Armanın Öteki Yüzü | Bölüm 10: Drogheda United | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Armanın Öteki Yüzü | Bölüm 10: Drogheda United


Bir İrlanda takımının armasındaki hilâl ve yıldız, Osmanlı Devleti’ne minnettarlığın bir göstergesi mi? Yoksa bu tamamen bir efsane mi?
1919 yılında İrlanda'nın Drogheda şehrinde kurulan ve 1962'de kurulan Drogheda FC ile 1975'te birleşerek günümüzde İrlanda'nın en üst düzey ikinci ligi olan Premier Division'da mücadele eden Drogheda United, müthiş bir futbol şöhretine sahip olmamakla birlikte armasındaki öne çıkan sembollerle temsil ettiği halkın acılarına atıfta bulunuyor.​
Öyle bir acı ki; İrlanda için bir dönüm noktası haline gelecek, siyasi ve kültürel olarak halkı ikiye ayıracak, kullanılan dilin terk edilmesine yol açacak bir değişime yol açmıştır: Büyük Kıtlık.​
19. yüzyılın ortaları, İrlanda tarihinin en trajik dönemi olarak görülür. Tüm felaketler birbiri ardına oluverir. Yoksul halkın ana besin kaynağı patatese bulaşan mantar ile başlayan kıtlık sürecini tifüs ateşi, dizanteri, iskorbüt ve kolera hastalıkları takip etti. Uzun yıllar boyunca İrlanda halkının dörtte birinden fazlası bu felaketler sonucu ya hayatını kaybetti ya da göç etmek zorunda kaldı. Birleşik Krallık her ne kadar yardım etmeye çalışsa da onların da ellerindeki imkanlar kısıtlıydı.​
1845 ve 1852 yılları arasında yaşanan ve Büyük Kıtlık ya da İrlanda Patates Kıtlığı adıyla bilinen bu süreçte patateslere bulaşan phytophthora infestans mantarı, 1845 ylında ekilen patatesin %40’ını; takip eden yıldaki hasadın ise tamamını yok etti. İrlanda'nın alt sınıflarının 3 milyondan fazla sınıfı için neredeyse tek besin kaynağı olan mahsulün üçte birini silen bu mantar, patatese olan aşırı bağımlılık sebebiyle ülkedeki krizi önlenemez boyutlara çıkardı.​
O zamanlar Yeni Dünya mahsulü olan patates, İngiliz sömürgecileri tarafından 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarında İrlanda'ya getirilmişti. Başlarda üst sınıf için ayrıcalıklı bir besin olarak görülen patatesin 1800’lerde “lumper” patates olarak bilinen, İrlanda'nın serin ve yağışlı iklimine uygun, etli, yumrulu bir patates çeşidi, yoksullar ve işçi sınıfı için yulaf ezmesinin yerini aldı. Düşük maliyetli, yüksek verimli ve besleyici olan bu topak patatesler biraz süt veya ayran ile karıştırıldığında, yaşamı sürdürebilecek kadar karbonhidrat, protein ve mineraller sağladıkları için bolca tüketilmeye başlandı. Böylece, ortalama bir İrlandalı erkek günde 45; ortalama bir kadın, yaklaşık 36; ve ortalama bir çocuk ise günde 15 patates tüketti. İrlanda ekonomisine ve yaşam tarzına derinlemesine yerleşmiş olan patates, geleneksel bir Gaelik türkü sözü olan de belirtildiği gibi övgü konusu oldu: “Grá mo chroí” yani “Kalbimin aşkı”.​
Patates kıtlığına rağmen İrlanda hiçbir şekilde yiyeceklerden yoksun değildi. Çiftlikleri ve meraları domuz, sığır ve koyun; buğday, arpa, yulaf ve sebze ile doludur. Akarsuları, nehirleri, gölleri ve kıyı şeridi balıklarla doludur. Fakat çoğunluğu açlıktan ölen halk için coğrafyanın tüm bu nimetleri kapsam dışındaydı. O zamanlar Büyük Britanya'nın bir parçası olan İrlanda'daki en iyi arazi, zengin İngiliz ve İngiliz-İrlandalı ailelere aitti. Birçoğu ya ülkede yaşamıyor ya da tarım bölgelerinden çok uzakta yaşıyorlardı. İrlanda’nın egemen sınıfının çoğu, sahip oldukları toprağa pek ilgi göstermiyordu.​
İrlanda açlık çekse bile, çiftliklerinde üretilen yiyeceklerin çoğu İngiltere'ye ihraç edilmeye devam etti ve elde edilen kâr toprak sahiplerinin ceplerini doldurdu. Yaşananlardan sonra, 1868’te İrlandalı devrimci John Mitchel, “Patateslere mantarı gönderen Tanrı’ydı; ancak kıtlığı İngilizler yarattı!” sözleriyle kıtlığın bilerek çıkartıldığını savunmuştu.​


sultan-i-abdulmecid_v9wdumqlkg7819x1oydwc8a93.jpg
O dönem İrlanda halkına birçok dış yardım yapıldı. Bunlardan arma hikayesini en yakından ilgilendiren ise Osmanlı’dan gelen yardımdı.​
Kraliçenin ricası ve üç gemi
Türk tarihinde Batılılaşmanın ilk somut adımı olarak görünen Tanzimat Fermanı’nı ilan ettiren 31. Osmanlı Padişahı Sultan I. Abdülmecid, 1847 yılında İrlanda’daki kıtlığa yardımda bulunmaya karar vermiştir.​
Bu yardım, ilk olarak İrlandalı yazar William J. O’Neill Daunt’un kayıtlarında geçmektedir. 1853 yıllında Daunt, genç yaşta tüberküloza yakalanan Sultan Abdülmecid’in hekimlerinden biri olan İrlandalı Justin Washington McCarthy’yi kaynak göstererek kayda aldığı günlüklerinde şu bilgi yer alır: “Bay M’Carthy geldi. Sultan'ın kıtlık içindeki İrlandalılar’a 10 bin sterlin vermeyi planladığını; ancak İngiliz Büyükelçisi Lord Cowley tarafından caydırıldığını söyledi. Kraliçe Victoria bile yalnızca bin sterlin yardımda bulunurken daha büyük bir yardımın uygunsuz kaçacağını düşünmüşler.” Sultan Abdülmecid’in para yardımı bu sebeple bin sterline düşürmesi istenmiştir. Ancak onun yaptığı yardımı İrlanda halkı için unutulmaz kılan şey bu detay değil.​
İrlandalı tarihçilerin uzun süredir münakaşa ettiği konu, Abdülmecid’in teklif ettiği ve sonradan indirilen para yardımını gemilerle gönderdiği gıda ile İrlanda halkına ulaştırması meselesidir.​
21 Temmuz 1849 tarihli haftalık Amerikan gazetesi The Albion, Sultan’ın İrlanda’ya aslen 10 bin sterlin göndermek ve gıda gemileri yollamak istediği yönünde bir haber yayınlamıştır. Benzer bir hikaye ise Brooklyn Daily Eagle'ın 29 Eylül 1849 tarihli haberinde “Kraliyet Görgü Kuralları ve Sonuçları” başlığıyla verilmiştir. Bu tarz haberler birçok gazetede yer edinmiştir. Abdülmecid’in bu gemileri kraliyet yönetiminden gizlice gönderdiği de ileri sürülmüş; hatta Kraliçe Victoria’nın İrlanda’ya hiç para yardımı yapmadığı ve bu gemilere el koyduğu bile iddia edilmiştir. Tüm bu farklı görüşler ve iddialar, tarihçiler arasında tartışmalara yol açmıştır.​
Nihayetinde Sultan Abdülmecid’in ilk olarak Dublin Limanı’na gönderdiği gemilerin Kraliçe Victoria tarafından geri gönderildiği; bu gemilerin Drogheda Limanı’na demirlendiği söylenmektedir.​
“Drogheda ve 1847 Türk Gemileri” adlı çalışmanın yazarı Droghedalı tarihçi Brendan Matthews, topraklarından çok uzaktaki bir hükümdarın şehir yıllıklarında nasıl bir kahraman haline geldiğini ve şehrin hanedanlık armasında kullanılan hilal ve yıldızın tesadüf olmadığını dile getirmektedir. Matthews bu sembolün Drogheda ve İrlanda halkının Osmanlı’ya olan minnettarlığını yansıttığını düşünmektedir. Bu şekilde düşünen ise yalnızca o değildir; bu durum nesilden nesile aktarılmıştır. Yine de gemi yardımlarıyla ilgili kesin bir kanıt bulunmamaktadır.​
