Ay Nasıl Oluştu: 5 Oluşum Teorisi | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Ay Nasıl Oluştu: 5 Oluşum Teorisi


Ay, tıpkı okyanus üzerinde uyguladığı kuvetti gibi, insanlığın da ilgisini 1000 yıldır çekmektedir. Bunca yıl izlediğim bir gök cismi, Dünya’nın tek doğal uydusu olmasına rağmen, nasıl oluştuğu hakkında henüz kesin bir fikrimiz yok. Bu yazıda geçmişten günümüze, Ay’ın oluşumu hakkında ortaya atılmış teoriler yer alıyor.

1- Ay Yakalandı
Bazı araştırmacılara göre Ay, yüksek bir ihtimal Dünya ile Venüs arasında bir yerde kendi kendine oluştu. Daha sonra Dünya’nın kütle çekim kuvetti etkisi ile yakınlaştı. Bu teorinin üretilmesindeki etmen, güneş sisteminde bazı gezegenlerin böyle yakalarayak asteroitleri doğal uyduları yapmaları. Buna en güzel örnek; Mars’ın iki uydusu verilebilir. Phobos ve Deimos. Bu teori Ay nasıl oluştuğu hakkında değil de, sadece Dünya çevresinde nasıl yer aldığı konusunda olduğundan ve Dünya ve Ay’ın neredeyse aynı materyallerden oluşmasından ötürü pek te sağlıklı gibi görünmüyor.
moon-earth-iss-wakata.jpg


2- Fisyon
Ay’ın oluşumu hakkında bir başka teori olan “Fisyon”, 19.yy’da Charles Darwin’in oğlu George Darwin tarafından ortaya atıldı. Teoriye göre Ay, güneş sisteminin ilk doğduğu zamanlarda müthiş bir hızla dönen Dünya’dan, dönme etkisi sonucu fırlatılmış bir kara parçasıydı. Bir astronom bu teoriye karşı çıktı, bunun sebebi olarak ta, Dünya’nın hiçbir zaman bu kadar büyük bir kara parçasını fırlatacak kadar hızlı dönmediği ortaya sürüldü. Ama yine de 2010 yılında yapılan çalışmalar sonucu, doğal bir nükleer patlaması sonucu radyoaktif elemenlerin süper konsantrasyonu, Ay boyutunda bir kara parçasını, Dünya’dan koparabileceği öğrenildi.

3- Birlikte Oluşum
Bu teoriye göre Ay, Dünya ile aynı zamanda yaklaşık 4.5 milyar yıl önce oluştu. Bunun sonucu olarak ta Dünya ve Ay’ın hemen hemen aynı elementlerden ikiz olarak meydana geldikleri öne sürüldü. Ama son yıllarda yapılan çalışmalarla Ay’ın, Dünya’ya nazaran çok daha küçük bir demir çekirdeği olduğu keşfedildi.
protoplanetary-disk-gap.jpg

4- Çarpışan Gezegencikler

Bazı bilim insanlarının inanışına göre, daha küçük gezegenciklerin çarpışıp bir araya toplanmasıyla Dünya meydana geldi. Çarpışmaların sonucu oluşan enkaz kalıntılarının yoğunlaşmasıyla da Ay oluştu. Küçük kanıtlarda olsa doğruluk payı olabilecek bir teoridir ama Dünya ve doğal uydusunun arasındaki jeokimyasal farklılıklarının nedenini açıklayamaz.

5- Büyük Çarpışma

Birçok kesim tarafından kabul edilen ve en çok bilinen teori olan “Büyük Çarpışma”, yaklaşık 4.4 milyar yıl önce Dünya’ya bir gezegenin çarpması ve çarpma sonucu uzaya saçılan kaya parçalarının Ay’ı oluşturduğunu savunur. “Theia” adı verilen bu gezegenin yaklaşık Mars boyutlarında olduğu savunulur.

moon-born-violence.jpg
 
dünyanın oluşum evresinde hala dış kabuğu sıcak iken çarpan bir kuyruklu yıldız neticesinde dünyadan ayrılan bir parça olduğu teorisi sıkça dile getiriliyor.
 
En mantıklısı bigbang teorisi. ay ve dünya'nın benzer yapılarda olması ve yakın olması bunla acıklanabilir.
Çarpısma sonrası dünyadan parca koparması atmosfer dısında da bunların bir araya gelerek Ayı olusturması denilebilir kısaca.
 
Bazılarıda Ay'ın yapay bir uydu olduğunu söylüyorlar. Tam yuvarlak yörüngesi olan tek uydu ve oluşma yılına bakılınca üstündeki toz katmanının 3m olması gerektiğini ama şu an 15cm oldugunu görmüşler.
 
İnsan disi varliklar tarafindan yapilip dunya yorungesine sokuldugu ve ayin aslinda devasa bir uzay gemisi oldugu iddialari da vardi. Ucuk bi ihtimal fakat tabii ki.
 
