Allah razı olsun sevgili Arslaner hazır aklı hür, vicdanı hür demişken @Erman Türker aklıma geldi. Onu göremiyorum bu ara forumdan ayrılmadı inşallah?
Yoo buralarda ama gece yaşayıp gündüz uyuyor büyük ihtimalle o yüzden denk gelmiyor olabilirsin
Allah razı olsun sevgili Arslaner hazır aklı hür, vicdanı hür demişken @Erman Türker aklıma geldi. Onu göremiyorum bu ara forumdan ayrılmadı inşallah?
Açıkçası Fenerbahçe gibi bir yapımız olacağına ya liselilerde kalsın ya da satılsın. Bugün Aziz Yıldırım kurula dünya kadar kayıt yaptırmış. Tıpkı evlere Suriyeli yerleştirip oy kullandıranlar gibi. Bunun alasını Dursun Özbek yapmaz mıydı? Kurula çok yükleniyoruz ama özerkliğimizin teminatı gibiler.
Bazen 25 milyon kişinin yönetimi belirleme üzerinde söz sahibi olmasındansa, 2 bin kişinin söz sahibi olması iyidir. 1 kişi çıkar kendine yakın isimleri doldurur kulübe 25 milyon kişiyi yıllarca kandırır bir bakmışsın indiremeyecek kadar güçlenmiş. Ama 2 bin farklı kafayı bu kadar kolay kandıramazsın. Hele 20 farklı güç dengesini asla kandıramazsın.Bayern modeli. Tam bir halka arz. Liseye isim hakkının bedeli neyse ödenip defedilmesi. Bunun dışında tek bir seçenek var ki o da bir başkasına satılması. O da adamın keyfi estiği zaman seni 3. lige kadar düşürebilecek sıkıntıya sokması demektir. Üçüncü seçenek yok. Bu ilkel anlayışla zaten teker patlayacak. Zamanla ülke futbolunda Başakşehir, Göztepe, Altınordu gibi gerçekten sahipli kulüplerin artan oranda başarı kazanacğaını öngörmek zor değil.
Lise dediğiniz yapının özgürlükçülüğü 25 milyonu 2 bin kişinin hatta 20 kişinin kararıyla yönetme. Muhtemelen 20 kişilik demokrasi. Uyduruk bir üstünlük taslaması. Ve bunun bir takımın başına Aziz Yıldırım'ın gelmesinden bile daha kötü birşey olduğunu, 21. yüzyılın bu despotik aristokratik anlayışı kaldırmadığını 5-10 yıl içinde daa net anlayacağız.
Bazen 25 milyon kişinin yönetimi belirleme üzerinde söz sahibi olmasındansa, 2 bin kişinin söz sahibi olması iyidir. 1 kişi çıkar kendine yakın isimleri doldurur kulübe 25 milyon kişiyi yıllarca kandırır bir bakmışsın indiremeyecek kadar güçlenmiş. Ama 2 bin farklı kafayı bu kadar kolay kandıramazsın. Hele 20 farklı güç dengesini asla kandıramazsın.
Bayern modeli. Tam bir halka arz. Liseye isim hakkının bedeli neyse ödenip defedilmesi. Bunun dışında tek bir seçenek var ki o da bir başkasına satılması. O da adamın keyfi estiği zaman seni 3. lige kadar düşürebilecek sıkıntıya sokması demektir. Üçüncü seçenek yok. Bu ilkel anlayışla zaten teker patlayacak. Zamanla ülke futbolunda Başakşehir, Göztepe, Altınordu gibi gerçekten sahipli kulüplerin artan oranda başarı kazanacğaını öngörmek zor değil.
Lise dediğiniz yapının özgürlükçülüğü 25 milyonu 2 bin kişinin hatta 20 kişinin kararıyla yönetme. Muhtemelen 20 kişilik demokrasi. Uyduruk bir üstünlük taslaması. Ve bunun bir takımın başına Aziz Yıldırım'ın gelmesinden bile daha kötü birşey olduğunu, 21. yüzyılın bu despotik aristokratik anlayışı kaldırmadığını 5-10 yıl içinde daa net anlayacağız.
Bu dediğinden farklı mı bizimkisi. Aziz Yıldırım yarın ölür gider. Ama kurumsal vesayetin bitme ihtimali yok. 25 milyonluk camianın üye sayısı zaten bir de bunalrın %40 civarı liseli. Üstelik lisesiz olanların da en az yarısı liseli olanların akrabaları deniyor. Referans olduklarını saymıyorum bile.
Can Lise konusunda konuşurken eğitim kurumunu kapatalım demiyor zaten. Ama bu takım lise takımı olsun diye kurulmamış. Ali Sami Yen ve arkadaşlarının bunu hedeflediğini de hiç zannetmiyorum. Eğer öyleyse açıkça söylesinler de TFF liseler arası turnuvaya soksun.
Eleştirilecek pek çok noktası olduğunu kabul etmekle beraber; o yerin dibine soktuğun yapının başını çektiği kulübün Avrupada ilklere imza atması, Türkiye'nin en başarılı kulübü olması da manidar. Sanki başka başarılı bir Türk modeli var gibi yazıyorsun. Neredeyse adamları nazi ilan edeceksin, bir sürü alaylı başkanımız oldu kendimizi kandırmayalım, hatta bazıları efsane olarak nitelendiriliyor. Öyle ya da böyle kırık dökükte olsa bir çeşit denetim mekanizmamız var, fener de bu yok.
