Dursun Özbek'ten Çarpıcı Açıklamalar! | GSCimbom - En İyi Galatasaray Taraftar Portalı ve Forumu

Dursun Özbek'ten Çarpıcı Açıklamalar!


c08532ec2bb14040861006eb8b33a181.jpeg


Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek, TRT Spor’da yayınlanan Stadyum Özel’in konuğu oldu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek’in açıklamaları şu şekilde:


"Terör, Türkiye'nin başının belası. Her yerde, her sektörde, bizi etkilemeye başladı. Dolayısıyla Galatasaray da bundan nasibini aldı. Çok üzücü bir olay. Terörün gözü kör. Geldi Umut'un babasını da buldu. Kemal Bulut'a ve hayatını kaybeden herkese Allah'tan rahmet diliyorum. Değerli ailelerinin başı sağ olsun. Ankara'daki saldırı çok elim bir saldırı. Biz bütün kayıplara çok üzüldük. Bu arada Umut kardeşimiz de babasını kaybetti. Kulüp olarak onun yanına koştuk. Çalışanı, futbolcusu, idarecisi, yöneticisi, eski futbolcusu, yenisi hep beraber Kayseri'ye uçtuk. Bu arada diğer kulüpler de bize destek verdi. Beşiktaş, yönetim kurulu seviyesinde, Fenerbahçe ise çelenk gönderdi. Kayserispor takım olarak geldi. Bir taziye yoğunluğu yaşandı. Burada sadece Umut'un babasıyla ilgili değil, teröre karşı bir duruş sergiledik biz. O kalabılığı gördüğümüz zaman, insana karşı yapılan saldırıların ne kadar can yaktığını gördük. Ben bu tip saldırıları lanetliyorum. Olmaması için dua ediyorum.



Aradan çok zaman geçmedi, tekrar derbi maç öncesinde alınan ihbarlar seviyesinde maçımız ertelendi. Burada ertelenmeden önce seyircisiz oynama şeklinde bize iletildi. Alınan ihbarların da kademeli yükselişi var. Önce bir ihbar geliyor. Derbi 50 bin kişiye oynanacaktı, tüm biletler satıldı. 5 bin kişi de stadyumdan içeri alındı. Seyircisiz oynama gündeme gelince seyirci de demoralize oldu ve şaşırdı. İhbarın niteliği bir kademe daha yükseldi. Başka bir ihbarla çakışınca çok ciddi bir seviyeye geldi. Biz de bu kadar ihbar ve risk varken bu maçı erteleyelim dedik. İlgili yetkililerle, Fenerbahçelilerle konuşarak buradaki olası bir saldırının telafisinin olmayacağını konuştuk. Fenerbahçe de kabul etti. Dolayısıyla seyircisiz oynamaktansa,, maçın ertelenmesine, ihbarın değerlendirilmesi çerçevesinde karar verdik. Can çok önemli. Bir can kaybı bile olacaksa derbi oynanmamalı. Yetkililer de bu maçı erteledi.



Pazartesi bir toplantı olacak. Diğer yetkililer de gelecekler ve tarih tespit edilecek. Benzer şartların oluşması lazım. Derbi geçtiğimiz hafta sonu oynansaydı şartlar neydi? Fenerbahçe deplasmandan geliyor, cuma sabaha karşı Türkiye'ye geldiler. Pazar günü de derbi oynanacak. Bizim şartlara bir şey dediğimiz yok ama tespit edilecek tarihin benzer şartların olması lazım. Fenerbahçe'nin bir deplasman dönüşü, Galatasaray'ın da içeride oynadığı bir tarihe denk gelen haftaya denk gelmesi lazım. Trabzon dönüşünü kast ediyorum. Bizim olmazsa olmaz bir tarihimiz var. Nisan ayında olması lazım. 28'i bizim için en uygun tarih. Önceliğimiz olduğunu düşünüyorum. Bizim sahamızda oynanacak bir maç. Bunu kalkıp Galatasaray'ın deplasman dönüşünün arkasına eklerseniz şartları değiştirmiş olursunuz. Fazla da alternatif olan bir tarih yok. Fenerbahçeliler ile konuşmadım. Bu görüşü ilk defa paylaşıyorum. Pazartesi yapılacak toplantıda tarih kesin olarak belirlenecek.



Para iadesinden, aynı biletlerin kullanılmasına kadar her türlü şartları sağlayacağız. O gün derbiye gelen taraftarlar için de şartlar değişiyor. O gün maça gelen taraftarlarımızdan İsmail Yücel, Gömeç'ten geldi ve hayatını kaybetti. Maç oynansa belki bu olmayacaktı. Yaralılar da var. Onlara acil şifa diliyorum. Hayatını kaybeden taraftarımıza da Allah rahmet eylesin diyorum. Aziz Yıldırım'ın görüntüsünü izledim, çok net değil. Bir polemik yaratmak istemiyorum. İstediğini söyleyebilir. Bunun federasyonu etkilediğini zannetmiyorum.


Hakan Balta milli takım kampından döndü. Bağlarında bir zedelenme var, tedavisi devam ediyor. En kısa sürede takıma geri dönecek ama bu birkaç hafta alacak. Sneijder ile mesajlaştık. Adalesinde hafif bir rahatsızlığı var. Birkaç hafta da onun tedavisi sürecek.



UEFA süreci herkesin belirli bir oranda bilgi sahibi olduğu bir süreç. Çok net olan şu; Galatasaray'ın 2012-2015 yılları arasındaki faaliyetlerinden 160 milyon euro gibi bir zararı var. UEFA'nın kriterleri de eski 30 milyona kadar müsade ediyor. Galatasaray 130 milyon aşmış ve UEFA da bizi incelemeye aldı. Biz de gittik savunmamızı yaptık. Giderken ümitliydik. Çünkü bunun izahatı mümkün. Bir sürü sebep sıraladık. Kur farkı, faiz yüksekliği, Türkiye'deki futbol ekonomisinin büyüklüğü. Bir sürü şeyler söyledik. Orada bizi dinlediler ve bunun karşılığında 1+1 ceza, 2 sene peş peşe 10 milyon eurodan fazla zarar etmemek üzere bir tebligatta bulundular. Biz de bunun üzerinde Şubat ayında mahkemeye çıktık. Yargıç seviyesindeki çok değerli kişiler vardı. Savunmanın içerisinde ben de vardı. Savunmayı yaparken savcı niteliğindeki kişi de orada. "Bize 2 sene izleme verdiniz ama birçok şey değişti" dedik. "Dediler ki 2009 ile 2015 arasında fark var." Bize ilave süre vermelerini istedik. Onlarda zararları aşağı çekebileceğimizi gösterdik. Şans istedik. Bize önceden anlaşma yapıldığını söylediler. 16 Mayıs 2014'te sayın Ünal Aysal yönetimi bir anlaşma yapmış. Oradaki önemli faktörlerden birisi de şu, UEFA yetkilisi onları yanılttığımızı söyledi. O dönemde kulübün zarar etmeyeceği konusunda ikna etmeye çalışılmış ancak açıklanan zarar 36 milyon euro oldu. UEFA, mağazacılık karlarını da iptal edince açıklanan zarar 70 milyon euro oldu. Eğer o gün "Bu zararı biz kısa sürede azaltamayız" denilseydi, daha fazla süre de alabilirdik. Hepsi UEFA'nın kayıtlarında var.



Bütün kamuoyunun şunu bilmesini istiyorum; eğer bu iş 2014'te bu şekilde lanse edilmeseydi UEFA'ya, mağazacılık karları dahil edilmeseydi böyle olmazdı. Bunu savunanlar "UEFA bize bir şey söylemedi" diyorlar. UEFA'nın kitabına girdiğinizde bu yazıyor. Mağazacılığın nasıl kabul edileceği orada çok detaylı bir şekilde yazıyor. UEFA çok tavizkar olmadı. Ama çok haklı da gerekçelerimiz var. 1+1 gibi öngördükleri cezayı 1 yıla indirdi. Bu bizi tatmin etti mi? Hayır. Bugün bu cezayı veren kurum UEFA'nın hukuk departmanı. Kararları tamamen UEFA'nın kendi içindeki regülasyonları çerçevesinde belirliyor. Biz finansal fair playe uymadık. Ama 9 tane de ceza var. Bunun en ağırını vermek zorunda değilsin. Galatasaray'ın bugüne kadarki tarihine bakarak, UEFA'daki temsiline bakarak daha hafifi verilebilirdi. Ceza verilecekse bile bu yönetime bir süre verilmesi lazımdı. Bu cezayı şimdi verme, askıda tut. Bana bu şansı ver. UEFA olarak incelemeye geldiğinde ben 5 aylık bir yönetimdim. Bunu istenilen yere getirmek için benim biraz daha sürem var.



2014'te bize yazdıkları mektupta bu uyarı var. O mektupta verilen sözlerin tutulması yazılmış. "160 milyon euro zarar etmişiz ama 30 milyon euro edebilirdik. Mayıs'ta geldiğinde maaşları 90 milyon euro seviyesinde tutacaktın, 95 diye açıkladın. Şu kadar transfer yapacağım dedin, 27 milyon yaptın." Bunlara bağlı olarak bize ceza verdiler. Yasalarda yapılan olumlu değişiklikler geriye de yansıyabiliyor. Bunu CAS'ta savunacağız. CAS'ta şansımızın yarı yarıya olduğunu düşünüyorum. CAS'a gelen cezaların artması söz konusu değil. Ama azalması mümkün. İptali de söz konusu. Biz CAS'a müracaat ettiğimiz gibi istediğimiz zaman geri de çekebiliriz. Bu konuda Galatasaray'ın prestijini geri almak için, aldığı cezayı ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.