@HakanGursoy

evet renktas senin alaka vardı sanırım bu tarz seylerle, ilgimizi çekecek bilinmesi gereken bir konu varsa dinleriz.

Hocam şimdi gezegenlerin, yıldızların ve uyduların oluşumuyla ilgili değişik fikirler ortaya atılıyor. Her geçen gün bazı fikirler öne çıkarken, bazıları geri plana itiliyor ama sonuç olarak ortada birbirinden farklı ve yanlışlanamayan fikirler var. Milyonlarca yıl önce yaşanmış ve deneysel ortamda tekrar edilemeyen olaylarla ilgili kesin yargılara ulaşmak kolay değil.

Bana ayın oluşumuyla ilgili şimdiye kadar gelen "kendimce" en mantıklı fikir bir çarpışma sonrası Dünya'dan kopmuş olabileceği gerçeği.

Her yöne eşit dağılan bir çekim alanı her zaman çektikleriyle bir küre oluşturmaya meyillidir. Malumunuz, çektiklerini merkeze olabildiğince yakına getirmek için en uygun şekil küredir. Dünyadan koptuktan sonra Ayın koptuğu yer dünya üzerinde yaşanan milyonlarca yıllık coğrafi ve volkanik olaylar sonucu tekrardan küre şekline doğru yaklaşmış olabilir. "Yaklaşmış" dememe dikkat edin, hala izi duruyor olabilir.

Dünya'nın en derin yeri.

Mariana Cukuru - Vikipedi

Ay eğer düşündüğüm gibi Dünyadan kopmuşsa çok muhtemel arkasında kapanması zor bir boşluk bırakacaktır; Orasının da dünyanın en derin yeri olması çok normaldir. Coğrafi ya da volkanik faaliyetler ne kadar faal olsa da geride bir iz kalmaması zor.

Tabi bu dediklerim bir sürü "kendimce", "olabilir" içeriyor. Kesin olarak bilmek zor, şimdilik en doğrusu herkesin kendi inandığı :)
 
Hocam şimdi gezegenlerin, yıldızların ve uyduların oluşumuyla ilgili değişik fikirler ortaya atılıyor. Her geçen gün bazı fikirler öne çıkarken, bazıları geri plana itiliyor ama sonuç olarak ortada birbirinden farklı ve yanlışlanamayan fikirler var. Milyonlarca yıl önce yaşanmış ve deneysel ortamda tekrar edilemeyen olaylarla ilgili kesin yargılara ulaşmak kolay değil.

Bana ayın oluşumuyla ilgili şimdiye kadar gelen "kendimce" en mantıklı fikir bir çarpışma sonrası Dünya'dan kopmuş olabileceği gerçeği.

Her yöne eşit dağılan bir çekim alanı her zaman çektikleriyle bir küre oluşturmaya meyillidir. Malumunuz, çektiklerini merkeze olabildiğince yakına getirmek için en uygun şekil küredir. Dünyadan koptuktan sonra Ayın koptuğu yer dünya üzerinde yaşanan milyonlarca yıllık coğrafi ve volkanik olaylar sonucu tekrardan küre şekline doğru yaklaşmış olabilir. "Yaklaşmış" dememe dikkat edin, hala izi duruyor olabilir.

Dünya'nın en derin yeri.

Mariana Cukuru - Vikipedi

Ay eğer düşündüğüm gibi Dünyadan kopmuşsa çok muhtemel arkasında kapanması zor bir boşluk bırakacaktır; Orasının da dünyanın en derin yeri olması çok normaldir. Coğrafi ya da volkanik faaliyetler ne kadar faal olsa da geride bir iz kalmaması zor.

Tabi bu dediklerim bir sürü "kendimce", "olabilir" içeriyor. Kesin olarak bilmek zor, şimdilik en doğrusu herkesin kendi inandığı :)

Yıldızların patlamasıyla oluşan gama ışınlarınin atmosferi delip dünyaya ciddi zararlar verebileceği konuşuluyor.
Ve yüksek ihtimal deniliyor kisa vadede.
Aynı sekil bu halde gidersek uzun vadede güneşin daha etkili olabileceği
Dünyanın yaşanmayacak bir alan olacağı falan söyleniyor. Gun gectikce büyüyüp ısı değerinin arttığı soyelniyor. Tabi bu milyon hatta milyar yıl sonra buralar pek bizi ilgilendirmiyor.

İşin kısası bir gün dunyada yaşam kesinlikle bitecek belliki
Senin dusuncen ne? Dünya dışında yaşanabilecek alan konusunda ne dusunuyosun mesela?
Milyon milyar yıl sonra dünyadaki yaşanabilirlik seviyesi farklı gezegenler dede mümkün olabilir mi?
Nasa kesin biseyler saklıyor bana kalırsa. Bu konuda bi bilgin varmı?
Mantıken olmalı. İnsanoğlunun ulaşamadığı ulastiysa da insanlara söylemediği farklı yerler olmalı.



