Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, son günlerde yaşanan olaylar ile ilgili gündeme dair açıklamalar yaptı.
Dursun Özbek:
"Zaniola'ya yapılan hareket tüm sezona ışık tutmaktadır"
"Son günlerde yaşanana olaylar ile ilgili sözlerine başlayan Özbek, "Son günlerde olan gelişmeler yüzünden bu açıklamayı yapma kararı aldık. Kasımpaşa maçındaki bir pozisyonla ilgili başlamak istiyorum. Zaniola'ya yapılan hareket ve sonrasındaki gelişmeler tüm sezona ışık tutmaktadır.
"Lale Orta, başında bulunduğu kurumun görev tanımının dışına çıktı ve yorumculara baskı yaptı"
Kasımpaşa maçında Zaniolo'ya yapılan hareket önemliydi. MHK Başkanı Lale Orta, başında bulunduğu kurumun görev tanımının dışına çıkarak hakem yorumcularına baskı yapmıştır. Bunu açıklamalarında hepimiz dinledik, şahit olduk. Maalesef bu açıklamaların sebebiyle ilgili TFF'den ne başkanı ne de yönetim kurulu üyeleri yorum yaptı. Sayın Lale Orta ve TFF Başkanı, yönetim kurulu üyeleri hepsi aynı fikirdedir. Lale Orta da onların sözcülüğüne soyunmuştur.
"Görevleri arasında yayıncı kuruluşa müdahale etmek yoktur"
Olayı Konyaspor maçında öğrendim. Basın mensularıyla yaptığım konuşmada da buna inanmak istemediğimi belirtmiştim. Bunun gerçek olmadığını düşündük. MHK'nın görev yetkileri talimatlarla belirlidir. Görevleri arasında yayıncı kuruluşa müdahale etmek yoktur. Bundan daha da vahimi yönetim kurulu kararı olmadan çıkarılamayacak bir VAR videosunun çıkartılmasıdır. Demek ki VAR odasında gösterilmemesi gereken görüntüler var. MHK Başkanı kendisi istediği gibi karar veriyor, istediği görüntüleri, istediği kadarıyla ekrana getiriyor.
"MHK Başkanı hem savcılığa hem de hakimliğe soyunmuştur"
Hukukta hep şu söylem vardır: Bir kişi hem savcı hem hakim olamaz. Buradan MHK Başkanı hem savcılığa hem de hakimliğe soyunmuştur. Bunu kabul etmiyoruz. Biz 300 sayfaya yakın müracaatla yayıncı kuruluşa gittik. Haklarımızı savunmaya çalıştık. Sezonun başından beri yapılan haksızlıkların sebebi daha iyi anlaşılıyor. Demek ki yayıncı kuruluşun çektiği görüntülerden bazıları yayınlanabilir, bazıları da yayınlanmaması lazım. Bu konu MHK Başkanı'nın insiyatifinde. Bunu savunmak size ait değildir.
"Arkadaşın istifa kararıyla TV programındaki yorumu aynı saatlere denk gelmiş"
Deliller herkese açık olmalı. Herkes o deliller çerçevesinde kendi hakkını aramalıdır. Daha büyük hataların yolunu açarız. Güçlü görünmek için adaletten vazgeçerseniz, tarafsızlığınızı kaybedersiniz. MHK, tarafsızlık konusunda en kritik kurumlardan biridir. Bu kurulun başkanının arka kapılardan bulduğu çözümlerle değil adaletli kararlarıyla hepimize örnek olması gerekir. Lale Orta'nın müdahale ettiği TV programıyla ilgili orada görevli bir arkadaşımız istifa etmiş. Sayın Lale Orta TV'deki konuşmasında bu istifaya da açıklık getirdi. EYT'den istifa etmiş. Eğer birilerinin aklıyla alay etmek istediğiniz zaman bu tip örnekler verirsiniz. O arkadaşın istifa kararıyla TV programındaki yorumu aynı saatlere denk gelmiş.
"Federasyon hala neden sessizliğini koruyor?"
Lale Orta'nın seçildiği dönemlerde yapılan tüm spekülasyonlara rağmen biz yanımızda olacağına inanıyorduk. Adaletsiz ve standardı olmayan kararlar bize tam tersini gösteriyor. Kimse bunun acemice hata olduğunu söyleyemez. Federasyon hala neden sessizliğini koruyor? Bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Tüm Türkiye'nin hem fikir olduğu bu konunun yanlışlığıyla ilgili TFF Başkanı neden açıklama yapmıyor? Yönetim kurulu neden susuyor? Kimden çekiniyorsunuz? Herkes susuyor, Lale Orta hem TFF'nin sözcülüğünü yapıyor hem de olaylara açıklama getirmek zorunda kalıyor. Neden çekiniyorsunuz sayın başkan?