2014'te 2016 yılının sonuna kadar süre verilmiş. Biz UEFA'ya bu konuda da yakındık. O kadar süre veriyorsun ama 2015'in Eylül ayında geliyorsun. Bu benim kendi ifadem veya bir duyum değil. UEFA'nın direkt bana bakarak söylediği bir şey. Dediği net şu: 'Biz 2014'te oradayken bize net olarak bu zararı gösterseydiniz, biz size 2 değil 4 sene süre verirdik.' Kişi bazında bu cezayı almamıza sebep olanlara yaptırım konusunda, bu konuyla UEFA muhattap. UEFA'nın kişilerle ilgili bir yaptırımı olacağını düşünmüyorum. Mağazacılık satışı takip edilseydi bu başımıza gelmezdi deniyor. Biz 160 milyon euro zarar etmişken, mağazacılığın tüm hisselerinin satışı 58 milyon euro. UEFA ne kadar istiyor zararı? 30 milyon euro. Müsaade edilen zararın 3-4 misli fark var. Burada önemli olan UEFA'nın böyle bir karara gelmemesi gerekiyordu. Benim yüzüme bakarak, 'Bizi kandırdınız' dediler. Burada savunmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz?



Hatalar bizim yönetimimizde nasıl değerlendirilecek, bunu da açıklayayım. Galatasaray'da bu manada bir talep var. 100'e yakın üye bana mektup gönderdi. Geçmişe yönelik yapılan hataların sorumlularının bulunması adına. Galatasaray camiasında böyle bir hissiyat varken, bunu sona erdirmek gerekir. Herkes kendisine göre bir şey söylüyor. Biz bir İngiliz firmasıyla anlaşıyoruz. Çok deneyimli bir şirket. Geçmişe yönelik inceleme yapılacak. Bu sürecin çabuk bitmesi lazım. Camia içinde çok tartışmaya sebep verecek bir süreç olmaması lazım. Bu endişenin temizlenmesi lazım. En az 10 sene. Ama süre çok vermek niyetinde değilim. Çünkü hızlı yapılması gereken bir araştırma.



Galatasaray fakirleşirken, birileri zenginleşiyor ifadesi durup dururken ortaya çıkmadı. Fatih İşbecer bunu bir amaca yönelik söyledi. Bu hala ortadan kalkmış değil. Ama basına öyle bir yansıdı ki, herkes "Açıkla, kim" dedi. Duygun Başkan 2015 Şubat'ta aynı şeyi söyledi. Duygun Başkan, "Galatasaray'ın malı deniz, yemeyen domuz" dedi. Onun söyledikleri de aynı gerekçelere dayanıyor. Fatih İşbecer'in söylemi, Galatasaraylı eski yöneticileri hedef almadı. Duygun Yarsuvat döneminde ben başkan yardımcısıydım. O zaman mağazacılığın deposu Çatalca'daydı. Yerini de kimse bilmiyor. 3 milyon lira senelik kira ödeniyor. Toplam 15 milyon TL verilmiş. Stadın altında dünya kadar boş yer var. Gelir gelmez apar topar depoyu stadın altına taşıdık. Al sana 15 milyon liralık iş. Bunun gibi birçok örnek var. Bu söylemin sebebi bu tip işlerdi işte. Yönetimsel açıdan yapılan bilgisizlik Galatasaray'ı buralara taşımıştır. Bu manada camianın bu konudaki beklentisini karşılamak zorundayız. Aksi takdirde bu senelerce konuşulacak. Hiçbir yöneticiyi töhmet altında bırakacak bir sonuç çıkmaz.



UEFA, 2012-2015 dönemleri arasındaki incelemeye göre cezayı kesti. CAS'tan geri döndürmeye çalışıyoruz. Bu, UEFA'nın Galatasaray ile işi bitti demek değildir. UEFA kuralları bugün de aynı. Bundan sonraki periyotta da devam edecek araştırmalar. UEFA, "1+1'den 1 yıla indirdik ama sizin de futbolcu maaşlarınız 65 milyon euroyu geçemez" diyor. Bizim mali yapımıza bakıyorlar, harcamayı da bununla sınırlıyorlar. Dolayısıyla UEFA'nın takibi devam ediyor. Şu anda harcamamız 95 milyon euro seviyesinde. Ama bu sene biraz daha dengeli harcamaya çalışıyoruz. UEFA'ya gönderdiğimiz bilançoda 67 milyon euro seviyesindeydi. Onu da geri çekmemiz için bize bir mektup gönderdiler. Galatasaray'da futbol Sportif A.Ş. tarafından yönetiliyor. Biz de yönetim tarzımızda ve harcamalarımızda 10 milyon euronun altına inmeyi hedeflemiştik. En son biz UEFA'ya 7-8 milyon harcayacağımızı söylemiştik. Şu anda Sportif A.Ş'yi karla kapatma durumuna geçiyoruz. Geçen yıl 55 milyon euro zarar edilmiş. Bunun çeşitli sebepleri var. Savunmamızda bu da olacak. Geçmişten gelen kontratlar var. Futbolcu sözleşmeleri var. Bunun bir anda istediğimiz şekilde değişme şansı yok.



Feda' istemedik, düşünmedik bile. Galatasaray'ın kendi etikleri var. Eğer Galatasaray bir anlaşmaya imza attıysa buna sonuna kadar uymak zorundadır. 'Ben sizden bir fedakarlık istemiyorum. Galatasaray bir taahhüte girdi. Ben bu taahhüdü bir şekilde değiştirmek istemiyorum. Ama bu yapılan kontratlar birinci sınıf kontrat. Bu kontratların gereğini de sizin yapacağınızdan eminim' diye futbolcularıma söyledim. Bunu yapacaklardır. Ben taahhüdümü yerine getirdiğim gibi, onlar da en iyi performanslarını sahaya yansıtacaklarından eminim.



Aynı takım geçen sene şampiyon oldu. Aynı oyuncular. Şu da çok önemli bir faktör, 2015-2016 sezonunun başında UEFA sizin üzerinize geliyor. "Kaç sene ceza alırsın, transfer yasağı gelir mi?" bunu düşünüyoruz. Bunlar sporcuları demotive ediyor. CAS'a gittiğimizde bunu da söyleyeceğiz. Performans düşüklüklerinden birinin sebebi de bu. Bazı futbolcular UEFA'nın çok erken bir şekilde bizi sorguya almasından etkilendi.



Şu anda transfer yasağı söz konusu değil. Öyle bir ceza yok. Söz konusu gelen ceza 2012-2015 yılı arasındaki faaliyetler sebebiyle verildi. Bundan sonra yine benzer hatalar yapılırsa bir ceza daha alınır. UEFA'nın kuralları aynen devam ediyor. Bugüne kadar FFP'den ne başımıza geldiyse bundan sonra da gelebilir. Bundan sonraki yönetimlerin bundan bir ders çıkarması lazım.



Ekonomik anlamda düzelmek için futbolcu satmayız. Galatasaray'ın bugün girmiş olduğu pozisyonda mücadelesini en üst seviyede devam ettirmesi için yeni kaynaklara ihtiyacı var. Yapılmış olan kontratlarda "bu futbolcu pahalı, bunu satayım" diye düşünmüyorum. Ben şampiyonluk için yeni kaynaklar üretmek zorundayım. Ben hiçbir futbolcumu satmam demiyorum. Futbolcular bizim değerli varlıklarımız. Bunun bir de ticari yönü var. Her futbolcuya teklif gelebilir. Galatasaray da bunu satabilir, satmayabilir. Ama bir tek hususta taviz vermiyoruz. Takımımız yaşlandı. Çekirdek kadroyu tutarak, performanslar çerçevesinde genç yeteneklerle onları desteklemek niyetindeyiz.



Yaş ortalamamız 30'un üzerinde. 9-10 oyuncumuz 30'u geçmiş. Bir taraftan da genç yapıyı buraya monte etmek zorundayız. Şu anda ayrılmak isteyen yok. Şu anda resmi bir teklif de yok. Bana gelip, "Ben oynamak istemiyorum" diyen biri yok. Devre arasında da yoktu. Sadece Burak bunu söyledi. Kendi kariyeri için gitmek istedi. Sezon başında da West Ham'dan teklif geldi ama en önemli oyuncularımızdan biri olduğu için göndermedik. Ama bu kez kendisi de gitmek istedi. Hoca ile de konuşmasını istedik ama kendi arzusu ağır bastı ve gitti.



Burak bizim çok sevdiğimiz, Galatasaray'a iyi hizmetler vermiş bir futbolcu. Buradan ayrılırken elbette üzgün olursunuz. Bunu farklı manalara çekmeye gerek yok. Senelerce futbol oynadığı yerden ayrılıyor. Bu bir insanı etkiler. Standart komisyon taleplerinin üzerine yeni komisyonlar geliyor. Futbolcunun bonserbis ücreti 8 milyon euro. Komisyon bedeli 1 milyon euro. Net satış 7 milyon euro. Trabzonspor bunun üzerinden 1 milyon 750 bin euro alacağı var. 5 milyon küsür de Galatasaray'ın payına düşen bir rakam. Biz ilk gelen teklife evet demedik. Futbolcumuz gitmek istiyorsa, Galatasaray'a da en yüksek seviyede fayda sağlaması için pazarlık ediyoruz. Burada futbolcunun gitme isteği de çok önemli bir faktör. Burak'ı hocası da ikna edemedi. 1 gün süre verdi, "Hayır, ben gideceğim" dedi. İkna edemedik.



