Yaşamın Temel Bileşeni Olan Bazı Nükleotitler Uzay Koşullarında Oluşabiliyor! | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Yaşamın Temel Bileşeni Olan Bazı Nükleotitler Uzay Koşullarında Oluşabiliyor!


Gezegenimizdeki yaşama yönelik oldukça fazla şey biliyoruz; ancak hala süregelen bir gizem var: yaşam, buraya nasıl geldi?

NASA'nın Ames Astrokimya Laboratuvarı'nda ve Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nde çalışan araştırmacılar, bu sorunun cevabına yönelik bir ipucu bulmuş olabilirler. DNA'mızı oluşturan bazı kimyasalların uzayın zorlu koşullarında üretilebileceğini gösterdiler!

Bu sonuca varmak için, laboratuvarlarında "pirimidin" adı verilen nükleotitleri içeren bir buz küpü ürettiler. Bu moleküller, karbon ve azot içeriklidir ve DNA'mız ile RNA'mızdaki temel bileşenlerin özünü oluştururlar. Bunlar, Dünya üzerindeki yaşamın istisnasız her bir hücresinde bulunan kimyasallardır.

Pirimidinler, aynı zamanda meteorlarda da bulunur. Bu da, araştırmacıların bu kimyasalların uzayın soğuğunda su içerisinde donduklarında nasıl davrandıklarını incelemeye itti. Bu nedenle, uzay koşullarını taklit (simüle) eden bir makina içerisine ürettikleri pirimidinli buz kalıbını yerleştirdiler. Bu simülatör, sadece sıcaklığı -256 santigrat dereceye kadar düşürmekle kalmıyor; aynı zamanda bir hidrojen lambası kullanarak aşırı yüksek enerjili mor ötesi ışınlar verebiliyor.

Bu araştırma sonucunda bilim insanları, pirimidinlerin bu zorlu koşullarda varlıklarını korumakla kalmanın ötesine geçerek, mor ötesi ışınları kullanarak DNA ve RNA'mızdaki üç temel nükleotite dönüşebildiklerini gördüler: timin (T), urasil (U) ve sitozin (C). Temel bir pirimidinden bu 3 nükleotitin nasıl oluştuğunu aşağıdaki şemada görebilirsiniz (timin nükleotitinin, urasil üzerine metil grubunun eklenmesiyle, basit bir adımda oluşabildiğini hatırlayınız):

1668619190059.png

Bu çalışmada yer alan NASA araştırmacılarından Christopher Materese şöyle söylüyor:


Uzayda bu molekülleri oluşturabilecek mekanizmaları araştırıyoruz. Laboratuvarda ürettiklerimize bakarak söyleyebilirim ki, mor ötesi ışınlara maruz bırakılan buzun kimyası, uzaydaki oluşum süreciyle bir meteor Dünya'ya düştükten sonra olanlar arasında önemli bir köprü görevi görebilir.
Ames Astrokimya Laboratuvarı'ndan Scott Sandford ise şöyle söylüyor:

Araştırmalarımız, Dünya en başta oluşurken, canlılığın temel yapıtaşlarının birçoğunun muhtemelen gezegende bulunduğunu gösteriyor. Bizler burada evrensel astrofiziksel koşulları simüle ettiğimiz için, aynı oluşum süreçlerinin, her nerede bir gezegen oluşuyorsa orada gerçekleşmesi de mümkündür.
Her ne kadar bu araştırma, biz canlıların kozmik kökenleri hakkında bilgi verebilecek olsa da, geride halen bir gizem kalıyor: bilim insanları, asteroitlerdeki pirimidinlerin ilk olarak nerede ve nasıl oluştuğunu henüz bilmiyorlar. Ancak bu yapıların, kırmızı devler olarak bilinen yıldızların ölüm sırasında oluşabileceğine dair teoriler mevcut.

Araştırmalar devam ediyor...
 
Üst Alt