Son yıllarda basketbol takımımızın artan başarılarının ardından şubenin yeniden canlanması ile takımımıza yönelik beklentiler ve ilgi de arttı. Bu sebeple, üst üste 2. kez ve, toplamda ise 3.kez Euroleague'e katılacak takımımızın ve şampiyonluk yolunda ki rakiplerinin son durumları hakkında sizler için bir analiz yazısı hazırlamaya karar verdik.
İlk olarak, son şampiyonluğunu şu an takımımızla tarih yazan Ergin Ataman ile 2009 yılında kazanan ve 5 yıldır genelinde büyük yatırımlar yaptığı sezonlara rağmen hem ligde hem de Avrupa'da aradığını bulamayan Anadolu Efes ile başlıyoruz.
Bilindiği gibi Anadolu Efes 2012-2013 sezonunda FINAL 4 ve lig şampiyonluğu için Oktay Mahmudi önderliğinde, çok büyük sayılabilecek bir bütçe ile kurduğu takım ile istediği başarıya ulaşamaması sebebi ile geçen sezon bütçesinden büyük bir kısılmaya giderek, bir nevi hedef küçülterek sezona başladı. Takımdan ayrılan Farmar, Vujacic, Batiste gibi yıldız oyuncuların yerini doldurmak yerine alt yapıdan gelen genç yıldızların önünü açmak gibi hedefler ile girilen sezonda Oktay Mahmudi'nin bu yeni yapılanmayı gerçekleştiremediği gerekçesi ile gönderilmesinin ardından sezonu efsanevi Sırp koç Ivkovic'in yardımcılığını yapan Angelou ile herhangi bir majör kupa kazanamadan tamamladılar. Ve beklendiği gibi de bu sezona Ivkovic ile artan beklenti, ve geçen sezona kıyasla çok daha yüksek bir bütçe ile girdiler.
Ivkovic'in gelmesinin ardından ilk olarak yıllardır takımın zayıf karnı olarak gözüken uzun rotasyonuna yapılan dikkat çekici takviyeler ile transfere başlandı. İlk oalrak, Krstic gibi Avrupa'nın fark yaratan pivot'larından biri kadroya katılırken, yıllardır Panathinaikos ile başarılı bir performans gösteren atletik pivot Lasme ile bu bölgede kusursuz ve birbirini tamamlayan bir rotasyon oluşturuldu desek herhalde teşbihte bir hata yapmamış oluruz.
Şutör uzun mevkisine ise Avrupa'nın en çok dikkat çeken genç uzunlarından biri olarak gösterilen ve Orlando Magic tarafından 12. sıra gibi yüksek sayılabilecek bir sıradan draft edilen Dario Saric gibi önemli bir isim kadroya katılırken, geçen sezon ki kadro da başarılı maçlar çıkaran Bjelica ile de devam denildi.
Kısa forvet pozisyonuna ise ligimizin bana göre bu sene ligimizin en dikkat çekici takviyelerinden biri yapıldı desek abartmış olmayız sanırım. Yıllardır Panathinaikos ve Olympiakos forması ile başarılı sezonlar geçiren, ve özellikle top çalma konusunda iyi istatistikleri ile dikkat çeken Perperoglou takviyesi yapılırken, son 2 sezon Galatasaray forması ile gösterdiği başarılı performans ile ligimizin önemli ceza şutörlerinden biri haline evrilen Cenk, ve Anadolu Efes e Türk basketbolunun çok şey beklediği isimlerden biri olan Cedi Osman Efes'i bu bölgede belki de Türkiye'nin en iyi rotasyonuna sahip takım haline getirdi.
