bizde. Sarri denilen adamın Napoli'de yaptığını yapmamız imkansız çünkü.

Ha yiğide hakkını vermeyen taraftar ordusu olunca da çok anormal karşılamıyorum zira Abdullah Avcı denilen adamın kümeden çıkan bir takımı bir kaç yıl içinde şampiyonluğa oynar duruma getirmesi bile sadece siyasetle açıklanıyor bu ülkede.

Avci nefreti neden var anlamiyorum forumda da baya var

Avcı ile ilgi mevzu da aslında ülkenin genel ahlaki davranış kodlarından farklı değil. Bizim ülkemizde 1. başarılının paçasından aşağı çekilmesi veya başarısının küçünsenmesi 2. kendimizden olmayan herkesin otomatikman kötü/şeytan olarak lansedilmesi çok yaygın bir davranış Bu hayatın her alanında böyle. Avcı konusunda forumda veya reel hayatta, bizim ya da başka takım taraftarlarının bu kadar antipati üretmesinin sebebi de biraz bu. Avcı'nın antipatik gelen davranışlarını bizim hoca belki kat kat fazla yapıyor ama bize bu normal geliyor. Fenerliye Aykut yapınca normal geliyor ve Şenol yapınca BJK'liye normal geliyor. Ama başkası yapında hepimiz okları ona çeviriyoruz. Siyasi görüş, takım farklılığı, yaş farklılığı vb. her türlü farklılık düşmanlık üretiyor ülkede. Avcı'nın başarısına rağmen sürekli çamur atılmasının sebebi de bu. Avcı'nın antipatik hareketleri yok mu mutlaka var ama dediğim gibi bu hareketlerin hangi tepkiyi hakettiği konusu o kişinin hangi kulüpte, hangi partide vb. olduğuna göre değişiyor.
 
Öncelikle forumda böyle yazılar görmek güzel. Kaliteli içerik yaratabilecek bir avuç da olsa insan var burada.

Konuya gelecek olursak incelemek gereken birçok dinamik var bu konuda. Bir defa en temelde yani yetiştiricilikte ve`` yetiştirici`` yetiştiriciliğinde kötüyüz biz. İnsanımızın genetiğinde bazı bozuk kodlar var mesela mevki sahiplerinin ben bilirimciliği gibi. Burada birçok insan amatör futbol oynamıştır. Bazı klişeleri vardır. Stoper oynarsan ayağına top geldiğinde hocan olacak gerizekalı vur diye bağırır. Forvet oynarsın yüzünü dönmeye çalıştığında bağırır, kanat oyuncusu olsan adam eksilttiğinde bağırır. Eminim çoğu profesyonel klüpte de bu tarz adamlar çalışıyor. Buralardan geçerek profesyonel olmaya çalışıyor Türk futbolcusu. Teknik taktik bilgiden yoksun, kendisini geliştirmeyen ve kendi tavrını doğru zanneden, buna kendisini inandırmış bir embesiller sürüsü yönetiyor futbolu burada. Üstyapıya çıktığımızda aynı adamlar etrafında dönen bir düzen görüyoruz. Hocayı çok severim ama Galatasaray gibi bir kulübü Fatih Terimsiz hayal edemiyor olmak bana koyuyor açıkçası. Bu kesinlikle sağlıklı bir yapı değil.

Matbaanın keşfinden bu yana neredeyse her konuda Avrupa'nın ardındayız. Günümüz modern futbolunun beşiği de burası. O düşünce tarzını yüzyıllardır yakalayamamışız. Futbol konusunda da böyle. Bu durum bir devrimcinin (Rijkaard mesela) değiştirebileceği bir durum hiçbirzaman olmadı çünkü çok kompakt bir sorun. Bu üstte bahsettiğim problemlerden birini irdelemek istiyorum. Kendini geliştirmeme ve bu tavrı son derece küstah bir biçimde savunma durumu. Geliştirmeme diyorum geliştirememe değil. Çünkü bu bir tercih tamamiyle. Futbolcu tanımayan, dünyayı takip etmeyen, modern futbolun evriminden habersiz bir dolu insan var bu düzenin içinde. Federasyon başkanından tut 2. lig hocasına kadar. Tamamiyle bokun içine batmış durumdayız. Bu insanlar aptal aptal kararlar alıyorlar ve doğruyu yaptıklarından o kadar eminler. İşleri bu işlerin okulunu okuyan emek veren tutkuyla yapan insanlar değil yan iş olarak yapan insanlar da var bolca. Tedesco'nun hikayesini yanlış hatırlamıyorsam bu adam mühendis baya iyi bir yerde. Tutkusu sayesinde bu işe kendisini adayıp bugünlere geldi. U9 takımı yöneterek başlamış işe. Türk insanında bilmemneresinin ucuyla iş yapma özelliği var o yüzden kimsenin işini iyi yaptığından emin olamıyoruz. Kondisyonerinden asbaşkanına tutun scout ekibine kadar. Geçirdiğimiz süreçleri düşünün. Her sıkıntı ve sorunda bu etmenlerden bir iikisi tartışılır oldu. Tesadüf mü bunlar ?

