Galatasaray Tudor'un önderliğinde yepyeni bir kadro kurdu , formasyonunu ve oyun anlayışını değiştirdi.Yeni bir ekip olsak da kenetlenme had safhada ve takım iyi oynadığı kadar da keyif veriyor.
Bu süreçte tökezlediğimiz maçlar oldu ancak bu maçlardan ders çıkartabiliyor muyuz bu çok önemli.Kadronun kalitesi kadar oyun anlayışının gelişmesi de şart.
Futbolda artık maç maç ve rakibe göre hem maç öncesinde hem de maç anında önlemler almak ve alternatif oluşturmak gerekiyor.
Bu sene sıkıntılar yaşadığımız maçları hatırlayalım.
Kayseri maçı : Her ne kadar farklı galibiyet alınsa da Kayseri dengeli bir ekip olarak göze çarpmıştı , kolay sinmeyen ve açık alan vermemeye çalışan futbol anlayışı ile bir müddet de olsa pozisyon üretmek de zorlanmamıza neden oldular , ama lige tam hazır olmadıklarından üstünlüğü kurmamız zor olmadı.
Antalyaspor maçı : Aslında iyi oynarken ve daha da fazla üstünlük kurabilecekken vites düşürdüğümüz maç.Bu maç ile hem oyuncular hem de Tudor 2.golü bulabilecekken geri çekilmenin ve dengeli oynamaya çalışmanın sonuçlarını görmüş oldular.Elbette zorlu deplasmanlarda golü bulduktan sonra kontra atak futbol anlayışı benimsenebilir ama bu maçta kontra futbolundan da eser yoktu , alışageldiğimiz 3-4 pasla rakip ceza sahasına giren Galatasaray yerine yan paslarla top çeviren eski Galatasaray'ı görmek taraftarı hayal kırıklığına uğratmıştı.Bu maçtan ders çıkarmamız Bursaspor deplasmanında bize galibiyeti getirdi diyebilirim.
Bursaspor Maçı : Taraftar desteğinin had safhada olduğu , baskılı ve hızlı oynayan bir ekiple ilk kez karşılaştık.Özellikle maçın başında yediğimiz baskı defanstan top çıkartırken yaptığımız top kayıpları sonucunda 2-0 gibi şok bir skorla karşılaşmamız işten bile değildi.Bu baskıyı topu kanatlara açarak kırmamız oyun anlayışında daha esnek olabileceğimizi gösterdi.Bu baskıyı kırmak ve oyunu rakip sahaya yıkmak böylesine zor bir deplasmanda en az galibiyet kadar önemli bir reaksiyon göstermemiz açısından olumlu bir gelişmeydi.Her ne kadar eleştirilse de maçın son 3 te birinde yapılan oyuncu ve formasyon değişiklikleri ile baskıyı artırmamız ve dönen topları tekrar hücumda kullanmamız galibiyeti getiren faktör oldu.
Karabükspor maçı : Bu maçta ilk kez bizim gibi önde baskı kuran ve dinamizmini maçın geneline yayabilen bir ekiple karşılaştık, zaten Tudor'un oyun anlayışını benimsediğinden aslında bu maça hazır çıkmamız gerekirdi.Bununla birlikte rakibin önde baskısı , özellikle defansın oyun kurmasına ve fernando'nun topla buluşmasına izin vermemesi ciddi anlamda tökezlememize yol açtı.Bununla birlikte rakibin gereksiz doldur boşalt futbol anlayışı maicon ve serdar ile hava toplarını karşılayarak topun kontrolünü ele geçirmemize katkı sağladı.Laubali futbol anlayışı sonucu kendi hatamızdan yediğimiz gol umarım önemli bir ders olur.
Rakip teknik adamın seleznovu oyuna sokarak bir anda topu kontrol eden ve pas futbolunu benimseyen anlayışa bürünmesi ile baskıyı daha fazla hissetmemiz ve pozisyonlar vermemiz de dikkat çekicidir.Bununla birlikte %70 'e varan top üstünlüğü ve rakip sahada oldukça fazla pozisyona girmemiz kısır bir futbol yaşamamıza engel oldu.Diğer ders almamız gereken olay ise hücum setlerinde son top kullanımında çalışılması gerektiği.Resmen hangi pozisyonda şut çekilmes, hangisinde pas verilmesi hususunda hep yanlış tercihler yaptık.Açıkçası böyle maçlarda topu eveleyip gevelediğimizde Tudor'un kaleyi görünce vurun diye uyarması gerektiğini düşünüyorum.Bu konuda zaten başarılı oyunculara sahipken altıpas etrafında fanteziye kaçmanın manası yok.Rakibi kıstırdığımızda mutlaka 3. hatta 4. golü bulmalıyız.Böylece enerjimizi daha koruyarak oyuna devam edebilir , farklı formasyon ve genç oyuncuları değerlendirebiliriz.
Son olarak Galatasaray'ın defoları üzerine çalışması gerekiyor.Görüldüğü üzere önde baskı yapan ve fernando'nun etkinliğini kısıtlayan futbol anlayışı sorun yaşamamıza neden oldu.Bu durumda Ndiaye'nin daha fazla sorumluluk alarak topu dikine ileri taşıması yada maicon - mariano - linnes üçlüsüyle oyunu hızlı bir şekilde kanatlara açarak orta saha baskısından kurtulmamız faydalı olacaktır diye düşünüyorum.Baskılı futbola karşı rakip eksiltebilen feghouli ve ndiaye gibi oyuncularımızı sık sık topla buluşturmalı ve duran top kazanmalıyız.