Ama aynı şeyleri, 1 ve 2 numaralı pozisyonlar için söylemek ise zor. Kariyerinin sonuna gelen ve hiç bir zaman Avrupa'nın önde gelen istikrarlı oyun kurucularından biri olamamış olan Planinic, atletik yetenekleri dışında basketbol fundamental'i çok eksik bir Doğuş, savunması her zaman soru işareti olmuş, ve ilk büyük takım deneyiminde beklenenin çok altında kalmış bir Birkan (ki sakatlandı), ne vereceği tamamı ile soru işareti olan, ve bana göre Efes seviyesinde olmayan Matt Janning ile R.Madrid'de ortalama 2-3 dakika süre ile bench'te havlu sallama görevini gören bir Dontaye Draper ile Efes bu bölge için bence kendi standardının altında bir takım kurdu.
Yıllardır iyi kısalara sahip olup uzun bölgesinde Barac, Semih gibi olmayacak isimler ile zaman kaybettikten sonra, bu kez de çok iyi bir uzun rotasyonu oluşturup, kısalarda bu kadar standart altı bir takım kurmanın ne gibi sonuçları olacak hep beraber göreceğiz sanırım.
Tabi burada kısıtlı malzemeden her zaman verim almasını bilmiş bir koç olarak bilinen Ivkovic'in bu takımın koçu olacağını da unutmamak lazım, ve bu nedenle bir süre beklemek gerekecek sanırım.
FENERBAHÇE ÜLKER
Üst üste başarısız geçen sezonların ardından geçen sezon takımın başına Avrupa basketbolu'nun en önde gelen koçlarından biri olarak gösterilen Obradovic'in getirilmesinin ardından Fenerbahçe Ülker'den beklentilerin çok yükseldiği bir ortamda sezona başladılar.
Ne de olsa Obradovic her gittiği takımda ilk sezonunda Euroleague şampiyonluğu kazandıran adam namzeti ile geliyordu, ve onun olduğu yerde her zaman yüksek bütçeler ve iyi oyuncuların da olduğu bir gerçekti.
Takımda bulunan Kleiza, Bogdanovic, Mccalebb, Emir gibi önemli isimleri kadroda tutularak ve yine Bjelica,Zoric gibi öneli takviyeler ile Türk basketbolunun önemli guard'larından biri olması beklenen Kenan Sipahi gibi oyuncular alınarak başlanan sezonda, özellikle kağıt üzerinde çok başarılı geçen bir ilk tur Euroleague macerasının ardından, hem basında hem de Fenerbahçe taraftarları arasında yüksek sesle Avrupa şampiyonluğu konuşulur hale gelmişti.
Ancak işler beklendiği gibi gitmedi, ya da şişirilen beklentiler balon olup patladı desek daha doğru olur sanırım.
En son 2 sene önce Makedonya milli takımı ile iyi performans gösteren Bo Mccalebb, yüksek oyun zekasına rağmen oyun her sıkıştığında saçmalama ve gereksiz risk alma yoluna giden Emir, yaşadığı sakatlıkların ardından çok şeyini kaybetmiş gözüken Kleiza ile oyun olarak beklentilerin çok altında kalınan bir sezon, TBF'nin de katkıları ile kazanılan tartışmalı bir şampiyonluk ile kapansa da o pahalı kadro başarılı olamadı.
Bu sene ise bana göre daha dengeli bir takım kurma yolunda adımlar attılar.
Mccalebb'in 2 senedir yapamadığı penetreleri rahatlıkla yapabilecek Hickmann, temiz şutör Bogdanovic, atletik ve güçlü uzun'da Kleiza'dan alamadıkları verimi verebilecek güçlü forvet Vesely, temiz uzun şutör Bjelica, vetakım kontrolden çıkmadıkça çok verimli olan Preldziç ile kağıt üzerinde özellikle ilk 4 bölge de gayet güçlüler. Ancak aynı şeyi istikrarsız Semih, istikrarı stabil olsa da vasat bir uzun olan Oğuz, ve ismi olsa da cismi hiç bir zaman olmayan Zoric'li pivot rotasyonları için söylemek mümkün değil.
GALATASARAY LIV HOSPITAL
Ve tabi ki son olarak bizim için en önemlisi olan kendi takımımız.