Futbolu yöneten Galatasaray Sportif A.Ş. Ben oranın da başkanıyım. Hamza Hoca gittikten sonra kariyeriyle, Galatasaraylılık duruşuyla kimin bize faydalı olabileceği konusunda tartıştık ve oy birliği ile Mustafa Denizli'ye karar verdik. Hamza Hoca'nın vedası da yönetim kurulunda alınan karar çerçevesinde oldu. Yine oy birliği söz konusu. Bir yönetim kurulundaki arkadaşımız istemedi, o da yönetimden ayrıldı zaten. Galatasaray Yönetim Kurulu, bir hocayı işe alabileceği gibi, bir hocanın işine de son verebilir. Bu saatten sonra bunun neden olduğu konusu ne Hamza Hoca'ya ne Galatasaray'a ne de bana fayda getirmez. Bu geçmişte kalan bir olaydır. Bu sır değil. Ama açıp da yeniden uzamasına sebebiyet vermemek lazım. Hamza Hoca ile ben çalıştım. Hamza Hoca ile kontratı ben yaptım. Dolayısıyla Hamza Hoca hala benim çok sevdiğim bir kardeşim. Dolayısıyla aramızda geçen olayları basın üzerinden tartışarak her iki tarafında zarar görmesini istemiyorum. Ayrıldıktan sonra da görüştük. Yüz yüze gelmedik ama mesajlaşıyoruz. Hamza ile benim kişisel hiçbir problemim olamaz




Riekerink'i Şubat sonunda çağırdık. Kendisinin kariyeri son derece sağlam. 5 yıl Çin Milli Takımı'nın altyapısını kurmuş. Ajax'ın altyapısında çalışmış. Genk'te teknik direktörlük, Porto'da yardımcı teknik direktörlük yapmış. Biz önümüzdeki dönemde Galatasaray'ın futbolunu belli bir seviyeye getirmek istiyoruz. Bunun başında altyapı var. Biz de bu yüzden Riekerink'i altyapının başına getirdik. Son 10 yıla baktığınız zaman altyapıdan çıkan bir futbolcu yok. Hiç kimse gelmedi altyapıdan




Denizli'nin ayrılmasına bağlı olarak Orhan Atik Hoca bir süre götürdü. Ama daha başarılı olmasını dilediğimiz bir ihtiyaç doğdu. Temaslarımızdan netice alamadık. Bülent Korkmaz ve Bülent Ünder ile görüştük. Galatasaray'ı bir format üzerinde oturtmaya çalışıyoruz. A Takım için de hazırladığımız bir yapı var. Mustafa Hoca'nın ayrılmasıyla bu yapının temel taşlarından biri eksildi. Galatasaray'a daha sağlıklı bir düzen kurabilmemiz için sezon sonunu getirmemiz gerekiyordu. Teklifler sezon sonuna kadardı, bu yüzden teklifler kabul edilmedi. İleriyi tüketmek istemediğimiz için uzun vadeli kontrat yapmak istemedik.




Şartlarımız kabul edilmeyince Riekerink'e rica ettik. Orhan Hoca'nın lisansı 2 maç oynamaya yeterliydi. Son derece de başarılı şu anda devam ediyor. Riekerink'i Fatih İşbecer buldu. Hollandalı olması sebebiyle bunu Wesley'nin söylediği iddia edildi. Bunlar bazı üretimler. Ama Galatasaray Spor Kulübü gibi bir camia herkese danışabildiği gibi Wesley'e de danışabilir. Ama bu bir tesadüf. Bunu yanlış buluyorum. Fatih İşbecer, herkesle görüşerek en faydalı ismi önümüzde koydu. Biz Galatasaray için en faydalı altyapı hocasını seçtik. Riekerink'in kalması konusunda hiçbir görüşmemiz olmadı. Riekerink ile yapılan kontrat altyapı ile alakalı. Biz kendisinden rica ettik, A takımını çalıştırıyor. Kapasitesi yeterli. Riekerink ile önümüzdeki sezon da A takımı çalıştırması konusunda bir görüşmemiz olmadı



Gelecek teknik direktör her kimse Galatasaray'ın kadrolu bir antrenörü de onun yanında olacak. Galatasaray'ın yapısında eğer bir gün antrenörlerden biri ayrılmak isterse, kendisi ayrılacak, ekip kalacak. Bu çalışmaları sürdürüyoruz. Çok fazla vaktimiz de yok. Sezon sonuna kadar karizmasıyla Galatasaray'ı taşıyabilecek bir antrenörle mutlaka bir anlaşma yapacağız. Şu anda görüştüğümüz isimler var. Kafamda henüz net bir isim yok. Son derece ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Galatasaray, dünyada çok bilinen, 30-35 milyon taraftarı olan bir dünya markası. Dolayısıyla gelecek antrenörün bu takımı taşıyabilecek karizmada olması lazım.



Yönetim olarak yerli-yabancı ayrımı yapmıyoruz. Bizi başarıya taşıyacak bir isim arıyoruz. Elbette yerli de yabancı da olabilir. Bu araştırmayı yapıp, kararı verirken, bütün aradığımız niteliklere sahip isimler arıyoruz. Fatih Hoca, Galatasaray'a son derece büyük hizmetler vermiş. Şu anda da bir görevi var. Çok sevdiğim birisi. Benim yönetim kurulumun çabası, Galatasaray taraftarını memnun etmek, onları sevince boğmak üzerine. Biz her yapacağımız işi Galatasaray'ı tatmin etmek için yapıyoruz. Hiç kimse endişeye kapılmasın. Galatasaray'ın lehine olabilecek bir çözüm içerisindeyiz.



Şu anda bir sportif direktör düşüncesi yok ama planlama içerisinde var. Galatasaray'ın yapısını bundan sonra en süratli bir şekilde başarıya taşıyacak şekilde çalışıyoruz. Hiç endişe etmesin taraftarlarımız, önümüzdeki yıl daha başarılı bir yıl olacak. Transfer de yapılacak.



Gerçeklerden koparak bazı şeyler söylemek yanıltıcı oluyor. UEFA diyor ki, "Senin sporcu harcaman 65 milyon euro. Ayağını bu yorgana göre uzatacaksın." Yeni gelecek başkan da bu önlemi almazsa 2 sene Avrupa'ya gidemez. Amatör sporlarda benzer olayları yaşıyoruz. Çok iddialı bir takımı kurmak, çok para vererek olmaz. Her kuruşun çok kıymetli olduğunu bilerek, en iyi takımı, en hesaplı şekilde kuracağız. Bizim bir omurgamız var. Yapılacak genç takviyelerle ileriye doğru yürüyebilecek bir takım kurma peşindeyiz.



Sezonun bitmesine yakın yeni teknik direktör belli olur. Yönetimin şu anda transfer çalışmaları var. Transfer sezonu açılmadan da bir hoca ile anlaşırsak, onun da görüşlerini alarak veya sportif direktörümüz de olursa, onun da görüşlerini alarak, yönetimin de içinde olduğu bir transfer süreci geçirmek istiyoruz. Yönetim bu konuda amir noktasındadır. Transfer sezonuna girdiğimiz zaman çabuk hareket edeceğiz.



Şu anda Bruma ve Telles'in kulüplerinden dönüş olmadı. Telles ve Bruma gibi önemli oyuncularımız var. Yapacağımız transfer politikasını onların da geri dönüşünü düşünerek yapmamız lazım. Satılırlarsa başka, geri dönerlerse başka bir şekilde transfer yapacağız. Bu süreçte çok fazla acele etmeden hazırlık yapıyoruz.



Futbol ekonomisi çok çabuk büyüyor. Türk takımları UEFA kupalarında oynarken rakipleri İngiltere, İspanya, Fransa, Almanya... Bunlar bizim rakiplerimiz. Bu ülke takımları UEFA pastasından daha büyük pay alıyorlar. İngiltere Premier Ligi'ni izliyorum, küme düşen takım bile dolu statta oynuyor. Türkiye'de 1 ise naklen yayın geliri, orada 5-6. Burada bir haksız rekabet var. Her iki takım da aynı kulvarda koşuyor ama birinin kazancı farklı. Onun için özellikle Türk takımları faaliyetlerini o seviyede sürdürmek için yeni kaynaklar yaratmak zorunda. Bunların başında mağazacılık geliyor. Otel organizasyonu da ikinci bir konu. Şu andaki yönetimin yaptığı, bu iki manadaki gelirleri arttırmak



Mağazacılık geçmiş döneme kadar hep zarar etmiş. Duygun Başkan ile başladığımız hamle ile para kazanmaya başladı. Bu sene 25 milyon tl civarında mağazacılık kar etti. 120 milyon tl civarında ciromuz var. Mağazacılığı 7 sene ileriye götürün. Öyle bir sektör ki, taraftara kullanabileceği her türlü ürünü satabilir. Ciroyu 500 milyon tl oranına çıkartmak oldukça olası. Bu önemli bir organizasyon. Dünya bunu zaten böyle kabul etmiş. Barcelona, Real Madrid, Manchester United gibi kulüplerde bu gelirler çok yüksek



Riva, Galatasaray Spor Kulübü'nün malıdır. Dolayısıyla aşağı yukarı 40 sene önce satın alınmış, 1 milyon 200 bin metre kare bir arsa. Galatasaray, bu menkulkıymetleri satmak yerine, geliştirerek kulübe daha fazla katkı sağlamak durumundadır. Arsamız şu anda daha kıymetli ve üzerine yapılacak proje de şu, Florya'daki altyapıyı oraya taşımayı düşünüyoruz. Buradan Galatasaray'a büyük bir fayda üretme peşindeyiz. Bir arsa üzerinden temlik veremezsiniz. Temliki gelir elde eden bir yer adına verilir. Sadece Denizbank'ın ipoteği var. 58 tane temlik söz konusu değil. Riva üzerinde ipotek olması geliştirme yapmanızı da engellemiyor. Gelir olarak 1.5 milyar tl hedefliyoruz. Bu orta vadeli bir proje. 5 sene gibi bir aralığı kapsıyor. Riva orta vadede bir kurtuluştur. Ama kısa vade de bir projemiz var. Mecidiyeköy'deki otel projemiz var. Eylül-Ekim gibi bitecek.




