Armanın Öteki Yüzü | Bölüm 9: Atalanta | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu
atalanta-club-crest_12916imj809cv1mfjkrq8izicd.jpg
Avcılık ve atletizimde kadın ile erkek eşitliğinin savunucusu bir tanrıçayı sembol edinen Atalanta, yeşil sahada da benzer bir eşitliğin temsilcisi.​
Tarihindeki ilk kez bu sezon Şampiyonlar Ligi’ne katılan ve yarım kalan sezonda adını çeyrek finale yazdırmayı başaran Atalanta’nın Valencia ağlarına iki maçta toplamda 8 gol atmasını sağlayan şey şans değildi.​
2018-19 sezonunu Inter, Milan, Roma ve Lazio gibi ‘büyük’ takımların üstünde üçüncü sırada bitirmesini sağlayan da kader ile açıklanamazdı.​
Bu sezonda da ligin en fazla gol atan takımı konumunda bulunuyorlarsa kadrolarında Robert Lewandowski ya da Erling Haaland olduğundan değil.​
Hayır, Atalanta bu klişe tabirlerden fazlasını hak ediyor; çünkü tüm bunlara öncülük eden şey doğaüstü bir güç değil: Gian Piero Gasperini.​
14 Haziran 2016’da, Kuzey İtalya’nın Bergamo şehrinde dört yıl içerisinde yaşanacaklara dair en ufak bir ipucu vermeyen bir anlaşma sağlandı. Tüm tahminleri tersine çıkaran, İtalyan futbol ekonomisindeki zorlukları aşan ve şansla açıklanamayacak bir yükselişte olan Atalanta’nın başına, Edoardo Reja’nın ardından Gian Piero Gasperini geçti.​
Geride kalan dört yılda elindeki sınırlı kaynaklarla uzun vadeli bir proje madeninin nasıl işlendiğini ilmek ilmek gösteren Gasperini’nin oynattığı futbol ve getirileri; kulübün kimliği, tairhi ve kültürü ile özdeşleşen Yunan tanrıçası Atalanta ile birçok anlamda benzerlik taşıyor.​
Korkusuz bir tanrıçanın efsanesi
Eski Yunan mitolojisinde kadınlar genel olarak aldatıcı, manipülatif, erkeklerin sonunu getiren lanetli varlıklar olarak tasvir edilirler. Kahraman konumunda olmaz; daima erkek merkezli bir hikayenin yardımcı oyuncusu gibidir: Erkeğe aşık olur, ona yardım eder veya trajik bir aşk hikayesinin kurbanı olur.​
Atalanta ise bu anlamda bir istisna sayılır.​
Atalanta’nın hayatının başlangıcı ilham verici olduğu kadar hüzünlüdür. Babasının bir erkek çocuğu arzusu sebebiyle Arkadia ormanlarında ölüme terk edilen Atalanta, bir anne ayı tarafından kurtarılır. Anne ayı tarafından beslenen Atalanta hayatta kalırken avcıların eline geçtikten sonra kendi kaderini yazacaktır.​
Atalanta efsanesinin temelleri ise Calydonian Domuzu’nun avlandığı gün atılmıştır.​
Antik Aetolia’nın bir şehri olan Calydon’da hasatın ilk meyvelerini tanrılara armağan etme geleneği vardır. Böylece tanrıların gönlü hoş tutulur ve onlara saygı gösterilir. Ne yazık ki Kral II. Oeneus tanrılarını memnun etmek konusunda pek becerikli olamamış ve hasat törenleri sırasında Zeus’un kızı, vahşi doğa, avcılık, okçuluk ve ay tanrıçası olan Artemis’i es geçmişti. Bedelini ağır ödeyecekti.​
Öfkeden çılgına dönen Artemis Oeneus’un ihmalkârlığı yüzünden şehre bir Calydonian Domuzu gönderdi. Devasa büyüklükte bir yaban domuzu olan Calydonian, şehri birbirine katmış, hayvan ve bitkileri yok etmiş ve insanların canına kıymıştı. Oeneus en soylu şövalyelerin yanı sıra Atalanta’yı da çağırarak bu teröre son vermek istemişti. Oğlu Meleager da onlara katılmıştı. Domuzun kellesi ve derisi, onu öldüren kişiye ödül olarak verilecekti; fakat asilzadeler bir kadının, hele ki Atalanta gibi şöhrete sahip bir kadının yanında savaşma fikrinden hoşlanmamıştı. Atalanta’ya aşık olan kralın oğlu Meleager ise onları savaşmaya ikna etmeyi başarmıştı.​
Av başlamıştı. Domuzu ilk gören ve ona ilk darbeyi indiren Atalanta olmuştu. Soylulardan Amphiaraus domuzun gözüne bir ok saplamıştı. Genç ve muhteşem bir avcı olan Meleager mızrağını domuzun boğazına sokmuştu. Domuz saldırmaya devam edecek kadar büyük ve güçlüydü ve neredeyse Meleager’ı öldürüyordu. Atalanta hızla duruma müdahale etti ve domuzu öldürdü. Domuzun derisini ve onu öldürme ünvanını Meleager almıştı; sonuçta canavara öldürücü darbeyi indiren onun mızrağıydı. Yine de Meleager bu avın ödülünü Atalanta’ya verdi. Diğer savaşçılar bu olayı, tabiri caizse erkekliklerine yediremedi ve bir erkeğin yerine bir kadının av ödülünü almasını kabullenemediler. Bu savaşçılar Meleager’ın dayılarıydı ve eğer ödülü o istemiyorsa kan bağı hakkıyla kendilerinin almasının doğru olacağını söylediler. Meleager öfkeyle hepsini öldürdü ve domuzun kellesi ile derisini Atalanta’ya geri verdi.​