Karar alıcılar. Cumhurbaşkanından kulüp yöneticisine kadar anlamadıkları konular hakkında fikir beyan edip yön vermeye kalkmakta üstlerine yok. Herkes kendi işini iyi yapsın. Sen çıkıp yabancı sınırlaması şöyle böyle olsun diye konuşma, bu söylediğinin etkileri hakkında zerre fikrin yok çünkü veya sen yönetici olarak hozam takım içinden çözüm bulur forvete ekieki yapma çünkü bunun takım oyununa yaptığı etkiyi görmekten acizsin. Bu rezil kadroları kim kuruyor abi ? Özenle yapılmış dikkatle kötü seçilmiş sanki. Bugün Beşiktaş'ın yaş ortalaması 32 falan ilk 11 olarak. Bunu son dönemlerde iyi planlama yaptı dediğimiz kulübün yönetimi yapmış mesela. Bizim sorunumuz kalifiye futbol insanı sorunu, bizim engelimiz insan. Bu kadar basit.

Bu sorunları yazıp üstüne teknik taktik konuşasım kalmıyor ama yazayım yine de. Galatasaray modern futbol oynamak istiyorsa ki hiçbir oyun planı var gibi görünmüyor, öncelikle kafası çalışan futbolcular bulmak veyahut yetiştirmek durumunda. Bugün hız çok önemli ama fiziksel hızdan ziyade düşünme hızı daha önemli futbolda. Galatasaray takımında hiçbir futbolcu topu alırken kafasında alternatifleri kurarak düşünerek almıyor ayağına. Topu aldıktan sonra düşünüyor. Reaktif oyuncular ise oyunun gidişatını düşünüp doğru pozisyon alamıyor. Bu şekilde pas istasyonu yaratamıyorsun. Yapabildiğimiz tek şey bir amaç gütmeyen paslaşmalar yapmak.2011-12'deki takımı yapan hocaya hiç yakıştırmıyorum bu oyunu ki bende taktik açıdan pik yaptığı sezondur. Elindeki takımla en doğru oyunu oynadı. Şu an elindeki malzeme kötü de olsa ondan alabileceğin belli düzeyde bir verimi alamıyorsun. Bu takım pas oyunu oynayamaz ve kontra oyunu oynamak zorunda. Porto maçı mesela doğru oyundu. Sakatlıklar bilmemneler zart zurt derken bu oyunu yayamıyoruz sezona. Hocanın Feghouli inadı da bizi bitiriyor açıkçası. Sevmesen de faydalanman gerekiyor. Doğru oyun ve doğru oyuncuyu bulamıyor hoca. Belli ki kondisyon konusunda da hatalar yapılmış sezon evveli. Takım koşmuyor ve bu durağanlıkla ve forvetsiz halde gol atabilmeniz mümkün değil. Forvetin yoksa başka bir oyun bulacaksın derken @Keramettin TANRIVERDİ adminin Sarri örneği geliyor aklıma. 1.70lik Mertens'i forvet oynatıp 30 küsür gol attıran bir oyun buldu Sarri. Elindeki malzemeye göre oyun bulamazsan rakibin oyununa uyar sürüklenirsin.

Bugün herşeye erişebilmek her bilgiye ulaşmak mümkün. Guardiola'yı Klopp'u Favre'yi izleyip analiz edebilmek mümkün. Teknik ekip otursun bu adamlar ne yapıyor izlesin. Örneğin Dortmund'un bu seneki kadrosu nasıl kuruldu, Reus, Piszczek, Witsel gibi tecrübeli adamların etrafına toplanan acayip genç bir takım var, araştırılsın. Bu adamlar nasıl böyle başarılı scouting yapıyor bir ekip gitsin araştırsın yahu. 1000 örnek var böyle. Ama sorunumuz insan sorunu yönetici sorunu olduğu için böyle akıllı hamleler yapılmayacak , yapılsa boklanacak.