XT1033 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Ağa bide merak ettiğim konu şuan tüm bilinenler tahmini belliki çünkü üzerinden milyonlarca yıl geçmiş olayı tamamen bilimsel gerçeklikle açıklamak imkansız. Dedigin gibi bir test yapacak luksumuz de yok.
Tahmini gidiyor. Kisaca uzerinden geçmek gerekirse; 10km büyüklüğünde bir Asteroid in çarpması sonucu yüzlerce metre uzunluğundaki dalgalar oluşuyor, çoğu kara canlisini yok eden de bu zaten küçük alev parçalarının 2m yıl kadar yağması sonucu dinozorlar devrinin kapandığı deniz canlılarının olusan sulfurden dolayı %95 i, kara canlilarinin %80 civarının yok olduğu söyleniyor.
Akabinde oluşan duman atmosferi kaplayip güneş ışını almayan dunyanin buz devrine girip sonrasında volkanik patlamalarla yavas yavas yaşamın tekrar başlaması vs vs. (Yanlissam duzeltirsin)

Yarin obur gün başka birisi mantıklı bir şekilde açıklarsa bu kadar bilgi nolacak onu çok merak ediyorum.
Belki de yanlis üzerine çalışmalar yapilip erken çözülecek bir problemi uzun yıllar boyu çözülmeyecek. Sadece mantiga uygun diye tahmini bilgiler üzerinden bu işi yürütmek çok tuhaf geliyor bana. Onlarca kitap makaleler vs hepsi çöp belkide.


XT1033 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Yıldızların patlamasıyla oluşan gama ışınlarınin atmosferi delip dünyaya ciddi zararlar verebileceği konuşuluyor.
Ve yüksek ihtimal deniliyor kisa vadede.
Aynı sekil bu halde gidersek uzun vadede güneşin daha etkili olabileceği
Dünyanın yaşanmayacak bir alan olacağı falan söyleniyor. Gun gectikce büyüyüp işi değerinin arttığı soyelniyor. Tabi bu milyon hatta milyar yıl sonra buralar pek bizi ilgilendirmiyor.

İşin kısası bir gün dunyada yaşam kesinlikle bitecek belliki
Senin dusuncen ne? Dünya dışında yaşanabilecek alan konusunda ne dusunuyosun mesela?
Milyon milyar yıl sonra dünyadaki yaşanabilirlik seviyesi farklı gezegenler dede mümkün olabilir mi?
Nasa kesin biseyler saklıyor bana kalırsa. Bu konuda bi bilgin varmı?
Mantıken olmalı. İnsanoğlunun ulaşamadığı ulastiysa da insanlara söylemediği farklı yerler olmalı.



XT1033 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Öncelikle bizim ışın dediğimiz şey foton denen küçük enerji paketleri. Bu küçük enerji paketleri atomlarla etkileşime girip onların kimyasal bağlarını koparabilir ya da enerjilerini çarpıştıkları atomlara aktarıp bizim sıcaklık dediğimiz iç enerjilerini arttırabilir.

Ultraviole ışınları ozon tabakası absorbe ederek kimyasal reaksiyonlarla tekrardan ısı enerjisine dönüştürebiliyor. İlginiz ve İngilizceniz varsa ilgili reaksiyonlara burdan ulaşabilirsiniz.(Ozone–oxygen cycle - Wikipedia, the free encyclopedia)

Fakat ışınlar çok yüksek enerjili olursa elbette ozon tabakası yetersiz kalacak ve dünya üzerindeki yaşam zarar görecektir. Şimdiye kadar Güneş dışında hiçbir yıldızın enerjisinin Dünya'ya zarar verebileceğine dair bir şey okumadım. Güneş ömrünü tamamladığı zaman Dünya üzerindeki bütün yaşamlar da sona erecek en basitinden, eğer merak ettiğiniz buysa. Dünya'yı ısıtan ve bitkilerin besin üretmesini sağlayan yegane kaynak yok olmuş olacak. Mars'ın da bir zamanlar su içerdiğine dair ciddi kanıtlar var. Akan nehirlerin geride bıraktığı yatakları buldular, bir zamanlar belki orda da yaşam vardı?

Başka bir gezegende yaşam için ilgili Gezegen'in sıcaklığının bitkilere zarar vermeyecek şekilde uygun olması ve de yüksek miktarlarda su içermesi gerekiyor. Eğer bu ikisi varsa teorik olarak yetiştirilecek bitkilerle oksijen oranının insanların yaşamına el verilebilecek bir seviyeye getirilebileceği öngörülüyor.

Dünya benzeri gezegenlerin var olması olası, su içeren gezegenler bulunuyor; fakat o gezegenlere gidebilmek şimdilik olanaksız.

NASA'nın gizlediği bir şey varsa bunu bilmemizin pek olanağı yok. Malum, NASA ABD çıkarlarına göre hareket ediyor sonuçta. Bir ara ABD-RUSYA soğuk savaş çekişmesi varken bir şeyi keşfettikleri zaman önce açıklamış olmak onlar için bir prestij kaynağıydı. Şimdi öyle bir şey kalmadı ortada.
 
Üst Alt