Son 4 sezon da 3 defa final görüp, 1 defa şampiyon olan, 1 şampiyonluğu ise türlü haksızlıklar ile engellenen takımımız Ergin Ataman önderliğinde geçen sezon daha lig henüz başlamışken yaşadığı şok sakatlıklar ile silbaştan bir takım kurmak zorunda kalmış, Jamont Gordon gibi önce ki sezonun savunma da ve hucüm da en önemli kısalarından biri olan bir ismi kaybetmiş, çok şey beklediği kalıplı uzun Jawai'yi daha doğru düzgün hiç oynatamadan kaybetmiş durumda girdi geçen sezona.
Buna rağmen, sezonu bitirdiğimizde Euroleague'de kendi sikletinde ki her takımı yenmesi gerektiğinden yenerek, Çeyrek Final oynayarak ve şampiyonluk ümitlerini son maça kadar taşıyarak getirdi, ama sonunu malum engellemeler nedeni ile yönetim kararı ile getiremedi belki de bu sefer.
Bu sene ise küçülme söylemleri ile umutsuz başlanan bir transfer sezonuna başlamışken yapılan takviyelerin ardından yeniden iddialı olabilecek bir takımın kuruluşuna şahitlik ettik desek yanlış demiş olmayız sanırım.
Geçmişinde büyük takım havası solumuş Pocius, Micov, Vuyukas gibi isimler ile bugüne kadar underrated kalan Aradori, Arroyo'yu rahatlatması muhtemel bir atletik kısa olan Nolan Smith, ile geçen sene oynatamadan kaybettiği Nate Jawai ile kontrat yenileyerek sezona başlayacağız.
Dünya Kupası'nda şu ana kadar başarılı performans sergileyen ve takımdan ayrılan Marko'nun yerini doldurabileceğini bizlere gösteren Pocius, temiz şutu olan önemli kısa forvetlerden biri olan Micov, şutörlüğünün yanında mücadeleci kimliği de yüksek bir isim olan Aradori ile bu sezon da iddialı olacağımız kesin.
Tek sıkıntımız ise 4 ve 5 no'lu pozisyonlarda beklentimizin altında kalınmış oluşu sanırım.
Her ne kadar pek beğenmesek de şutu olan bir uzun olan Erceg yine en önemli isimlerden biri olacak gibi duruyor. Yaşına rağmen mücalesinden bir şey kaybetmeyen Kerem Gönlüm'ün de nihayet gönlünde yatan takıma katılması bu bölge de en azından belirli bir düzeyi bize müjdeliyor, ancak pivot bölgesinde sakatlık sonrası toparlanmasının ne kadar süreceği ve ne düzeyde gerçekleşeceğini tahmin dahi edemediğimiz bir Jawai, ve Yunan basketbolunun hiç bir zaman önemli hedef uzunları arasına girememiş daha ziyade tamamlayıcı rolünü üstlenen bir Vuyukas var elimizde. Unutmadan Furkan'a da bir, iki söz söylemek lazım. Artık kendisi kariyerinin başında olmadığını, ve geliştirmesi gereken bitiricilik ve sertliğini bir türlü güçlendiremediğinin farkına varmalı. Ve bir anca önce bu eksiklerini gidermeli.
Bu hali ile ancak Euroleague'in vasat takımlarında 15-20 dakika süre bulan bir uzun olabilir ki kendine NBA hedefi koymuş bir isim için bu kabul edilebilir bir standart değil, olmamalı.
Şutun yoksa diğer özelliklerini geliştirmek zorundasın. Bunu yapmak için de hala zamanın var. Ama farkında olman lazım. Ülker'in yeni transferi Vesely'nin 2 senede şutör uzundan, nasıl atletik kalıplı pota altı uzununa evrildiğini görerek ve bilerek, sen de bunu başarmalısın Furkan.
GSC Özel Haber
Alpay Asma
İlk olarak, son şampiyonluğunu şu an takımımızla tarih yazan Ergin Ataman ile 2009 yılında kazanan ve 5 yıldır genelinde büyük yatırımlar yaptığı sezonlara rağmen hem ligde hem de Avrupa'da aradığını bulamayan Anadolu Efes ile başlıyoruz.