Galatasaray her kulüpte olduğu gibi dönem dönem düşüşler yaşıyor, dönem dönem de zirveye çıkıyor. Zirveye çıktığı dönemlerde ise Türkiye'de eşi benzeri olmayan başarılar elde ediyor olan bu.
Galatasaray'da şuan irili ufaklı en az 10 farklı görüş mevcut bunları tek çatı altında toplamak zor, son seçimde bunun en güzel örneğini gördük zaten tek bir tarafa yığılma olmadı. Eğer farklı bir kulüpte olsaydı o seçim Özbek'i hiçbir güç indiremezdi. 3 yılda gerekli yatırımı yapardı, üyeyi toplardı.Yukarıda da yazdım ama tekrar söyleyeyim. Peki Galatasaray şu an farklı mı yönetiliyor? Galatasaray'ı 3-5 kişinin yönettiği biliniyor. Üstelik bu 3-5 kişnin Galatasaray ve üyeler üzerindeki etkileri Galatasaray Spor Kulübü'ne bağlılıkları üzerinden değil başka menfaatler kovalamaları üzerinden. birbiriyle iş yapanlar, akrabalar, yarın iş yapabilecek olanlar filan. Halka arzda kar ve zarar durumu olacak. Zaten 25 milyon kişi üye olacak diye bir durum yok. Hisse sahiplerinin oy hakkı olacak yönetim belirlenirken.
Galatasaray'da şuan irili ufaklı en az 10 farklı görüş mevcut bunları tek çatı altında toplamak zor, son seçimde bunun en güzel örneğini gördük zaten tek bir tarafa yığılma olmadı. Eğer farklı bir kulüpte olsaydı o seçim Özbek'i hiçbir güç indiremezdi. 3 yılda gerekli yatırımı yapardı, üyeyi toplardı.
Diğer kulüpler gibi yaparsan Özbek gelir 3 yılda kendi adamını doldurur ve bir daha inmesi imkansız bir güç haline gelir kendi inmek istemediği sürece de inmez. Yerine başkası gelince yine demokrasi falan olmaz bu sefer o doldurur kendi adamlarını. En güzel örnekleri Demirören ve Yıldırım hala bizim bu kulüplerle aynı olduğumuzu nasıl iddia edebiliyorsun anlamıyorum.
euro ne zaman 4.9 oldu
O başarı denilen şeyin kulübün yönetiminden tamamen bağımsız ülkede yakalanan tek bir jenerasyonla olduğunu ve ne öncesi ne de sonrası olduğunu unutmayalım. Birçok Avrupa ülkesinden fazla nüfus, maddi kaynak vb. imkanı olan ülkenin 100 yıllık kulüplerinin Avrupa'nın iki numaralı kupasını 1 kere kazanmış olması. Küçültmem asla ama büyük açıdan bakınca tablo bu. Sevilla nerdeyse her sene yapıyor bunu.
Ne tek jenerasyonu yav koskoca Galatasray 2000'den mi ibaret ? Şampiyon kulüpler kupası, kupa galilerinde elde edilen yarı finaller, çeyrek finaller var... ŞL'de elde edilen çeyrek ve 2. tur başarıları var.
Sevilla dediğin kulüp psikopat gibi UEFA kazanan bir kulüp ve İspanya liginde yer alıyor ve başka bir örnek yok. İspanyolların spor alanındaki atılımı yalnızca futbolu kapsamıyor adamlar basketbolda da, olimpiyatlarda da teniste de boy gösteriyorlar. Öyle sadece kulüplerin altından kalkabileceği işler değil onlar.
Galatasaray Türkiye'de faaliyet göstermesine rağmen inanılmaz işler yaptı. Birçok avrupa ülkesinden fazla nüfusumuz olmasını maddi kaynakları falan örnek vermişsin mesajında ki doğru, o bahsettiğin durum Galatasaray'ın ne kadar zor şartlar altında avrupa ile rekabet edip başarılı olduğunu gösteriyor. 80 milyonluk ülkede futbolcu yetişmiyor, futbolcuyu bırak sporcu yetişmiyor. Olimpiyat sporcularında durmadan doping çıkıyor, olimpiyatlara fazla sporcu yolladık diye sevinirken bir bakıyoruz pek çoğu ya sonuncu olmuş ya da sondan ilk 5'te yer alıyor. Böyle bir ortamda başarılı olmak bir tarafta, Sevilla gibi İspanyol devleti tarafından kusursuza yakın şekilde planlanmış yapı içinde faaliyet göstermek bir tarafta.
Sen bizim 2000 olayını biraz yanlış anlamışsın bence... Gözde büyütülen kupanın kendisi değil, şartlara rağmen o kupanın kazanılması. Ve evet, bütün bunları başaran lise hegemonyası altındaki Galatasaray.
Artık mızrağın çuvala sığmadığı ve alaylılar lehine yeni düzenlemelere gidilmesi gerektiği de doğru, buna zaten itiraz eden yok. Ama liseyi itin g.tüne sokmanın da alemi yok, gerçekler ortada.