#67 Ergün Penbe | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

1608385643332.png 1608385650627.png 1608385657348.png 1608385663634.png


1608385673595.png

Futbola Kilimlispor’da başlayan Ergün Penbe 1992-1994 yılları arasında Gençlerbirliği’nde top koşturmuştur. 1994 yılında Galatasaray’a transfer olmuştur.

Gençlerbirliği’nde 1992-1994 yılları arasında 60 resmi karşılaşmada forma giydi ve 4 gol attı. Gençlerbirliği’nde oynadığı ilk maç; 1991-1992 Sezonu 1. Lig 19. Hafta Maçı, Gençlerbirliği 0-0 Altay maçı dır.

Sol bek mevki ve orta sahanın solunda görev yapan oyuncu ince fiziği ve yüksek tekniği ile Galatasaray’da ve A milli takımımızda uzun yıllar görev yapmıştır.

2000 yılında Uefa Finalinde Arsenal’e karşı kullandığı penaltıyı gole çevirip başarıda önemli bir katkısı olmuştur

İlk defa 1994′te Rusya maçıyla milli formayı giymiştir. 48 defa Milli Takım Formasını giymiştir. Türk milli futbol takımının 2002 Dünya kupasında Dünya üçüncülüğünü elde etmesinde katkısı büyüktür.Ergün Penbe, Soğukkanlılığı ve efendiliği ile futbol dünyasında ender futbolculardan biridir.Kariyeri Boyunca sadece 1 defa kırmızıkart görmüştür; o da 1996 yılında Trabzonspor maçında 2 sarı karttan dolayı verilmiştir.
 
Cevap: Ergün Penbe | Kemik



atilla türker'in 2003 yılında ümit yayıncılık tarafından yayınlanan," ah şu futbolcular" kitabında yer alan ergün penbe biyografisi ve ergün penbe'nin anısı ;



kemik... detaya girelim mi?... zonguldak kilimlispor'da dikkati çeken, futbolcu avcısı ilhan cavcav tarafından gençlerbirliği'ne transfer edilen ergün'ün soyadı, nedendir bilinmez ponbe idi. kendi soyadına anlam veremeyen ergün, mahkeme kararı ile penbe yaptı. ergün'ün değişen sadece soyadı değildi. hırsı, kuvveti ve çalışkanlığı ile de her geçen gün futbolu değişti, gelişti. sert ve kuvvetli yapısı nedeni ile arkadaşları arasında "kemik" olarak bilindi. galatasaray'da yıllarca hakan şükür ile aynı odayı paylaştı. fatih terim'in denetimi, gözetimi, ilgisi ve bilgisi sonucu galatasaray'da ve a milli takımda büyük başarılara ulaştı. 67 numaralı formasıyla türkiye'de plakalı forma dönemini başlatan oyuncu oldu... son dünya kupası sırasında da çok iyi randıman gösterdi. milli kahramanlar arasında ayrı bir yer edindi. şenol güneş'in en güvendiği neferlerden biriydi. ergün, 31'i a milli olmak üzere toplam 51 kez milli takım formasını giydi.



sezonun son maçıydı... trabzonspor ile oynuyorduk. haliyle çok önemli bir maçtı. daha ilk dakikalarda taraflar tüm gücünü ortaya koydu. top bir o kalede bir diğer kaledeydi... ilerleyen dakikalarda ise çekişme daha da arttı... trabzonspor dalga dalga üzerimize geliyordu. üstelik de devamlı benim kanadımdan geliyordu. zorlanıyordum...çünkü genelde hep yalnız kalıyordum. belli ki hasan şaş yorulmuştu... ortalıkta görünmüyordu... gelmiyordu... bana yardım etmiyordu. bittim, tükendim... çok yoruldum. 90 dakika tamamlandı. zorlu bir lig maratonu daha geride kaldı.



eşim ilkan'la birlikte akşam bahçeşehir'de bir lokantaya gittik... yemek siparişlerini verdik. o sırada bir adam yanıma geldi. sordu: "hasan şaş niye oyundan atıldı?.." şaşırdım... anlayamadım... bir süre sessiz kaldım. ister istemez bu kez ben adama sordum: "nasıl yani... hasan şaş oyundan mı atıldı?.. şaşırma sırası adamdaydı... güldü... belki de dalga geçtiğimi zannetti... hasan şaş'ın oyundan atıldığını yineledi. inanılacak gibi değildi... belli ki ortada büyük bir yanlışlık vardı. hasan şaş oyundan atılsa ben görmez miydim!.. benim haberim olmaz mıydı?.. ama adamın da çok inandırıcı bir hali vardı.



