Albert Fish’in Hayatı;
19 Mayıs 1870’de 32 yaşındaki Ellen ile 75 yaşındaki Randall Fish’in çocukları olarak dünyaya gelmiş Hamilton Howard Albert Fish. 5 yaşındayken babasını kaybetmiş, annesinin maddi durumu kötü olduğu için yetimhaneye gönderilmiştir. 7 yaşına kadar burada kalan Albert, yetimhanede kırbaçlanmış, çocuklar arasındaki cinsel istismara şahit olmuş ve zorlu süreçler geçirmiştir. Ardından annesi oğlunu yanına kalmış ama Albert bu dönemde teşhis edilemeyen bir rahatsızlıktan dolayı şiddetli baş ağrıları çekmeye başlamıştır.
Ergenliğe geçiş döneminde değişik seksüel eğilimler göstermeye başlamış, ilk cinsel deneyimini de telgrafçı bir erkek çocukla yaşamıştır. Havuza giderek erkek çocukları röntgenleyip kendi kendine tatmin olan Albert, bu dönemde dışkı yiyip idrar içmeye de başlamıştır. 1882’den itibaren pek çok farklı işte çalışan seri katil, genç bir çocuğa tecavüz etmeye çalışırken annesi tarafından yakalanmış ve para cezasına çarptırılmıştır.
Albert Fish’in Çocukluğu;
Lise döneminde şiddet eğilimleri de göstermeye başlayan Fish, annesinin hayatını düzene sokması için yaptığı baskı ile 1898 yılında kendisinden 9 yaş küçük bir kadınla evlenmiştir. Ve bu evlilikten 6 çocuk sahibi olmuştur. Fakat çocuklarına bakmak için zimmetine para geçirmekten suçlu bulunmuş ve hapishaneye atılmıştır.
İçeride olduğu dönemde yeniden erkeklerle birlikte olmaya başlayan Fish, hapishaneden iyice kötüleşen cinsel sapkınlıkları ile çıkmıştır. Bir müzeye işe girmiş ve burada çıplak balmumundan heykellere tecavüz etmeye çalışırken yakalanarak işten atılmıştır. Ayrıca zihinsel engelli bir gencin penisini kesmeye çalışmış, genelevlere giderek kendini kırbaçlatmış ve küçük çocuklara karşı ilgi duymaya başlamış.
Albert Fish’in Gençliği;
Eşinin başka biriyle kaçarak onu terk etmesinden sonra halüsinasyonlar görmeye başlamış, sapkınlıklara ve dine olan eğilimi ortaya çıkmıştır. 1910 yılında 35 yaşındayken ilk cinayetini işleyen Albert Fish’in kurbanı ise 19 yaşındaki Thomas Bedden isimli genç olmuş. Bedden ile sadomazoşistce bir ilişki yaşayan Fish, önce ona tecavüz etmiş, ardından da zihinsel engelli genci acımasızca katletmiştir. Sürekli şehir değiştirdiği için izi bir türlü bulunamayan Albert Fish, 1924 yılında da 8 yaşındaki Beatrice Kiel’in peşine düşmüştür.
Dışarıda oyun oynayan küçük kızı parayla kandırmaya çalışan seri katil, çocuğun ailesi tarafından fark edilmiş ve oradan uzaklaşmıştır. Bir sonraki girişiminde 2 çocuğu evine götürmeyi başarsa da çocukların gördükleri bıçaklardan korkmaları üzerine yine amacına ulaşamamıştır.
Albert Fish ve Ailesi;
Halüsinasyonlar görmeye devam eden seri katil, öldürdüğü çocukları Tanrı’ya verilen kurbanlar olarak düşünüyor, onlara çektirdiği işkenceyle günahlarından arındıklarına inanıyormuş. Bir tek kurbanlarına değil kendisine de zarar vermekten hoşlanan Fish, kendisini çivili sopalarla dövüyor, kasıklarına toplu iğneler batırıyor, dışkısını yiyor, hatta idrar yoluna gül sapı sokuyormuş. 1920 yılına kadar 15 cinayet işlediği düşünülen seri katil, tüm bu sapkınlıklarına rağmen kendi çocuklarına zarar vermiyormuş. Fakat onlara ve arkadaşlarına kasıklarına toplu iğne batırmaları yönünde tavsiyelerde bulunuyormuş.