Kardeşlerini katleden oğlunu affedemeyen annesi, Meleager’ı bir kazığa bağlayıp yakarak sonunu getirdi.​
Bu olaydan sonra Atalanta’nın şöhreti daha da büyümüş ve Calydonian Domuzu avında yer alan bir savaşçı ünvanı elde etmişti. Onun çevresinde olmak isteyen herkes gibi babası da Atalanta ile iletişim kurmuştu. Atalanta ise ölene kadar bakire kalmak koşuluyla babasının evine döndü. Babası bir noktadan sonra verdiği sözü bozmuş ve Atalanta’yı evlendirmeye çalışmıştı. Bu noktada Atalanta yalnızca tek bir şartta evleneceğini söylemişti: Koşu yarışında kendisini yenebilen biriyle evlenecekti; yarışı kaybeden ise ölecekti.​
Kimsenin Atalanta’yı yenemeyeceği çok açıktı ama birçok kişi şansını denemiş ve hayatlarından olmuştu. Ancak bir kişi diğerlerine göre oldukça kurnazdı: Hippomenes, diğer bilinen Melanion. Atalanta’yı yenemeyeceğini bilen Hippomenes, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’ten yardım istemeye gitti. Atalanta’nın bakire kalma isteğinden rahatsız olan Afrodit, Hippomenes’e üç adet altın elma vermeyi kabul etti. Hippomenes bu elmaları yarış güzergahında belirli yerlerde attı ve Atalanta bu elmaları almak için duraksadığında zaman kazanarak bitiş çizgisine ondan önce vardı. Kazanmanın verdiği mutlulukla Afrodit’e şükranlarını sunmayı unutan Hippomenes bunun yerine Zeus’un tapınağına gitti. Afrodit ise bunun üzerine Hippomenes ve Atalanta’yı lanetleyerek onların kutsal bir mekanda birlikte olmasını sağladı. Nihayetinde Kibele tarafından aslana dönüştürüldüler.​
Adil koşullardaki hiçbir yanışta yenilmeyen Atalanta, yalnızca bir hileyle alt edilmiş ve bir başkasının hatasının bedelini ödemişti.​
Mitolojik miras ve modern futbol
1907 yılında Bergamo’da İsviçreli öğrenciler tarafından kurulan Atalanta Bergamasca Calcio’nun adı başından beri aynı olsa da tanrıçanın armaya gelişi için uzun bir süre gerekti.​
atalanta-all-logos_1u30j0u56bvbp1u9juc5rnmzf4.jpg
Kulübün ilk armasında kurulduğunda tercih edilen renkler dolayısıyla beyaz bir arka plan üstün siyah şeritler kullanıldı. 1920 yılında mavi-beyaz renki Bergamasca kulübü ile birleştiler ve 1924’te kulübün renkleri mavi ve siyah olarak belirlendi.​
Kulüp tarihinin ilk büyük başarısı olan İtalya Kupası zaferini takiben 1963 yılında ismin sahibi armaya eklendi. Koşan bir kadın olarak resmedilen Atalanta sağa, mavi-siyah çizgiler sola, kulüp ismi ise tepeye kondu. 1984’te kulübün adı armadan kaldırıldı ve armaya daha dairesel bir görüntü kazandırılmak amacıyla Atalanta’nın vücudu yerine yalnızca yüzüne yer verildi, renkler ise arka planda yer aldı. Armayı saran altın çember ise daha önceki armalarda da renk olarak kullanılmıştı.​
Bu armayla 1987’de İtalya Kupası finaline çıkan Atalanta’yı kupadan eden ise Diego Maradona’nın takımı Napoli oldu. Kulübün günümüzde kullandığı arma ise 1993 yılında tasarlandı.​
Başarılı ve tutarlı bir oyun yaratan, elindeki madeni zamanla altına çeviren Gasperini’nin ilhamını korkusuz bir tanrıçadan aldığı çok açık.​
- Korkusuz bir oyun disiplini, Atalanta’nın avcılık ve savaşçı kimliği ile,​
- Bergamo’da yetişen veya gelişen futbolculardan en yüksek verimi elde etmek, Atalanta’nın yetiştildiği vahşi doğa ile,​
- Kendinden çok daha güçlü ve büyük kulüplerin yer aldığı Serie A ve Avrupa Kupaları’ndaki mücadelesi, ölüme terk edildikten sonra bir dişi ayı tarafından beslenen Atalanta’nın hayatta kalma içgüdüsüyle,​
- Son ve belki de en önemlisi hız ile Atalanta Futbol Takımı, ilham aldığı Yunan tanrıçası Atalanta’nın mirasını modern ve gerçek zamanlarda yaşatıyor.​
 
Üst Alt