hemen telefona sarıldım... hasan şaş'ı aradım. sordum: "hasan sen oyundan mı atıldın?.." hasan önce sessiz kaldı... konuşmadı...

sonra da ağzından sadece iki kelime çıktı: "nasıl yani?.."

açıkladım: "bahçeşehir'de bir lokantada yemek yiyorum. müşterinin biri senin kırmızı kart gördüğünü söyledi. pek inanmadım ama... yine de sorayım dedim... doğru mu?..."

birden... hasan şaş kızdı... çok kızdı... bağırdı: "kardeşim, biz kimlerle top oynuyoruz be... benim atıldığımdan haberin yok mu senin... ayıp ya... ölsek haberin olmayacak..." bir süre daha bağırdı, çağırdı... telefonu kapadı.

ne yapayım... kırmızı kartı görmemiştim işte...





Gssözlük
 
Cevap: Ergün Penbe | Kemik



ergün penbe, yeşil sahada hoşgörü, saygı, iyi niyet görmek isteyen sporseverler için çok değerli. zeki, çevik ve ahlaklı sporcunun iyi bir örneği. büyük kinlerin beslendiği günümüz futbolunda, rakip takım taraftarları tarafından da saygı duyulan nadir futbolculardan. bu özelliklerini ona hatırlattığımızda insan olarak da son derece mütevazı: "sadece olması gerektiği gibi olmaya çalışıyorum."



hayatım futbol dergisi olarak, ilk söyleşimizi, galatasaray'da uzun yıllardır forma giyen, ancak formasını giydiği takımdan ziyade, futbol sahalarında insani değerlerin sembolü olan, ergün penbe'yle yaptık. ergün'le ablasının işlettiği ve boş zamanlarını geçirdiği kafede buluştuk. tüm sorularımızı samimiyetle cevaplayan ergün, bizleri efendiliğiyle bir kez daha kendisine hayran bırakıyordu. futbola başladığınız yıllar. zonguldak kilimlispor'dan gençlerbirliği'ne transferiniz nasıl gerçekleşti?



kilimlispor'da oynarken ümit milli takım seçmelerine katılmıştım ve seçmelerde başarılı olmuştum. gençlerbirliği başkanı ilhan cavcav da bu seçmeleri izlemesi için bir arkadaşını göndermiş. o arkadaşı beni görmüş ve kilimli'de sürekli alışveriş yaptığı bizim de yakinen tanıdığımız bir kuyumcu vasıtasıyla transfer teklifinde bulundu ve 1992 senesinin yılbaşında gençlerbirliği ile sözleşme imzaladım.



daha sonra 1994 senesinde galatasaray ile anlaştın. bu transferin perde arkasında neler var?



1994 yılında gençlerbirliği ile mukavelem bitiyordu ve sezon bitmeden yeni bir anlaşma imzaladım. sezona iki hafta kala sakatlanmıştım ve zonguldak'a döndüm. orda bana galatasaray yöneticisi sayın adnan polat bir telefon etti ve gençlerbirliği ile her konuda anlaştıklarını söyledi. galatasaray'a gelmek isteyip istemediğimi sordu. ben de şartların bu şekilde oluşmuş olmasından mutluluk duyduğumu ve galatasaray'da seve seve oynayabileceğimi, ancak dizimden sakatlığımın bulunduğunu söyledim. sağlık kontrolünden geçtim, olumlu rapor aldıktan sonra 1994-1995 sezonuna galatasaray'la başladım.



dizinden sakat olduğunu imzayı attıktan sonra söyleyebilirdin.



saklamamın benim açımdan doğru olmayacağını düşünüyordum. neticede bir şekilde bu ortaya çıkabilirdi. ne kadar dürüst olursanız o kadar kazançlı çıkarsınız.



diğer büyük takımlardan transfer teklifi almış mıydınız?



galatasaray'la görüştükten sonra fenerbahçeli ve beşiktaşlı yöneticilerden de teklif aldım. ancak onlara galatasaray'a söz verdiğimi, görüşmelerin olumsuz geçmesi durumunda onlarla görüşebileceğimi söyledim. galatasaray'la yaptığım görüşmeler olumlu geçti ve bir daha diğer kulüplerle görüşmedim.



