Spartacus: Blood and Sand - Sayfa 7 | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Spartacus: Blood and Sand


Cevap: Spartacus: Blood and Sand



Sevişme sahnelerini eleştirmiyorum, dizinin tarzıdır ama ; O dönemin ahlaki yapısı mı ? :)



Bize yanlış öğrettiler o zaman Biz Roma savaşarak kuruldu sanıyoduk. Sevişerek değil.



Ahlak göreceli(Spartacus ve diğerlerinde olduğu gibi). O dönem gladyatörler götürüyormuş isteyerek ya da istemeyerek.
 
Cevap: Spartacus: Blood and Sand



Biz geç geldik Dünyaya o zaman. Roma'da olmalıydık da. Spartaküs bizden sayılır zaten Trakyalı :)
 
Cevap: Spartacus: Blood and Sand



Spartaküs kimdir?

Gençliğini Trakya'da geçiren Spartaküs, bir savaşta Romalılara esir düşmüş ve köle olarak satılmıştı. Bir köle olarak yaşayamayacak kadar özgürlükçü olması nedeniyle kısa zamanda sahibinin yanından kaçmış ve kiralık asker olmuştu. Ama tüm kölelerde olduğu gibi Spartaküs'ün vücudundaki damga da onun daima bir köle olarak kalacağının belirtisiydi. Bu nedenle, Spartaküs, gladyatör okuluna verildi ve orada öldürmekle yükümlü olduğu diğer kölelerle tanıştı.



İsyan planları


Modena'daki ölüm gününe sıkı denetim altımda hazırlanan kölelerin Spartaküs'ün özgürlükçü düşünceleri benimsemeleri fazla uzun sürmedi. Spartaküs ve arkadaşları önce gladyatör okulundan kaçmayı daha sonra diğer köleleri de yanlarına alarak Romanın güçlü ordularını yenilgiye uğratmayı düşünüyorlardı. Bu, o güne kadar yaşanmamış ve hiç yaşanmayacağı düşünülen bir şeydi.(Çünkü M.Ö 187'de Apuli'de, 134 ve 104'de Sicilya'da başlayan köle yakalanmaları büyük kayıplarla bastırılmıştı.) Ama Spartaküs bunun başarılabileceğine inanıyordu.



Kaçış ve savaşım


Roma'nın, İspanya'dan Güney Fransa'ya, Yunanistan'dan Küçük Asya'ya hatta Kuzey Afrika'ya uzanan güçlü bir otoriteye sahip olduğu günlerde, gladyatör okulundan kaçan Spartaküs ve 73 arkadaşı kısa zamanda onlara katılan 200 kişiyle birlikte Vezüv dağında üslenip özgürlük mücadelelerine başladılar.



Çok geçmeden 3000 kişilik Roma ordusu, Spartaküs ve arkadaşlarının üzerine yürüdü ancak hiç düşünmediği bir yenilgiyle geri döndü. Bu zaferden elde edilen silah ve malzemeler, Spartaküs'ün kurtuluş çağrısına yanıt veren diğer kölelere dağıtıldı. Bu başarıyı duyan bir çok köle Spartaküs'ün ordusuna katıldı. Artık Spartaküs büyük bir ordunun başındaydı.



Roma hızla gelişen tehlikenin boyutlarını kavrayınca 10000 kişilik ordu ile tekrar saldırdı. Bu savaşta, 3000 kadar Galyalı Spartaküs'ün taktiğini göz ardı edip atağa geçince Roma ordusu karşısında yok oldu. 3000 kayba rağmen özgürlükçüler, bu savaştan da başarılı bir şekilde ayrıldılar. Böylece Spartaküs otoritesini güçlendirdi ve ordunun komutasını tam olarak eline geçirdi.



Daha sonra büyük tehlike altında olduklarını hisseden Roma egemenleri çok daha kuvvetli bir orduyu özgürlükçülerin üzerine yolladı. Yapılan savaşta, Spartaküs'ün yakın arkadaşı Kriksiyus'un Roma ordusunu yendiğini sanması ve erkenden eğlenceye başlaması 20000 kişinin ölümüne neden oldu. Buna rağmen Spartaküs'ün ordusu Roma karşısında üçüncü zaferini kazandı. Kriksiyus'un hatası olmasaydı belki de Spartaküs Roma'ya yürüme şansını elde edecekti.



Spartaküs hareketinin bugün için anlamı nedir?