Bilindiği gibi Anadolu Efes 2012-2013 sezonunda FINAL 4 ve lig şampiyonluğu için Oktay Mahmudi önderliğinde, çok büyük sayılabilecek bir bütçe ile kurduğu takım ile istediği başarıya ulaşamaması sebebi ile geçen sezon bütçesinden büyük bir kısılmaya giderek, bir nevi hedef küçülterek sezona başladı. Takımdan ayrılan Farmar, Vujacic, Batiste gibi yıldız oyuncuların yerini doldurmak yerine alt yapıdan gelen genç yıldızların önünü açmak gibi hedefler ile girilen sezonda Oktay Mahmudi'nin bu yeni yapılanmayı gerçekleştiremediği gerekçesi ile gönderilmesinin ardından sezonu efsanevi Sırp koç Ivkovic'in yardımcılığını yapan Angelou ile herhangi bir majör kupa kazanamadan tamamladılar. Ve beklendiği gibi de bu sezona Ivkovic ile artan beklenti, ve geçen sezona kıyasla çok daha yüksek bir bütçe ile girdiler.
Ivkovic'in gelmesinin ardından ilk olarak yıllardır takımın zayıf karnı olarak gözüken uzun rotasyonuna yapılan dikkat çekici takviyeler ile transfere başlandı. İlk oalrak, Krstic gibi Avrupa'nın fark yaratan pivot'larından biri kadroya katılırken, yıllardır Panathinaikos ile başarılı bir performans gösteren atletik pivot Lasme ile bu bölgede kusursuz ve birbirini tamamlayan bir rotasyon oluşturuldu desek herhalde teşbihte bir hata yapmamış oluruz.
Şutör uzun mevkisine ise Avrupa'nın en çok dikkat çeken genç uzunlarından biri olarak gösterilen ve Orlando Magic tarafından 12. sıra gibi yüksek sayılabilecek bir sıradan draft edilen Dario Saric gibi önemli bir isim kadroya katılırken, geçen sezon ki kadro da başarılı maçlar çıkaran Bjelica ile de devam denildi.
Kısa forvet pozisyonuna ise ligimizin bana göre bu sene ligimizin en dikkat çekici takviyelerinden biri yapıldı desek abartmış olmayız sanırım. Yıllardır Panathinaikos ve Olympiakos forması ile başarılı sezonlar geçiren, ve özellikle top çalma konusunda iyi istatistikleri ile dikkat çeken Perperoglou takviyesi yapılırken, son 2 sezon Galatasaray forması ile gösterdiği başarılı performans ile ligimizin önemli ceza şutörlerinden biri haline evrilen Cenk, ve Anadolu Efes e Türk basketbolunun çok şey beklediği isimlerden biri olan Cedi Osman Efes'i bu bölgede belki de Türkiye'nin en iyi rotasyonuna sahip takım haline getirdi.
Ama aynı şeyleri, 1 ve 2 numaralı pozisyonlar için söylemek ise zor. Kariyerinin sonuna gelen ve hiç bir zaman Avrupa'nın önde gelen istikrarlı oyun kurucularından biri olamamış olan Planinic, atletik yetenekleri dışında basketbol fundamental'i çok eksik bir Doğuş, savunması her zaman soru işareti olmuş, ve ilk büyük takım deneyiminde beklenenin çok altında kalmış bir Birkan (ki sakatlandı), ne vereceği tamamı ile soru işareti olan, ve bana göre Efes seviyesinde olmayan Matt Janning ile R.Madrid'de ortalama 2-3 dakika süre ile bench'te havlu sallama görevini gören bir Dontaye Draper ile Efes bu bölge için bence kendi standardının altında bir takım kurdu.
Yıllardır iyi kısalara sahip olup uzun bölgesinde Barac, Semih gibi olmayacak isimler ile zaman kaybettikten sonra, bu kez de çok iyi bir uzun rotasyonu oluşturup, kısalarda bu kadar standart altı bir takım kurmanın ne gibi sonuçları olacak hep beraber göreceğiz sanırım.