"Hareketi yapan kişi kırmızı hak ettiğini de söylüyor"
Adalet herkes için var. Herkes için sağlayamazsak, şu anki gibi adaleti kendilerine göre sağlamaya çalışır. Sanki bu plan göz göre göre oynanıyor. Birbirine benzer pozisyonlar. Dubois'ya yapılan bir hareket var. Kırmızı kart verilmiyor. Hareketi yapan kişi (Ahmet Oğuz) kırmızı hak ettiğini de söylüyor. Ama hakem ve VAR bunu görmüyor. Rakibimizin maçında da aynı hareket yapılıyor. Onların aleyhinde gereken kart gösterilmiyor. Garip. Anlaşılması zor görüntüler var.
"Bu algoritmanın değerlerini kim düzenliyor?"
Hakem elini kırmızıya götürürken birdenbire vazgeçiyor. Kaldı ki bu hakem bir Galatasaray maçında rakip takım formasıyla maç seyretti. Buna nasıl müsaade ediliyor? Daha önce yaptığımız toplantılarda da bunu dile getirdik. Hakem tayinlerinin algoritma ile yapıldığına dair bizi ikna etmeye çalıştılar. Bize anlattıklarına göre çeşitli değerlendirmeler var. Hakemin formunda akrabalık derecelerine kadar hepsi algoritmanın içine giriyor. Rakibimizin maçını yöneten hakem Galatasaray'ın oynadığı bir maçta rakip takım forması giyen hakemi nasıl veriyorsunuz? Bu algoritmanın değerlerini kim yazıyor kim çiziyor?
"Rashica'ya yapılan hareketin aynısı Konya'da penaltı değil, Alanya'da penaltı"
Rashica'ya yapılan hareketin aynısı Konya'da penaltı değil, Alanya'da penaltı. Sivas maçında herkesin hata olarak kabul ettiği bir pozisyonu dillerine dolamışlar oradan kendilerine mağduriyet çıkarma peşindeler. Alanyaspor maçının 21. dakikasında oyuncularının kırmızı kart görmesi gerekiyor. Uzatmalarla birlikte 90 dakika 10 kişi oynanacak maç. Kimse bu kırmızı kartı konuşmasın istiyorlar.
"Amaç belli, kendi lehlerine yapılan hataların üstünü kapatmak"
Sahada maç oynanıyor daha bitmemiş. Devre arasında açıklama yapılıyor. Maçı sahada kazanacağını iddia eden bir kulüp, devre arasında neden açıklama yapar? Daha önünüzde en az 45 dakika var. Sırf hakemlere, TFF'ye baskı yapmak, kırmızı karta unutturmak istiyorlar. Amaç belli, kendi lehlerine yapılan hataların üstünü kapatmak.
"Jorge Jesus ülkemizin itibarını yok etmeye çalışıyor"
Sonra bakıyorsunuz Avrupa kupalarında maç bitiyor, hocası uluslararası basın önünde kaybettiği maçı konuşacağına, Türk futbolunun değerini iki paralık etmek için demeç veriyor. Ülkemizin itibarını yok etmeye çalışıyor. Türk futbolu için çaba verdiğimiz bir dönemde böyle bir hareket. Herkes suskun, herkes dilini yutmuş vaziyette. Kimseden konuyla ilgili bir yorum yok. Fatih hocamız Schalke maçından önce PFDK'ya yorum yaptı diye 3 maç ceza aldı. Bunu herkese hatırlatıyorum. Türk futbolu hepimizin ortak paydası.
"Bizim bu değeri korumamız gerekiyor. Her şeyi planlamışlar"
Bizim bu değeri korumamız gerekiyor. Her şeyi planlamışlar. Geçen sene ligi 13. sırada bitiren takımımızın bu sene bu başarıyı elde edebileceğini hesaplamamışlar. Galatasaray'ı hafife aldıkları için ne yapacaklarını şaşırdılar. Galatasaray taraftarının gücünü hafife aldıkları için ne yapacaklarını bilmiyorlar. O yüzden rekabeti giderek daha aşağı seviyelere indirmeye çalışıyorlar. Biz sizinle bu kadar düşük seviyede rekabet etmek istemiyoruz. İftiralarla rekabeti aşağı çekmeye çalışıyorsunuz. Yıllardır devam eden başarısızlıklarınızı kapatmak için insanları kandırmaktan vazgeçin. Köhnemiş bir zihniyetle kendi taraftarınızı kandırmak, iyi görünmek için uğraşmaktan vazgeçin. Ne yaparsanız yapın, biz kazanacağız ve sahada kazanacağız. Adaleti size ve sinsi oyunlarınıza rağmen getireceğiz.
"Adalete inancımızın önünde duracak cesaretiniz yok"
Utancı giden kimsenin kalbi ölür. Buradan utancı giden, kalbi ölmüş olanlara sesleniyorum. Hiçbir şeyin sizi utandırmayacağını biliyorum. Adalete inancımızın önünde duracak cesaretiniz yok. Şimdi çekilin karanlık köşenize, biz Türk futboluna aydınlığı size rağmen getireceğiz"