Spartaküs hareketi M.Ö 70'li yıllarda, insan emeğinin vahşi sömürüsü üzerine kurulmuş Roma'yı, derinden sarsarak, dünya üzerinde devrimci tarihsel birikimin ilk basamaklarından birini oluşturdu. Hareket, ortaya çıktığı dönemde varolan koşulların zorunlu sonucu olarak, Şeyh Bedreddin ayaklanması ile aynı akıbete uğradı. Çünkü, Spartaküsçülerin perspektifini oluşturan sınıfsız özgür bir yaşamın kurulmasının olanakları henüz ortaya çıkmış değildi. Tarihsel olarak, köleci toplumun yerine kurulacak olan yeni toplum sömürüsüz özgür bir üretime dayanan, sınıfsız bir toplum değil, serflerin sömürüsüne dayanan feodal toplum olacak; sınıfsız, sömürüsüz bir toplum kurmaya yönelik ilk siyasal iktidara sahip olma deneyimi ise 1871 Fransa'sında Paris Komünüyle ortaya çıkacaktı. Yine de Thurium şehrinde ortaya konan yönetim anlayışı ve uygulamaları Spartaküs hareketinin sıradan bir isyancı hareket değil, önemli bir birikim ve özgürlükçü felsefeye sahip bir mücadele birliği olduğunu göstermiş; Spartaküs ve arkadaşlarının mücadelesi, "diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmenin yeğ" tutulmasının ilk örneklerinden birini oluşturmuştur.
 
Cevap: Spartacus: Blood and Sand



O kan sahneleri de bilerek öyle çekilmiş,dizinin doğası öyle zaten.Birde sex sahnelerini eleştirenler o dönemin ahlaki yapısını bilmiyorlar sanırım,adamlar ne varsa anlatıyorlar işte daha ne :D

Adamların umumi tuvaletleri bile komedi:) Herkes geliyor, oturuyor sırayla, altta nehir akıyor ama herşey ortalıkta yani...



O dönemi anlamak için heykellere bakmak yeter. Hatunların, erkeklerin nerelerinden su geliyor çeşmelerde bile oralara bakın yahu:D



O dönem öyleymiş aga sevişerek kurmuşlar, kurmamışlar bilemem.
 
Cevap: Spartacus: Blood and Sand



Wentworth Miller'in, Andy Whitfield'in yerine gecmesi dusunuluyormus. Yani en azindan oyle bir dedikodu var.
 
Cevap: Spartacus: Blood and Sand



O çiroz hayatta kaldıramaz o rolü,sam worthington daha iyi gider.Hem benziyorlarda birbirlerine.



Avatar'daki adam ? Yani zaten benim bu dedigim bir dedikodudan ibaret. Diziyi izlemedim ama bence ya beklemeleri lazim iyilesene kadar ya da devam etmesinler kaldigi yerden, mesela oncesini cekip gencligini gostersinler.
 
Cevap: Spartacus: Blood and Sand



3 bölüm izledim buradaki yorumlardan ötürü. Senaryo gittikçe iyiye doğru gitmeye başlıyor. İzleyeceğim, devam edeceğim diziye :) Şu Spartacüs Criuks'muydu o lavunyayı bir dövemedi harbiden. Sağlam dövüşüyor elaman.
 
Cevap: Spartacus: Blood and Sand



Andy Whitfield‘in kansere yakalanmasından kısa bir süre sonra dizi yapımcıları Whitfield iyileşip diziye dönene kadar altı bölümlük ‘prequel’ bir dizi çekeceklerini açıklamıştı. Gladyatör okulunun(Ludus) geçmişine gidilecek bu dizinin adının Spartacus: Gods of the Arena olduğunu öğrenmemizin ardından kadroya katılan üç yeni oyuncunun isimleri duyuruldu.



2va1k6t.jpg




Batiatus’un henüz başına geçmediği okulun Spartacus zamanındaki şanına kavuşmasından önceki dönemleri konu alacak dizide Dustin Clare‘i Gannicus karakteri ile izleyeceğiz. Gannicus, okuldaki en güçlü gladyatör olup okulun ve kendisinin isminin duyulması için mücadele edecek. Bir diğer önemli karakter ise Dexter’da Lila karakteri ile biz erkekleri muntazaman eriten Jaime Murray olacak. Murray’yi Capua sosyetesinde adını söz ettirmeye çalışan biri olarak izleyeceğiz. Ve son olarak Marisa Ramirez de kadın kölelerden biri olarak gözükecek. Bu üç ismin dışında John Hannah(Batiatus) ve Lucy Lawless(Lucretia)’ın dizinin başrollerinde olacağı, dizi ilk duyurulduğu zaman belirlenmişti.



Buna rağmen Blood and Sand’in ikinci sezonunu anca 2011 sonlarında izleyebileceğiz. Gods of the Arena ise Ocak 2011′de yayınlanmaya başlayacak.
 
Üst Alt