Öyle bir düzen var ki burada , bütün başarısını yurtdışında kazanmış profesyonellikten yana düzen kurmak isteyen Ünal Aysal'ı bile bir senede kendilerine benzettiler.Hakikaten Rijkaard müthiş söylemiş ,herşey var ama hiçbirşey tam değil derken. Stat var zemin yok, yetenek var işleyebilen yok, para var düzgün kullanabilen yok, bu kadar imkan var ama başarının zerresi yok. Türk insanının aklına bir gecede vahiy inmeyecek, mucizevi bir bilinç oluşmayacak ve o sebeple tek çözüm bu kulüplerin satılmasıdır. Ancak bir zorundalık bizi böyle zorla adam eder akla koyar. Yoksa kendimiz çalar kendimiz oynarız.
 
Türkiye'de sadece futbolda değil herhangi bir alanda yenilik getirmeye, aklı, rasyonaliteyi, bilgiyi öne çıkarmaya çalıştığında karşılaştığın en temel sorun büyük oranda ranta ve cehalete dayalı bir direniş. Bunu da genellikle o bize uymaz, biz farklıyız gibi ifadelerle meşrulaştırırız. Bu ülkenin futboluna da bu iyice zerkedilmiş durumda. İyiye dair, kaliteliye dair ne varsa bize uymayacğaı gerekçesiyle reddediliyor. Haliyle özellikle Avrupa'da sürekli tokat yiyen ekipler biz oluyoruz. İçerde süren ve büyüklerin zaten en kötü halleriyle ortalama 3 yılda bir şampiyon oldukları ligdeki rekabetten önde çıkmak tek ve yeterli başarı olarak addediliyor. Bu başarı kazanıldıktan sonra kendini geliştirmeye ihtiyaç kalmıyor onlar göre.






Avcı ile ilgi mevzu da aslında ülkenin genel ahlaki davranış kodlarından farklı değil. Bizim ülkemizde 1. başarılının paçasından aşağı çekilmesi veya başarısının küçünsenmesi 2. kendimizden olmayan herkesin otomatikman kötü/şeytan olarak lansedilmesi çok yaygın bir davranış Bu hayatın her alanında böyle. Avcı konusunda forumda veya reel hayatta, bizim ya da başka takım taraftarlarının bu kadar antipati üretmesinin sebebi de biraz bu. Avcı'nın antipatik gelen davranışlarını bizim hoca belki kat kat fazla yapıyor ama bize bu normal geliyor. Fenerliye Aykut yapınca normal geliyor ve Şenol yapınca BJK'liye normal geliyor. Ama başkası yapında hepimiz okları ona çeviriyoruz. Siyasi görüş, takım farklılığı, yaş farklılığı vb. her türlü farklılık düşmanlık üretiyor ülkede. Avcı'nın başarısına rağmen sürekli çamur atılmasının sebebi de bu. Avcı'nın antipatik hareketleri yok mu mutlaka var ama dediğim gibi bu hareketlerin hangi tepkiyi hakettiği konusu o kişinin hangi kulüpte, hangi partide vb. olduğuna göre değişiyor.
Evet birileri bir düzen kuruyor, sonrasında değiştirmemek için her şeyi yapıyorlar. Türkiye'de futbol hala maç boyu küfür edilen, bir oyuncuya top gittiğinde bağırıp çağırılan bir oyun.

Onun dışında dönen menajer transferlerini,komisyon olaylarını vs. saymıyorum. Keza yerlilere ödenen astronomik maaşlar.

Hazır yemeye de alışık olduğumuz için, kötü müsün hop sil baştan tekrar yapıyorlar herşeyi. Bugün FFP gelmemiş olsa ne duruma düşeceğimizi tahayyül edemiyorum mesela.

Sistemin baştan sona kötü olduğu bir ortamda yani saha içine gelene kadar bir tom sorunun olduğu bir ortamda modern futbolu tartışmak abes aslında.