sizin gönlünüzde yatan başka bir takım var mıydı?



zonguldak'taki çevrem trabzonsporlu insanlardan oluşuyordu ve trabzonspor'a sempati duyuyordum.



karadeniz insanının kişilik özelliklerinden biri asabiyettir. siz bir karadenizli olmanıza rağmen, hatta bir karadenizli'den ziyade türk insanının ortalama asabiyetini göz önüne alırsak son derece sakinsiniz. sahada gördüğümüz ergün özel hayatta da aynı mı?



ben kolay kolay sinirlenen bir insan değilim. olaylara daima pozitif bakmaya çalışırım. özel hayatta da sakin bir yapım vardır. kolay sinirlenmem demek tabii ki sinirlenmediğim anlamına gelmez. sinirlendiğim zaman da tam sinirlenirim.



türkiye'de sizin gibi sakin olduğunu düşündüğünüz, takdir ettiğiniz futbolcular var mı?



oğuz ağabey ve aykut ağabeyi oynadığı dönemlerde çok takdir ederdim. tabi bunu sınırlandıramayız. genel bir araştırma yapılırsa göz önünde olmayan da birçok bu tür oyuncu vardır.



33 yaşına geldiniz ve yaşı biraz ilerleyen futbolcuların en büyük sıkıntılarından birisi de ağır antrenman tempoları.



mesela gheorge hagi'nin futbolu bırakmasının nedenlerinden biriydi bu. gençlik yıllarınızla günümüz arasında bu anlamda motivasyon farkı var mı?



hagi hocamızın ağrıları vardı. o ağrılar onu rahatsız ediyordu. ama tabi her insanda yaş ilerledikçe vücut biraz daha ağırlaşmaya başlıyor. ayrıca 5 yıllık yoğun maç trafiğinin de vücutta bıraktığı yorgunluk izleri var. ancak ben kendime bu konuda hala güveniyorum. gençliğimdeki gibi kondisyonumu koruyorum.



futbolda ileriye gidemeyceğinizi düşündüğünüz anlar oldu mu? alternatif bir meslek var mıydı aklınızda?



çocukken "büyüyünce ne olacaksın" diye sorduklarında her zaman beden eğitimi öğretmeni olmak istediğimi söylerdim. spora her zaman ilgim vardı.



türkiye'de sol ayaklı futbolcu sıkıntısı nedeniyle gerek milli takımda gerek galatasaray'da birçok defa değişik mevkilerde oynamak zorunda kaldınız. bu durum sizi rahatsız ediyor mu?



eğer siz çok yönlü bir oyuncuysanız, hocanız size nerde görev verdiyse orada oynamak durumundasınız diye düşünüyorum. diğer mevkide daha başarılı olabilirsiniz ancak takımın diğer mevkide ihtiyacı varsa orada oynamalısınız. mesela ben sol ayaklıyım ancak sağ kanatta oynayabilmek isterim. ters mevkide oynamak rakibi yanıltır ve o kanatta etkisini arttırabilir. hocamız futbol oynadığı dönemlerde bunu sık sık yapardı.



bazı maçlarda sağ kanattan içeri kat ederek ters ayak avantajıyla etkili olurdu.



bir zamanlar avrupa'dan teklif aldığınız basına da yansımıştı. ama türkiye'de kaldınız. bu kararınızın arkasında yatanlar nelerdi? keşke gitseydim diyor musunuz?



uefa'yı aldığımız yıldan sonra birçok arkadaşımıza olduğu gibi bana da teklifler geldi. ingiltere ve ispanya'dan teklifler aldım. ancak türkiye'deki ücretler o günün şartlarında daha iyiydi. ayrıca burada kurulu bir düzenim vardı. ve yurtdışından çabuk dönen kötü örnekler de vardı. burada kalmayı tercih ettim. ama şimdi keşke fırsatım varken gitseydim diyorum.



ispanya'dan teklif aldığınız takım barcelona mı?



evet. barcelona'yla şampiyonlar ligi grup maçında deplasmanda 2-2 berabere kalmıştık. bizim takımda rivaldo'nun bir arkadaşı vardı. maçtan sonra, gece rivaldo'yla birlikte eğlenmeye gitmişler. rivaldo 67 numaralı oyuncuyu çok beğendiğini söylemiş. ve daha sonra menejerim aracılığıyla bir teklif yaptılar. ancak benim kazandığım paranın çok altında bir teklif olduğu için reddetmiştik.