Bu süreçte tökezlediğimiz maçlar oldu ancak bu maçlardan ders çıkartabiliyor muyuz bu çok önemli.Kadronun kalitesi kadar oyun anlayışının gelişmesi de şart.
Futbolda artık maç maç ve rakibe göre hem maç öncesinde hem de maç anında önlemler almak ve alternatif oluşturmak gerekiyor.
Bu sene sıkıntılar yaşadığımız maçları hatırlayalım.
Kayseri maçı : Her ne kadar farklı galibiyet alınsa da Kayseri dengeli bir ekip olarak göze çarpmıştı , kolay sinmeyen ve açık alan vermemeye çalışan futbol anlayışı ile bir müddet de olsa pozisyon üretmek de zorlanmamıza neden oldular , ama lige tam hazır olmadıklarından üstünlüğü kurmamız zor olmadı.
Antalyaspor maçı : Aslında iyi oynarken ve daha da fazla üstünlük kurabilecekken vites düşürdüğümüz maç.Bu maç ile hem oyuncular hem de Tudor 2.golü bulabilecekken geri çekilmenin ve dengeli oynamaya çalışmanın sonuçlarını görmüş oldular.Elbette zorlu deplasmanlarda golü bulduktan sonra kontra atak futbol anlayışı benimsenebilir ama bu maçta kontra futbolundan da eser yoktu , alışageldiğimiz 3-4 pasla rakip ceza sahasına giren Galatasaray yerine yan paslarla top çeviren eski Galatasaray'ı görmek taraftarı hayal kırıklığına uğratmıştı.Bu maçtan ders çıkarmamız Bursaspor deplasmanında bize galibiyeti getirdi diyebilirim.
Bursaspor Maçı : Taraftar desteğinin had safhada olduğu , baskılı ve hızlı oynayan bir ekiple ilk kez karşılaştık.Özellikle maçın başında yediğimiz baskı defanstan top çıkartırken yaptığımız top kayıpları sonucunda 2-0 gibi şok bir skorla karşılaşmamız işten bile değildi.Bu baskıyı topu kanatlara açarak kırmamız oyun anlayışında daha esnek olabileceğimizi gösterdi.Bu baskıyı kırmak ve oyunu rakip sahaya yıkmak böylesine zor bir deplasmanda en az galibiyet kadar önemli bir reaksiyon göstermemiz açısından olumlu bir gelişmeydi.Her ne kadar eleştirilse de maçın son 3 te birinde yapılan oyuncu ve formasyon değişiklikleri ile baskıyı artırmamız ve dönen topları tekrar hücumda kullanmamız galibiyeti getiren faktör oldu.
Karabükspor maçı : Bu maçta ilk kez bizim gibi önde baskı kuran ve dinamizmini maçın geneline yayabilen bir ekiple karşılaştık, zaten Tudor'un oyun anlayışını benimsediğinden aslında bu maça hazır çıkmamız gerekirdi.Bununla birlikte rakibin önde baskısı , özellikle defansın oyun kurmasına ve fernando'nun topla buluşmasına izin vermemesi ciddi anlamda tökezlememize yol açtı.Bununla birlikte rakibin gereksiz doldur boşalt futbol anlayışı maicon ve serdar ile hava toplarını karşılayarak topun kontrolünü ele geçirmemize katkı sağladı.Laubali futbol anlayışı sonucu kendi hatamızdan yediğimiz gol umarım önemli bir ders olur.
Rakip teknik adamın seleznovu oyuna sokarak bir anda topu kontrol eden ve pas futbolunu benimseyen anlayışa bürünmesi ile baskıyı daha fazla hissetmemiz ve pozisyonlar vermemiz de dikkat çekicidir.Bununla birlikte %70 'e varan top üstünlüğü ve rakip sahada oldukça fazla pozisyona girmemiz kısır bir futbol yaşamamıza engel oldu.Diğer ders almamız gereken olay ise hücum setlerinde son top kullanımında çalışılması gerektiği.Resmen hangi pozisyonda şut çekilmes, hangisinde pas verilmesi hususunda hep yanlış tercihler yaptık.Açıkçası böyle maçlarda topu eveleyip gevelediğimizde Tudor'un kaleyi görünce vurun diye uyarması gerektiğini düşünüyorum.Bu konuda zaten başarılı oyunculara sahipken altıpas etrafında fanteziye kaçmanın manası yok.Rakibi kıstırdığımızda mutlaka 3. hatta 4. golü bulmalıyız.Böylece enerjimizi daha koruyarak oyuna devam edebilir , farklı formasyon ve genç oyuncuları değerlendirebiliriz.
Son olarak Galatasaray'ın defoları üzerine çalışması gerekiyor.Görüldüğü üzere önde baskı yapan ve fernando'nun etkinliğini kısıtlayan futbol anlayışı sorun yaşamamıza neden oldu.Bu durumda Ndiaye'nin daha fazla sorumluluk alarak topu dikine ileri taşıması yada maicon - mariano - linnes üçlüsüyle oyunu hızlı bir şekilde kanatlara açarak orta saha baskısından kurtulmamız faydalı olacaktır diye düşünüyorum.Baskılı futbola karşı rakip eksiltebilen feghouli ve ndiaye gibi oyuncularımızı sık sık topla buluşturmalı ve duran top kazanmalıyız.