Dunning-Kruger Etkisi Nedir? Neyi Bildiğimizi ve Neyi Bilmediğimizi Ne Kadar Biliyoruz? | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Dunning-Kruger Etkisi Nedir? Neyi Bildiğimizi ve Neyi Bilmediğimizi Ne Kadar Biliyoruz?


Neden Cahiller Bu Kadar Cesurken, Uzmanlar Kendi Yetkinliklerini Küçümsemeye Meyilliler?​


1668618824555.png

Dunning-Kruger Etkisi, belli bir görev veya uzmanlık alanı konusunda az miktarda kabiliyet, uzmanlık veya deneyim sahibi kişilerin, o alandaki kabiliyet, uzmanlık veya deneyimlerini abartmaya olan eğilimleriyle tanımlanan bir bilişsel önyargıdır.[1]

Dunning-Kruger Etkisi iki taraflıdır; yani bir alandaki gerçek uzmanlar da kendi deneyim ve kabiliyetlerini azımsamaya meyillidir.[2] Bir diğer deyişle, bir konu hakkında gerçekten ortalamanın üzerinde bilgiye sahip veya gerçekten uzman olan kişiler, kendi bilgilerini küçümsemeye ve olduğundan az görmeye meyillidirler.[3], [4], [5] Bu kişilerde daha yoğun olarak alçakgönüllülük, spesifik bir konudaki bilgilerinden (aslında doğru olmasına karşın) emin olmama, mütevazı tavırlar ve konu hakkındaki bilgi düzeylerini önemsememe gibi davranışlar görülür.

Bu etkiyi resmi olarak tanımlayan orijinal makale, 1999 senesinde Michigan Üniversitesi sosyal psikoloji profesörü David Alan Dunning ile New York Üniversitesi sosyal psikoloji profesörü Justin Kruger tarafından,Journal of Personality and Social Psychology dergisinde yayınlanmıştır.[6] İkili, bu etkiyle ilgili yazdıkları makalede şu sonuca varmaktadırlar:

Cahillerin/beceriksizlerin/yeteneksizlerin ölçüsüzlükleri kendileriyle ilgili algılarındaki hatalardan; yüksek bilgi düzeyine sahip, becerikli, yeteneklilerin ölçüsüzlüğü ise diğer insanlarla ilgili algılarındaki hatalardan kaynaklanmaktadır.
Elbette bu bilişsel önyargıyı tarihte ilk kez fark eden Dunning ve Kruger değildir. Türk deyimlerinden biri olan cahil cesareti, bu tespitin antikliğini göstermektedir. Charles Darwin de cehaletten doğan cesareti 19. yüzyılda fark etmiş ve şu sözlerle anlatmıştı:

Cahillik, daha sıklıkla bilgiyi değil, güveni doğurur; ısrarla şu veya bu problemin bilimle çözülemeyeceğini iddia edenler, çok bilenler değil, az bilenlerdir.
Ancak bu etkinin resmi keşfi ve uzmanlarca tanımlanması, 1996 yılına kadar beklemiştir.

Araştırmacıları bu konuyu incelemeye iten olay da oldukça ilginçtir: 1995 yılında 44 yaşındaki McArthur Wheeler isimli şahıs, limon suyunun "tuhaf" olarak tanımladığı kimyası ile ilgili çok derin bilgilere sahip olduğu iddiasıyla, yüzünü limon suyuna buladı ve 2 bankayı üst üste soymaya kalktı. İddiasına göre, limon suyunun görünmez yazılar yazmakta kullanılabilmesini sağlayan "gizemli" kimyası sayesinde, kendisini de "görünmez" kılacak ve bankadaki kameralar onu kaydedemeyecekti. Bankaları soymayı başardı; ancak tabii ki kameralar sorunsuz bir şekilde kaydı yaptı ve aynı gün içerisinde polis, Wheeler'ı kolayca yakaladı. Bu ilginç girişimin sebebi, Wheeler'ın cahilliğiydi. Kimya ve muhtemelen genel kültür hakkında derin bir cehalete sahip olmasına rağmen, cahilliğinin farkında değildi ve kendini uzman görüyordu. Dolayısıyla bilgilerinin ortalamadan üstün olduğunu ve polisler ile teknolojiyi kandırabileceğini sandı. Yanıldığı, çok barizdi.

Araştırma, Cornell Üniversitesi'nde deneklerle yapılan deneyler üzerine 1996'da yayınlandı. 1999'da, araştırma bir adım öteye götürülerek, gerçekten konu hakkında bilgili birinin, cahil birini azıcık eğitmesinden sonra, cahil kişinin kendi bilgisizliğini çok daha isabetli tespit edebildiği ortaya kondu. Daha sonradan 2003, 2006 ve 2008'de diğer uzmanlarca yapılan araştırmalarla bu etki doğrulandı ve daha derin detaylar ortaya çıkarıldı. Hatta 2008'de Ehrlinger, bu etkiyi farklı sebeplere bağlamaya çalışan bir araştırma yaptı; yani etkiyi doğrudan hedef alarak çürütmeye çalıştı. Ancak araştırmasının sonucu, Dunning ile Kruger'ın vardığı sonuçla birebir örtüşüyordu. Bu durum, etkinin geçerliliğini çok daha arttırdı.