Çözüm için atılması gereken basit bir adım var, devlet kulüplere teşvik verecek ve kulüpler akademi kuracaklar, ilköğretimden üniversiteye kadar olan 12 yıllık eğitimlerini çocuklar burada geçirecek ve eğitimcilerden eğitim alacaklar. Sayısız okul açılıyor lakin futbolun bu kadar sevildiği bir ülkede böyle bir adım atan yok, stat açmakla düzelmiyor sahadaki futbol, bu kadar mı zor bunu görmek.

Diğer yandan eğitimci yetiştiren üniversiteler olması lazım, bunda Almanya'daki yapı dikkate alınabilir. Neyse bu şekilde gitmeyeceği açık, böyle devam edersek daha da dibe batacağız.
 
Öncelikle forumda böyle yazılar görmek güzel. Kaliteli içerik yaratabilecek bir avuç da olsa insan var burada.

Konuya gelecek olursak incelemek gereken birçok dinamik var bu konuda. Bir defa en temelde yani yetiştiricilikte ve`` yetiştirici`` yetiştiriciliğinde kötüyüz biz. İnsanımızın genetiğinde bazı bozuk kodlar var mesela mevki sahiplerinin ben bilirimciliği gibi. Burada birçok insan amatör futbol oynamıştır. Bazı klişeleri vardır. Stoper oynarsan ayağına top geldiğinde hocan olacak gerizekalı vur diye bağırır. Forvet oynarsın yüzünü dönmeye çalıştığında bağırır, kanat oyuncusu olsan adam eksilttiğinde bağırır. Eminim çoğu profesyonel klüpte de bu tarz adamlar çalışıyor. Buralardan geçerek profesyonel olmaya çalışıyor Türk futbolcusu. Teknik taktik bilgiden yoksun, kendisini geliştirmeyen ve kendi tavrını doğru zanneden, buna kendisini inandırmış bir embesiller sürüsü yönetiyor futbolu burada. Üstyapıya çıktığımızda aynı adamlar etrafında dönen bir düzen görüyoruz. Hocayı çok severim ama Galatasaray gibi bir kulübü Fatih Terimsiz hayal edemiyor olmak bana koyuyor açıkçası. Bu kesinlikle sağlıklı bir yapı değil.

Matbaanın keşfinden bu yana neredeyse her konuda Avrupa'nın ardındayız. Günümüz modern futbolunun beşiği de burası. O düşünce tarzını yüzyıllardır yakalayamamışız. Futbol konusunda da böyle. Bu durum bir devrimcinin (Rijkaard mesela) değiştirebileceği bir durum hiçbirzaman olmadı çünkü çok kompakt bir sorun. Bu üstte bahsettiğim problemlerden birini irdelemek istiyorum. Kendini geliştirmeme ve bu tavrı son derece küstah bir biçimde savunma durumu. Geliştirmeme diyorum geliştirememe değil. Çünkü bu bir tercih tamamiyle. Futbolcu tanımayan, dünyayı takip etmeyen, modern futbolun evriminden habersiz bir dolu insan var bu düzenin içinde. Federasyon başkanından tut 2. lig hocasına kadar. Tamamiyle bokun içine batmış durumdayız. Bu insanlar aptal aptal kararlar alıyorlar ve doğruyu yaptıklarından o kadar eminler. İşleri bu işlerin okulunu okuyan emek veren tutkuyla yapan insanlar değil yan iş olarak yapan insanlar da var bolca. Tedesco'nun hikayesini yanlış hatırlamıyorsam bu adam mühendis baya iyi bir yerde. Tutkusu sayesinde bu işe kendisini adayıp bugünlere geldi. U9 takımı yöneterek başlamış işe. Türk insanında bilmemneresinin ucuyla iş yapma özelliği var o yüzden kimsenin işini iyi yaptığından emin olamıyoruz. Kondisyonerinden asbaşkanına tutun scout ekibine kadar. Geçirdiğimiz süreçleri düşünün. Her sıkıntı ve sorunda bu etmenlerden bir iikisi tartışılır oldu. Tesadüf mü bunlar ?