galatasaray'ın şampiyonluk şansını değerlendirir misiniz ?



takım olarak samsun maçını kazandığımız takdirde şampiyon olacağımızı düşünüyorduk. ancak o maçı kaybettik. sonraki gelişmelerle o maçın açığını kapattık. şu an şansları eşit görüyorum. fenerbahçe 2 puan önde olabilir. ancak bireysel olarak daha güçlü oyunculara sahip olmalarına rağmen biz onlardan daha iyi takım oyunu oynuyoruz. ayrıca fenerbahçe kötü oynadığı birçok maç kazandı. biz kötü oynadığımız maçlarda fenerbahçe kadar şanslı değildik.





hayatımın %80'i %90'ı futbol. çünkü bu benim işim. geçimimi futboldan sağlıyorum. işime saygı duymazsam, ona önem vermezsem kendime ihanet etmiş olurum. geriye kalan kısmını da oğluma, aileme ve sosyal faaliyetlere ayırıyorum. hayatımdan memnunum ve ben yine dünyaya gelsem ve bu yeteneklerim olsa hiç düşünmeden futbolu seçerdim.



Gssözlük
 
Cevap: Ergün Penbe | Kemik



95 senesinde Kilimli'deyim. Sular kesikti sanırım hatırlamıyorum. Amca oğluyla su almaya gittik mahalle çeşmesine. Üzerinde Galatasaray eşofmanı olan bi çocuk geldi. Amca oğlu bak bu Ergün Penbe'nin kardeşi dedi. Çocukta duyuyo bizi yanımızda. Öyle dimi lan falan dedi amca oğlu. Ben böyle hayran hayran bakmıştım çocuğa. Aynı abisi gibi buz gibi sakin bişeydi.



Ergün Penbe benim hayatımda gördüğüm en iyi futbolcular arasındadır. Kendisine saygım sosuzdur
 
Cevap: Ergün Penbe | Kemik



Lise zamanlarımdı. Her Galatasaray maçında "yürü be kemik" derlerdi. İlk duyduğumda gerçekten bilmiyordum hangi oyuncudan bahsediyorlar diye. Komik geliyor ama sosyal medya yoktu malum. Bir süre sonra öğrendiğimde bende yürü be kemiğe bağlamıştım.



Ergün muazzam profesyonel bir insandı. İşini en iyi şekilde yapardı. O maçta oynuyorsa defans ve oyun kurmada oldukça rahat oluyorduk.



Bu arada bilmeyenler olabilir EA Games World Cup 2002 için ürettiği oyunda yıldızı olan 2 isim vardı. H.Şükür ve Ergün ortasahadan gol atma keyfi harika oluyordu:)
 
Cevap: Ergün Penbe | Kemik



Türk futbolunun gördüğü en saygılı-en efendin futbolcularından birisi olmuştur.Hiç bir zaman çok popüler olmadı ancak her zaman elinden geleni sahaya yansıtmaya çalıştı.Kazanılan şampiyonluklarda çok büyük katkısı oldu.sol kanadı tek başına idare ettiği çok maç vardır.Böyle futbolcuların kıymetini bilmeliyiz.Doğru düzgün bir jübile bile yapılmadan emekliye ayrılmasına rağmen çıkıp da takımı hakkında hiç bir zaman tek kelime etmedi.Taraftarların gönlünde ayrı bir yeri vardır Ergün'ün.Umarım ilerleyen yıllar içerisinde Galatasaray kulübü tarafından kendisine hak ettiği bir görev verilir.Bu görevi de layıkıyla yerine getirecektir kemik.
 
Cevap: Ergün Penbe | Kemik



Hıncal Uluç'un bir lafı vardı : "Ergün o kadar delirtici bir soğukkanlılığa sahip ki neredeyse kale çizgisinde çalım atacak derecede"
 
Cevap: Ergün Penbe | Kemik



Ergun penbe abimizin en muthis anlarindan biri isvicre ile oynadigimiz play off maclarinin ikincisinde ortaya kondurdugu ibretlik performans idi. bizde yedek kalmaga baslamisti ve cigirtkan keko boyz "yaf ergun ne yaaaaaffff" diyip maholuk yapmislardi. ergun o mac muthis oynayip soldan soldan ortalari koyarak gollere sebebiyet kazandirmisti :tiphat:
 
Üst Alt