"Beceriksiz ve Farkında Değil: Kişinin Kendisinin Cehaletiyle İlgili Bilgisizliğinin, Kendisini Abartılı Değerlendirmesine Nasıl Neden Olduğu Üzerine..." başlıklı sebebiyle ikiliye 2000 senesinde, Nobel Ödülü'nü satirik bir şekilde alaya alan Ig Nobel Ödülü verildi.

Dunning-Kruger Etkisi Bize Ne Öğretir?​

Dunning-Kruger Etkisi, belli bir konuda beceriksiz veya bilgisiz insanlarda görülen, "hayali (sanrılı) üstünlük hissi"ne verilen isim olarak da tanımlanabilir. Bu kişilerde, tipik olarak, beceriksiz/bilgisiz oldukları konulardaki becerileri/bilgileri sorulduğunda, gerçekte olandan çok daha yüksek olduğunu iddia ettikleri görülür. Yani bu kişiler, cehaletlerinden ötürü sahip oldukları cesaret nedeniyle, kendilerini aslında bilgisiz oldukları bir konunun uzmanı ilan edebilirler.

Dunning-Kruger Etkisi, genellikle üst-bilişsel yetenekler (metabiliş) yaklaşımıyla açıklanmaktadır. Bu yaklaşıma göre, kötü performans gösterenler, henüz iyi ve kötü performansları ayırt etme yeteneğini kazanmamışlardır. Kendi performansları ile başkalarının performansları arasındaki niteliksel farkı görmedikleri için, kendilerini abartma eğilimindedirler.

Dunning-Kruger Etkisi ile ilgili olarak anlaşılması gereken kritik bir nokta, Dunning-Kruger Etkisi'nin çoğu durumda başka insanlar için değil, kişinin kendisi için tanımlı olduğudur; zira herkes belli konularda amatör veya tamamen deneyimsizdir; ancak sırf YouTube videoları izledikleri için veya 1-2 kitap okudukları için veya daha önceden birkaç kez belli bir şeyi deneyimledikleri için o konuda uzman olduklarını varsayabilirler. Dunning-Kruger Etkisi'nin bize verdiği ana mesaj, kendimizi uzman sandığımız konularda muhtemelen deneyim ve becerilerimizi abarttığımızdır. Dolayısıyla Dunning-Kruger Etkisi, içe yönelik düşünceyi ve kişiyi "çuvaldızı kendisine batırmaya" teşvik eder.

Dunning-Kruger Etkisi'nin sağladığı önemli perspektiflerden bir diğeri de, belli bir konuda başkaları tarafından verilen kararların veya atılan adımların doğru kararlar olduğunu bilebilmek için gereken bilgi ve deneyim miktarının, o doğru kararı bizzat almak veya o doğru adımı atmak için gereken bilgi ve deneyim miktarıyla eşit olduğudur. Bir diğer deyişle bu etkinin temel sebebi, belli bir konudaki cehaletten ötürü kişide, o konu hakkında "gerçekten bilgili" veya "gerçekten yeterli" olma seviyesine dair güvenilir ve tarafsız bir algının var olmayışıdır. Yani bu kişiler, kendilerini belli bir konuda gerçekten yeterli saymak için ne kadar bilgiye sahip olmalarını gerektiğini bile bilmedikleri için, kısıtlı bilgilerine rağmen kendilerini o konuda uzman varsayarlar.



Dunning-Kruger Etkisi Grafiği Karmaşası​

Dunning-Kruger Etkisi, içinde ilginç bir ironiyi barındırır: Dunning-Kruger Etkisi ile ilişkili olarak sosyal medyada paylaşılan grafiklerin birçoğu, Dunning ve Kruger tarafından yayınlanan aslen grafik değildir (ve kimine göre popüler grafik, gerçek makalenin verdiği bilgileri abartmaktadır). Bu durum, Dunning-Kruger Etkisi'nin kendisinin de Dunning-Kruger Etkisi'nden muzdarip olduğu fikrini doğurmuştur.

Popüler Dunning-Kruger Grafiği​

Birçok kaynakta Dunning-Kruger Etkisi'ni özetleyen grafik şu şekilde verilmektedir:
1668618898972.png


Bu grafikte:

  • Sol taraftaki ilk sivri tepe noktasına Aptallık Dağının Zirvesi (İng: "Peak of Mount Stupid") adı verilmektedir.
  • Ortadaki çökük kısma (dip noktasına) Umutsuzluk Vadisi (İng: "Valley of Despair") adı verilmektedir.
  • Uzmanlık tarafına gittikçe yaşanan yükselmeye Aydınlanma Eğrisi (İng: "Slope of Enlightenment") denmektedir.
  • Nihayet ulaşılan noktayaysa Sürdürülebilirlik Platosu (İng: "Plateau of Sustainability") denmektedir.
1668618925694.png

Bu grafiğin söylediği özetle şudur:



