murat ünsal | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

murat ünsal


tanıdığım ünsalların aksine adamlığı üst seviyedir.

yeri gelir siyasetinı, yeri gelir şakasinı yapar. tek bir kuralı vardır karşısında raki içerken elinizi bacağına koymamanızdır. O hareket sonrası rakisindan son bir yudum daha alir ve hic birsey demeden masadan kalkar.

acaba neye kızdı diye icn icinizi yerken, gelen hesapla iyice dumura ugrarsiniz.
 
1636030495002.png

giphy-downsized.gif


özledim...
 
murat ünsalsız bir on gün daha geçti:uhu:


hüzünlü 1 şarkı bırakıp çıkıyorum
You left me here with all my thoughts
I'd write a zillion words or walk a million miles
I'd sleep on broken glass just not to lose your smiles

I travel for you around the world
Collecting moments, oh how absurd
To bring your beauty, to bring your joy
I wish I'd be a little boy

Where is that silence you promised me?
Why is that distance so close to me?
Why is your violence still hurting me?
Why are your eyes avoiding me?

Let me say thank you for all that you have given me.
Thank you for everything you've done.
Forgive me for saying one last thing:
I miss you and I hope you hear this song!
 
çok şevkatli biridir sanıyorum yaşıda 46 civarıydı.

bir gün yemeğe davet etmistim. hanıma dedim güzel bir sofra kur özel misafirimiz var. radikal bir isim olduğu için toplumla kaynaşmayı pek severdi. hep toplu taşıma kullanır tıkış tıkış metrobüslerden asla gocunmaz bilhassa zevk alırdı. yemege gec kalmaması icin gidip evinden ben almıştım. dedi ne zahmett ettin dorukcum kariciginida ugrastirdik.

estagfirullah abi olur mu öyle şey dedim. arka koltukta sözcü gazetesini okurken. cicekcide duralim eli bos gitmek olmaz dedi. bir demet gül aldi. bir kırmızı şarap ve trakya ezine peyniir çok severdi üstat. esnafta kendisine. çok büyük hürmet duyar en iyi ürünleri ayırırdi.

evin önüne geldigimizde kafasının üstü kel oldugu icin sapkasini takti. havada sogukmus dedi buruşuk ellerini cebine sokup apartmana girdi. bende mecbur tüm paketleri yüklenip peşinden gittim.
eve cikınca büyük bir nezaketle karimin elini bir güzel öptu. benim bilmediğim bir siirden bir kuple birseyler okudu. aslinda karim da pek anlamamıstı ama sesi cok gurdü. kim olsa begenirdi o mısraları.

sofraya oturdu corbamizi ictik. karim izgara tavuk yapmış koydu üstadın önüne. bilmiyor musun kizim ben beyaz et sevmiyorum. o an başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

yüzü kıpkirimizi oldu zaten aksi bir adamdır ve bu tarz olayları hata bile olsa şahsi olarak algılardı. refleks olarak kendimi karıma bağırirken bulmustum. murat hocam tamam doruk yeterrr diye bagirdi. sorun degil dedi.

gidip karimin göz yaşını sildi. sen bana otlu peynir getir birde haydari bul kirmizi sarapla doyarim dedi.
ezine peyniri var onunla yeseniz ustadim dedim cunku evde otlu peynirde, haydari yoktu.
ezineyi sen yee küstah, kırmızı sarapla en iyi otlu peynir gider diyerek beni evden yollamıştı.

eve döndüğümde ise çoktan gitmişti tıpkı şuan olduğu gibi. bu adamın bir dediğini iki edersen arkasına dahi bakmadan gider. keske dönse yine ona güzel sofralar kursak.
 
Üst Alt