Galatasaray yönetim kurulu bir inisiyatif almak istiyorsa, önce genel kuruldan onay alacak. Oteli bir finans şirketine satmak istiyoruz. Buradan 80-90 milyon dolar civarında bir gelir elde etmek istiyoruz. Bunu dernekten Sportif A.Ş'ye kaynak olarak aktarıp, banka borçlarına kullanmak istiyorum. Kredi borçlarınızı öderseniz, temlikleriniz açılacak ve 200 milyon dolara yakın kullanılabilir temliğiniz açığa çıkacak. Riva'dan önce Galatasaray'ın Mecidiyeköy'deki otel çok önemli bir projedir. Kritik konularda genel kurula danışacağız. Seçilmeden önce de bunu söyledik. Ada ile ilgili problemi genel kurula götürdük. Genel kurula buranın bir sosyal tesis mi yoksa kiraya verilen bir değer mi olmasını istersiniz diye sorduk. Ama buranın sosyal tesis olmasını %99 oranında istediler. Kiracıdan tahliye istedik, etmeyince mahkemeye gittik. Şu anda kendisinin bir yatırım yaptığını ve işlerini ona göre planladığını söylüyor. Biz çok net bir tavır koyduk. Geçmiş dönemde de bazı mahkemeler açıldı. En son davayı biz açtık, sonucu bekliyoruz. Buranın sosyal tesis olarak Galatasaray'a hizmet vermesi adına hareket edilecek




Güven oyunu geçen gün aldık. Taraftarlarımız bizi protesto etme noktasına geldiyse, ben onları çok haklı görüyorum. Takımın onların desteğine göre bir performans göstermesi lazım. Taraftar takımdan memnun değilse bunda son derece haklılar. Ama Galatasaray'ın geçtiği süreci de dikkate almak lazım. Galatasaray çok zor bir süreçten geçiyor. Ama enkaz edebiyatı da yapmıyorum. Ben gelirken Galatasaray'ın maddi sorunlarını biliyordu. Aşağı yukarı 9-10 aydan beri bu sıkıntılardan sıyrılıp hedefe gidiyoruz. Hedefimiz ilk defa Galatasaray'ı aksatmak sporcuların tüm borçlarını ödemektir. Bunu da yapıyoruz. Sporcunun bütün kontratlarını yerine gidiyoruz, siz de kardeşim en iyi performansı vermek zorundasınız. Taraftarımızı memnun etmek zorundayız. Şu anda memnun değiliz.




Bugün girilecek seçim ortamı Galatasaray'a ne fayda getirir ne götürür. Genel kurul da bunun bilincinde hareket etmiştir. Tüm tenkitlerini not ettik. Ama seçim teyakkuz edilmedi. Çok çaba gösteriyoruz. Genel kurulda atasözü ile benzetmeler yapılıyor. Galatasaraylılara atasözü ile bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Bir Afrika atasözü der ki, "Aslanlar kendi hikayelerini yazmazlarsa, avcıların hikayelerini dinlemek zorunda kalırlar." Ben de Galatasaray'ın artık avcı hikayesi dinlemesine müsade etmeyeceğim. Biz Galatasaraylılara hep gerçekleri söyledik. Artık bundan sonra avcı hikayeleri yok.



Ben Galatasaray'ın 36. başkanıyım. Belli şartlarda, belli niyetlerde, belli şeyleri realize etmek için başkan oldum. Hayatımın hiçbir döneminde pes etmedim. Galatasaray başkanları ve yönetim kurulları pes etmez. Bu işin patronu Galatasaray'ın genel kurulu. Yaptığımız yanlışlar yok mu? Var. Ama ürettiğimiz şeyler, yaptığımız iyi işler de var. Genel kurul bizi ibra etmek suretiyle bize güvendiğini, bundan sonraki yolumuza da aynı iştahla devam etmemizi ama geçmişte yapılan hatalardan da ders almamız gerektiğini gösterdi. Genel kurulda yapılan tenkitleri de not ettik, her gün üzerine çalışıyoruz. Tenkidi yapanları da çağıracağız. Onlara da soracağız. Galatasaray çok demokratik ve çok sesli bir yapı. Hiçbir yerde görmeyeceğiniz kadar Galatasaray'da herkes düşüncesini açıkça söyler. UEFA'ya giderken, camianın önde gelenlerinden görüş aldık. UEFA'dan geldik, eski yöneticileri, başkanları topladık ve neler yapabileceğimizi konuştuk. Galatasaray böyle bir kulüp.



Seçim döneminde Galatasaray TV'nin uyduya geçeceğini de vaadetmiştim. Ama 2017'den evvel bunu yapmamız mümkün değil. Ama 2017'den sonra yapacağımız ilk iş bu. Kulüp üyeliğinin taraftara açılması tüzük değişimi ile olacak bir şey. Yeni tüzüğümüz de oluştu. Yakında bu da tartışmaya açılacak.



Sponsorluk gelirleri şu anda geçtiğimiz yıllara göre daha yukarıda. Ama sponsporluk, futbolda ve ekonomide olan gelişmelere bağlı olarak giderek azalıyor. Dolayısıyla biz maksimum seviyede futbolla ilgili sponsorluğu daha üst seviyeye çıkardık ama yeterli değil. Düşünün ki yurt dışındaki birçok takımın göğüs forma reklamları 10-20 milyon euro mertebesinde. Biz 3-4 milyon euro rakamlarına oynuyoruz. Sponsorluk konusunda TT Arena çok yüksek seviyede gelir alıyor. Bu gelirler şu anda kulübün kasasına girebilecek gelirler değil. Çünkü bu paralar alınmış, harcanmış ve bitmiş. Bu yüzden yeni kaynak yaratmak zorundayız diyorum. Şu anda TT Arena'nın sponsorluk anlaşmasından, naklen yayın gelirlerinden, bilet satışlarından 5 kuruş fayda yok. Galatasaray'ın önünde bir tek şans kalıyor, bu temliklerden açılan miktar kadar kredi kullanıyorsunuz. Yeni kaynak arayışı kaçınılmaz.



Stada daha çok gelmemiz lazım. Geçen sene 20 bin ortalamaya oynarken bu sene 16 bine kadar düştük. O yüzden taraftarlarımızdan daha çok stada gelmelerini istiyoruz. Şu anda 1 milyonu geçti bu rakam. Mayıs ayına kadar bileklikte 2 milyon satışı geçeceğiz. Bu anlamda taraftarımıza teşekkür ediyorum. Burada Galatasaray taraftarının bir arada olduğunun bir sembolü bu. Taraftarlarımızın buna iltifat etmesine çok seviniyorum. Voleybol ve basketboldaki formatımızı futbolda da yakalamaya çalışıyoruz. Birinde 8 diğerinde 9 sporcumuz altyapıdan gelme. Basketbolda da altyapımız çok kuvvetli. Kurduğumuz takım da çok güçlü bir takım. Ayrıca çok değerli hocalarımız var. Futbolun altyapısını da güçlendirerek, ileriye dönük, 2000 ruhunu yakalamak istiyoruz. Takımın içinde süper yıldızlar vardı. Hagi, Popescu, Taffarel gibi. Ama etrafındaki gençlerin dinamizmi, Galatasaray'ı UEFA Kupası'na götürdü.



Ergin Ataman'ın Galatasaray'ı tercih edeceğini düşünüyorum. Ergin Hoca benim ne düşündüğümü gayet iyi biliyor. Ergin Hoca bizim efsanelerimizden biri. Çok da iyi bir Galatasaraylı. Futbol konusunu espri olarak konuştuğunu düşünüyorum. Ama yapsa başarır.”




GALATASARAY.ORG
 
Anlasilan baya konusmus ve onumuzdeki sezon da Baskan kalip birseyleri degistirecem demek istiyor da ben hic guvenmiyorum buna. Insallah seneye daha da kotu olmayiz.
 