  • Eğer alandaki gerçek deneyimi (alan bilgisini) kısaca "cehalet-uzmanlık" skalasında gösterirsek ve bu kişilerin gerçekte aldıkları skoru (veya gerçeğe yönelik algılarını) "cesaret" olarak nitelendirirsek, belli bir konuda cahil olan birinin cesareti de oldukça yüksek olacaktır. Çünkü cahil kişiler, kendilerinin alan bilgisini ve deneyimini abartmaya meyilli olacaktır ("Aptallık Dağı"nın zirvesinde olacaklardır).
  • Ama kişi, o konuda deneyim ve bilgi kazandıkça, kendi bilgisizliğini fark etmeye başlayacaktır ve dolayısıyla alana yönelik cesareti hızla azalacaktır ("Umutsuzluk Vadisi"nin dibine ulaşacaklardır).
  • Nihayetinde kişinin alan bilgisi zenginleştikçe, cesareti de yavaş yavaş toparlanmaya başlayacaktır ("Aydınlanma Eğrisi" boyunca ilerleyeceklerdir).
  • Ancak hiçbir zaman cahil olduğu zamanki cesaret seviyesine ulaşamayacaktır (cesaretin yükselişi, "Sürdürülebilirlik Platosu"nda kalacaktır). Bu da, Dunning-Kruger Etkisi'nin ikinci parçası olan, uzman birinin kendi deneyimini azımsama eğilimini göstermektedir.
Ne var ki bu grafikler, gerçekte olanı yansıtmamaktadır.

Gerçek Dunning-Kruger Etkisi Grafiği​

Orijinal makaledeki grafik şu şekildedir:
1668618953063.png

Bu grafiği anlamak için, biraz arka plan bilgisi verelim: Dunning-Kruger Etkisi genellikle kişinin kendi kabiliyet ve deneyimini ölçen testlerle ölçülür. Örneğin katılımcılara, matematiğin belli bir alanındaki veya pilotsuz kalan bir uçağı indirme konusundaki kabiliyetleri konusundaki kabiliyet ve uzmanlıklarını nasıl algıladıklarına yönelik bir test verilir. Sonrasındaysa bu alanlarda gerçek uzmanlığı ölçen bir test verilir veya kişinin gerçekten o yeteneği sergilemesi istenir. Son olarak, kişinin test öncesi algılarıyla testte gerçekten nasıl bir performans sergilediği kıyaslanır. Bu yapıldığında, genellikle şu tür bir grafik elde edilir:

1668618976487.png

Bu grafikte yatayda kişilerin genel popülasyon içinde bulunabilecekleri yetkinlik grupları yatayda (x ekseninde) yer almaktadır. Bu, örneğin yüzdelik dilim gibi bir kategoriye karşılık gelebilir. Örneğin pilotlukta çok uzman olan kişiler %99'luk dilimde, çok az deneyimli pilotlarsa %1'lik dilimde yer alabilirler. Düşeyde (y ekseninde) ise kişilerin belli bir uzmanlık alanında aldığı skor gösterilmektedir. Bir kişi belli bir görevde veya testte ne kadar yüksek skor alırsa, y ekseninde de o kadar yüksekte bulunacaktır.

Normalde yeterince büyük bir grupla test yapılacak olursa, kişilerin yer aldıkları yetkinlik grubu ile o testten aldıkları skor arasında doğrusal bir ilişki görülecektir. Çünkü örneğin %25'lik yetkinlik grubunda olan birinin alacağı test skoru da 100 üzerinden 25 civarında olacaktır; %90'lık yetkinlik grubunda olan birinin alacağı test skoru da 100 üzerinden 90 civarında olacaktır. Bu da a'nın pozitif bir değer olduğu, yani iki değişken arasında pozitif bir korelasyona işaret ettiği, y=ax+by olarak karakterize edilebilecek, sıradan bir lineer grafik oluşturacaktır.

Yukarıdaki iki grafikten görüleceği üzere, gerçekten de test sonuçları yetkinlik grubuyla skor arasında doğrusal bir ilişki tespit etmektedir. Ne var ki kişilerin test öncesinde ölçülen algılanan becerileri ile, test sonrasında ortaya çıkan gerçek becerileri arasında belirgin bir fark vardır. Spesifik olarak, gerçekte daha düşük yetkinlik grubunda olan kişiler, testten alacakları skoru daha yüksek tahmin etmeye meyillidirler; gerçekte daha yüksek yetkinlik grubunda olan kişilerse testten alacakları skoru daha düşük tahmin etmeye meyillidirler.

İşte belli bir konuda gerçekte daha düşük beceriye sahip kişilerin o konudaki yeteneklerini abartması, daha yüksek beceriye sahip kişilerin o konudaki yeteneklerini azımsaması olgusuna Dunning-Kruger Etkisi denmektedir.

 
En sevdiğim etkidir
İlk öğrendiğimde birçok konuda artık belli bir aşamaya gelmiş olduğumdan, ortalarda kalmamak için, mümkün olduğunca daha fazla öğrenip ileri gitmeye, cesaretimi arttırmaya çalışıyorum
 
Üst Alt