1924 yılında 8 yaşındaki Francis McDonnell’i öldüren Fish, ona tecavüz etmiş, bacak ve karın bölgesinde derin yaralar açmış, sonra da çocuğu jartiyerle boğmuş. Çocuğun cesedinin ormanlık bir alanda bulunmasından sonra komşular Francis’i en son gri bıyıklı, iyi giyimli, yaşlı bir adamla gördüklerini söylemiş. Bu açıklamalardan sonra kendisi Gri Adam olarak anılmaya başlamış.
Kurbanı Francis McDonnell;
1927 yılında ise boyacı olarak evlerine girdiği ailenin 4 yaşındaki çocukları Billy Gaffney’i öldürmüş. Billy’nin 3 yaşındaki arkadaşı çatıda bulunduğunda onu Öcü’nün aldığını söylese de kimse küçük çocuğa inanmamış. Çırılçıplak soyup türlü türlü işkence yaptığı çocuk, sonunda ölmüş. Ayrıca kestiği parçalardan bazılarını pişirip yemiş. 1928’de Edward Budd’un iş ilanına cevap veren Albert, kendisini Frank Howard isminde bir çiftçi olarak tanıtarak ailenin güvenini kazanmış.
İlk başta amacının Edward Budd’u işkence ederek öldürmek olsa da daha sonra ailenin küçük kızları Grace’i görünce fikrini değiştirmiş. Budd ailesinden Grace’i yeğeninin doğum günü partisine götürmek için izin alan Fish, onu daha önceden ayarladığı boş eve götürüp öldürmüş. 12 yaşındaki Grace Budd’un vücudunu satırla parçalayan Fish, pansiyonuna giderek hiç dışarı çıkmadan 9 gün boyunca Grace’nin etlerini yemiş. Kurbanlarını genellikle küçük siyah çocuklar arasından seçen Fish, 6 Şubat 1930’da Estella Wilcox ile ikinci evliliğini yapmış. Fakat 1 hafta içerisinde boşanmış.
12 Yaşında Öldürülen Grace Budd;
Aynı yılın Mayıs ayında, dul bir kadına müstehcen bir mektup yolladığı için tutuklanarak 1931 yılında akıl hastanesine gönderilmiş. Grace cinayetiyle birlikte tüm basının ilgi odağı olan seri katil, Amerika’nın Öcüsü, Gri Adam, Hannibal ve Brooklyn Vampiri gibi isimlerle anılmaya başlamış.
Ve sonunda kendi hatası yüzünden yakalanmış. Çünkü Albert Fish, Grace Budd cinayetini işledikten 6 sene sonra aileye kızlarını nasıl öldürdüğünü anlattığı bir mektup yollamış. Neyse ki Grace’nin annesinin okuma yazması yokmuş ve bu korkunç mektubu okumamış.
Yakalandığında Çekilen Röntgeni;
Bir ek bilgi olarak; Albert Fish’in mektubunun şu anda sanatçı Joe Coleman’ın koleksiyonunda bulunduğunu belirtmek isterim. William King, seri katilin Albert Fish olduğunu gördüğünde, karşısına böylesine tonton bir ihtiyar çıktığı için ne kadar şaşırdığını söylemiş. Yakalandıktan sonra hapishanede çekilen röntgeninde, kasık bölgesinde 29 iğnenin bulunduğu görülen Albert Fish, 1935 yılında yapılan duruşmada idam cezasına çarptırılmış.
Akli dengesinin yerinde olmadığını savunan psikiyatristler bu karara karşı çıksa da hakim onun iyiyi ve kötüyü ayırabilecek durumda olduğunu söyleyerek ölüm cezasını onaylamış. Ve Albert Fish bunun üzerine; elektrikli sandalyede ölmenin büyük bir zevk olacağını söylemiş. 16 Ocak 1936’da 65 yaşında elektrikli sandalyeye oturtularak idam edilen Albert Fish, daha sonra pek çok filme ve kitaba konu edilmiş.