Tabi burada kısıtlı malzemeden her zaman verim almasını bilmiş bir koç olarak bilinen Ivkovic'in bu takımın koçu olacağını da unutmamak lazım, ve bu nedenle bir süre beklemek gerekecek sanırım.
FENERBAHÇE ÜLKER
Üst üste başarısız geçen sezonların ardından geçen sezon takımın başına Avrupa basketbolu'nun en önde gelen koçlarından biri olarak gösterilen Obradovic'in getirilmesinin ardından Fenerbahçe Ülker'den beklentilerin çok yükseldiği bir ortamda sezona başladılar.
Ne de olsa Obradovic her gittiği takımda ilk sezonunda Euroleague şampiyonluğu kazandıran adam namzeti ile geliyordu, ve onun olduğu yerde her zaman yüksek bütçeler ve iyi oyuncuların da olduğu bir gerçekti.
Takımda bulunan Kleiza, Bogdanovic, Mccalebb, Emir gibi önemli isimleri kadroda tutularak ve yine Bjelica,Zoric gibi öneli takviyeler ile Türk basketbolunun önemli guard'larından biri olması beklenen Kenan Sipahi gibi oyuncular alınarak başlanan sezonda, özellikle kağıt üzerinde çok başarılı geçen bir ilk tur Euroleague macerasının ardından, hem basında hem de Fenerbahçe taraftarları arasında yüksek sesle Avrupa şampiyonluğu konuşulur hale gelmişti.
Ancak işler beklendiği gibi gitmedi, ya da şişirilen beklentiler balon olup patladı desek daha doğru olur sanırım.
En son 2 sene önce Makedonya milli takımı ile iyi performans gösteren Bo Mccalebb, yüksek oyun zekasına rağmen oyun her sıkıştığında saçmalama ve gereksiz risk alma yoluna giden Emir, yaşadığı sakatlıkların ardından çok şeyini kaybetmiş gözüken Kleiza ile oyun olarak beklentilerin çok altında kalınan bir sezon, TBF'nin de katkıları ile kazanılan tartışmalı bir şampiyonluk ile kapansa da o pahalı kadro başarılı olamadı.
Bu sene ise bana göre daha dengeli bir takım kurma yolunda adımlar attılar.
Mccalebb'in 2 senedir yapamadığı penetreleri rahatlıkla yapabilecek Hickmann, temiz şutör Bogdanovic, atletik ve güçlü uzun'da Kleiza'dan alamadıkları verimi verebilecek güçlü forvet Vesely, temiz uzun şutör Bjelica, vetakım kontrolden çıkmadıkça çok verimli olan Preldziç ile kağıt üzerinde özellikle ilk 4 bölge de gayet güçlüler. Ancak aynı şeyi istikrarsız Semih, istikrarı stabil olsa da vasat bir uzun olan Oğuz, ve ismi olsa da cismi hiç bir zaman olmayan Zoric'li pivot rotasyonları için söylemek mümkün değil.
Poz. | İlk 5 | Benç 1 | Benç 2 | |
C | Luka Žorić | Semih Erden | Oğuz Savaş | |
PF | Jan Vesel? | Nemanja Bjelica | İzzet Türkyılmaz | |
SF | Emir Preldžić | Serhat Çetin | ||
SG | Bogdan Bogdanović | Melih Mahmutoğlu | Can Altıntığ | |
PG | Ricky Hickman | Andrew Goudelock | Kenan Sipahi | Berk Uğurlu |
Ve tabi ki son olarak bizim için en önemlisi olan kendi takımımız.
Son 4 sezon da 3 defa final görüp, 1 defa şampiyon olan, 1 şampiyonluğu ise türlü haksızlıklar ile engellenen takımımız Ergin Ataman önderliğinde geçen sezon daha lig henüz başlamışken yaşadığı şok sakatlıklar ile silbaştan bir takım kurmak zorunda kalmış, Jamont Gordon gibi önce ki sezonun savunma da ve hucüm da en önemli kısalarından biri olan bir ismi kaybetmiş, çok şey beklediği kalıplı uzun Jawai'yi daha doğru düzgün hiç oynatamadan kaybetmiş durumda girdi geçen sezona.