Karar alıcılar. Cumhurbaşkanından kulüp yöneticisine kadar anlamadıkları konular hakkında fikir beyan edip yön vermeye kalkmakta üstlerine yok. Herkes kendi işini iyi yapsın. Sen çıkıp yabancı sınırlaması şöyle böyle olsun diye konuşma, bu söylediğinin etkileri hakkında zerre fikrin yok çünkü veya sen yönetici olarak hozam takım içinden çözüm bulur forvete ekieki yapma çünkü bunun takım oyununa yaptığı etkiyi görmekten acizsin. Bu rezil kadroları kim kuruyor abi ? Özenle yapılmış dikkatle kötü seçilmiş sanki. Bugün Beşiktaş'ın yaş ortalaması 32 falan ilk 11 olarak. Bunu son dönemlerde iyi planlama yaptı dediğimiz kulübün yönetimi yapmış mesela. Bizim sorunumuz kalifiye futbol insanı sorunu, bizim engelimiz insan. Bu kadar basit.

Bu sorunları yazıp üstüne teknik taktik konuşasım kalmıyor ama yazayım yine de. Galatasaray modern futbol oynamak istiyorsa ki hiçbir oyun planı var gibi görünmüyor, öncelikle kafası çalışan futbolcular bulmak veyahut yetiştirmek durumunda. Bugün hız çok önemli ama fiziksel hızdan ziyade düşünme hızı daha önemli futbolda. Galatasaray takımında hiçbir futbolcu topu alırken kafasında alternatifleri kurarak düşünerek almıyor ayağına. Topu aldıktan sonra düşünüyor. Reaktif oyuncular ise oyunun gidişatını düşünüp doğru pozisyon alamıyor. Bu şekilde pas istasyonu yaratamıyorsun. Yapabildiğimiz tek şey bir amaç gütmeyen paslaşmalar yapmak.2011-12'deki takımı yapan hocaya hiç yakıştırmıyorum bu oyunu ki bende taktik açıdan pik yaptığı sezondur. Elindeki takımla en doğru oyunu oynadı. Şu an elindeki malzeme kötü de olsa ondan alabileceğin belli düzeyde bir verimi alamıyorsun. Bu takım pas oyunu oynayamaz ve kontra oyunu oynamak zorunda. Porto maçı mesela doğru oyundu. Sakatlıklar bilmemneler zart zurt derken bu oyunu yayamıyoruz sezona. Hocanın Feghouli inadı da bizi bitiriyor açıkçası. Sevmesen de faydalanman gerekiyor. Doğru oyun ve doğru oyuncuyu bulamıyor hoca. Belli ki kondisyon konusunda da hatalar yapılmış sezon evveli. Takım koşmuyor ve bu durağanlıkla ve forvetsiz halde gol atabilmeniz mümkün değil. Forvetin yoksa başka bir oyun bulacaksın derken @Keramettin TANRIVERDİ adminin Sarri örneği geliyor aklıma. 1.70lik Mertens'i forvet oynatıp 30 küsür gol attıran bir oyun buldu Sarri. Elindeki malzemeye göre oyun bulamazsan rakibin oyununa uyar sürüklenirsin.

Bugün herşeye erişebilmek her bilgiye ulaşmak mümkün. Guardiola'yı Klopp'u Favre'yi izleyip analiz edebilmek mümkün. Teknik ekip otursun bu adamlar ne yapıyor izlesin. Örneğin Dortmund'un bu seneki kadrosu nasıl kuruldu, Reus, Piszczek, Witsel gibi tecrübeli adamların etrafına toplanan acayip genç bir takım var, araştırılsın. Bu adamlar nasıl böyle başarılı scouting yapıyor bir ekip gitsin araştırsın yahu. 1000 örnek var böyle. Ama sorunumuz insan sorunu yönetici sorunu olduğu için böyle akıllı hamleler yapılmayacak , yapılsa boklanacak.

Öyle bir düzen var ki burada , bütün başarısını yurtdışında kazanmış profesyonellikten yana düzen kurmak isteyen Ünal Aysal'ı bile bir senede kendilerine benzettiler.Hakikaten Rijkaard müthiş söylemiş ,herşey var ama hiçbirşey tam değil derken. Stat var zemin yok, yetenek var işleyebilen yok, para var düzgün kullanabilen yok, bu kadar imkan var ama başarının zerresi yok. Türk insanının aklına bir gecede vahiy inmeyecek, mucizevi bir bilinç oluşmayacak ve o sebeple tek çözüm bu kulüplerin satılmasıdır. Ancak bir zorundalık bizi böyle zorla adam eder akla koyar. Yoksa kendimiz çalar kendimiz oynarız.

Bu yorum bayağı iyi olmuş, gözden kaçmasın.
 
Üst Alt