Son düzenleme:
Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek, TRT Spor’da yayınlanan Stadyum Özel’in konuğu oldu.

c08532ec2bb14040861006eb8b33a181.jpeg


Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek’in açıklamaları şu şekilde:

"Terör, Türkiye'nin başının belası. Her yerde, her sektörde, bizi etkilemeye başladı. Dolayısıyla Galatasaray da bundan nasibini aldı. Çok üzücü bir olay. Terörün gözü kör. Geldi Umut'un babasını da buldu. Kemal Bulut'a ve hayatını kaybeden herkese Allah'tan rahmet diliyorum. Değerli ailelerinin başı sağ olsun. Ankara'daki saldırı çok elim bir saldırı. Biz bütün kayıplara çok üzüldük. Bu arada Umut kardeşimiz de babasını kaybetti. Kulüp olarak onun yanına koştuk. Çalışanı, futbolcusu, idarecisi, yöneticisi, eski futbolcusu, yenisi hep beraber Kayseri'ye uçtuk. Bu arada diğer kulüpler de bize destek verdi. Beşiktaş, yönetim kurulu seviyesinde, Fenerbahçe ise çelenk gönderdi. Kayserispor takım olarak geldi. Bir taziye yoğunluğu yaşandı. Burada sadece Umut'un babasıyla ilgili değil, teröre karşı bir duruş sergiledik biz. O kalabılığı gördüğümüz zaman, insana karşı yapılan saldırıların ne kadar can yaktığını gördük. Ben bu tip saldırıları lanetliyorum. Olmaması için dua ediyorum.

Aradan çok zaman geçmedi, tekrar derbi maç öncesinde alınan ihbarlar seviyesinde maçımız ertelendi. Burada ertelenmeden önce seyircisiz oynama şeklinde bize iletildi. Alınan ihbarların da kademeli yükselişi var. Önce bir ihbar geliyor. Derbi 50 bin kişiye oynanacaktı, tüm biletler satıldı. 5 bin kişi de stadyumdan içeri alındı. Seyircisiz oynama gündeme gelince seyirci de demoralize oldu ve şaşırdı. İhbarın niteliği bir kademe daha yükseldi. Başka bir ihbarla çakışınca çok ciddi bir seviyeye geldi. Biz de bu kadar ihbar ve risk varken bu maçı erteleyelim dedik. İlgili yetkililerle, Fenerbahçelilerle konuşarak buradaki olası bir saldırının telafisinin olmayacağını konuştuk. Fenerbahçe de kabul etti. Dolayısıyla seyircisiz oynamaktansa,, maçın ertelenmesine, ihbarın değerlendirilmesi çerçevesinde karar verdik. Can çok önemli. Bir can kaybı bile olacaksa derbi oynanmamalı. Yetkililer de bu maçı erteledi.

Pazartesi bir toplantı olacak. Diğer yetkililer de gelecekler ve tarih tespit edilecek. Benzer şartların oluşması lazım. Derbi geçtiğimiz hafta sonu oynansaydı şartlar neydi? Fenerbahçe deplasmandan geliyor, cuma sabaha karşı Türkiye'ye geldiler. Pazar günü de derbi oynanacak. Bizim şartlara bir şey dediğimiz yok ama tespit edilecek tarihin benzer şartların olması lazım. Fenerbahçe'nin bir deplasman dönüşü, Galatasaray'ın da içeride oynadığı bir tarihe denk gelen haftaya denk gelmesi lazım. Trabzon dönüşünü kast ediyorum. Bizim olmazsa olmaz bir tarihimiz var. Nisan ayında olması lazım. 28'i bizim için en uygun tarih. Önceliğimiz olduğunu düşünüyorum. Bizim sahamızda oynanacak bir maç. Bunu kalkıp Galatasaray'ın deplasman dönüşünün arkasına eklerseniz şartları değiştirmiş olursunuz. Fazla da alternatif olan bir tarih yok. Fenerbahçeliler ile konuşmadım. Bu görüşü ilk defa paylaşıyorum. Pazartesi yapılacak toplantıda tarih kesin olarak belirlenecek.

Para iadesinden, aynı biletlerin kullanılmasına kadar her türlü şartları sağlayacağız. O gün derbiye gelen taraftarlar için de şartlar değişiyor. O gün maça gelen taraftarlarımızdan İsmail Yücel, Gömeç'ten geldi ve hayatını kaybetti. Maç oynansa belki bu olmayacaktı. Yaralılar da var. Onlara acil şifa diliyorum. Hayatını kaybeden taraftarımıza da Allah rahmet eylesin diyorum. Aziz Yıldırım'ın görüntüsünü izledim, çok net değil. Bir polemik yaratmak istemiyorum. İstediğini söyleyebilir. Bunun federasyonu etkilediğini zannetmiyorum.

Hakan Balta milli takım kampından döndü. Bağlarında bir zedelenme var, tedavisi devam ediyor. En kısa sürede takıma geri dönecek ama bu birkaç hafta alacak. Sneijder ile mesajlaştık. Adalesinde hafif bir rahatsızlığı var. Birkaç hafta da onun tedavisi sürecek.

UEFA süreci herkesin belirli bir oranda bilgi sahibi olduğu bir süreç. Çok net olan şu; Galatasaray'ın 2012-2015 yılları arasındaki faaliyetlerinden 160 milyon euro gibi bir zararı var. UEFA'nın kriterleri de eski 30 milyona kadar müsade ediyor. Galatasaray 130 milyon aşmış ve UEFA da bizi incelemeye aldı. Biz de gittik savunmamızı yaptık. Giderken ümitliydik. Çünkü bunun izahatı mümkün. Bir sürü sebep sıraladık. Kur farkı, faiz yüksekliği, Türkiye'deki futbol ekonomisinin büyüklüğü. Bir sürü şeyler söyledik. Orada bizi dinlediler ve bunun karşılığında 1+1 ceza, 2 sene peş peşe 10 milyon eurodan fazla zarar etmemek üzere bir tebligatta bulundular. Biz de bunun üzerinde Şubat ayında mahkemeye çıktık. Yargıç seviyesindeki çok değerli kişiler vardı. Savunmanın içerisinde ben de vardı. Savunmayı yaparken savcı niteliğindeki kişi de orada. "Bize 2 sene izleme verdiniz ama birçok şey değişti" dedik. "Dediler ki 2009 ile 2015 arasında fark var." Bize ilave süre vermelerini istedik. Onlarda zararları aşağı çekebileceğimizi gösterdik. Şans istedik. Bize önceden anlaşma yapıldığını söylediler. 16 Mayıs 2014'te sayın Ünal Aysal yönetimi bir anlaşma yapmış. Oradaki önemli faktörlerden birisi de şu, UEFA yetkilisi onları yanılttığımızı söyledi. O dönemde kulübün zarar etmeyeceği konusunda ikna etmeye çalışılmış ancak açıklanan zarar 36 milyon euro oldu. UEFA, mağazacılık karlarını da iptal edince açıklanan zarar 70 milyon euro oldu. Eğer o gün "Bu zararı biz kısa sürede azaltamayız" denilseydi, daha fazla süre de alabilirdik. Hepsi UEFA'nın kayıtlarında var.

Bütün kamuoyunun şunu bilmesini istiyorum; eğer bu iş 2014'te bu şekilde lanse edilmeseydi UEFA'ya, mağazacılık karları dahil edilmeseydi böyle olmazdı. Bunu savunanlar "UEFA bize bir şey söylemedi" diyorlar. UEFA'nın kitabına girdiğinizde bu yazıyor. Mağazacılığın nasıl kabul edileceği orada çok detaylı bir şekilde yazıyor. UEFA çok tavizkar olmadı. Ama çok haklı da gerekçelerimiz var. 1+1 gibi öngördükleri cezayı 1 yıla indirdi. Bu bizi tatmin etti mi? Hayır. Bugün bu cezayı veren kurum UEFA'nın hukuk departmanı. Kararları tamamen UEFA'nın kendi içindeki regülasyonları çerçevesinde belirliyor. Biz finansal fair playe uymadık. Ama 9 tane de ceza var. Bunun en ağırını vermek zorunda değilsin. Galatasaray'ın bugüne kadarki tarihine bakarak, UEFA'daki temsiline bakarak daha hafifi verilebilirdi. Ceza verilecekse bile bu yönetime bir süre verilmesi lazımdı. Bu cezayı şimdi verme, askıda tut. Bana bu şansı ver. UEFA olarak incelemeye geldiğinde ben 5 aylık bir yönetimdim. Bunu istenilen yere getirmek için benim biraz daha sürem var.

2014'te bize yazdıkları mektupta bu uyarı var. O mektupta verilen sözlerin tutulması yazılmış. "160 milyon euro zarar etmişiz ama 30 milyon euro edebilirdik. Mayıs'ta geldiğinde maaşları 90 milyon euro seviyesinde tutacaktın, 95 diye açıkladın. Şu kadar transfer yapacağım dedin, 27 milyon yaptın." Bunlara bağlı olarak bize ceza verdiler. Yasalarda yapılan olumlu değişiklikler geriye de yansıyabiliyor. Bunu CAS'ta savunacağız. CAS'ta şansımızın yarı yarıya olduğunu düşünüyorum. CAS'a gelen cezaların artması söz konusu değil. Ama azalması mümkün. İptali de söz konusu. Biz CAS'a müracaat ettiğimiz gibi istediğimiz zaman geri de çekebiliriz. Bu konuda Galatasaray'ın prestijini geri almak için, aldığı cezayı ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.