Buna rağmen, sezonu bitirdiğimizde Euroleague'de kendi sikletinde ki her takımı yenmesi gerektiğinden yenerek, Çeyrek Final oynayarak ve şampiyonluk ümitlerini son maça kadar taşıyarak getirdi, ama sonunu malum engellemeler nedeni ile yönetim kararı ile getiremedi belki de bu sefer.
Bu sene ise küçülme söylemleri ile umutsuz başlanan bir transfer sezonuna başlamışken yapılan takviyelerin ardından yeniden iddialı olabilecek bir takımın kuruluşuna şahitlik ettik desek yanlış demiş olmayız sanırım.
Geçmişinde büyük takım havası solumuş Pocius, Micov, Vuyukas gibi isimler ile bugüne kadar underrated kalan Aradori, Arroyo'yu rahatlatması muhtemel bir atletik kısa olan Nolan Smith, ile geçen sene oynatamadan kaybettiği Nate Jawai ile kontrat yenileyerek sezona başlayacağız.
Dünya Kupası'nda şu ana kadar başarılı performans sergileyen ve takımdan ayrılan Marko'nun yerini doldurabileceğini bizlere gösteren Pocius, temiz şutu olan önemli kısa forvetlerden biri olan Micov, şutörlüğünün yanında mücadeleci kimliği de yüksek bir isim olan Aradori ile bu sezon da iddialı olacağımız kesin.
Tek sıkıntımız ise 4 ve 5 no'lu pozisyonlarda beklentimizin altında kalınmış oluşu sanırım.
Her ne kadar pek beğenmesek de şutu olan bir uzun olan Erceg yine en önemli isimlerden biri olacak gibi duruyor. Yaşına rağmen mücalesinden bir şey kaybetmeyen Kerem Gönlüm'ün de nihayet gönlünde yatan takıma katılması bu bölge de en azından belirli bir düzeyi bize müjdeliyor, ancak pivot bölgesinde sakatlık sonrası toparlanmasının ne kadar süreceği ve ne düzeyde gerçekleşeceğini tahmin dahi edemediğimiz bir Jawai, ve Yunan basketbolunun hiç bir zaman önemli hedef uzunları arasına girememiş daha ziyade tamamlayıcı rolünü üstlenen bir Vuyukas var elimizde. Unutmadan Furkan'a da bir, iki söz söylemek lazım. Artık kendisi kariyerinin başında olmadığını, ve geliştirmesi gereken bitiricilik ve sertliğini bir türlü güçlendiremediğinin farkına varmalı. Ve bir anca önce bu eksiklerini gidermeli.
Bu hali ile ancak Euroleague'in vasat takımlarında 15-20 dakika süre bulan bir uzun olabilir ki kendine NBA hedefi koymuş bir isim için bu kabul edilebilir bir standart değil, olmamalı.
Şutun yoksa diğer özelliklerini geliştirmek zorundasın. Bunu yapmak için de hala zamanın var. Ama farkında olman lazım. Ülker'in yeni transferi Vesely'nin 2 senede şutör uzundan, nasıl atletik kalıplı pota altı uzununa evrildiğini görerek ve bilerek, sen de bunu başarmalısın Furkan.
Pos. | İlk 5 | Benç | Yedek | |
P | Nathan Jawai | Ian Vougioukas | Furkan Aldemir | |
UF | Zoran Erceg | Kerem Gönlüm | Doğukan Sönmez | |
KF | Vladimir Micov | Göktürk Gökalp Ural | Ege Arar | |
ŞG | Pietro Aradori | Martynas Pocius | Sinan Güler | |
OK | Carlos Arroyo | Nolan Smith | Ender Arslan | Kristjan Nikolov |
GSC Özel Haber
Alpay Asma
Son düzenleme: