Armanın Öteki Yüzü | Bölüm 11: Liverpool | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

liverpool-badge_1e1nhxyjhx0a51ismkd7icmi2e.jpg
“Düşüncesi güzel ancak henüz şampiyon olmadığımızı biliyoruz. Çok yaklaştık ama hala oraya varamadık. Elde edilecek 27 puan daha var ve hepsini almak için çalışacağız. Biz, henüz şampiyon değiliz.”
Bu sözler, en yakın rakibine yaklaşık aylar önce, liglere ara verilmeden evvel, 25 puan fark atmış ve ligin bitimine haftalar kala liderlik koltuğunda oturan bir takımın teknik direktörüne ait. Bu ‘tedbiri elden bırakmama’ ve ‘rehavete kapılmama’ prensipleri zaman zaman kendi taraftarlarını bile çileden çıkarabiliyor üstelik. O taraftarlar ki; Premier Lig şampiyonluğuna 30 senedir uzaktan seyirci kalmıştı.​
2019-20 sezonunu sansasyonel bir şekilde geçiren takımın armasını ele alırken biraz farklı bir yol izlemeye karar verdim. Rastgele de denilebilir. Kitaplıktan herhangi bir kitap seçip, öylesine açtığım bir sayfadan Liverpool’u andıracak bir şey aradım. Jack London’ın yazdığı Beyaz Diş kitabının 146. sayfasında şöyle bir pasaj yer alıyor mesela:​
“Dövüşte çok ustalaşmıştı. Tasarruflu hareket ediyordu. Asla gücünü boşa harcamıyor, hiç boğuşmuyordu. Bunu gerektirmeyecek kadar hızlı saldırıyordu.”
Jürgen Klopp’un 2015’te Brendan Rodgers’tan devraldığı takımın bugün geldiği noktaya kadar oynadığı futbolun güzel bir temsili olduğunu hissettim bu sözlerin. Nitekim Kırmızılar, geçen beş yıllık sürede futbolun hem taktiksel hem de mental savaşında yükselen bir çizgi üzerinde adeta acemilik-çıraklık-ustalık aşamalarını geçerek akılalmaz bir sezona imza atmayı başardı. Klopp, ustalaştırdığı bir takımda bulunan oyunculardan maksimum verim alıyor; sınırlı düzeyde takviye yaparak kazanmaya giden yolda atılacak adımları ne eksik ne de fazla atıyor; gerektiği kadar enerji kullandırıyordu sanki. Evet, Liverpool’un bu sezonunu anlatmak için güzel bir bölüm denk geldi.​
Ustalık, tasarruf, minimum efor, maksimum hız... Tüm bunlar, Liverpool’un Klopp geldiğinden bu yana ilmek ilmek işleyerek elde edip 2019-20 sezonunda tüm çıplaklığıyla sahaya ve izleyenlere sunduğu şeylerdi.​
Karabatak mı, kartal mı?
Anlamını bilmeyenler veya ilk bakışta anlam yüklemek isteyenler için Liverpool armasındaki figür, kimi zaman tavus kuşu gibi bol kanatlı; kimi zaman da anka kuşu gibi mitolojiden esinlenmiş efsanevi bir yaratığa benzetiliyor.​
Kulübün resmi internet sitesinde yer alan bilgiye göre en eski Liverpool arması, temsil ettiği şehrin armasının bir kopyasıydı. Kırmızılar’ın kuruluşundan 1950’li yıllara kadar kullandığı armanın sol kısmında Roma mitolojisinde su ve deniz tanrısı olan Neptün, sağ kısmında ise Yunan mitolojisindeki deniz tanrısı Poseidon’un oğlu ve elçisi olan, belden yukarısı insan belden aşağısı balık şeklinde olan Triton yer alır. -Liverpool gibi bir liman kenti için deniz tanrılarının tercih edilmesi şaşılacak iş değil.- Bu iki tanrının tam ortasında, yarı karabatak - yarı kartal olan ve ağzında bir yosun parçası bulunan mitolojik bir kuş türü “liver bird” yer almaktadır. Armanın tam üstünde Latince (Deus nobis haec otia fecit), “Tanrı bize bu huzuru bahşetti” şeklinde bir ifade yer almaktadır.​
1207'den önce Liverpool şehri, birkaç izole yerleşimle çevrili çamurlu bir körfezden başka bir şey değildi. Havuzdan (pool) balık yiyen yerlilerin yaşadığı, sahilleri “laver” adlı bir deniz yosunu ile kaplı bir şehirdi.​
Bölgenin o zaman birkaç ismi vardı ancak laver ve pool kelimelerinin birleşimi, Liverpool’un adını nasıl aldığına dair birkaç teoriden sadece biri.​
Alanların stratejik konumu nedeniyle Kral John, bölgeye bir kraliyet tüzüğü verdi. Kral John’un mühründe gagasında bir dal parçası bulunan bir kartala yer verildi. Bu noktada Liverpool şehrine adanmış bir armadan söz edilebilir ancak henüz ortada esas liver bird yoktu.​

liverpool-city-coat-of-arms_1c1vdx7a2us6a1efvul3m9jp57.jpg

17. yüzyılın ortalarına gelindiğinde nedeni belirsiz bir şekilde kartal figürü karabatağa dönüşür ve ağzında bir laver, yani bir tür deniz yosunu parçası yer alır. Net bir kanıt bulunmasa da mühürdeki kartalın karabatağa dönüştüğü sıralarda İngiltere’de bir iç huzursuzluk dönemi yaşanıyordu. Bu dönem, 1649’da I. Charles’ın infazı ve "Commonwealth of England" (İngiltere Topluluğu) adlı bir kural dönemi ile sonuçlanmıştır. Monarşiyle olan bağlantıları sistematik olarak ortadan kaldıran bu dönemde kartal figürünün krallıklar ve hanedanlıklar için sahip olduğu anlam göz önüne alınarak karabatak tercihinin yapıldığına dair teoriler vardır.​
Kartal ve karabatak figürleri sonrası liver bird’e yapılan ilk referansın 1668 yılına dayandığı bilgisine ulaşan tarihçiler, bu durumu Derby Kontu tarafından şehre sunulan törenle ilişkilendirir. Kont, bu törende şehre gümüş yaldızlı bir topuz hediye eder ve bu topuzun üstünde ağzında yaprak tutan bir kuş süsü bulunur. Resmedilen bu kuşun 17. yüzyıldaki temsillerinde karabatağa benzediği bilinir. Zira karabataklar şu an bile Liverpool kıyılarında hala kalabalık bir nüfusa sahiptir. Bazı dilbilimcilere göre ise bu kuş, Hollandacada lefler olarak bilinen ve leaver kelimesine benzeyen kaşıkçı kuşu ile özdeşleştirir. Zamanla “leaver bird”, konuşma dilinde “liver bird” halini almıştır.​
Sessiz bir nöbetçi, görkemli bir koruyucu
18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında popülerlik kazanan ve iyiden iyiye şehir ile özdeşleşen liver bird, 1797 yılında tanrı figürleri ile de birleşerek ilk halini aldı. Bu efsanevî kuşların şehirdeki en gözdeleri ise 1911’de inşa edilen Royal Liver Building’in kulelerinde yer alıyor. Bertie ve Bella adlı bu iki liver bird’den erkek olanı Bertie, şehre doğru bakarken dişi olan Bella ise denize doğru dönüktür. Farklı cinsiyette olmaları ve farklı yöne bakmaları ise bir zamanlar bu kuşların yerel kıyı şeridine musallat olan efsanevi bir kuş olduğu fikri ile ilişkilidir. . Popüler efsaneye göre dişi olan ve denize bakan, denizcilerin güvenli bir şekilde eve dönmesini beklerken ve erkek olan ise hem şehre hem de şehirdeki denizcilerin ailesine göz kulak olmakla yükümlüdür. Bir başka yerel inanca göre ise kuşlar birbirlerinden uzak durmalı ve farklı yönlere bakmalıdır; çünkü eğer çiftleşip uçarlarsa şehir yok olacaktır. Temelde bu kuşların sembolize ettiği şey ise şehir halkını ve şehre refah katan denizi korumaktır.​
Liverpool Futbol Kulübü de köklerinin dayandığı şehrinden ilhamla bu karabatak ve kartal ‘kırması’ liver bird’e göğsünde yer vererek tıpkı Bertie ve Bella gibi bir temsilci, bir koruyu rolü üstlendi desek haksız sayılmayız...​

liverpool-logos-through-the-years_1h3ihf7p9wwlv15ojuvdzi6s8x.jpg

İlk olarak şehrin armasının aynısını kullanan Liverpool, 1940’ların sonunda maç günü broşürleri, antetli kağıtlar ve hediyelik eşyalar için alternatif bir armaya da sahipti. 1950'lere gelindiğinde kulüp, tek bir liver bird içeren daha sade bir tasarıma geçiş yaptı. Bu arma kulüp formasında ilk kullanılan arma oldu. İlk sahneye çıkışı ise 1950’de Arsenal’a karşı alınan FA Cup finalindeki mağlubiyetteydi.​
1955’te yeni bir tasarım yapıldı ve kulübün iç saha formalarında ilk kez kullanıldı. 1965 yılıda Bill Shankly’nin öncülüğünde tamamen kırmızı formalar giyilmesi fikrinden de hareketle kulüp, 1968 yılında armada bir kez daha değişikliğe gitti. Bu versiyonda liver bird’ü kuşatan oval çerçeve kaldırıldı ve kuş çerçevesiz bırakıldı. 1987’de bir kalkan şeklinin içine yerleştirilen kuş tasarımında L.F.C yerine ilk kez Liverpool Futbol Kulübü ifadesi kullanıldı.​
1992’de kulübün 100. yılına özel bir arma tasarlandı. Bu armadaki en dikkat çekici yenilik ise Anfield Stadyumu girişindeki Bill Shankly’nin adı verilen kapılar ve kapı üstündeki kulübün meşhur tezahüratı olan “You’ll Never Walk Alone” (Asla Yalnız Yürümeyeceksin) ibaresiydi.​
1993-99 yılları arasında Hillsborough felaketinin kurbanlarının anısına 100. yıla özel yapılan armanın yanlarına sonsuzluğu simgeleyen iki meşale eklendi.​
1999 yılında kulübün halen kullandığı arma tasarlandı. Bu arma son yıllarda formalarda kullanılmasa da kulübün tüm resmi ürünlerinde ve Anfield’ın ana tribününde yer alır. 2012-17 yılları arasında daha minimalist bir arma tasarlandı. Bu tasarımdaki liver bird ise zaman zaman beyaz, zaman zaman ise sarı renklerle kırmızı formada kullanılmaktadır.​
 
Üst Alt