2014'te 2016 yılının sonuna kadar süre verilmiş. Biz UEFA'ya bu konuda da yakındık. O kadar süre veriyorsun ama 2015'in Eylül ayında geliyorsun. Bu benim kendi ifadem veya bir duyum değil. UEFA'nın direkt bana bakarak söylediği bir şey. Dediği net şu: 'Biz 2014'te oradayken bize net olarak bu zararı gösterseydiniz, biz size 2 değil 4 sene süre verirdik.' Kişi bazında bu cezayı almamıza sebep olanlara yaptırım konusunda, bu konuyla UEFA muhattap. UEFA'nın kişilerle ilgili bir yaptırımı olacağını düşünmüyorum. Mağazacılık satışı takip edilseydi bu başımıza gelmezdi deniyor. Biz 160 milyon euro zarar etmişken, mağazacılığın tüm hisselerinin satışı 58 milyon euro. UEFA ne kadar istiyor zararı? 30 milyon euro. Müsaade edilen zararın 3-4 misli fark var. Burada önemli olan UEFA'nın böyle bir karara gelmemesi gerekiyordu. Benim yüzüme bakarak, 'Bizi kandırdınız' dediler. Burada savunmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz?

Hatalar bizim yönetimimizde nasıl değerlendirilecek, bunu da açıklayayım. Galatasaray'da bu manada bir talep var. 100'e yakın üye bana mektup gönderdi. Geçmişe yönelik yapılan hataların sorumlularının bulunması adına. Galatasaray camiasında böyle bir hissiyat varken, bunu sona erdirmek gerekir. Herkes kendisine göre bir şey söylüyor. Biz bir İngiliz firmasıyla anlaşıyoruz. Çok deneyimli bir şirket. Geçmişe yönelik inceleme yapılacak. Bu sürecin çabuk bitmesi lazım. Camia içinde çok tartışmaya sebep verecek bir süreç olmaması lazım. Bu endişenin temizlenmesi lazım. En az 10 sene. Ama süre çok vermek niyetinde değilim. Çünkü hızlı yapılması gereken bir araştırma.

Galatasaray fakirleşirken, birileri zenginleşiyor ifadesi durup dururken ortaya çıkmadı. Fatih İşbecer bunu bir amaca yönelik söyledi. Bu hala ortadan kalkmış değil. Ama basına öyle bir yansıdı ki, herkes "Açıkla, kim" dedi. Duygun Başkan 2015 Şubat'ta aynı şeyi söyledi. Duygun Başkan, "Galatasaray'ın malı deniz, yemeyen domuz" dedi. Onun söyledikleri de aynı gerekçelere dayanıyor. Fatih İşbecer'in söylemi, Galatasaraylı eski yöneticileri hedef almadı. Duygun Yarsuvat döneminde ben başkan yardımcısıydım. O zaman mağazacılığın deposu Çatalca'daydı. Yerini de kimse bilmiyor. 3 milyon lira senelik kira ödeniyor. Toplam 15 milyon TL verilmiş. Stadın altında dünya kadar boş yer var. Gelir gelmez apar topar depoyu stadın altına taşıdık. Al sana 15 milyon liralık iş. Bunun gibi birçok örnek var. Bu söylemin sebebi bu tip işlerdi işte. Yönetimsel açıdan yapılan bilgisizlik Galatasaray'ı buralara taşımıştır. Bu manada camianın bu konudaki beklentisini karşılamak zorundayız. Aksi takdirde bu senelerce konuşulacak. Hiçbir yöneticiyi töhmet altında bırakacak bir sonuç çıkmaz.

UEFA, 2012-2015 dönemleri arasındaki incelemeye göre cezayı kesti. CAS'tan geri döndürmeye çalışıyoruz. Bu, UEFA'nın Galatasaray ile işi bitti demek değildir. UEFA kuralları bugün de aynı. Bundan sonraki periyotta da devam edecek araştırmalar. UEFA, "1+1'den 1 yıla indirdik ama sizin de futbolcu maaşlarınız 65 milyon euroyu geçemez" diyor. Bizim mali yapımıza bakıyorlar, harcamayı da bununla sınırlıyorlar. Dolayısıyla UEFA'nın takibi devam ediyor. Şu anda harcamamız 95 milyon euro seviyesinde. Ama bu sene biraz daha dengeli harcamaya çalışıyoruz. UEFA'ya gönderdiğimiz bilançoda 67 milyon euro seviyesindeydi. Onu da geri çekmemiz için bize bir mektup gönderdiler. Galatasaray'da futbol Sportif A.Ş. tarafından yönetiliyor. Biz de yönetim tarzımızda ve harcamalarımızda 10 milyon euronun altına inmeyi hedeflemiştik. En son biz UEFA'ya 7-8 milyon harcayacağımızı söylemiştik. Şu anda Sportif A.Ş'yi karla kapatma durumuna geçiyoruz. Geçen yıl 55 milyon euro zarar edilmiş. Bunun çeşitli sebepleri var. Savunmamızda bu da olacak. Geçmişten gelen kontratlar var. Futbolcu sözleşmeleri var. Bunun bir anda istediğimiz şekilde değişme şansı yok.

Feda' istemedik, düşünmedik bile. Galatasaray'ın kendi etikleri var. Eğer Galatasaray bir anlaşmaya imza attıysa buna sonuna kadar uymak zorundadır. 'Ben sizden bir fedakarlık istemiyorum. Galatasaray bir taahhüte girdi. Ben bu taahhüdü bir şekilde değiştirmek istemiyorum. Ama bu yapılan kontratlar birinci sınıf kontrat. Bu kontratların gereğini de sizin yapacağınızdan eminim' diye futbolcularıma söyledim. Bunu yapacaklardır. Ben taahhüdümü yerine getirdiğim gibi, onlar da en iyi performanslarını sahaya yansıtacaklarından eminim.

Aynı takım geçen sene şampiyon oldu. Aynı oyuncular. Şu da çok önemli bir faktör, 2015-2016 sezonunun başında UEFA sizin üzerinize geliyor. "Kaç sene ceza alırsın, transfer yasağı gelir mi?" bunu düşünüyoruz. Bunlar sporcuları demotive ediyor. CAS'a gittiğimizde bunu da söyleyeceğiz. Performans düşüklüklerinden birinin sebebi de bu. Bazı futbolcular UEFA'nın çok erken bir şekilde bizi sorguya almasından etkilendi.

Şu anda transfer yasağı söz konusu değil. Öyle bir ceza yok. Söz konusu gelen ceza 2012-2015 yılı arasındaki faaliyetler sebebiyle verildi. Bundan sonra yine benzer hatalar yapılırsa bir ceza daha alınır. UEFA'nın kuralları aynen devam ediyor. Bugüne kadar FFP'den ne başımıza geldiyse bundan sonra da gelebilir. Bundan sonraki yönetimlerin bundan bir ders çıkarması lazım.

Ekonomik anlamda düzelmek için futbolcu satmayız. Galatasaray'ın bugün girmiş olduğu pozisyonda mücadelesini en üst seviyede devam ettirmesi için yeni kaynaklara ihtiyacı var. Yapılmış olan kontratlarda "bu futbolcu pahalı, bunu satayım" diye düşünmüyorum. Ben şampiyonluk için yeni kaynaklar üretmek zorundayım. Ben hiçbir futbolcumu satmam demiyorum. Futbolcular bizim değerli varlıklarımız. Bunun bir de ticari yönü var. Her futbolcuya teklif gelebilir. Galatasaray da bunu satabilir, satmayabilir. Ama bir tek hususta taviz vermiyoruz. Takımımız yaşlandı. Çekirdek kadroyu tutarak, performanslar çerçevesinde genç yeteneklerle onları desteklemek niyetindeyiz.

Yaş ortalamamız 30'un üzerinde. 9-10 oyuncumuz 30'u geçmiş. Bir taraftan da genç yapıyı buraya monte etmek zorundayız. Şu anda ayrılmak isteyen yok. Şu anda resmi bir teklif de yok. Bana gelip, "Ben oynamak istemiyorum" diyen biri yok. Devre arasında da yoktu. Sadece Burak bunu söyledi. Kendi kariyeri için gitmek istedi. Sezon başında da West Ham'dan teklif geldi ama en önemli oyuncularımızdan biri olduğu için göndermedik. Ama bu kez kendisi de gitmek istedi. Hoca ile de konuşmasını istedik ama kendi arzusu ağır bastı ve gitti.

Burak bizim çok sevdiğimiz, Galatasaray'a iyi hizmetler vermiş bir futbolcu. Buradan ayrılırken elbette üzgün olursunuz. Bunu farklı manalara çekmeye gerek yok. Senelerce futbol oynadığı yerden ayrılıyor. Bu bir insanı etkiler. Standart komisyon taleplerinin üzerine yeni komisyonlar geliyor. Futbolcunun bonserbis ücreti 8 milyon euro. Komisyon bedeli 1 milyon euro. Net satış 7 milyon euro. Trabzonspor bunun üzerinden 1 milyon 750 bin euro alacağı var. 5 milyon küsür de Galatasaray'ın payına düşen bir rakam. Biz ilk gelen teklife evet demedik. Futbolcumuz gitmek istiyorsa, Galatasaray'a da en yüksek seviyede fayda sağlaması için pazarlık ediyoruz. Burada futbolcunun gitme isteği de çok önemli bir faktör. Burak'ı hocası da ikna edemedi. 1 gün süre verdi, "Hayır, ben gideceğim" dedi. İkna edemedik.