Ancak Sultan Abdülmecid’in yaptığı malî yardımlara İrlanda’dan gelen teşekkür mektupları İstanbul’daki Osmanlı Arşivleri’nde yer almaktadır. Hatta Sultan Abdülmecid’in bu mektupları yanıtsız bırakmadığı, “İrlanda halkının çektikleri bana büyük bir ıstırap verdi. Onların ihtiyaçlarını hafifletmek için elimden gelen her şeyi yapardım” şeklinde bir yanıt mektubu yazdığı da söylenmiştir. Ayrıca daha sonra Avrupa Komisyonu'nun ofisinde gösterilen bir mektup da dahil olmak üzere kanıtlar, Osmanlı’nın kıtlık sırasında İrlanda’nın yardımına geldiğini doğrulamaktadır.​
Tüm bu yaşananların ışığında Drogheda şehrinin hanedanlık armasındaki hilâl ve yıldızın Türk halkına bir teşekkür mahiyetinde olduğuna inanılır. Drogheda United da temsil ettiği şehirden ilham alarak kulübün armasında hilal ve yıldız kullanmaktadır. Bordo mavi renklere sahip kulüp, 2011'de 'renktaş' olduğu Trabzonspor ile kardeş takım olmuştu.​
Eski İrlanda Cumhurbaşkanı Mary McAleese, Türkiye’ye yaptığı ziyareti sırasında “İrlanda halkı bu eşine az rastlanır bonkörlük girişimini asla unutmadı ve bunun sonucunda sizin bayrağınızdaki semboller, bu güzel yıldız ve hilali bölgenin sembolü haline getirdiler. Hatta futbol takımının formalarının üzerinde de bu güzel Türk sembollerini görüyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Fakat kulüp tarihçileri bu ifadeleri kabul etmemişti. Bir diğer görüşe göre ise bu hilal ve yıldız, Drogheda kentine haklarını bağışlayan I. Richard veya bilinen adıyla Aslan Yürekli Richard’dan geldiği yönündedir...​
Not: Bu yazıda kaynak olarak Tom Verde'nin AramcoWorld'de yazdığı "An Irish Tale of Hunger And The Sultan", Vestnik Kavkaza'nın "Why Islamic symbols added to Irish city's coat of arms" yazısı ve Muhsin Kadıoğlu'nun "Türklerin İnsani Yardımları: İrlanda Örneği" adlı kitabı kullanılmıştır.
Rezzan Yetiş
 
1845 yılında büyük kıtlık yaşayan İrlanda'nın nüfusu 7 milyondan 4 milyona düşmüştür. 2 milyon İrlandalı çoğunlukla Amerika'ya olmak üzere göç etmiş, 1 milyonu da açlıktan ölmüştür. İrlanda o sırada kraliçe Victoria yönetiminde olan İngiltere'nin işgali altındadır. İngiliz toprak ağaları çoğunlukla İrlandalılara yiyecek vermeyi reddetmişlerdir.

O dönem sadece Türk milleti, İrlandalılara kraliçe Victoria'nın önerdiği yardım paketini 10 katını teklif etti. İngilizler bu yardımı miktarını azaltmaları için Türklere baskı uyguladı. Türklerin gönderdiği yardım filoları başarıyla Droheda'ya indi ve hayatları kurtardı.

İrlanda Türkleri asla unutmayacaktır.

1668178138508.png

1668178150929.png

1668178183721.png

1668178196992.png

1668178240984.png
 
Üst Alt