Futbolu yöneten Galatasaray Sportif A.Ş. Ben oranın da başkanıyım. Hamza Hoca gittikten sonra kariyeriyle, Galatasaraylılık duruşuyla kimin bize faydalı olabileceği konusunda tartıştık ve oy birliği ile Mustafa Denizli'ye karar verdik. Hamza Hoca'nın vedası da yönetim kurulunda alınan karar çerçevesinde oldu. Yine oy birliği söz konusu. Bir yönetim kurulundaki arkadaşımız istemedi, o da yönetimden ayrıldı zaten. Galatasaray Yönetim Kurulu, bir hocayı işe alabileceği gibi, bir hocanın işine de son verebilir. Bu saatten sonra bunun neden olduğu konusu ne Hamza Hoca'ya ne Galatasaray'a ne de bana fayda getirmez. Bu geçmişte kalan bir olaydır. Bu sır değil. Ama açıp da yeniden uzamasına sebebiyet vermemek lazım. Hamza Hoca ile ben çalıştım. Hamza Hoca ile kontratı ben yaptım. Dolayısıyla Hamza Hoca hala benim çok sevdiğim bir kardeşim. Dolayısıyla aramızda geçen olayları basın üzerinden tartışarak her iki tarafında zarar görmesini istemiyorum. Ayrıldıktan sonra da görüştük. Yüz yüze gelmedik ama mesajlaşıyoruz. Hamza ile benim kişisel hiçbir problemim olamaz

Riekerink'i Şubat sonunda çağırdık. Kendisinin kariyeri son derece sağlam. 5 yıl Çin Milli Takımı'nın altyapısını kurmuş. Ajax'ın altyapısında çalışmış. Genk'te teknik direktörlük, Porto'da yardımcı teknik direktörlük yapmış. Biz önümüzdeki dönemde Galatasaray'ın futbolunu belli bir seviyeye getirmek istiyoruz. Bunun başında altyapı var. Biz de bu yüzden Riekerink'i altyapının başına getirdik. Son 10 yıla baktığınız zaman altyapıdan çıkan bir futbolcu yok. Hiç kimse gelmedi altyapıdan
Denizli'nin ayrılmasına bağlı olarak Orhan Atik Hoca bir süre götürdü. Ama daha başarılı olmasını dilediğimiz bir ihtiyaç doğdu. Temaslarımızdan netice alamadık. Bülent Korkmaz ve Bülent Ünder ile görüştük. Galatasaray'ı bir format üzerinde oturtmaya çalışıyoruz. A Takım için de hazırladığımız bir yapı var. Mustafa Hoca'nın ayrılmasıyla bu yapının temel taşlarından biri eksildi. Galatasaray'a daha sağlıklı bir düzen kurabilmemiz için sezon sonunu getirmemiz gerekiyordu. Teklifler sezon sonuna kadardı, bu yüzden teklifler kabul edilmedi. İleriyi tüketmek istemediğimiz için uzun vadeli kontrat yapmak istemedik.

Şartlarımız kabul edilmeyince Riekerink'e rica ettik. Orhan Hoca'nın lisansı 2 maç oynamaya yeterliydi. Son derece de başarılı şu anda devam ediyor. Riekerink'i Fatih İşbecer buldu. Hollandalı olması sebebiyle bunu Wesley'nin söylediği iddia edildi. Bunlar bazı üretimler. Ama Galatasaray Spor Kulübü gibi bir camia herkese danışabildiği gibi Wesley'e de danışabilir. Ama bu bir tesadüf. Bunu yanlış buluyorum. Fatih İşbecer, herkesle görüşerek en faydalı ismi önümüzde koydu. Biz Galatasaray için en faydalı altyapı hocasını seçtik. Riekerink'in kalması konusunda hiçbir görüşmemiz olmadı. Riekerink ile yapılan kontrat altyapı ile alakalı. Biz kendisinden rica ettik, A takımını çalıştırıyor. Kapasitesi yeterli. Riekerink ile önümüzdeki sezon da A takımı çalıştırması konusunda bir görüşmemiz olmadı.

Gelecek teknik direktör her kimse Galatasaray'ın kadrolu bir antrenörü de onun yanında olacak. Galatasaray'ın yapısında eğer bir gün antrenörlerden biri ayrılmak isterse, kendisi ayrılacak, ekip kalacak. Bu çalışmaları sürdürüyoruz. Çok fazla vaktimiz de yok. Sezon sonuna kadar karizmasıyla Galatasaray'ı taşıyabilecek bir antrenörle mutlaka bir anlaşma yapacağız. Şu anda görüştüğümüz isimler var. Kafamda henüz net bir isim yok. Son derece ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Galatasaray, dünyada çok bilinen, 30-35 milyon taraftarı olan bir dünya markası. Dolayısıyla gelecek antrenörün bu takımı taşıyabilecek karizmada olması lazım.

Yönetim olarak yerli-yabancı ayrımı yapmıyoruz. Bizi başarıya taşıyacak bir isim arıyoruz. Elbette yerli de yabancı da olabilir. Bu araştırmayı yapıp, kararı verirken, bütün aradığımız niteliklere sahip isimler arıyoruz. Fatih Hoca, Galatasaray'a son derece büyük hizmetler vermiş. Şu anda da bir görevi var. Çok sevdiğim birisi. Benim yönetim kurulumun çabası, Galatasaray taraftarını memnun etmek, onları sevince boğmak üzerine. Biz her yapacağımız işi Galatasaray'ı tatmin etmek için yapıyoruz. Hiç kimse endişeye kapılmasın. Galatasaray'ın lehine olabilecek bir çözüm içerisindeyiz.

Şu anda bir sportif direktör düşüncesi yok ama planlama içerisinde var. Galatasaray'ın yapısını bundan sonra en süratli bir şekilde başarıya taşıyacak şekilde çalışıyoruz. Hiç endişe etmesin taraftarlarımız, önümüzdeki yıl daha başarılı bir yıl olacak. Transfer de yapılacak.

Gerçeklerden koparak bazı şeyler söylemek yanıltıcı oluyor. UEFA diyor ki, "Senin sporcu harcaman 65 milyon euro. Ayağını bu yorgana göre uzatacaksın." Yeni gelecek başkan da bu önlemi almazsa 2 sene Avrupa'ya gidemez. Amatör sporlarda benzer olayları yaşıyoruz. Çok iddialı bir takımı kurmak, çok para vererek olmaz. Her kuruşun çok kıymetli olduğunu bilerek, en iyi takımı, en hesaplı şekilde kuracağız. Bizim bir omurgamız var. Yapılacak genç takviyelerle ileriye doğru yürüyebilecek bir takım kurma peşindeyiz.

Sezonun bitmesine yakın yeni teknik direktör belli olur. Yönetimin şu anda transfer çalışmaları var. Transfer sezonu açılmadan da bir hoca ile anlaşırsak, onun da görüşlerini alarak veya sportif direktörümüz de olursa, onun da görüşlerini alarak, yönetimin de içinde olduğu bir transfer süreci geçirmek istiyoruz. Yönetim bu konuda amir noktasındadır. Transfer sezonuna girdiğimiz zaman çabuk hareket edeceğiz.

Şu anda Bruma ve Telles'in kulüplerinden dönüş olmadı. Telles ve Bruma gibi önemli oyuncularımız var. Yapacağımız transfer politikasını onların da geri dönüşünü düşünerek yapmamız lazım. Satılırlarsa başka, geri dönerlerse başka bir şekilde transfer yapacağız. Bu süreçte çok fazla acele etmeden hazırlık yapıyoruz.
Futbol ekonomisi çok çabuk büyüyor. Türk takımları UEFA kupalarında oynarken rakipleri İngiltere, İspanya, Fransa, Almanya... Bunlar bizim rakiplerimiz. Bu ülke takımları UEFA pastasından daha büyük pay alıyorlar. İngiltere Premier Ligi'ni izliyorum, küme düşen takım bile dolu statta oynuyor. Türkiye'de 1 ise naklen yayın geliri, orada 5-6. Burada bir haksız rekabet var. Her iki takım da aynı kulvarda koşuyor ama birinin kazancı farklı. Onun için özellikle Türk takımları faaliyetlerini o seviyede sürdürmek için yeni kaynaklar yaratmak zorunda. Bunların başında mağazacılık geliyor. Otel organizasyonu da ikinci bir konu. Şu andaki yönetimin yaptığı, bu iki manadaki gelirleri arttırmak

Mağazacılık geçmiş döneme kadar hep zarar etmiş. Duygun Başkan ile başladığımız hamle ile para kazanmaya başladı. Bu sene 25 milyon tl civarında mağazacılık kar etti. 120 milyon tl civarında ciromuz var. Mağazacılığı 7 sene ileriye götürün. Öyle bir sektör ki, taraftara kullanabileceği her türlü ürünü satabilir. Ciroyu 500 milyon tl oranına çıkartmak oldukça olası. Bu önemli bir organizasyon. Dünya bunu zaten böyle kabul etmiş. Barcelona, Real Madrid, Manchester United gibi kulüplerde bu gelirler çok yüksek

Riva, Galatasaray Spor Kulübü'nün malıdır. Dolayısıyla aşağı yukarı 40 sene önce satın alınmış, 1 milyon 200 bin metre kare bir arsa. Galatasaray, bu menkulkıymetleri satmak yerine, geliştirerek kulübe daha fazla katkı sağlamak durumundadır. Arsamız şu anda daha kıymetli ve üzerine yapılacak proje de şu, Florya'daki altyapıyı oraya taşımayı düşünüyoruz. Buradan Galatasaray'a büyük bir fayda üretme peşindeyiz. Bir arsa üzerinden temlik veremezsiniz. Temliki gelir elde eden bir yer adına verilir. Sadece Denizbank'ın ipoteği var. 58 tane temlik söz konusu değil. Riva üzerinde ipotek olması geliştirme yapmanızı da engellemiyor. Gelir olarak 1.5 milyar tl hedefliyoruz. Bu orta vadeli bir proje. 5 sene gibi bir aralığı kapsıyor. Riva orta vadede bir kurtuluştur. Ama kısa vade de bir projemiz var. Mecidiyeköy'deki otel projemiz var. Eylül-Ekim gibi bitecek.

Galatasaray yönetim kurulu bir inisiyatif almak istiyorsa, önce genel kuruldan onay alacak. Oteli bir finans şirketine satmak istiyoruz. Buradan 80-90 milyon dolar civarında bir gelir elde etmek istiyoruz. Bunu dernekten Sportif A.Ş'ye kaynak olarak aktarıp, banka borçlarına kullanmak istiyorum. Kredi borçlarınızı öderseniz, temlikleriniz açılacak ve 200 milyon dolara yakın kullanılabilir temliğiniz açığa çıkacak. Riva'dan önce Galatasaray'ın Mecidiyeköy'deki otel çok önemli bir projedir. Kritik konularda genel kurula danışacağız. Seçilmeden önce de bunu söyledik. Ada ile ilgili problemi genel kurula götürdük. Genel kurula buranın bir sosyal tesis mi yoksa kiraya verilen bir değer mi olmasını istersiniz diye sorduk. Ama buranın sosyal tesis olmasını %99 oranında istediler. Kiracıdan tahliye istedik, etmeyince mahkemeye gittik. Şu anda kendisinin bir yatırım yaptığını ve işlerini ona göre planladığını söylüyor. Biz çok net bir tavır koyduk. Geçmiş dönemde de bazı mahkemeler açıldı. En son davayı biz açtık, sonucu bekliyoruz. Buranın sosyal tesis olarak Galatasaray'a hizmet vermesi adına hareket edilecek

Güven oyunu geçen gün aldık. Taraftarlarımız bizi protesto etme noktasına geldiyse, ben onları çok haklı görüyorum. Takımın onların desteğine göre bir performans göstermesi lazım. Taraftar takımdan memnun değilse bunda son derece haklılar. Ama Galatasaray'ın geçtiği süreci de dikkate almak lazım. Galatasaray çok zor bir süreçten geçiyor. Ama enkaz edebiyatı da yapmıyorum. Ben gelirken Galatasaray'ın maddi sorunlarını biliyordu. Aşağı yukarı 9-10 aydan beri bu sıkıntılardan sıyrılıp hedefe gidiyoruz. Hedefimiz ilk defa Galatasaray'ı aksatmak sporcuların tüm borçlarını ödemektir. Bunu da yapıyoruz. Sporcunun bütün kontratlarını yerine gidiyoruz, siz de kardeşim en iyi performansı vermek zorundasınız. Taraftarımızı memnun etmek zorundayız. Şu anda memnun değiliz.

Bugün girilecek seçim ortamı Galatasaray'a ne fayda getirir ne götürür. Genel kurul da bunun bilincinde hareket etmiştir. Tüm tenkitlerini not ettik. Ama seçim teyakkuz edilmedi. Çok çaba gösteriyoruz. Genel kurulda atasözü ile benzetmeler yapılıyor. Galatasaraylılara atasözü ile bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Bir Afrika atasözü der ki, "Aslanlar kendi hikayelerini yazmazlarsa, avcıların hikayelerini dinlemek zorunda kalırlar." Ben de Galatasaray'ın artık avcı hikayesi dinlemesine müsade etmeyeceğim. Biz Galatasaraylılara hep gerçekleri söyledik. Artık bundan sonra avcı hikayeleri yok.

Ben Galatasaray'ın 36. başkanıyım. Belli şartlarda, belli niyetlerde, belli şeyleri realize etmek için başkan oldum. Hayatımın hiçbir döneminde pes etmedim. Galatasaray başkanları ve yönetim kurulları pes etmez. Bu işin patronu Galatasaray'ın genel kurulu. Yaptığımız yanlışlar yok mu? Var. Ama ürettiğimiz şeyler, yaptığımız iyi işler de var. Genel kurul bizi ibra etmek suretiyle bize güvendiğini, bundan sonraki yolumuza da aynı iştahla devam etmemizi ama geçmişte yapılan hatalardan da ders almamız gerektiğini gösterdi. Genel kurulda yapılan tenkitleri de not ettik, her gün üzerine çalışıyoruz. Tenkidi yapanları da çağıracağız. Onlara da soracağız. Galatasaray çok demokratik ve çok sesli bir yapı. Hiçbir yerde görmeyeceğiniz kadar Galatasaray'da herkes düşüncesini açıkça söyler. UEFA'ya giderken, camianın önde gelenlerinden görüş aldık. UEFA'dan geldik, eski yöneticileri, başkanları topladık ve neler yapabileceğimizi konuştuk. Galatasaray böyle bir kulüp.

Seçim döneminde Galatasaray TV'nin uyduya geçeceğini de vaadetmiştim. Ama 2017'den evvel bunu yapmamız mümkün değil. Ama 2017'den sonra yapacağımız ilk iş bu. Kulüp üyeliğinin taraftara açılması tüzük değişimi ile olacak bir şey. Yeni tüzüğümüz de oluştu. Yakında bu da tartışmaya açılacak.

Sponsorluk gelirleri şu anda geçtiğimiz yıllara göre daha yukarıda. Ama sponsporluk, futbolda ve ekonomide olan gelişmelere bağlı olarak giderek azalıyor. Dolayısıyla biz maksimum seviyede futbolla ilgili sponsorluğu daha üst seviyeye çıkardık ama yeterli değil. Düşünün ki yurt dışındaki birçok takımın göğüs forma reklamları 10-20 milyon euro mertebesinde. Biz 3-4 milyon euro rakamlarına oynuyoruz. Sponsorluk konusunda TT Arena çok yüksek seviyede gelir alıyor. Bu gelirler şu anda kulübün kasasına girebilecek gelirler değil. Çünkü bu paralar alınmış, harcanmış ve bitmiş. Bu yüzden yeni kaynak yaratmak zorundayız diyorum. Şu anda TT Arena'nın sponsorluk anlaşmasından, naklen yayın gelirlerinden, bilet satışlarından 5 kuruş fayda yok. Galatasaray'ın önünde bir tek şans kalıyor, bu temliklerden açılan miktar kadar kredi kullanıyorsunuz. Yeni kaynak arayışı kaçınılmaz.

Stada daha çok gelmemiz lazım. Geçen sene 20 bin ortalamaya oynarken bu sene 16 bine kadar düştük. O yüzden taraftarlarımızdan daha çok stada gelmelerini istiyoruz. Şu anda 1 milyonu geçti bu rakam. Mayıs ayına kadar bileklikte 2 milyon satışı geçeceğiz. Bu anlamda taraftarımıza teşekkür ediyorum. Burada Galatasaray taraftarının bir arada olduğunun bir sembolü bu. Taraftarlarımızın buna iltifat etmesine çok seviniyorum. Voleybol ve basketboldaki formatımızı futbolda da yakalamaya çalışıyoruz. Birinde 8 diğerinde 9 sporcumuz altyapıdan gelme. Basketbolda da altyapımız çok kuvvetli. Kurduğumuz takım da çok güçlü bir takım. Ayrıca çok değerli hocalarımız var. Futbolun altyapısını da güçlendirerek, ileriye dönük, 2000 ruhunu yakalamak istiyoruz. Takımın içinde süper yıldızlar vardı. Hagi, Popescu, Taffarel gibi. Ama etrafındaki gençlerin dinamizmi, Galatasaray'ı UEFA Kupası'na götürdü.

Ergin Ataman'ın Galatasaray'ı tercih edeceğini düşünüyorum. Ergin Hoca benim ne düşündüğümü gayet iyi biliyor. Ergin Hoca bizim efsanelerimizden biri. Çok da iyi bir Galatasaraylı. Futbol konusunu espri olarak konuştuğunu düşünüyorum. Ama yapsa başarır.”
 
Feda' istemedik, düşünmedik bile. Galatasaray'ın kendi etikleri var. Eğer Galatasaray bir anlaşmaya imza attıysa buna sonuna kadar uymak zorundadır. 'Ben sizden bir fedakarlık istemiyorum. Galatasaray bir taahhüte girdi. Ben bu taahhüdü bir şekilde değiştirmek istemiyorum. Ama bu yapılan kontratlar birinci sınıf kontrat. Bu kontratların gereğini de sizin yapacağınızdan eminim' diye futbolcularıma söyledim. Bunu yapacaklardır. Ben taahhüdümü yerine getirdiğim gibi, onlar da en iyi performanslarını sahaya yansıtacaklarından eminim.
bizde bu evlat sevgisi olduğu müddetçe daha çok men yeriz biz uefadan !!!
 
Üst Alt